Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/310 E. 2022/693 K. 26.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/310 Esas – 2022/693
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/310
KARAR NO : 2022/693
DAVA : Kooperatif Üyeliğinin Tesbiti
DAVA TARİHİ : 21/05/2021
KARAR TARİHİ : 26/09/2022
K.YAZILDIĞI TARİH : 28/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan Kooperatif Üyeliğinin Tesbiti davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkilinin, Bakanlar Kurulu tarafından 1995 yılında Gecekondu Önleme Bölgesi ilan edilen …. parsel sayılı arsa nitelikli taşınmazın 775 sayılı Gecekondu Kanunu kapsamında Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’nca tahsis edildiği davalı S.S. … Konut Yapı Kooperatifine 2005-2006 yılında üye olmak için başvuru yaptığını, davalı Kooperatif yönetim kurulu tarafından ortaklığa kabul kararı verildiğini, müvekkilinin davalı kooperatifin ortaklar tarafından ödenmesi kararlaştırılan ve belirlenen peşin miktar ortaklık giriş ücreti ile aidatları muntazaman ödeyerek 2010 yılına kadar yaklaşık 20.000 TL ödemede bulunduğunu, davalı kooperatifin önceki genel kurul toplantılarına ortak sıfatıyla müvekkili çağrılırken 2009 yılı ve sonrası kooperatif genel kurul toplantılarına sebep gösterilmeksizin davet edilmediğini, müvekkili ve diğer bir kısım kooperatif ortaklarının kendi gayretleriyle davalı kooperatif yönetimine ulaşması sonucu kendilerine 2010 yılının son ayından sonra aidat alınmayacağı, TOKİ ile anlaşma sağlanarak kredi ile kooperatif konut inşaatının bitirileceği, daha sonra üyelerin bu kredilerden kendi hesabına düşen kısmını ödeyeceklerinin belirtildiğini, ancak bu konuda da davalı kooperatif yönetimi tarafından müvekkiline açık bir geri dönüş yapılmadığı ve net bir bilgi verilmediği gibi müvekkilinin sonraki kooperatif genel kurul toplantılarına da çağrılmadığını, davalı kooperatifin 27.06.2010 ve 30.06.2011 tarihlerinde yapıldığı belirtilen kooperatif genel kurul toplantılarının da usul ve yasaya uygun gerçekleştirilmediği, toplantılara bakanlık temsilcilerinin katılmadığı, tüm kooperatif ortaklarının davet edilmediğini, sonraki yıllarda yapılan genel kurul toplantılarının da usüle ve yasal unsurlara uygun yapılmadığının düşünüldüğünü, kooperatifle ilgili bir gelişme olmaması ve kendisinin herhangi bir kooperatif toplantısına çağrılmaması üzerine müvekkilinin yaptığı araştırmalar sonucu kooperatif ortaklığından usulsüz olarak çıkarılma girişimleri olduğunu haricen öğrendiğini, kendisine bu konuda tebligat yapılmadığını, kooperatifte yaşanan usulsüzlüklerle ilgili olarak müvekkili ve diğer bazı ortaklar tarafından S.S. … Konut Yapı Kooperatifi yönetimi hakkında suç duyurusunda bulunulması üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen … İddianame sayısı ile kooperatif yöneticilerine yönelik olarak ceza davası açıldığını, Ankara …Ağır Ceza Mahkemesinde … Esas sayılı dosya üzerinden görülen davada alınan bilirkişi heyet raporunda; müvekkilinin de aralarında olduğu bir kısım kooperatif üyelerinin kooperatif ortaklıklarının sona erdirildiği, ancak aidat ödememe nedeniyle üyelikten çıkarma için yasanın aradığı biçimde bir usulün uygulanmadığı, ikinci bir ihtar ve istemin bulunmadığı, Kooperatifler Kanununun 16, 17, 27. maddeleri kapsamında üyelikten çıkarma veya üyeliğin düşmesi ile sonuçlanabilecek usul işlemlerinin tam olarak yapılmaması nedeniyle ilgililerin zararına olacak biçimde işlem tesis edildiği, çıkarma işlemine tabi tutulduğu iddia edilen üyelerin kooperatife gerçekleştirdikleri ödemelerin miktarı da belirtilmek suretiyle kooperatif tarafından bu üyelere herhangi bir ödeme iadesinin