Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/302 E. 2022/278 K. 11.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/302 Esas – 2022/278
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/302
KARAR NO : 2022/278
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/05/2021
KARAR TARİHİ : 11/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 12/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davalı şirketin araçlarının veya araç parçalarının 30.08.2020 tarihinden beri onarımını ve bakımını üstlenmiş, iki taraf birbiriyle çok fazla ticari iş yaptığını, davacı şirket, araç veya araç parçası bakımı/onarımı üzerine iş yapan bir firma olduğunu, davalı şirket ise, yolcu taşımacılığı yapan bir firma olduğunu, dolayısıyla her iki şirket açısından da araç veya araç parçası bakımı/onarımı ticari olarak nitelendirildiğini, 30.08.2020 tarihinden itibaren birbirleriyle iş yapan bu iki şirket toplamda 55.143,57 TL’lik iş yaptığını, fakat müvekkili şirket, bu paranın toplam 49.161,00 TL’sini tahsil etmiş, kalan 5.982,57 TL’lik kısım için ödeme alamadığını, bu konuyla ilgili taraflar arabuluculuk müzakeresine oturduğunu, fakat 08.04.2021 tarihinde 2021/32618 arabuluculuk numaralı dosya ile anlaşma sağlanamadığını, müvekkili, davalı şirketin araçlarının veya araç parçalarının 30.08.2020 tarihinden beri onarımını ve bakımını üstlenmiş, bu süre zarfında toplamda 58 kez iş yapıldığını, yapılan bu işler neticesinde 06.01.2021 tarihinde ilk 57 işin toplam cari hesabı çıkarıldığında davalı şirketin, müvekkili şirkete bakiye 1.852,57 TL borcu kaldığını, bu borcun zaman içerisinde ödeneceği müvekkili şirket yetkililerine söylenerek davalı şirket yetkilileri tarafından süre istendiğini, fakat zaman içerisinde davalı şirketten bu konuyla ilgili hiçbir adım gelmediğini, ayrıca cari hesap ve faturalardan doğan bu alacak kalemine davalı şirketin hiçbir şekilde bugüne kadar itirazı olmadığını, hiçbir şekilde davalı taraftan fatura düzenleme veya iade talebi oluşturulmadığını, bu durum da davalı şirketin haksız yere ödeme yapmadığının açıkça göstergesi olduğunu, tüm bu olaylardan sonra taraflar arasında son bir iş daha yapıldığını, 01.03.2021 tarihinde davalı şirket adına sürekli müvekkili şirkete araç onarımı/bakımı yaptıran … adlı şahıs, davalı şirkete ait … plakalı aracın Erzurum’da bozulduğunu ve bu aracın parçalarının tamiratının yapılması gerektiğini beyan ederek davacı müvekkili şirkete başvuru yaptığını, müvekkili şirket de bu aracın onarımını üstlendiğini, yapılan anlaşmaya göre davalı şirket çalışanı … adlı şahsın beyanı üzerine Erzurum’da yolda kalan aracın enjektörlerinin bozulduğu anlaşılmış olup bu enjektörler davalı şirket tarafından Ankara’da müvekkili şirketçe onarılacağını, böylelikle enjektörler davalı şirket çalışanı … tarafından müvekkili şirkete teslim edildiğini, müvekkili şirket de bu onarımı aynı oto sanayi sitesinde bulunan ve alanında ihtisaslaşmış … Pompa adlı firmayla beraber yaptığını, Enjektör revizyonu olarak adlandırılan bu işlemin bedeli 4.130,00 TL olarak belirlendiğini, Ardından enjektörler teslim edildikten yalnızca bir gün sonra enjektörlerin tamiratı yapılmış ve müvekkili şirket çalışanları tarafından tamirat bedeli davalı şirket çalışanı …’e söylendikten sonra yine aynı çalışana bu enjektörler teslim edildiğini, davalı şirket çalışanı … ise, “ben davalı şirket adına bu bedele kefilim” diyerek ve enjektörleri teslim alarak ortamdan uzaklaştığını, ardından ödeme için müvekkili tarafından davalı şirket aranarak bu bedel istendiğini Bu bedel her istendiğinde davalı şirket tarafından ödeme vaadi verildiğini, fakat bir süre geçtikten sonra davalı şirket yetkilileri tarafından bu bedelin ödenmeyeceği müvekkili şirkete