Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/248 E. 2023/361 K. 17.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.

3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : …
KARAR NO : 2023/361

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – (T.C:…) – …
VEKİLİ : Av. … – ….
DAVALI : … – (T.C:…) – …
VEKİLİ : Av. … – ….

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/04/2021
KARAR TARİHİ : 17/05/2023
K.YAZIM TARİHİ : 05/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının herhangi bir belge ibraz etmeden borç sebebi olarak “….” göstererek müvekkili aleyhine …’nin … E. (Yeni … E.) Sayılı icra dosyası ile örnek 7 ilamsız (adi) takip başlattığını, ancak söz konusu icra dosyasında belirtildiği şekilde müvekkilinin, davalıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, iş bu icra takibine istinaden Arabuluculuk yoluyla yapılan görüşmelerde uzlaşma sağlanamadığını ve bu şekilde anlaşmama son tutanağı düzenlendiğini, takibin kaynağı “oto borcu” olarak dayanılmış ise de müvekkilinin davalıdan herhangi bir araç almadığını, borçlanmadığını, bu nedenle de iş bu davanın açılması zaruretinin hasıl olduğunu, arz edilen ve re’sen saptanacak nedenlerden dolayı; ihtiyaten tedbir taleplerinin kabulü ile …’nin … E. karar kesinleşinceye kadar muvakkaten durdurulmasına, bu talepleri hüsnü kabul görmez ise icra dosyasına yatacak paranın alacaklıya verilmemesi yönünde tedbir kararı verilmesine, davanın kabulü ile müvekkilinin …’nin … E. Sayılı dosyasından dolayı davalıya … olmadığının tespitine, davalının haksız ve kötüniyetli olmasından dolayı %20’den aşağı olmamak üzere aleyhine tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı tarafa usulüne uygun dava dilekçesi ekli duruşma gün ve saatini bildirir ihtaratlı davetiye tebliğ edilmiş, taraf teşkili sağlanmış, davalı süresinde cevap vermemiştir.
DELİLLER:
…’nin … E. Sayılı dosyası
…’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde: takip tarihinin 21/08/2008 olduğu, takip alacaklısı …,’in takip borçlusu … hakkında 50.000,00 TL bedelli asıl alacak, faiz ve ferileri alacağının icra gideri, vekalet ücreti, ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yıllık yasal faizi ile tahsili için ilamsız takip başlattığı, takip dayanağının “oto borcu” olarak gösterildiği anlaşılmıştır.
Dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi kurulundan alınan 10/08/2022 tarihli rapor ve 06/03/2023 tarihli ek raporda;,; takip dayanağı olarak gösterilen “oto borcu”ndan … olduğunu gösterecek ne bir protokol, ne bir sözleşme ibraz edilmediği gibi, takip dosyasında da davacının … olduğunu gösterecek bir kayda rastlanılmadığını, keza, davalın ticari defter incelemesi yapılmak suretiyle, davacıdan alacaklı olduğuna dair bir inceleme de yapılamadığını, bu nedenlerle, davacının borçsuz olduğunun tespiti talebinin yerinde olduğunun düşünüldüğünü, bu kez, davalı tarafından sunulan Satış Sözleşmesinin incelenmesinde, satıcının davacı, alıcının davalı … olduğunu, araç bedelinin 113.000,00-TL. olarak kararlaştırıldığını, davalı yan davacının vekalet verdiği …’ya araç devrinin gerçekleştirildiğini ifade ettiğini, ancak bu iddiayı tevsik eden herhangi bir belge sunulmadığını, kural olarak satım sözleşmelerinde “Alıcı”nın semen ödeme borcu, satıcının ise malı teslim etme borcu söz konusu olduğunu, davalı yanca dava dışı …’ya araç devredildiğine göre, davacı … tarafından teslim gerçekleştirilmiş olması gerektiğini, buna mukabil davalı yanca araç bedelinin 30.000,00-TL. sinin peşin ödendiği sözleşmede belirtilmiş olmasına rağmen, bakiyesinin ödendiğine ilişkin bir kayıt sunulmadığını, bahse konu sözleşmede … satıcı olduğuna göre, davalı alıcıya hangi nam altında … olduğu da davalı yanca açıklanmadığını, dava dosyası, ekleri ile taraf vekillerinin itiraz/beyanları üzerinde yapılan incelemeler neticesinde: kök raporda belirtilen görüş ve tespitlerinde bir değişiklik olmadığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davadaki uyuşmazlığın; davacının oto borcu olduğu ile sürülerek davalı tarafından başlatılan icra takibi dosyasından dolayı davalıya … olmadığının tespiti ve kötü niyet tazminatına ilişkindir.