gerçekleştirilmediği, kooperatif kayıtlarında bu üyelerin halen alacaklı göründüklerinin belirtildiğini, davalı kooperatifin 15.11.2019 da isim değişikliği yoluna giderek 06-114377 sicil numaralı S.S. … Konut Yapı Kooperatifi ismini aldığını, davalı kooperatife ortak olan müvekkilimin ortaklığa kabul edildiği yönetim kurulu karar tarihi ve sayısı ile ortaklık kayıt numarasının, kooperatif ortağı olarak genel kurulda hazır bulunması ve katılım gerçekleştirmesi için ilk yapılacak genel kurul tarihi, saati ve yerinin bildirilmesi, ayrıca müvekkilimin ortak olarak kooperatife yönelik herhangi bir aidat borcu veya ortaklıktan kaynaklanan herhangi bir borcunun bulunup bulunmadığı, var ise ödeme yapabilmesi için bakiye borç miktarının tespiti hususlarının bildirilmesi için davalıya yapılan yazılı başvuruya yönetim tarafından elimizdeki kayıtlara göre üyelik kaydına ilişkin bilgi belge bulunmadığı, kooperatif defterlerinin incelenmek üzere Ankara …ACM … Esas sayılı dosyasına gönderildiği şeklinde cevap verildiğini belirterek tüm bu nedenlerle taraflar arasında ortaklık (üyelik) konusunda oluşan muarazanın giderilmesine, davacı müvekkilinin davalı kooperatifin ortağı (üyesi) olduğunun tespitine, varsa kooperatif ortaklığından kaynaklanan borcunun tespitine, yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı kooperatif vekili cevap dilekçesinde özetle; kooperatife ait 2011, 2012, 2013, 2014, 2015, 2016 mali yıllarına ait genel kurul hazirun cetvellerinde davacının ismi yer almadığı gibi, kooperatif merkezinde yer alan kayıtlarda da davacının üye olduğunu gösterir bir kayıt ve belge bulunmadığını, davacının sunduğu belgelerde kooperatif isminin … olarak yer aldığını, ekte sundukları belgeden de anlaşılacağı üzere, S.S…. Konut Yapı Kooperatifi yönetim kurulunun 08.08.2017 tarihli kararı ile kooperatif üyeleri olan “…”e devretmeleri uygun görülerek üyelik devirlerinin tamamlandığını, S.S…. Konut Yapı Kooperatifinin 1.11.2017 tarihinde yapmış olduğu genel kurulda da “….” yönetim kurulu üyesi olarak belirlendiğini, 18.04.2019 tarihinde yapılan 2017- 2018 yılları genel kurulunda ise unvan değişikliği yapılarak kooperatifin isminin S.S. … Konut Kooperatifi olarak değiştiğini, müvekkili kooperatif yönetimi devraldığında kooperatif üyeleri içinde davacının isminin yer almadığını, şikayet dilekçesinde 2011 den sonra kooperatif üyeliklerinin sona erdirildiğini öğrendikleri ifade edilmesine rağmen üyeliliğin sona erdirilmesi işleminin iptali davası açmadığını, ….yevmiye numaralı üyelik ihraç işleminden ve yine 2012 yılı genel kurulda da çıkarılan üyelerin ödemelerinin iadesinden söz edildiğini, üyelikten çıkarılma işlemi hakkında iptal yoluna başvurmamış olan davacının 5 yıllık süresi içinde ödediği bedelin iadesi yolunda da bir başvuruda bulunmadığının anlaşıldığını, bir kooperatife üye olan kişinin yıllarca bu kooperatife karşı yükümlülüklerini yerine getirmemesi, kooperatif ile iletişim kurmamasının hâyatın olağan akışına aykırı olduğunu, belirterek davasının zamanaşımı, usul ve esastan reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
-15/03/2006 tarihli S.S. … KYK üyelik sözleşmesi, Kooperatif ticari defter ve kayıtları,
-11/11/2021 tarihli kök ve 08/08/2022 tarihli ek bilirkişi raporları,
MAHKEMENİN GEREKÇESİ:
Dava, kooperatif ortaklığının ve varsa aidat borcunun tespiti istemine ilişkin bulunmaktadır.
Davacı vekili özetle ; taraflar arasında ortaklık konusunda oluşan muarazanın giderilmesine, davacının, davalı kooperatifin ortağı olduğunun tespitine, varsa kooperatif ortaklığından kaynaklanan borcunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı kooperatif vekili ise özetle, davanın reddini dilemiştir.
