Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/362 E. 2022/349 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/362
KARAR NO : 2022/349

DAVA : Şirket Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 15/06/2021
KARAR TARİHİ : 28/04/2022
K. YAZIM TARİHİ : 16/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Şirket Genel Kurul Kararının İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesi ile özetle; Müvekkillerinin davalı şirketin önceki yönetim kurulu üyesi ve ortağı …’ün mirasçıları olması nedeniyle ortağı olduğunu, müteveffa …’ün, 2104 yılından itibaren de ayrıca Şirketin (1040 paya sahip olup) 9026 oranında hissedarı olduğunu, müvekkili …’ün küçük olması nedeniyle Ankara Batı 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin …Karar sayılı kararı ile …’in ”Temsil Kayyımı” atandığını ve kayyum tarafından vekil tayin edildiğini, müvekkillerin ortağı olduğu davalı Şirketin 25.05.2021 tarihli Olağanüstü Genel Kurul toplantısında; “Şirket Sermayesinin Geçmiş yıl dağıtılacak karlardan karşılanmak suretiyle 600.000,00-TL. artırılmasına, şirket sermayesinin toplamda 700.000,00-TL. olmasına ve ekteki tadil metni haliyle kabul edilmesine” karar verildiğini ve Yönetim kuruluna yetki verildiğini, buna ilişkin tutanak ve kararların, Ankara Ticaret Sicil Gazetesinin 31.05.2021 ve 7 Haziran 2021 tarihli Nüshalarında yayınlandığını, davalı şirketin 25.05.2021 tarihli Olağanüstü Genel Kuruluna, davalı Şirketin *genel kurullarına katılma, oy kullanma, muhalefet şerhinde bulunma” yetkilerini içeren noterden verilme vekaletnameler ile müvekkilleri adına başvurulduğunu, ancak “Hazır bulunanlar listesinin tetkikinde şirket değeri 100.000,00 TL ve 4000 pay değerinin 26.000,00 TL sermayeye isabet eden 1040 payı temsilen Av. … beyin katılmak istediği, ancak Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul ve Esasları ile bu toplantılarda bulunacak Bakanlık Temsilcileri Hakkında Yönetmeliğin 18. Maddesi 7 Fıkrası ile 21. Maddesi 1. Fıkrası gereğince vekaletlerin geçerli unsurları taşımadığından kabul edilmemiştir.” kaydı ile kabul edilmediğini, bunun üzerine vekil …’nın; toplantı başlamadan önce Tutanağa geçirilmek suretiyle; “Beni vekil tayin eden hissedarlar ve …’ün Kayyumunun düzenledikleri vekaletnamelerde şirketin genel kurullarına katılma, oy kullanma, beyanda bulunma ve muhalefet şerhi verme yetkilerini açıkça belirtmişlerdir. Bu yetkiler genel kurulara katılma ve oy kullanmayı kapsamaktadır. Noterden verilen vekaletnamedeki açık yetkiler gereği işbu genel kurula ve bundan sonraki genel kurullara hissedarlar adına katılmam gerektiğini ifade etmekteyim. Ayrıca Şirketin Temsil ettiği hissedarlar adına 2017- 2018- 2019 yıllarına ait ödenmeyen kar paylarına ilişkin olarak Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/67 Esasına kayden dava açılmış olup derdesttir. Genel Kurulda sermaye artışının alınacak kararın dava konusu olan ve ödenmeyen bu kar paylarının sermaye artışında kullanılmasında muhalif olduğumuzu bildiririm” şeklinde muhalefet şerhinde ve beyanda bulunulduğunu, davalı Şirketin, yıllara ( 2017, 2921, 2019 ve 2020 yıllarına ait) uzanan ve ortaklara dağıtılmayan karlarının mevcut olduğunu, davalı Şirketin 2020 yılı karının: 1.297,894,49-TL. olduğunu, müvekkillerinin miras bırakanı …’ün (davalı Şirketin 11.02.2020 ve 13.02.2020 tarihli cevabi yazıları ile, 2017, 2028 ve 2019 yılları kar payı alacağının 19.500,00 USD (Amerikan Doları) olduğu, ölüm tarihindeki Döviz Kuru ile (1 USD-S,69 TL.) karşılığı 