Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/336 E. 2022/233 K. 30.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/336 Esas – 2022/233
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/336
KARAR NO : 2022/233

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 03/06/2021
KARAR TARİHİ : 30/03/2022
K.YAZIM TARİHİ : 01/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dışı işçi …’nın, … tarafından yapılan hizmet alımı ihaleleri kapsamında davalı firma ve dava dışı firmalar bünyesinde şoför olarak çalıştığınu, 05/10/2020 tarihinde 1475 sayılı mülga İş Kanununun yürürlükte bulunan 14. maddesi kapsamında emekli olduğundan kendisine … tarafından 2.093 günlük kıdem tazminatı süresine ilişkin olarak yasal kesintiler yapıldıktan sonra 22/12/2020 tarihinde 30.860,72 TL kıdem tazminatı ödendiğini, kıdem tazminatından hizmet alım sözleşmeleri gereğince davalı firmanın da aralarında bulunduğu firmaların sorumlu olduğunu, bir kısım dava dışı firmalarca ödeme yağılmış ise de davalının ödeme yapmadığını, davalının sorumlu olduğu miktarın 13.698,61 TL olduğunu, davalı imzaladığı sözleşmeler kapsamında bu miktardan sorumlu olduğundan 13.698,61-TL’nin ödeme tarihi olan 22/12/2020 tarihinden itibaren hesaplanacak avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, davalının adresi İstanbul olmakla ikameti yerindeki yetkili mahkemenin Küçükçekmece Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, Dava dışı işçi …’nın davacı kurum nezdinde, müvekkili şirkete bağlı olarak 01.12.2014-31.05.2017 tarihleri arasında en son 2.492,55 TL brüt ücret ile çalıştığını, ihale bitimi ile SGK 5 kodu ile çıkışının yapıldığını, yeni ihale alan şirkette çalışmalarını sürdürdüğünü, bu nedenle dava dışı işçinin işçilik alacaklarından da başından beri işçinin esas işvereni olan davacının sorumlu bulunduğunu ve davacının işçi alacaklarına ilişkin müvekkili şirkete rücu hakkı bulunmadığını, kıdem tazminatı alacağının ödenmesinde sorumluluğun münhasıran davacıda bulunduğunu, taraflar arasındaki sözleşmede işçilik alacaklarının tamamından yüklenicinin sorumlu olacağına dair bir düzenleme bulunmadığını, aksi düşünülerek bir an için alt işverene rücu imkanı bulunduğu kabul edilse dahi davacı asıl işverenin yarı yarıya sorumluluğunun devam ettiğini, beyanla haksız açılan davanın reddini talep etmiştir.

DELİLLER:
… Kurumunun Merkez ve Taşra Teşkilatı Hizmetlerinde Kullanılmak Üzere İhtiyaç Duyulan Sürücülü ve Sürücüsüz Araç Kiralama Hizmeti Sözleşmesi,
Dava konusu alacağa ilişkin ödeme Dekont örnekleri,
Dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
SGK kayıtları,
Bilirkişiden alınan 28/01/2022 tarihli bilirkişi raporunda:Davacı …’nin sunduğu sözleşmenin kapsadığı dönem (01/06/2014 + 1095 gün + Ek Protokol süre uzatımı) dava dışı işçi …’nın emekliliğe esas kıdem tazminatı hesabında davalı yönünden esas alınan 01/12/2014 – 21/06/2017 dönemini kapsamakta ise de dava dışı işçi SGK kayıtlarında 01/12/2014 – 31/05/2017 tarihleri arasında çalışmış görünmekte olduğunu, dolayısı ile davacı Kurum hesabı (922 gün) ile SGK dökümlerine göre yapılacak hesapta (900 gün) 22 günlük fark bulunduğunu, DSGK kayıtları esas alınır ise, rücuya esas miktar;900 gün X 14,8575 = 13.371,75 TL olarak hesaplandığını, sözleşme hükümlerinin yorumu ve takdiri mahkemeye ait olmakla, %50’si 6.685,88 TL olduğunu, davacı hesabı esas alınır ise, rücuya esas miktar, 922 gün X 14,8575 = 13.698,61 TL olarak hesaplandığını, %50’sinin ise 6.849,31 TL olduğunu belirtmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Uyuşmazlık dava dışı işçi …’nın kıdem tazminatını davacı Kurum’un ödediği ve ödemeden davalı şirketin sorumlu olduğundan bahisle rücuan alacak istemine ilişkindir.