Dosya kapsamı ve Ankara BAM 25. Ceza Dairesi’ne gidilerek 2020/3140 E. sayılı dosya ekinde bulunan kooperatif kayıtlarında incelenme yetkisi verilerek dosya kooperatif uzmanı bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi kök ve ek raporlarını dosyaya sunmuş, bilirkişi tarafından dosyaya sunulan raporlarında; “…kooperatif yönetimi tarafından davacıya hitaben adiyen yazılı 21.05.2013 tarihli yazıda “….20.05.2013 tarih ve 5 sayılı yönetim kurulu kararı ile üyeliğiniz iptal edilmiştir.…” denilerek ortaklıktan çıkarıldığı bildirilmiş olmakla birlikte bu ihraç bildiriminin davacıya tebliğ edildiğine dair bir kayda rastlanmamıştır.
Davalı kooperatif tarafından davacıya Ankara …Noterliği’nden gönderilen
….yevmiye numaralı ihtarnamede ;“
2008 yılı aidat borç bakiyesi 1.500,00.TL.
2008 yılı aidatı 300,00.TL.
Gecikme farkı 120,00.TL.
Noter ihtarname masrafı 58,50.TL. (kalemle eklenmiş)
Toplam 1.620,00.TL.
Borcun 10 gün içerisinde … bankası Maltepe şubesi …nolu, …. bank ulus şubesi …. Nolu hesaplarından birisine yatırılması, aksi halde ortaklıktan çıkarılacağı ihtar edilmiş ise de tebliğ şerhi bulunmamaktadır.
Söz konusu ihtarname 10 gün süreli olmakla ilk ihtarname olup, 2008 yılı aidat borcu ve gecikme faizinin ayrı ayrı gösterilmesi, 10 gün süre verilmesi, ödememe halinde ihraç uyarısı içermesi nedeniyle ilk ihtarnamede şekil açısından bir aykırılık bulunmamaktadır.
Bilindiği üzere ihraç prosedüründe tebliğ edilmeyen ihtarname geçersizdir. Bu ihtarnamenin tebliğ edildiğine dair bir kayıt bulunmamakla birlikte noterden gönderilmesi nedeniyle tespiti mümkün ise de davacıya başkaca gönderilmiş bir ihtarnameye rastlanmamıştır. Halbuki yasa ve anasözleşme gereği 10 gün ödeme süreli ve 1 ay ödeme süreli 2 ayrı ihtarname gönderilmesi zorunludur.
Sonuç olarak; davacıya gönderilen 10 gün süreli tek bir ihtarname ile (tebliğ şerhi bulunmamaktadır), davacıya 1 ay ödeme süreli 2.nci bir ihtarname gönderilmeden davacının ortaklıktan ihracına dair davalı kooperatif yönetim kurulunun davacıya hitaben adiyen yazılı 21.05.2013 tarihli yazıda bildirdiği ortaklıktan ihraç işleminin 1163 sayılı kanunun 27. Ve ana sözleşmenin 14. Maddesi hükmüne aykırı olduğu kanaatine varıldığı” bildirilmiştir. Rapor karar vermeye yeterli bulunmakla mahkememizce itibar edilmiştir.