110.992,00-TL. ödeneceği ve bu meblağın Veraset ve İntikal Vergi matrahı olarak bildirilmesi gerektiği beyan edildiğini, davalı Şirket tarafından, 25.02.2020 tarihli Genel Kurul kararına rağmen (taahhüt edilen 19.500,00-USD.nin) her hangi bir ödeme yapılmaması üzerine…yevmiye nolu ihtarname ile önceki yıllara ait ödenmeyen kar paylarının ödenmesinin tekrar istenildiğini, olumsuz tavır sergilenmesi üzerine, Ankara. … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/67 Esasına kayden dava açılmış olup derdest olduğunu, davalı tarafın, Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesinin 09.06.2021 günlü duruşmasında “müvekkil şirket 25.05.2021 tarihinde yapmış olduğu olağan üstü genel kurul ile sermaye artırımına gitmiştir. Sermaye artırım bedeli dağıtılmayan kar paylarından karşılanmıştır. Buna ilişkin Ticaret Sicil Gazetesi çıktısını dosyaya sunuyoruz” şeklinde beyanda bulunularak, önceki yıllara (2017-2018 ve 2019 yıllarına) ait kar payı ödemelerini yapmamak üzere genel kurulda alınan sermaye artışı kararını farklı yorumlayıp kullandığını, oysa, Şirketin 2020 yılı karının, sermaye artış tutarına fazlası ile yettiğini, genel kurul kararının açık olmadığını, tutanaktaki “Geçmiş yıl dağıtılacak karlardan” ibaresinin yoruma açık olduğu gibi hangi yıllara ait kar payından karşılanacağı da belli olmadığını belirterek; Davalı Şirketin 25.05.2021 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan (sermayesinin geçmiş yıl dağıtılacak karlardan karşılanmak suretiyle 600,000 TL. artırılmasına ilişkin) kararının “2020 yılı karından karşılanması” şeklinde olması gerektiğinden iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılara usulüne uygun dava dilekçesi ekli duruşma gün ve saatini bildirir ihtaratlı davetiye tebliğ edilmiş, taraf teşkili sağlanmış, davalı cevap dilekçesi ile özetle; davacılar vekili tarafından toplantıya katılmak ve oy kullanmak üzere sunulan vekaletnamenin Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul ve Esasları ile bu toplantılarda bulunacak Bakanlık Temsilcileri Hakkında Yönetmelik’in 18. ve 21. Maddesindeki unsurları taşımadığını, davacılar vekilinin sunmuş olduğu vekaletnamelerde açıkça 25.05.2021 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında oy kullanma yetkisi bulunmadığını, vekaletnamede genel kurulun yapılacağı gün, yer açıkça belirtilmesi gerekmekte ve vekaletnamenin noter onaylı düzenlenmesi gerektiğini, kaldı ki, 25.05.2021 tarihli olağanüstü genel kurula ait toplantı tutanağından da açıkça görüleceği üzere, anılan genel kurul toplantısına Ankara Ticaret İl Müdürlüğünün 24.05.2021 tarihli 64129301 sayılı resmi yazı ile görevlendirilen kamu görevlisi sıfatını haiz Bakanlık Temsilcisi …’in de katıldığını ve toplantı tutanağını imzaladığını, bakanlık temsilcisinin herhangi bir şerhinin bulunmadığını, davacıların, iptal davası açma şartı olan “toplantıda hazır bulunmak” şartını yerine getirmediğini, küçük …’ e atanan temsil kayyımının diğer mirasçılarla aynı vekile temsil yetkisi vermesinin hukuka aykırı olduğunu, Temsil kayyımı atanmasının nedeninin annesi olan çıkar çatışması olduğunu, Türk Ticaret Kanunu’na, Yeni Koronavirüs (COVID-19) Salgınının Ekonomik ve Sosyal Hayata Etkilerinin Azaltılması Hakkında Kanun İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 12. Maddesi ile eklenen 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Geçici 13’üncü maddesi (Ek:16/4/2020-7244/12 md.) ile kar payı dağıtımına ilişkin düzenlemeler getirildiğini, bu hususun davacı