Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/359 E. 2022/103 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/359 Esas – 2022/103
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/359
KARAR NO : 2022/103

DAVA : Maddi Tazminat
DAVA TARİHİ : 21/04/2016
KARAR TARİHİ : 17/02/2022
K. YAZIM TARİHİ : 25/02/2022
Mahkememizde görülen Maddi Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesi ile; Bitlis İl Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürünün Bitlisten …’a gidişinde terör örgütü mensuplarının eylemlerinin önlenmesi ve yol güvenliğinin sağlanması amacıyla Bitlis İl Emniyet Müdürlüğü Özel Harekat Şube Müdürlüğünden davacıların oğlu şehit polis …’un dava dışı şehit polis memurları ve malul polis memuru ile birlikte görevlendirildiğini, sürücülüğünü polis … … …’ün yaptığı ve diğer 3 polis memurunun yolcu konumunda olduğu, dava dışı Emniyet Genel Müdürlüğü’ne ait … plakalı araç ile … ile Hasköy İlçe civarlarında dava dışı sürücü … … idaresindeki … plakalı tırla çarpışması sonucunda davacının oğullarının da bulunduğu 3 polis memurunun şehit olduğunu ve birinin yaralandığını, kazaya ilişkin Ağrı Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davadan sürücü … …’ın asli kusurlu sürücü … … …’ün tali kusurlu, şehit ve yaralı polislerin Emniyet kemeri takılmamasından dolayı tali kusurlu olduğunun tespit edildiğini ve sürücü … …’ın cezalandırılmasına karar verildiğini, davalı … Sigorta A.Ş.’nin … plakalı aracın ZMSS sigortacısı olduğunu, davalı … Sigorta A.Ş.’nin ise…. plakalı aracın ZMSS sigortacısı olduğunu ve ayrıca artan mali sorumluluk teminatı adı altında ihtiyari mali sorumluluk teminatı ve koltuk ferdi kaza teminatı bulunduğunu, davayı belirsiz alacak davası olarak açtıklarını belirterek davacı anne … … için 10.000,00 TL, davacı baba … için 10.000,00 TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketlerinden öncelikle ZMSS sigortasından karşılanmak ve poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılara usulüne uygun dava dilekçesi ekli duruşma gün ve saatini bildirir ihtaratlı davetiye tebliğ edilmiş, taraf teşkili sağlanmış, davalı … Sigorta vekili cevap dilekçesi ile; sigorta şirketinin sigortalısının olayda kusurunun bulunmadığını, davadan önce başvuru yapılmadığını belirterek davanın reddini savunmuş, davalı … Sigorta vekili ise cevap dilekçesi ile; … plakalı aracın ekstre trafik sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, davadan önce başvuru yapılmadığını, yetki yönünden de davanın reddi gerektiğini, yetkili mahkemenin davalı tarafın yerleşim yeri olan İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davacı tarafın zararını ispat etmesi gerektiğini, davacı ekibin 330 Sayılı Yasa gereğince de ödeme yapılmışsa bunların sorulması gerektiğini ve tazminattan düşülmesi gerektiğini avans faizi istenemeyeceğini sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığını, davanın zaman aşımına uğradığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
ÖN İNCELEME: Mahkememizde yapılan ön inceleme duruşmasında yargı hakkı, görev ve yetki hususları, dava ve taraf ehliyetleri, dava şartları ve ilk itirazlar değerlendirilmiş, bu yönlerde bir iddia ve itirazda bulunulmadığı gibi Mahkememizin de görevli ve yetkili olduğu ve dava şartlarının tamam olduğu anlaşılmış; tarafların anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar tespit edilmiş; taraflar sulhe ve arabuluculuğa teşvik edilmiş, ön inceleme duruşmasında hazır bulunan davacı vekili sulh olmalarının mümkün olmadığını, arabuluculuğa başvurmak istemediklerini belirtmiştir.
DELİLLER: Davacılar vekili tarafından trafik kazası tespit tutanağı, davacıların murisinin görevlendirilmesine ilişkin yazılar, ceza mahkemesi ilamı ve alınan bilirkişi raporu ibraz edilmiştir.
… Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Karar sayılı dosyası getirtilerek incelenmiş, bu dosyada İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesinden alınan raporda, sürücü … …’ın asli kusurlu, … … …’ün tali kusurlu, … plakalı araçta yolcu olarak bulunan kişilerin de emniyet kemeri takmamaları nedeni ile tali kusurlu olduklarının tespit edildiği görülmüş, davalı sigorta şirketlerinden sigorta poliçeleri getirtilmiş, SGK Elazığ İl Müdürlüğü tarafından olay nedeni ile davacıların 15.10.2015 tarihinden itibaren maaş aldıkları bildirilmiş ve buna dair bilgi ve belgeler gönderilmiş, yine davalı sigorta şirketleri tarafından olay nedeni ile davacılara herhangi bir ödeme yapılmadığı ve başvuruda bulunulmadığı bildirilmiş, murisin kaza tarihini kapsayan 3 aylık maaş ve eklentilerini gösteren belgeler getirtilmiş, dosyaya konulan nüfus kayıtlarına göre davacıların muris …’un yasal mirasçıları olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce Ankara Adli Tıp Kurumu Grup Başkanlığından kusur yönünden rapor alınmış, düzenlenen rapor ve ek raporda sonuç olarak; Olayda sürücü … …’ın %70 oranında kusurlu olduğu, sürücü … … …’ün %20 oranında kusurlu olduğu, yolcu …’un ise emniyet kemeri takmaması nedeni ile %10 oranında kusurlu olduğu, ancak 09.06.2008 tarihli resmi gazetede yayımlanan Karayolları Trafik Yönetmeliğinde değişiklik yapılmasına dair yönetmeliğin 4.maddesinde “yakın koruma, harekat, tatbikat ve devriye görevi yürüten veya olaylara müdahale eden askeri ve genel kolluk görevlilerinden sürücü ve yolcu konumunda bulunanlar emniyet kemeri takmak zorunda değildirler” hükmü var ise de, 19.02.2014 tarihli resmi gazetede yayımlanan Karayolları Trafik Yönetmeliğinde değişiklik yapılmasına dair yönetmelikte bu hüküm mevcut olmayıp …’un görevli olduğu sırada, görevin mahiyeti icabı kemer takma zorunluluğu bulunmadığının kabul edilmesi durumunda sürücü … …’ın % 80, sürücü … … …’ün % 20 oranında kusurlu olduğu, yolcu …’un ise kusursuz olduğunun kabul edilmesi gerekeceği belirtilmiştir.
Mahkememizce aktüerya bilirkişisinden maddi tazminat yönünden rapor alınmış, bilirkişi raporunda sonuç olarak; Davacılara SGK tarafından yapılan ödemeler de güncellenip indirildikten sonra ,davacı annenin toplam destekten yoksun kalma zararının 199.033,60 TL, davacı babanın toplam destekten yoksun kalma zararının 151.940,76 TL olduğunu belirtmiştir.
Davacılar vekili tarafından bilirkişi raporuna göre talep artırım dilekçesi verilmiş olup, gerekli harçları yatırılarak davalı vekiline dilekçe tebliğ edilmiştir.
MAHKEMENİN GEREKÇESİ: Dava, trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle, Borçlar Kanunu’nun 45. maddesi (6098 sayılı BK m. 53) gereğince kazaya karışan araçların ZMMS sigortacıları aleyhine açılan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Her ne kadar davalı vekilleri davadan önce sigorta şirketine başvuru yapılmadığından dava şartı yokluğundan davanın reddi gerektiğini belirtmişlerseler de; Dava açmadan önce sigorta şirketine başvuru zorunluluğunu getiren, 6704 sayılı yasa ile 2918 sayılı yasanın 97.maddesinde yapılan değişiklik hükmü 26/04/2016 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, davanın tarihi bu tarihten önce olmakla olayımızda uygulanmayacağından bu konudaki itirazın reddine karar verilmiştir.