Emsal Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 14.03.2016 tarih ve 2015/5173 E. 2016/1601 K. Sayılı kararında; “…Davalı vekilinin üyeliğinin tespiti istemine dair temyiz itirazlarına gelince; Aidat yükümlülüğü bulunan bir kooperatifte ortağın uzun süre kooperatife uğramaması, aidat borcunun bulunup bulunmadığını takip etmemesi, üyeliğinin sona erdiğini zımnen kabul ettiği, diğer anlatımla üyelik haklarından zımnen vazgeçtiği, eylemli olarak ortaklıktan çıkma iradesini yansıttığı anlamına gelir. Böyle bir ortağın açtığı davanın TMK’nın 2. maddesinde öngörülen iyi niyet kuralına aykırı düştüğü ilke olarak kabul edilmelidir. Bu durumda mahkemece, davacıya 25.03.2003 tarih ve 12 Sayılı yönetim kurulunun ihraç kararı tebliğ edilmemiş ise de, bu tarihten bu yana aidat yükümlülüğü bulunan kooperatifte aidat ödemediği, kooperatife uzun süre uğramadığı, aidat borcunun bulunup bulunmadığını takip etmediği anlaşıldığından davacının ihraç kararını zımnen kabul ettiği, üyelik haklarından zımnen vazgeçtiği ve ortaklıktan çıkma iradesini bu şekilde ortaya koyduğu, davanın bu sebeple TMK’nın 2. maddesinde öngörülen iyi niyet kuralına aykırı olduğu gerekçesiyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.” denilmiştir. Benzer mahiyette; emsal Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 21.12.2015 gün ve 2015/7927 E, 2015/8310 K, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 29.04.2013 gün ve 2013/1927 E, 2013/2766 K, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 28.09.2012 gün ve 2012/4514 E, 2012/5564 K sayılı ilamları )
Somut olayda ise; tebliğ şerhi bulunmamakla birlikte davacının, yönetim kurulunun 21.05.2013 tarihli yazısıyla ihraç edildiği bildirilmiştir. Davacı ve bir kısım üyeler (ihraç edilen) Ankara CBS’na yaptığı suç duyurusunun soruşturma numarası …..olup dolayısıyla 2017 yılında suç duyurusunda bulunulmuştur. İşbu dava ise 21.05.2021 tarihinde açılmıştır.
Davacının kooperatife uğramamasına ilişkin olarak dava dilekçesinde “2009 yılı ve sonrası kooperatif genel kurul toplantılarına sebep gösterilmeksizin davet edilmediği, müvekkili ve diğer bir kısım kooperatif ortaklarının kendi gayretleriyle davalı kooperatif yönetimine ulaşması sonucu kendilerine 2010 yılının son ayından sonra aidat alınmayacağı, TOKİ ile anlaşma sağlanarak kredi ile kooperatif konut inşaatının bitirileceği, daha sonra üyelerin bu kredilerden kendi hesabına düşen kısmını ödeyeceklerinin belirtildiği, ancak bu konuda da davalı kooperatif yönetimi tarafından müvekkiline açık bir geri dönüş yapılmadığı ve net bir bilgi verilmediği gibi müvekkilinin sonraki kooperatif genel kurul toplantılarına da çağrılmadığı, …” şeklinde izah edilmektedir.
Ancak dosyadaki genel kurulu tutanakları örneklerinden okunduğu kadarıyla 2012 yılından 2017 yılına kadar aylık 400,00.TL, 2017 yılından itibaren aylık 500,00.TL, aidat alındığı, ancak 2019 yılında yapılan genel kurulda aidat alınmamasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Toplanan delillere göre; tebliğ şerhi bulunmamakla birlikte davacının, yönetim kurulunun 21.05.2013 tarihli yazısıyla ihraç edildiği bildirildiği, davacı ve bir kısım üyeler (ihraç edilen) Ankara CBS’na yaptığı suç duyurusunun soruşturma numarası …. olup dolayısıyla 2017 yılında suç duyurusunda bulunulduğu, Ankara 8.Ağır Ceza Mahkemesinin … E, 2020/365 K sayılı dosyasında kooperatif yöneticilerinin yargılandığı, Kooperatif Yöneticilerinin dolandırıcılığı suçundan beraatlerine karar verildiği, kararın istinaf edilmekle halen kesinleşmediği, işbu davanın ise 21.05.2021 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Davacının Ankara …Ağır Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyasındaki beyanı, alınan bilirkişi raporları ve dosya kapsamından 2006 yılında üye olduğu kooperatiften ihraç edildiğini bildiği, 2010 yılından bu tarafa, kooperatif aidatlarını ödemediği, aidat yükümlülüğü bulunan kooperatifte ortağın uzun süre kooperatife uğramaması, aidat borcunun bulunup bulunmadığını takip etmemesi, üyeliğinin sona erdiğini zımnen kabul ettiği, diğer anlatımla üyelik haklarından zımnen vazgeçtiği, eylemli olarak ortaklıktan çıkma iradesini yansıttığı anlamına geldiği böyle bir ortağın açtığı davanın TMK’nın 2. maddesinde öngörülen iyiniyet kuralına aykırı düştüğü mahkememizce kabul edildiğinden, açılan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
Davanın reddine,
Harçlar Kanununa göre alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile eksik 21,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davalı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafın yapmış olduğu yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
HMK 333. Maddesi uyarınca Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,

Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf yolu yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.26.09.2022