vekiline bildirildiğini, Buna ilişkin karar ve yapılan bilgilendirmenin ekte sunulduğunu, müvekkili şirketin işlerinin, ülke ve dünya genelinde devam etmekte olan coronavirüs salgını nedeniyle sekteye uğramış kimyasal analiz makineleri satımının azaldığını, servis bakım hizmetleri ile şirketi yürüttüğünü, miras yoluyla şirket hissedarı olan davacıların, şirket işleyişi anlatıldığı halde devamlı surette devam eden talepleriyle şirketi zor durumda bırakmaya çalıştıklarını, şirket yapısı itibariyle bütün ortakların mühendis olduğunu, ortakların hemen hemen hepsinin şirkette bilfiil çalıştığı bir sermaye şirketi olduğunu, davacıları mağdur etmemek için murisin çalıştığı döneme ait kıdem tazminatının da ödendiğini, kar payı dağıtılmasının zorunlu olmadığını, davacılar vekilinin iptal sebebinin dayanaktan yoksun olduğunu, davacılar tarafından açılan iptal davasına konu olağanüstü genel kurulda alınan kararın, kârın dağıtılmaması kararı değil, sermaye artırım kararı olduğunu, bu sermaye artırımının da, 6102 sayılı TTK’nın 462’nci maddesinde düzenlenen “iç kaynaklardan sermaye artırım” türü olduğunu, 25.05.2021 tarihinde alınan sermaye artırım kararı ile davalıların mağduriyetine sebebiyet verilmesi de söz konusu olmadığını, diğer ortaklar nasıl payları oranında bedelsiz pay iktisap etmişlerse, davalıların da kendi oranlarında bedelsiz pay edindiklerini, kararın oybirliği ile alındığını, davacıların genel kurul toplantısına katılımının dahi oylamanın sonucuna etki etmeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
DELİLLER: Mahkememizce davalı şirketin ticaret sicil kayıtları, davaya konu genel kurul toplantı tutanağı, hazirun cetveli, ana sözleşme, delil olarak dayanılan dosya suretleri getirtilmiş, bilirkişiden rapor alınmıştır.
SMMM ve şirketler hukuku uzmanı bilirkişi düzenlediği raporunda sonuç olarak;Davada, davalı şirketin 25.05.2021 tarihli olağanüstü genel kurulunda alınan sermaye artırım kararının iptali istendiği ve davanın 15.06.2021 tarihinde açıldığı, iptale konu 25.05.2021 tarihli çağrıda yasa ve anasözleşmeye aykırı bir husus tespit edilemediği, yine iptale konu genel kurulda toplantı ve karar nisabında yasa ve anasözleşmeye bir aykırılık tespit edilemediği, davacılar vekilince genel kurul toplantısına sunulan vekaletnamede genel kurul toplantı tarihi ve her bir pay sahibinin sahip olduğu pay adedi yazılı olmadığından söz konusu vekaletnameye istinaden vekilin genel kurula kabul edilmemesinde Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul Ve Esasları İle Bu Toplantılarda Bulunacak Bakanlık Temsilcileri Hakkında Yönetmeliğin 18/7 maddesi ve 21/1 maddesi hükümlerine aykırı bir yön tespit edilemediği, dava açma hakkının bulunduğu kabul edildiği takdirde; iptale konu genel kurulda geçmiş yıl karlarından sermayeye aktarılan 600.000,00.TL.lık kısmı dışında kalan kısmının dağıtılmasına engel teşkil etmediğinden, yasa, anasözleşme ve iyi niyet kurallarına bir aykırılık tespit edilemediği belirtilmiştir.
MAHKEMENİN GEREKÇESİ: Dava, davalı anonim şirketin sermaye artırımına dair genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir.
Davacılar vekili özetle; davalı şirketin 25.05.2021 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan “sermayesinin geçmiş yıl dağıtılacak karlardan karşılanmak suretiyle 600,000 TL. artırılmasına ilişkin” kararının “2020 yılı karından karşılanması” şeklinde olması gerektiği iddiasıyla iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili ise özetle, davanın reddini istemiştir.