Her ne kadar davalı … Sigorta vekili zamanaşımı süresi dolduğundan davanın reddi gerektiğini belirtmişse de; BK’nın 60. maddesinde üç türlü zamanaşımı süresi öngörülmüş olup bunlar, zararın ve failin öğrenildiği tarihten itibaren 1 yıl, her halde haksız fiil tarihinden itibaren 10 yıllık ve olağan üstü nitelikteki ceza zamanaşımı süresidir. Buna karşılık, özel bir kanun hükmünün, özel olarak zamanaşımı süresi öngördüğü tehlike sorumluluklarında BK m. 60 uygulanmaz. 2918 sayılı KTK’nın 109/I. maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar” hükmüne, yine aynı kanunun 109/II. maddesinde ise, “dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir” hükmüne yer verilmiştir. Kanun koyucu ceza davası için öngörülen zamanaşımı süresince tazminat davasının da devamını temin bakımından genel olarak BK 60/II (6098 sayılı TBK m. 72/I), özel olarak da KTK 109/II. maddesinde düzenleme yapmıştır. Somut olayda kaza 17.09.2015 tarihinde gerçekleşmiş, davaya konu trafik kazası sonucunda davacıların desteği vefat etmiştir. Buna göre eylem için kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nın 85/2 ve 66/1-d maddelerinde öngörülen ceza zamanaşımı süresi 15 yıl olup, bu zamanaşımı süresi dikkate alındığında dava tarihinde zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenlerle davalı vekilinin itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
Yine her ne kadar davalı … Sigorta vekili yerleşim yeri mahkemesi yetkili olduğundan bahisle yetki itirazında bulunmuş ise de; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 110. maddesiyle ZMSS Genel Şartlarının C.7 nci maddesinde, motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davaların sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabileceği düzenlenmiştir. Somut olayda, davanın sigortacının bir acenteden daha yetkili organı olan İç … Bölge Müdürlüğünün bulunduğu Ankara’da açtığı gözetilerek yetki itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçeleri, trafik kazası tespit tutanağı, ceza dosyası içeriği, getirtilen bilgi ve belgeler, kusur ve aktüerya raporu ile tüm dosya kapsamı dikkate alındığında; 17.09.2015 günü davacıların murisi …’un içerisinde yolcu olarak bulunduğu dava dışı sürücü … … …’ün yönetimindeki … plakalı araç ile dava dışı sürücü … …’ın yönetimindeki … plaka sayılı aracın çarpışması sonucu ölümlü, yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, olay sonucunda davacıların murisi … ile birlikte iki polis memuru’nun şehit olduğu ve bir polis memurunun yaralandığı, sürücü … … …’ün kullandığı … plakalı … marka aracın davalı … Sigorta A.Ş.’ye ekstra trafik poliçesi (ZMSS + ihtiyari mali sorumluluk teminatı + koltuk ferdi kaza teminatı) ile sigortalı olduğu, sürücü … …’ın kullandığı … plakalı çekicinin ise davalı … Sigorta A.Ş’ye ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğu, poliçelerin kaza tarihini kapsadığı tespit edilmiştir.
Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK.’nun 45/2. maddesine (6098 sayılı TBK. md. 53/1-3) dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Ancak destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle, ölenle destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir.
Mahkememizce alınan Ankara Adli Tıp Kurumu Grup Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığının raporu ile trafik kazası tespit tutanağının ve ceza dosyasında alınan İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi raporunun birbirini teyit ettiği, Ankara Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen rapor ve ek raporun dosya kapsamına ve olaya uygun, yeterli ve gerekçeli olduğu görülmüştür. Buna göre, düzenlenen raporda alternatif olarak kusur oranları belirtilmiş olup, mahkememizce olayda muris …’un emniyet kemeri takma zorunluluğunun bulunmadığı kabul edilerek kusursuz olması halindeki ikinci alternatif kusur oranının uygulanması gerektiği kanaatine varılmıştır. Şöyle ki; bilirkişi raporunda belirtildiği şekilde her ne kadar olay tarihinden önce son yayımlanan Karayolları Trafik Yönetmeliğinde değişiklik yapılmasına dair yönetmelikte özel harekat, kolluk görevlilerinden sürücü ve yolcu konumunda bulunanların emniyet kemeri takma zorunlu olmadıklarına dair hüküm bulunmamakta ise de, ülkemizin içerisinde bulunduğu durum itibariyle özel harekat polisi olarak görev yapan ve olay günü de terörün yoğun olduğu Bitlis’de yine terör nedeniyle görevini yaptığı sırada, görevinin mahiyeti de dikkate alındığında emniyet kemeri takma zorunluluğunun bulunmadığı olayda kusursuz olduğu kanaatine varılarak sürücü … …’ın % 80 oranında asli, sürücü … … …’ün ise % 20 oranında tali kusurlu olduğu kabul edilmiştir.