4857 sayılı İş Kanununun 2/6. maddesinde, “Asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur. ” hükmü bulunmaktadır.
İşverenlerin sorumluluğuna ilişkin Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 25/06/2020 tarih ve 2019/1035 Esas, 2020/2289 Karar sayılı kararında ”… İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir. İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekirHizmet alım ihaleleri aynı yüklenici tarafından alındığı gibi, değişik yükleniciler tarafından da alınabilmektedir. Bu halde işyeri devri suretiyle işçiler yeni yükleniciye devredildiği için hizmet akitleri kesintiye uğramadan devam etmekte ve işçilik alacakları da bu doğrultuda hesaplanmaktadır. İşçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup bu kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işverene karşı sorumludurlar. Yıllık izinler kullanılmadığı taktirde iş sözleşmesinin feshi ile ücrete dönüşmektedir. Sözleşmeyi feshedenin son yüklenici olduğu ve yıllık izinlerinde bu fesih ile ücrete dönüştüğü gözönüne alındığında yıllık izin ücretinden son yüklenici sorumlu olacaktır. İhbar tazminatından son işveren sorumludur. Bunların dışında hafta tatil ücreti, ücret alacağı, fazla mesai ücreti gibi işçiye ödenen tazminatlardan yükleniciler işverene karşı işçiyi çalıştırdıkları dönemle sınırlı olarak sorumlu olacaklardır. İşveren tarafından bu ödemelerin feri mahiyetinde yapılan ödemeler de ayrı esasla yüklenicilerden tahsil edilebilecektir. Yükleniciler aleyhine açılan rücu davalarında ayrı sözleşmelerle hizmet ifa eden yükleniciler mecburi dava arkadaşı olmadığı gibi borçtan müteselsilen sorumlu olacaklarına ilişkin kanun hükmü veya sözleşme bulunmamaktadır. Bu nedenle alacak davalarında her davalı aleyhine ayrı tahsil hükmü kurulmalıdır. Davanın itirazın iptali şeklinde açılmış olması durumunda ise takibin hangi davalı açısından hangi miktarla devam edeceği ayrı ayrı belirlenmelidir. ….Davalı işçisinin sosyal hakları davalı tarafından ödenmemesi sebebiyle iş mevzuatı uyarınca sorumlu olan davacı aleyhine dava açılmış olması ve ödemenin davacı tarafından yapılması halinde işveren davalı sözleşme hükümleri çerçevesinde malvarlığında meydana gelen azalmanın tamamını davalılardan talep edebilecektir bu gerekçeyle icra masraflarının da davalılardan sorumlu oldukları dönemle sınırlı olarak tamamının hüküm altına alınması gerekir…”. şeklinde belirtilmiştir.
Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 26/04/2021 tarih, 2021/892 Esas, 2021/1923 Karar sayılı kararında da “…Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir. Hizmet alım sözleşmeleri; ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme türünde yüklenicinin edimi, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. Sözleşme kapsamında yapılması gereken iş yüklenici işçisi tarafından yerine getirilecektir. İş akdinin yüklenici ile işçi arasında yapıldığı hususu ihtilaflı değildir. SGK kayıtları da bu hususu doğrulamaktadır. Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur. İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir. İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir. Hizmet alım ihaleleri aynı yüklenici tarafından alındığı gibi, değişik yükleniciler tarafından da alınabilmektedir. Bu halde işyeri devri suretiyle işçiler yeni yükleniciye devredildiği için hizmet akitleri kesintiye uğramadan devam etmekte ve işçilik alacakları da bu doğrultuda hesaplanmaktadır. İşçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup bu kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işverene karşı sorumludurlar. Yıllık izinler kullanılmadığı takdirde iş sözleşmesinin feshi ile ücrete dönüşmektedir. Sözleşmeyi feshedenin son yüklenici olduğu ve yıllık izinlerinde bu fesih ile ücrete dönüştüğü gözönüne alındığında yıllık izin ücretinden son yüklenici sorumlu olacaktır. İhbar tazminatından son işveren sorumludur. İşveren tarafından bu ödemelerin feri mahiyetinde yapılan ödemeler de ayrı esasla yüklenicilerden tahsil edilebilecektir. Bu durumda mahkemece yukarıda belirlenen ilkeler çerçevesinde, dava dışı işçi değişik alt işverenler nezdinde ve son olarak davalı alt işveren nezdinde çalıştığından kıdem tazminatı yönünden davalı yüklenicinin işçiyi çalıştırdığı dönemle sınırlı sorumlu olduğu, yıllık izin ve ihbar tazminatından davalı son işverenin sorumlu olduğu…” belirtilmiştir.
22/02/2019 tarih, 30694 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7166 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 11 maddesi ile 4857 sayılı İş Kanunu’nun 112. maddesine eklenen 6. fıkrada, 4734 sayılı Kanunun 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca alt işverenler tarafından çalıştırılan işçilere, 11/09/2014 tarihinden sonra imzalanan ihale sözleşmeleri kapsamında, kamu kurum ve kuruluşlarına ait işyerlerinde 11/9/2014 tarihinden sonra geçen süreye ilişkin olarak kamu kurum ve kuruluşları tarafından yapılan kıdem tazminatı ödemeleri için sözleşmesinde kıdem tazminatı ödemesinden ötürü alt işverene rücu edileceğine dair açık bir hükme yer verilmemişse alt işverenlere rücu edilmez. hükmü ile aynı Kanun’un 12. maddesi ile 4857 sayılı Kanuna eklenen geçici 9. maddede Bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla kamu kurum veya kuruluşları tarafından alt işverene rücu edilmek üzere yürütülen davalarda, 112 nci maddenin altıncı fıkrası kapsamında rücu edilmeyecek kısmı için ihtilafın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedilir, yargılama gideri ve vekâlet ücreti taraflar üzerinde bırakılır. İcra takiplerinde rücu edilmeyecek kısma ilişkin olarak harç alınmaksızın düşme kararı verilir, takip giderleri ile vekâlet ücreti taraflar üzerinde bırakılır. Ancak, bu kapsamda alt işverene rücu edilerek takip ve tahsil edilmiş olan tutarlar, alt işverenler lehine hiçbir şekilde alacak hakkı doğurmaz ve tahsil edilmiş tutarlar iade edilmez. hükmü eklenmiş; 4857 sayılı İş Kanunu geçici 9. maddesinde belirtilen ve Anayasa Mahkemesince iptal olunan “bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla kamu kurum ve kuruluşları tarafından alt işverene rücu edilmek üzere yürütülen davalarda, 112/6. maddesi kapsamında rücu edilmeyecek kısmı bakımından yargılama gideri ve vekalet ücreti taraflar üzerinde bırakılır.” hükmünde, “yürütülen davalara” yapılan atıf olduğu ancak; Anayasa Mahkemesinin 15/10/2019 tarihli ve 30919 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan İş Kanunu’nun 112/6 ve geçici 9. maddesinin ilk cümlesi, 2019/42 Esas, 2019/73 Karar sayılı kararı ile iptal edilmekle söz konusu hükümlerin uygulanmayacağı ve vekalet ücreti ve yargılama giderinin hüküm tarihine göre belirlenmesi gerektiği anlaşılmıştır.