Mahkememizce alınan ve SMMM-şirketler hukuku uzmanı bilirkişilerden oluşturulan bilirkişi heyeti raporunun usul ve yasa ile, dosya kapsamına uygun, yeterli, gerekçeli ve hüküm vermeye elverişi olduğu görülmüştür.
Davalı şirketin iptale konu 25.05.2021 tarihli olağanüstü genel kurulu gündeminin 3. Maddesinde; “Şirket sermayesinin geçmiş yıl dağıtılacak karlardan karşılanmak suretiyle 600.000,00.TL. artırılmasına şirket sermayesinin toplamda 700.000,00.TL. olmasına ve ekteki tadil metni haliyle kabul edilmesine oybirliğiyle karar verilmiştir.” şeklinde karar alınmıştır.
TTK uyarınca sermaye artırımı ana sözleşme değişikliğini gerektirmesi nedeniyle bir kısım özel düzenlemeye tabi bulunsa da netice itibariyle bir genel kurul kararıd niteliğindedir.Yargıtay uygulamasında; genel kurul kararı (iptali kabil kararlar yönünden) iptal davalarında sırasıyla; Öncelikle davanın hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı; Eğer dava süresinde açılmış ise bu sefer de dava açma hakkı bulunup bulunmadığı, (muhalefet şerhi verip vermediği gibi); Dava açma hakkı bulunması halinde de alınan kararın esas yönünden bir başka deyişle yasa, anasözleşme ve iyi niyet kurallarına aykırı olup olmadığı hususları incelenerek sonuca gidilmesi gerektiği kabul edilmektedir.
Süre yönünden; Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 445. Maddesinde; “(1) 446 ncı maddede belirtilen kişiler, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabilirler.” hükmü düzenlenmiştir. Eldeki davada, davalı şirketin 25.05.2021 tarihli olağanüstü genel kurulunda alınan sermaye artırım kararının iptali istendiğinden ve dava da 15.06.2021 tarihinde açıldığından 3 aylık sürede açıldığı tespit edilmiştir.
Şekil yönünden; Çağrının usulüne uygun olup olmadığı incelendiğinde; İptale konu 25.05.2021 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısı için yapılan çağrının yasaya uygun olup olmadığı yönünden inceleme yapılmıştır.
TTK.’nun 414/1 maddesinde; “ (1) Genel kurul toplantıya, esas sözleşmede gösterilen şekilde, şirketin internet sitesinde ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlanan ilanla çağrılır. Bu çağrı, ilan ve toplantı günleri hariç olmak üzere, toplantı tarihinden en az iki hafta önce yapılır. Pay defterinde yazılı pay sahipleriyle önceden şirkete pay senedi veya pay sahipliğini ispatlayıcı belge vererek adreslerini bildiren pay sahiplerine, toplantı günü ile gündem ve ilanın çıktığı veya çıkacağı gazeteler, iadeli taahhütlü mektupla bildirilir.” hükmü düzenlenmiştir.
TTK.’nun 453. maddesinde ise;“ (1) Genel kurul, esas sözleşmenin değiştirilmesi için toplantıya çağrıldığı takdirde; 333 üncü madde uyarınca Gümrük ve Ticaret Bakanlığının izninin alınmasının gerekli olduğu şirketlerde izni alınmış, diğer şirketlerde, yönetim kurulunca karara bağlanmış bulunan değişiklik taslağının, değiştirilecek mevcut hükümlerle birlikte 414 üncü maddenin birinci fıkrasının birinci cümlesinde belirtildiği şekilde ilanı gerekir. Genel kurulun kararına 421 inci maddede öngörülen nisaplar uygulanır.” hükmü düzenlenmiştir.