Mahkememizce alınan aktüerya bilirkişisi raporunun usul ve yasa ile dosya kapsamına uygun, yeterli, gerekçeli ve hüküm vermeye elverişli olduğu anlaşılmıştır.
Davalı sigorta şirketleri tarafından davacılara yapılan herhangi bir ödemenin bulunmadığı, SGK tarafından davacılara maddi tazminat ödendiği anlaşılmış ve bilirkişi tarafından güncellenerek hesaplanan zarardan indirilmiş, olay nedeniyle davacı annenin toplam destekten yoksun kalma zararının 199.033,60 TL, davacı babanın toplam destekten yoksun kalma zararının 151.940,76 TL olduğu, % 80 kusur durumuna göre davalı … Sigortanın bu zararın davacı anne yönünden 159.226,88 TL’sinden, davacı baba yönünden 121.552,60 TL’sinden, % 20 kusur durumuna göre davalı … Sigortanın bu zararın davacı anne yönünden 39.806,72 TL’sinden, davacı baba yönünden 30.388,15 TL’sinden sorumlu olduğu, belirlenen miktarların sigorta poliçe limitleri dahilinde olduğu, dava tarihinden önce yapılan bir başvuru bulunmadığından temerrüt tarihinin dava tarihi olduğu, sigortalı araçlar ticari olduğundan avans faizi talep edilebileceği, böylece davacılar lehine BK 45.maddesindeki şartların oluştuğu anlaşılmıştır.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle; Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda … Karar sayılı ilamı ile; davanın kabulü ile, davacı anne … … için 39.806,72 TL destek zararının … Anonim Türk Sigorta Şirketi’nden, 159.226,88 TL destek zararının … Sigorta A.Ş.’nden, dava tarihi olan 21.04.2016 tarihinden itibaren işleyecek olan avans faiziyle birlikte alınarak davacı … …’a verilmesine; Davacı baba … için 30.388,15 TL destek zararının … Anonim Türk Sigorta Şirketi’nden, 121.552,60 TL destek zararının … Sigorta A.Ş.’nden dava tarihi olan 21.04.2016 tarihinden itibaren işleyecek olan avans faiziyle birlikte alınarak davacı …’a verilmesine karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen kararın istinaf edilmesi üzerine, Ankara BAM 26. H.D’nin … Karar sayılı ilamı ile, davalı … Sig. vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. İstinaf ilamının da temyizi üzerine Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Başkanlığının …Karar sayılı ilamıyla “… … 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; oluşa ve dosya kapsamına uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi heyeti raporundaki kusur oranlarının benimsenmesinde bir isabetsilik görülmemesine; davacılar desteğinin kazada müterafik kusurlu sayılmasını gerektirir neden bulunmadığından, bu sebeple tazminattan indirim yapılmayışının yerinde görülmesine göre; davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. / 2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talebine ilişkindir. / Desteğin ve hak sahiplerinin bakiye ömür süreleri daha önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF 1931” cetvellerine göre saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, … Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmıştır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda; Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği göz önüne alındığında, Dairemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir. / Somut olayda; hükme esas alınan 24.08.2017 tarihli aktüerya raporunda, destek ve davacı hak sahipleri için muhtemel bakiye ömür süreleri, PMF 1931 Yaşam Tablosu’na göre belirlenmek suretiyle tazminat hesabı yapıldığı; İstinaf Mahkemesi tarafından da, davaya konu edilen kaza 26.04.2016 tarihindeki KTK değişikliğinden önce gerçekleştiğinden, hesaplamada PMF Tablosu’nun kullanılmasında bir isabetsizlik bulunmadığına karar verildiği görülmektedir. / Yukarıda açıklandığı üzere, Dairemizin içtihat değişikliği nedeniyle, tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’nun kullanılması gerektiğinden, İstinaf Mahkemesi’nin kabulü yerinde değildir. Ancak; Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih- 2019/40 E.