… Kurumunun Merkez ve Taşra Teşkilatı Hizmetlerinde Kullanılmak Üzere İhtiyaç Duyulan Sürücülü ve Sürücüsüz Araç Kiralama Hizmeti Sözleşmesinin 22’inci maddesinde, “Yüklenicinin sözleşme konusu iş ile ilgili çalıştıracağı personele ilişkin sorumlulukları, ilgili mevzuatın bu konuyu düzenleyen emredici hükümleri ve Genel Şartnamenin Altıncı Bölümünde belirlenmiş olup, Yüklenici bunları aynen uygulamakla yükümlüdür.”
Sözleşme’nin 36.7’inci maddesinde, “İş ve Sosyal Güvenlik yasalarının İşveren ile Çalışana yüklemiş olduğu tüm yükümlülüklerden yüklenici sorumludur. Bu hususlara uyulmaması nedeniyle idarenin uğrayacağı zararlardan yüklenici sorumludur”
Sözleşmenin 37.1 maddesinde, sözleşme ve eklerinin uygulanmasından doğabilecek her türlü anlaşmazlığın çözümünde Ankara Mahkemelerinin yetkili kılındığı anlaşılmakla yetki sözleşmesine göre mahkememizce yargılamaya devamla deliller toplanmış, mahkememizce seçilen bilirkişi tarafından hesaplama yapılmıştır.
Dava ve iddia, cevap ve savunma, Sözleşmeler, yazışmalar, SGK kayıtları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar şirket olduğundan SGK kayıtlarına itibar edilerek dava dışı işçi …’nın 01/12/2014-31/05/2017 tarihleri arasında 900 gün çalışması bulunduğu, kıdem tazminatına esas günlük ücreti işçinin emeklilik tarihinde aldığı giydirilmiş ücreti olduğundan hesaplama bu günlük ücret yapılmış, 1 günlük kıdem tazminatı ücretinin14,8575 TL olduğu ve 900 gün kıdemi bulunmakla 900 gün X 14,8575 = 13.371,75 TL olduğu, Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 26/04/2021 tarih, 2021/892 Esas, 2021/1923 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerinden olmakla işçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğu ve davalı işyerinde çalışma süreleri de nazara alınarak alacakların belirlendiği, davalıya daha önce yapılan ihtarname tebliğ edilmediği ve davalıya daha önce dava açılmadığı anlaşılmakla avans faizinin arabuluculuk son tutanak tarihinden itibaren karar vermek davanın kısmen kabulü ile aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE; 13.371,75 TL’nin arabuluculuk son tutanak tarihi olan 20/05/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
Alınması gereken 913,42 TL harçtan peşin alınan 233,94 TL ‘nin düşümü ile kalan 679,48 TL harcın davalıdan alınıp hazineye gelir kaydına.
Davacı tarafından yatırılan 233,94 TL peşin ve 59,30 TL başvurma harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6102 sayılı TTK 5/A maddesi ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11, 13, 14.md ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife Hükümleri Uyarınca Hesaplanan Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.360,00 TL’nin davanın kısmen kabul oranına göre hesaplanan 1.332,80 TL’nin davalıdan, reddolunan kısım üzerinden hesaplanan 27,20 TL’nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca kabul edilen miktar üzerinden Hesaplanan ve takdir olunan 5.100,00 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca red edilen miktar üzerinden Hesaplanan ve takdir olanan 326,86 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan davetiye tebligat ve müzekkere masrafı: 38,00 TL, bilirkişi ücreti:800,00 TL ve Vekalet Harcı: 8,50 TL olmak üzere toplam 846,50 TL yargılama giderinin kabul oranına göre hesaplanan 829,57 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırına iadesine,

Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine başvurmak suretiyle istinaf yolu yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usûlen anlatıldı.30/03/2022