Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/289 E. 2022/326 K. 25.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/289 Esas – 2022/326
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/289
KARAR NO : 2022/326

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 05/05/2021
KARAR TARİHİ : 25/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 01.12.2017 tarihinde saat 19.50 sıralarında müvekkili …’ın içinde bulunduğu, sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı araç Samanyolu caddesi üzerinde seyir halindeyken sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı araç Sebzebahçeleri caddesini takiben Samanyolu kavşağına geldiğinde müvekkilinin bulunduğu araca çarpması sonucu yaramalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, ilgili kazada müvekkili … yaralandığını, Kaza tespit tutanağından anlaşılacağı üzere bu kazanın oluşumunda sürücü … ‘nun sevk ve idaresindeki … plakalı araç 2918 sayılı KYTK 57.1a madde (kavşaklarda olağan geçiş önceliğine uymama) kural ihlali yaptığı ve asli kusurlu olduğu, sürücü … ‘ın sevk ve idaresindeki … plakalı araç 2918 sayılı KYTK 52.1a madde (kavşaklara gelirken yavaşlamama) kural ihlali yaptığı ve tali kusurlu olduğunun görüldüğünü, davacı müvekkili meydana gelen trafik kazası nedeni ile Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesinde ilk müdahalesi yapılmış ve tedavisine devam edildiğini, Kaza sonrasında müvekkili …’ın burnundan sarı bir sıvı geldiğini, izleyen süreçte koku alma duyusunda eksilme nedeniyle hastaneye başvurulduğunu, ve koku alma duyusunda kalıcı bir hasar meydana geldiğinin tespit edildiğini, koku almaya ilişkin test yapmış olduğumuz araştırmalar neticesinde sadece Ege Üniversitesi Fizyoloji Bölümünde yapıldığını, kaza nedeniyle davacı müvekkile Basit Tıbbi Müdahale İle Giderilemez, şeklinde rapor hazırlandığını, tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin tüm dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla ve poliçe bedeliyle sınırlı kalmak kaydıyla; davanın kabulüne, HMK 107 dayalı belirsiz alacak davasında şimdilik 100,00-TL Geçici iş görememezlik, 800,00-TL daimi iş görememezlik ve 100,00-TL bakıcı gideri olmak üzere toplamda 1.000,00-TL maddi tazminatı toplanacak delillere göre uzman bilirkişiye hesaplattırılarak harcı tamamlandıktan sonra ve kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan kusurları oranında tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı taraflara yükletilmesine, 1136 Sayılı Avukatlık Kanununun 4667 Sayılı Kanunla değişik 164/son fıkrası uyarınca karşı taraf vekâlet ücretinin Avukat olarak adlarına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı …. Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle;zorunlu dava şartı olan sigorta şirketine usulüne uygun başvurunun davacı tarafça yerine getirilip getirilmediğini, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve TTK’nın ilgili maddeleri gereğince Sigorta Sözleşmesinden kaynaklanan talep ve dava hakları 2 yılda müruru zamana uğrayacağını, 2 yıllık dava açma süresi geçtiğini, savcılık soruşturması aşamasında ya da ceza davasında uzlaşma var ise davanın reddi gerektiğini, davada alacaklı ve borçu sıfatı birleştiğinden reddi gerektiğini, Huzurdaki talep te bulunan davacı, aracın işleteni, sürücüsü veya maliki ise alacaklı ve borçlu sıfatı birleşeceğinden davanın reddi gerekir. Davaya ilişkin davacı talepleri sulh ile sonuçlandırılmış ise sulh ve feragat nedeniyle davanın reddi gerektiğini, hesaplanacak tazminattan hatır taşıması ve müterafik kusurun tenzili gerektiğini, davanın haksız ve mesnetsiz davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı, maluliyete ilişkin herhangi bir rapor sunmadan şirkete başvuru yaptığından aslında zorunlu başvuru şartını yerine getirmediğini, bu şekilde yapılan başvuruyla dava açılmasına sebebiyet verilmeden sigorta şirketinin davacının zararını karşılaması mümkün bulunmadığını, müvekkil şirketin sorumluluğunun poliçe limiti dâhilinde olduğunu, sigortacının sorumluluğu, sigortalının kusurlu olması halinde söz konusudur ve işbu dava konusu kazanın oluşunda sigortalı araç sürücüsü kusursuz olduğunu, davacı kaza esnasında yaşı itibariyle çocuk koltuğunda seyahat etmesi gerekirken bu hususa riayet edilmediğinden müterafik kusurlu olduğunu ve bu hususun mahkemece resen araştırılması gerektiğini, davacı olay tarihinde çalışma yaşında olmadığını kaldı ki; zmss genel şartlarına göre “geçici iş göremezlik zararı” ile “geçici bakıcı giderleri” poliçe teminatı kapsamında bulunmadığını davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEMENİN GEREKÇESİ:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat talebidir.
Tarafların göstermiş oldukları delilleri toplanılmış; Arabuluculuk tutanağı, Tarafların ekonomik ve sosyal durumunun araştırılmasına ilişkin kolluk tutanağı, davacının kaza nedeniyle görmüş olduğu tedaviye ilişkin tüm evraklar, davacıya kaza nedeni ile ödeme yapılmasına ilişkin SGK yazı cevabı, davalıya ait aracın mülkiyet durumuna ilişkin Emniyet Müdürlüğü yazı cevabı, Trafik Tespit Tutanağı örneği, Hasar dosyası örneği, Sigorta Poliçe örneği, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/20388 Soruşturma, 2018/23838 Karar sayılı dosyası, dosya içerisine kazandırılmıştır.
Ankara C.Başsavcılığı’nın dava konusu kaza nedeniyle yürütülen 2018/20388 soruşturma 2018/23838 karar sayılı dosyasının incelenmesinde; müştekilerin Yağmur Umar ve Yunus Emre Umar olduğu, şüphelinin … olduğu, taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma ve trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçlarından yapılan soruşturma da yapılan uzlaşma görüşmeleri mağdur …’ın yaralanması olayında zarar gören küçük …’nın anne babası … ve …ın herhangi bir edim talebi olmaksızın 26/02/2018 tarihinde uzlaşmayı kabul ettiği neticesinde tarafların uzlaştığı, uzlaşma nedeniyle şüpheli hakkında kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair 27/02/2018 tarihinde karar verildiği anlaşılmıştır.