- 2020/40 K. sayılı kararı gereği, destek tazminatı hesabında, yeni ZMSS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve % 1,8 teknik faiz uygulaması da anılan cetvellerle getirildiğinden, uygulanmasının mümkün olmadığı Dairemizce kabul edilmektedir. / Açıklanan tüm bu nedenlerle; davacılar ile desteğin muhtemel bakiye ömür sürelerinin TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre belirlenmesi ve işleyecek (bilinmeyen) devre hesaplamasında her yıl için gelirin % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi esasına dayanan progresif rant yönteminin kullanılmasıyla hesaplamanın yapıldığı ek rapor alınıp oluşacak sonuca göre (temyiz eden davalı … Sigorta A.Ş. yararına oluşan usuli kazanılmış haklar gözetilerek) karar verilmesi gerektiğinden, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmuş, Mahkememizce usul ve yasaya uygun olan bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda; aktüer bilirkişiden ek rapor alınmış, düzenlenen ek raporda sonuç olarak; …(baba) yönünden; İşlemiş Aktif kazanç dönemi: 4074176TL.; İşleyecek (ıskontolu) Aktif kazanç dönemi: — 189.318,81.TL., toplam: 230.060,57.TL.-46.251,98.TL. güncellenmiş nakdi tazminatın tenzil edildiğinde: 230.060,57.TL. – 46.251,98.TL. — 183.808,59.TL. olduğunu, buna göre; a) … Anonim Türk Sigorta A.Ş.’nin %20 kusur oranına göre sorumlu olduğu tazminat miktarının: 183.808,59.TL. x 9620 — 36.761,72.TL. olduğunu; Müktesep hak ilkelerine göre karşılaştırma yapıldığında mahkemece 30.388,15.TL. ye hükmedildiğini, buna göre şimdi yapılan hesaplama daha yüksek çıktığından usuli kazanılmış hak ilkesine göre önceki mahkeme hükmünün geçerli olacağını, b) … Sigorta A.Ş.(… Sigorta A.Ş.)nin %70 kusur oranına göre sorumlu olduğu tazminat miktarının: 183.808,59.TL. x 9670 — 128.666,02.TL. olduğunu; Müktesep hak ilkelerine göre karşılaştırma yapıldığında mahkemece 121.552,60.TL. ye hükmedildiğini, buna göre şimdi yapılan hesaplama daha yüksek çıktığından usuli kazanılmış hak ilkesine göre önceki mahkeme hükmünün geçerli olacağını; … …(anne) yönünden; İşlemiş Aktif kazanç dönemi: 40.741,76.TL.; İşleyecek (ıskontolu) Aktif kazanç dönemi: 304.055,79.TL. İşleyecek (ıskontolu) Pasif kazanç dönemi 3.993,87.TL., toplam: 348.791,42.TL. güncellenmiş nakdi tazminatın tenzil edildiğinde: 348.791,42.TL. – 46.251,98.TL. — 302.539,44.TL. olduğunu, buna göre; a) … Anonim Türk Sigorta A.Ş.’nin %20 kusur oranına göre sorumlu olduğu tazminat miktarının: 302.539,44.TL. x 9620 – 60.507,89.TL. olduğunu; Müktesep hak ilkelerine göre karşılaştırma yapıldığında mahkemece 39.806,72.TL. ye hükmedildiğini, buna göre şimdi yapılan hesaplama daha yüksek çıktığından usuli kazanılmış hak ilkesine göre önceki mahkeme hükmünün geçerli olacağını, b) … Sigorta A.Ş.(… Sigorta A.Ş.)nin %70 kusur oranına göre sorumlu olduğu tazminat miktarının: 302.539,44.TL. x 9670 – 211.777,61.TL. olduğunu; Müktesep hak ilkelerine göre karşılaştırma yapıldığında mahkemece 159.226,88.TL. ye hükmedildiğini, buna göre şimdi yapılan hesaplama daha yüksek çıktığından usuli kazanılmış hak ilkesine göre önceki mahkeme hükmünün geçerli olacağını belirtmiştir.