Bakanlık temsilcisinin katılımı ile yapılan iptale konu 25.05.2021 tarihli olağanüstü genel kurul tutanağı, ticaret sicili gazetesi ilanı ve genel kurul çağrısının tebliğ edildiğine dair elden imzalı liste incelendiğinde; genel kurula çağrının, gündem maddelerini içerir şekilde 30.04.2021 tarih ve 10320 sayılı Türkiye Ticaret Sicil gazetesinin 513. Sayfasında ilan edildiği ve ayrıca ortakların tamamına 03.05.2021 tarihinden elden imza karşılığı tebliğ edildiği tespit edilmiş olmakla genel kurula çağrıda TTK.’nun 414. ve 453. maddeleri hükümlerine aykırı bir yön tespit edilmemiş ve çağrının usulüne uygun yapıldığı anlaşılmıştır.
Toplantı ve karar nisabı incelendiğinde; TTK ilgili hükümlerine göre, sermaye artırımı, şirket esas sözleşme değişikliği ile mümkün olduğundan toplantı ve karar nisabı yönünden inceleme yapılması gerekmektedir.
TTK.’nun 421/1 maddesinde;“(1) Kanunda veya esas sözleşmede aksine hüküm bulunmadığı takdirde, esas sözleşmeyi değiştiren kararlar, şirket sermayesinin en az yarısının temsil edildiği genel kurulda, toplantıda mevcut bulunan oyların çoğunluğu ile alınır. İlk toplantıda öngörülen toplantı nisabı elde edilemediği takdirde, en geç bir ay içinde ikinci bir toplantı yapılabilir. İkinci toplantı için toplantı nisabı, şirket sermayesinin en az üçte birinin toplantıda temsil edilmesidir. Bu fıkrada öngörülen nisapları düşüren veya nispî çoğunluğu öngören esas sözleşme hükümleri geçersizdir.” hükmü düzenlenmiştir.
İptale konu 25.05.2021 tarihli genel kurul tutanağı ve hazirun cetveli incelendiğinde, toplam 4.000 paydan (itibarı değeri 100.000,00.TL.); 2960 payın (itibarı değeri 74.000,00.TL.) asaleten katıldığı, dolayısıyla sermayenin %74’ünün temsil edilmesi ve gündemin 3. maddesinde alınan sermaye artırım kararının toplantıya katılanların oybirliğiyle alınmış olması nedeniyle genel kurul toplantı nisabı ve karar nisabında TTK’nun 421/1 maddesi hükmüne aykırı bir yön tespit edilmemiştir.
Dava açma hakkı incelendiğinde; Kimlerin genel kurul kararının iptali için dava açabileceğine ilişkin TTK.’nun ‘İptal davası açabilecek kişiler’ başlıklı 446. maddesinde; “(1) a) Toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten, b) Toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri, c) Yönetim kurulu, d) Kararların yerine getirilmesi, kişisel sorumluluğuna sebep olacaksa yönetim kurulu üyelerinden her biri, iptal davası açabilir.” hükmü düzenlenmiştir.
Bir ortağın genel kurulda alınan kararın iptalini talep edebilmesi için, yukarıda anılan yasa maddesinde düzenlendiği şekilde toplantıya katılıp alınan karara karşı ret oyu kullanıp muhalefet şerhini tutanağa yazdırması veya somut olay yönünden genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmemiş olması gerekmektedir.
Somut olayda, davacılar vekilinin genel kurula katılıp oy kullanmasına, sunulan vekaletnamenin Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul ve Esasları ile bu toplantılarda bulunacak Bakanlık Temsilcileri Hakkında Yönetmeliğin 18. Maddesi 7 Fıkrası ile 21. Maddesi 1. Fıkrası gereğince geçerli unsurları taşımadığı gerekçesiyle müsaade edilmemiştir.