bildirildiğini, ardından müvekkili şirket, davalıya yönelik her fatura düzenlediğinde davalı şirket de iade fatura düzenlediğini, bu silsile birkaç kez üst üste tekrar ettiğini, bu durum karşısında müvekkili şirket için bu bedel toplamı, kazai yoldan istenildiğini, işbu son olay yaşandıktan sonra davalı şirket tarafından kötüniyetli olarak cari hesaptan kalan bakiye tutar da ödenmediğini, böylelikle davalı şirketin davacı şirkete ilk 57 faturadan kaynaklı cari hesaptan 1.852,57 TL ve bu son olaydan ötürü 4.130,00 TL borcu bulunmadığını, bu bedel toplamı 5.982,57 TL olduğunu, ve bu borcun davalı tarafından müvekkili şirkete ödenmesi gerektiğini, tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalı şirketten şimdilik 5.000,00 TL’nin yasal faiziyle taraflarına ödenmesine, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı ile müvekkil şirket arasında 30.08.2020 tarihinden beri ticari işlemler yapıldığı, taraflar arasında cari hesap ilişkisi olduğu, toplam 58 kez iş yapıldığı yapılan işlerden cari hesaba göre 1.852,57 TL kaldığı, enjektör revizyonu adlı işlem içinse 4.130,00 TL ödeme gerektiği bu suretle toplam 5.928,57 TL müvekkili şirketin borçlu olduğu iddia ve beyan edildiğini, ancak davacının bu iddiaları haksız olup davanın reddi gerektiğini, dava dilekçesinde de değinildiği üzere müvekkili şirket ile davalı şirket arasında cari hesap ilişkisi kurulduğunu, bugüne kadar müvekkili tarafından 25.09.2020 tarihinde 18.000,00 TL, 06.01.2021 Tarihinde ise 21.781,00 TL olmak üzere toplam 39.781,00 TL ödeme yapıldığını, davacı taraf müvekkilinin toplu yapmış olduğu ödemeler kapsamında 2020 yılı sonunda 837,66, 06.01.2021 yılında yapılan toplu ödeme sonrası ise 242,08 TL iskonto indirimi uyguladığını, söz konusu ödemelerden ve yapı1lan iskonto indirimlerinden sonra müvekkilinin davacıya cari hesap ilişkisine istinaden bir borcu kalmadığını, yapılan ödemelerin meblağsından da anlaşılacağı üzere iskonto uygulanmış olsaydı müvekkili şirket bu ufak meblağları da ödeyebileceğini, ancak indirim yapılmasından dolayı bu ödemeler yapılmadığını, Tek seferde 21.781,00 TL ödeme yapıp 242, 06 TL ödemekten bütün uyarılara rağmen müvekkili şirketin kaçındığını iddia etmek hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, Kabul anlamına gelmemekle beraber davacının basiretli bir tacir gibi davranarak İhtarname veya yazılı bir evrak ile bu durumu sabit hale getirmesi de gerektiğini, beyanla davanın reddine ve karşı vekalet ücretinin ve yargılama giderlerinin davacıya bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEMENİN GEREKÇESİ:
Dava, eser (tamir) sözleşmesinden kaynaklı alacak istemine ilişkindir.
Mahkememizce yapılan yargılama kapsamında davacı tarafın 18/10/2021 ve 11/04/2022 tarihli celselere katılmadığı görülmüştür.
H.M.K 320. maddesi gereğince basit yargılamaya tabi davalarda işlemden kaldırılmasına karar verilmiş dosya, yenilenmesinden sonra tekrar takipsiz bırakılırsa davanın açılmamış sayılacağına karar verileceği düzenlenmiştir. Bu nedenlerle, davanın 2 defa takipsiz bırakıldığı anlaşıldığından davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
Davacı tarafından ikinci kez işlemsiz bırakılan dosyanın HMK 320/4 maddesi gereğince AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
Harçlar Kanununa göre alınması gereken 80,70-TL harçtan, davacı tarafından peşin yatırılan 85,39-TL’nin mahsubu ile fazla alınan 4,69 -TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 5.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-14. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,

HMK 333. Maddesi uyarınca Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf yolu yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.11.04.2022
Saat: 10:24