Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/25 E. 2022/92 K. 15.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/25 Esas – 2022/92
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/25 Esas
KARAR NO : 2022/92

DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/01/2021
KARAR TARİHİ : 15/02/2022
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 10/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin gayrimenkul değerini tespite yönelik kurulmuş bir ticari işletme olduğunu, davalı şirket nezdinde 191673911-1 numaralı 15/04/2015-15/04/2016 arası tarihlerini kapsar poliçe ile mesleki sorumluluğundan doğan zararlı koruma altına alındığını, haziran 2015 tarihi itibariyle dava dışı … Bankası’na sunduğu değerleme raporu dolayısıyla Ankara … Ticaret Mahkemesi’nde kendisine karşı açılan dava ile rizikonun gerçekleştiğini, görülen yargılamada gayrimenkulun bulunduğu bölgedeki güvenliği tehlikeye düşüren olaylar, değer kayıpları, emsal değerler ve kredi kullandırmada yapılan tedbirsizliklere dikkat çekilmesine rağmen aleyhe karar verildiğini ve müvekkilinin tazminat ödemesi durumunda kaldığını, davalının başvuruya rağmen zararını karşılamadığını savunarak dava dışı … Bankası’na yapılan 142.170,89 TL’nin ödeme tarihinden itibaren ticari reeskont faizinin yürütülmesini, karar harcına ödeme tarihinden itibaren ticari reeskont faizin yürütülmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, mesleki hata nedeni ile tazminat talebinin davacıya bildirildiği tarihte müvekkili şirket nezdinde düzenlenmiş bir meslek sorumluluk poliçesinin bulunmadığını, var olan mesleki sorumluluk poliçeleri bakımından da davaya konu zararın teminat kapsamı dışında olduğunu, dava dışı … Bankası için hazırlanan 04/06/2015 tarihli gayrimenkul değerleme raporuna yönelik banka tarafından ilk tazminat talebi 10/05/2017 tarihli 23286/1453 sayılı ihtar ile davacı tarafa iletildiğini, bu nedenle davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla mahkemece uyuşmazlık konusu zararın poliçe teminatına girdiği düşünülse dahi, poliçe üst limitinin olay başına 250.000,00 TL olduğunu, ayrıca her bir hasarda uygulamak üzere 50.000,00 TL muafiyetinin bulunmadığını, mesleki sorumluluk sigortası genel şartları uyarınca talep tarihinde müvekkili şirket nezdinde poliçe bulunmaması sebebiyle müvekkili şirket bakımından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, mesleki sorumluluk sigortası kapsamında sigortalının sigortacısı aleyhine açtığı rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Tarafların bildirdikleri deliller toplanmış, sigorta poliçesi, Ankara … Ticaret Mahkemesi’nin … karar sayılı dosyası,
Mesleki sorumluluk sigortası bir “zarar sigortası” ve ileride ortaya çıkması muhtemel zararlar nedeniyle malvarlığını teminat altına alınması bakımından “pasif sorumluluk sigortası”dır. Sorumluluk sigortalarında amaç, üçüncü kişilere verilebilecek zarardan ötürü sigortalının karşılaşabileceği tazminat taleplerini temin etmektir. Sigortacı, sorumluluk sebebiyle sigorta ettirenin malvarlığında ortaya çıkmış olan yükü devralmaktadır.
Ankara … Ticaret Mahkemesi’nin 2019/317 esas sayılı dosyası ile davacının sigortaya konu mesleki faaliyeti çerçevesinde dava dışı … Bankası lehine gördüğü gayrimenkul değerleme işi kapsamında oluşan zararın tazminine ilişkin davanın davacı aleyhine sonuçlandığı ve 142.170,89 TL ödeme yaptığı ve bu zararın sigorta kapsamında tazmini amacıyla davacı sigortalı tarafından eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
TTK m. 1473’e göre, “Sigortacı sorumluluk sigortası ile sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder”. Bu hükümle sigorta teminatının, olayın sigorta süresi içerisinde veya sigorta ettiren, (sorumluluğunu doğuran olayın meydana gelmiş olduğunu bilmemesi kaydıyla) geçmişe etkili sigorta teminatı elde etmişse, kararlaştırılan geçmişe etki tarihi ile sigorta sözleşmesinin yapıldığı tarih arasında meydana gelmiş olan, olaylar için geçerli olacağı kabul edilmiştir. Yani TTK olay esaslı sigortayı (occurrence basis-event occurrence) benimsenmiştir. Ancak bu hüküm emredici bir hüküm değildir. Bu nedenle taraflar sigorta sözleşmesinde aksini kararlaştırabilirler. Talep esaslı (claims made) sigortalarda, tazminat talebi sigorta sözleşmesinin sonuna kadar ileri sürülmek zorundadır.
Davaya konu sigorta poliçesinin incelenmesinde, poliçenin 15/04/2016-15/04/2017 tarihlerini kapsadığı ve “tazminat talebinin sigortalıya poliçe süresi içinde iletilmiş olması” halinde rizikonun teminat altına alınacağı, dolayısıyla talep esaslı teminat belirlendiği anlaşılmıştır. Poliçe hükümlerinin değerlendirilmesinde karma nitelikli olduğuna ilişkin de bir hüküm yer almamaktadır.
Somut olayda, sigortacıya ilk bildirim 10/05/2017 tarihinde, poliçe süresinden sonra yapılmıştır. Olayda uzatılmış bildirim süresinin doğduğuna ilişkin bir delil ve iddia da bulunmamaktadır. Bu hali ile rizikonun poliçe teminat süresinde bildirildiğinden söz etmek mümkün değildir.
Davacı her ne kadar tazminata konu davanın davalıya ihbar edildiğini bildirmiş ise de, bahse konu dava tarihi 14/06/2019 olmakla poliçe geçerlilik tarihinden sonrasına ait olduğu ihbarın da bildirimden sonra yapıldığı, rizikonun tazminat talebinin bildirimine bağlandığı, tazminat alacağının ödeme ile doğduğu, kaldı ki ihbarın somut bir tazminat talebi de içermediği gözetildiğinde bildirimin süresi içinde yapıldığından söz etmek mümkün olmayacaktır.
Açıklanan gerekçelerle, talep esaslı poliçe kapsamında süresinde tazminat bildirimi yapılmadığından rizikonun teminat kapsamında olmadığı kanaatine varılarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
DAVANIN REDDİNE,
Alınması gereken 80,70 TL harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, fazladan yatırılan 2.347,23 TL harcın karar kesinleştiğinde istek halde harcın iadesine,
Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olunan 17.456,23 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırına iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/02/2022