Toplantı tutanağı incelendiğinde aynen “Hazır bulunanlar listesinin tetkikinde şirket değeri 100.000,00.TL. ve 4000 pay değerinin 26.000,00.TL. sermayeye isabet eden 1040 payı temsilen Av. … beyin katılmak istediği, ancak Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul ve Esasları ile bu toplantılarda bulunacak Bakanlık Temsilcileri Hakkında Yönetmeliğin 18. Maddesi 7 Fıkrası ile 21. Maddesi 1. Fıkrası gereğince vekaletlerin geçerli unsurları taşımadığından kabul edilmemiştir. Genel vekalet ile toplantıya gelen ve söz alan Av. … beni vekil tayin eden hissedarlar ve …’ün kayyumun düzenledikleri vekaletnamelerde şirketin genel kurullarda şirketin genel kurullarına katılma, oy kullanma beyanda bulunma ve muharebe (muhalefet olacak) şerhi verme yetkilerini açıkça belirtmişlerdir. Bu yetkiler genel kurulara katılma ve oy kullanmayı kapsamaktadır. Noterden verilen vekaletnamedeki açık yetkiler gereği işbu genel kurula ve bundan sonraki genel kurullara hissedarlar adına katılmam gerektiğini ifade etmişlerdir. Ayrıca Şirketin Temsil ettiği hissedarlar adına 2017- 2018- 2019 yıllarına ait ödenmeyen kar paylarına ilişkin olarak Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/67 Esasına kayden dava açılmış olup derdesttir. Genel Kurulda sermaye artışının alınacak kararın dava konusu olan ve ödenmeyen bu kar paylarının sermaye artışında kullanılmasında muhalif olduğumuzu bildiririm dedi. ” şeklinde belirtilmiştir.
Davacılar tarafından verilen ve genel kurula sunulduğu anlaşılan Sincan 3. Noterliği’nce düzenlenen 20.01.2020 tarih ve 1505 yevmiye numaralı vekaletnamesi incelendiğinde “… Analiz ve Ölçüm Cihazları Ticaret A.Ş. ünvanlı şirket ile ilgili….ortaklar kurulu toplantılarına katılmaya, kararlar almaya, alınmış ve alınacak kararlara itiraza, muhalefet şerhi koymaya, kabul ve redde….yetkili olmak üzere Ankara Barosuna kayıtlı Av. ……..tarafımızdan vekil tayin edildi” şeklindedir.
Şirket anasözleşmesinin ‘Vekil tayini’ başlıklı 23. maddesinde ; “Genel kurul toplantılarında hissedarlar kendilerini diğer hissedarlar veya hariçten tayin edecekleri vekiller vasıtasıyla temsil ettirebilirler. Şirkette hissedar olan kendi reylerinden başka temsil ettikleri hissedarların sahip oldukları reyleri kullanmaya yetkilidirler. Selahiyetnamenin şeklini idare meclisi tayin ve ilan eder.” hükmü düzenlenmiştir.
Yine şirket anasözleşmesinin 33. maddesinde “Bu anasözleşmede bulunmayan hususlar hakkında Türk Ticaret Kanunu hükümleri uygulanır.” hükmü düzenlenmiştir.
TTK’nun 425. maddesinde “(1) Pay sahibi, paylarından doğan haklarını kullanmak için, genel kurula kendisi katılabileceği gibi, pay sahibi olan veya olmayan bir kişiyi de temsilcisi olarak genel kurula yollayabilir. Temsilcinin pay sahibi olmasını öngören esas sözleşme hükmü geçersizdir.” hükmü düzenlenmiştir.
Anlaşıldığı gibi; anasözleşme ve yasada vekaletname ile genel kurula katılmalarda vekaletnamenin geçerlilik unsurları düzenlenmemiştir.
Bu durumda Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin uygulaması gereği “Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul Ve Esasları İle Bu Toplantılarda Bulunacak Bakanlık Temsilcileri Hakkında Yönetmelik” hükümleri değerlendirilmiştir.
Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul Ve Esasları İle Bu Toplantılarda Bulunacak Bakanlık Temsilcileri Hakkında Yönetmeliğin 18/7 maddesinde; “Halka açık olmayan şirketlerde gerek nama gerek hamiline yazılı pay senetleri sahiplerinin vekilleri vasıtasıyla toplantıda temsil edilebilmeleri için vekâletnamenin Ek-3’teki örneğe uygun olarak noter onaylı şekilde düzenlenmesi (Mülga ibare:RG-9/10/2020-31269) (…) gerekir. Elektronik Genel Kurul Sisteminden yapılan temsilci tayinlerine ilişkin olarak Anonim Şirketlerde Elektronik Ortamda Yapılacak Genel Kurullara İlişkin Yönetmelik hükümleri ve Sermaye Piyasası Kurulunun halka açık şirketlerde genel kurula vekâleten katılma ve oy kullanılmasına ilişkin düzenlemeleri saklıdır.” hükmü düzenlenmiştir.