Hükmüne uyulan bozma ilamı ve bozmadan sonra Mahkememizce alınan aktüer bilirkişi ek raporu da dikkate alındığında; Yargıtay bozma ilamına göre TRH-2010 yaşam tablosu ve progressif rant usulü esas alınarak yapılan hesaplamaya göre belirlenen tazminat miktarının Mahkememizce verilen önceki kararda hükmedilen tazminat miktarından daha yüksek olduğu, Yargıtay ilamında da belirtilen usuli kazanılmış hak ilkelerine göre karar davacı tarafça temyiz edilmediğinden önceki hükümdeki tazminat miktarlarına hükmedilmesi gerektiği anlaşıldığından davanın kabulü ile; Davacı anne … … yönünden; 39.806,72 TL destek zararının davalı … Anonim Türk Sigorta Şirketi’nden, 159.226,88 TL destek zararının davalı … Sigorta A.Ş.’nden (… Sigorta A.Ş’den), dava tarihi olan 21.04.2016 tarihinden itibaren işleyecek olan avans faiziyle birlikte alınarak, davacı … …’a verilmesine; Davacı baba … yönünden; 30.388,15 TL destek zararının davalı … Anonim Türk Sigorta Şirketi’nden, 121.552,60 TL destek zararının davalı … Sigorta A.Ş.’nden (… Sigorta A.Ş’den) dava tarihi olan 21.04.2016 tarihinden itibaren işleyecek olan avans faiziyle birlikte alınarak, davacı …’a verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
Davanın KABULÜ İLE,
Davacı anne … … yönünden; 39.806,72 TL destek zararının davalı … Anonim Türk Sigorta Şirketi’nden, 159.226,88 TL destek zararının davalı … Sigorta A.Ş.’nden (… Sigorta A.Ş’den), dava tarihi olan 21.04.2016 tarihinden itibaren işleyecek olan avans faiziyle birlikte alınarak, davacı … …’a verilmesine,
Davacı baba … yönünden; 30.388,15 TL destek zararının davalı … Anonim Türk Sigorta Şirketi’nden, 121.552,60 TL destek zararının davalı … Sigorta A.Ş.’nden (… Sigorta A.Ş’den) dava tarihi olan 21.04.2016 tarihinden itibaren işleyecek olan avans faiziyle birlikte alınarak, davacı …’a verilmesine,
Alınması gereken 23.975,05 TL harçtan peşin alınan 68,31 TL harç ve 1.131,00 TL tamamlama harcı toplamı olan 1.199,31 TL harcın mahsubu ile eksik 22.775,74 TL harcın 4.555,15 TL’sinin davalı … Anonim Türk Sigorta Şirketinden, 18.220,59 TL’sinin davalı … Sigorta A.Ş. (… Sigorta A.Ş.) den alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacılar tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde hesap numarası bildirmiş ise iadenin elektronik ortamda hesaba aktarılmasına, hesap numarası bildirilmemiş ise masrafın avanstan karşılanmak üzere PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Davacılar tarafından yapılan ve ayrıntısı UYAP sistemi üzerinde gösterilen 1.318,00 TL yargılama giderinin 263,60 TL’sinin davalı … Anonim Türk Sigorta Şirketinden, 1.054,40 TL’sinin davalı … Sigorta A.Ş. (… Sigorta A.Ş.)’den ve davacı tarafından yatırılan 101,81 TL peşin harç ve 1.131,00 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 1.232,81 TL’nin 246,57 TL’sinin davalı … Anonim Türk Sigorta Şirketinden, 986,31 TL’sinin davalı … Sigorta A.Ş. (… Sigorta A.Ş.) den alınarak davacılara verilmesine,
Davacılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 33.018,20 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine,
Dair; Davacı vekilinin ve Davalı … Sigorta vekilinin yüzüne karşı, Davalı … Sigorta vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a başvurmak suretiyle (Davalı … Sigorta A.Ş yönünden önceki hüküm temyiz edilmediğinden kesin olmak üzere) temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/02/2022