Bilindiği üzere, 5271 sayılı CMK’nın 253/19. Maddesine göre ”Uzlaşma sonucunda şüphelinin edimini def’aten yerine getirmesi halinde, hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arzetmesi halinde, 171 inci maddedeki şartlar aranmaksızın, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilir. Erteleme süresince zamanaşımı işlemez. Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararından sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, 171 inci maddenin dördüncü fıkrasındaki şart aranmaksızın, kamu davası açılır. Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır. Şüphelinin, edimini yerine getirmemesi halinde uzlaşma raporu veya belgesi, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 38 inci maddesinde yazılı ilam mahiyetini haiz belgelerden sayılır.” hükmü yer almaktadır.
CMK’nın 253/19 maddesi kapsamında suçtan zarar görenin, fail ile uzlaşması halinde failin eylemlerinden sorumlu olanların da, uzlaşma hükümlerinden istifade edebileceği kabul edilmektedir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin, 2020/12932 Esas- 2021/1337 karar; 2020/402 Esas- 2021/916 Karar, 2020/156 Esas -2021/70 Karar emsal kararları)
Toplanan delillere göre; davalıya ZMMS poliçesi ile sigortalı aracın karşıtığı trafik kazası nedeniyle davacının yaralandığı iddiası ile maddi tazminat talep edildiği, ancak olay sonrası Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan soruşturma sırasında tarafların uzlaşması nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, CMK’nun 253/19 maddesinde “..Uzlaşma sonucunda şüphelinin edimini def’aten yerine getirmesi halinde, hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir… Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır…” hükmünün bulunduğu, belirtilen yasa hükmü gereğince tarafların uzlaşması nedeniyle davacının tazminat talebinde bulunamayacağı anlaşıldığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
Davanın Reddine,
Harçlar Kanununa göre alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile eksik 21,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafların yapmış olduğu yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Davalı taraflar vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-14. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,

HMK 333. Maddesi uyarınca Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; Davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25.04.2022