Aynı yönetmeliğin 21. maddesinde ise; “(1) Vekaletnamede; şirketin unvanı, ait olduğu genel kurul toplantısının tarihi, vekilin adı ve soyadı, pay sahibinin pay adedi ile adı ve soyadı veya unvanı ve imzasının bulunması şarttır. Bu bilgilerden herhangi biri bulunmayan özel veya genel vekâletnameler geçersizdir. Konuya ilişkin, Anonim Şirketlerde Elektronik Ortamda Yapılacak Genel Kurullara İlişkin Yönetmelik hükümleri ile Sermaye Piyasası Kurulunun düzenlemeleri saklıdır. (2) Vekaletnameler, ait olduğu genel kurul toplantısı ve yeni bir vekil atanmadığı sürece hukuken bunun devamı sayılan toplantılar için geçerlidir. Gündemin değiştirilmemesi kaydıyla, nisabın yokluğu, azlığın talebi veya genel kurulun kararıyla yahut herhangi bir nedenle toplantının ertelenmesi halinde yapılacak toplantılar hukuken önceki toplantının devamı sayılır.” hükmü düzenlenmiştir.
Bu durumda; Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin uygulamasına göre genel kurula sunulan vekaletnamenin yönetmeliğe uygun olup olmadığının tespiti gerekmektedir.
Davacılar vekilince genel kurul toplantısına sunulan vekaletname incelendiğinde ise, genel kurul toplantı tarihi ve her bir pay sahibinin sahip olduğu pay adedi yazılı olmadığından söz konusu vekaletnameye istinaden vekilin genel kurula kabul edilmemesinde anılan yönetmeliğe aykırı bir yön bulunmamaktadır.
Davacılar vekaletnamenin geçerli olmaması nedeniyle, genel kurula katılamamışlardır. TTK’nun ‘İptal davası açabilecek kişiler’ başlıklı 446/1-a maddesinde ise; “Toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten” hissedarların genel kurul kararının iptali davası açabileceği düzenlenmiştir. Buna göre TTK.’nun 446/1 maddesi hükmü uyarınca davacıların dava açma hakkı bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Davacıların dava açma hakları bulunmadığından genel kurul kararının esas yönünden incelenmesine gerek görülmemiştir.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle; Eldeki davanın süresinde açıldığı, iptale konu 25.05.2021 tarihli olağanüstü genel kurula yapılan çağrıda, genel kurulda toplantı ve karar nisabında yasa ve anasözleşmeye aykırı bir yön tespit edilemediği, davacılar vekilince genel kurul toplantısına sunulan vekaletnamede genel kurul toplantı tarihi ve her bir pay sahibinin sahip olduğu pay adedi yazılı olmadığından söz konusu vekaletnameye istinaden vekilin genel kurula kabul edilmemesinde, Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul Ve Esasları İle Bu Toplantılarda Bulunacak Bakanlık Temsilcileri Hakkında Yönetmeliğin 18/7 maddesi ve 21/1 maddesi hükümlerine aykırı bir yön tespit edilemediği, dolayısıyla vekilin genel kurula kabul edilmemesinde isabetsizlik bulunmadığı, bu durumda TTK 446/-1-a maddesindeki koşul gerçekleşmediğinden davacıların dava açma haklarının bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
Davanın REDDİNE,
Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harçtan mahsubu ile eksik 21,40 TL harcın davacılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacılar tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde hesap numarası bildirmiş ise iadenin elektronik ortamda hesaba aktarılmasına, hesap numarası bildirilmemiş ise masrafın avanstan karşılanmak üzere PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
Dair; Taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/04/2022

Başkan …
¸[e-imza]
Üye …
¸[e-imza]
Üye …
¸[e-imza]
Katip …
¸[e-imza]