Mahkememizin 16/04/2021 tarih, … Esas sayılı kararı ile ihtiyati tedbir talebinin reddedildiği anlaşılmıştır.
Davalı tarafından varlığı iddia edilen bir hukukî ilişkinin mevcut olmadığının (yok olduğunun) tespiti için açılan davaya menfi (…) tespit davası denir (… (…), …).
Menfi tespit davası, 2004 sayılı …’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, …, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra … bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır.
Kendisine karşı icra takibi yapılmış olan …, ödeme emrine itiraz edilmemiş veya itiraz edilmiş olmakla birlikte yerinde görülmemiş olması sebebiyle icra takibi kesinleşse dahi maddi hukuk bakımından … olmadığını ileri sürebilir. Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir (…).
Menfi tespit davasında ispat yükü, kural olarak davalı alacaklıya düşer. Davacı (…), davalının (….) varlığını iddia ettiği hukukî ilişkiyi (…) sadece inkâr etmekle yetinmekte ise, yani bu hukukî ilişkinin (borcun) hiç doğmadığını ileri sürmekte ise ispat yükü davalıya düşer. Çünkü hukukî ilişkinin (…) varlığını iddia eden davalı olduğu için, ispat yükü davalı alacaklıya düşer (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) m. 190; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK) m.6). Fakat, menfi tespit davasını açan davacı (…), davalının (alacaklı) varlığını iddia ettiği hukukî ilişkinin hiç doğmadığını iddia etmeyip, bilakis bu ilişkinin doğduğunu bildirerek başka bir nedenle hukukî ilişkinin geçersiz olduğunu veya son bulduğunu ileri sürmekte ise bu iddiayı ispat yükü TMK’nın 6. maddesi gereğince davacıya düşer. Örneğin; alacaklının dayandığı senedin karşılıksız olduğunu ispat yükü, davacıya (…) düşer. Bunun gibi, davacı (…), davalının (…) iddia ettiği alacağın ödeme, ibra ve takas gibi bir nedenle son bulduğunu ileri sürerse, bu iddiayı ispat yükü de davacı borçluya düşer (…). (….)
Davaya konu alacak bakımından ispat yükü davacı tarafta olmakla birlikte ticari davalarda, ya da iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatlanmalıdır. Ticari defterler kesin delillerdendir. Davacıda dava dilekçesinde ticari defterlere dayanmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir.
…’nin 26.09.2018 tarih, … sayılı ilamına göre Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasa’da delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri Yasa’da belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir.Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır….” …nin 27.06.2016 tarih, …sayılı ilamı da aynı yöndedir.
Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması başlıklı HMK’nun 222. maddesinde ” (1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (…) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.(1) (4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur. (5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır” olarak ifade edilmiştir.
Dava, cevap, mübrez belgeler ve tüm dosya kapsamına göre, menfi tespit davasında ispat yükünün kural olarak davalı alacaklıya ait olduğu, davalının cevap dilekçesi ibraz etmediği, davacıya ait 2008 yılı … formlarında davalı taraftan mal ve hizmet alışverişine ait bir kayda rastlanmadığı, takip dosyasında davacının … olduğunu gösterecek bir kayda rastlanılmadığı, davalının ticari defter incelemesi yapılmak suretiyle, davacıdan alacaklı olduğuna dair bir inceleme de yapılamadığı takip dayanağı olarak gösterilen davalı tarafından sunulan Satış Sözleşmesinin incelenmesinde, satıcının davacı, alıcının ise davalı … olduğu, araç bedelinin 113.000,00-TL. olarak kararlaştırıldığı, davacının vekalet verdiği anlaşılan …’ya araç devrinin gerçekleştirildiğinin ifade edildiği, ancak bu iddianın belgelendirilmediği, kural olarak satım sözleşmelerinde “alıcının” semen ödeme borcu, “satıcının” ise malı teslim etme borcu söz konusu olduğu, davalı yanca dava dışı …’ya araç devredildiği iddiasına göre davacı … tarafından teslim gerçekleştirilmiş olması gerektiği, davalı yanca araç bedelinin 30.000,00-TL. sinin peşin ödendiği sözleşmede belirtilmiş olmasına rağmen, bakiyesinin ödendiğine ilişkin bir kayıt sunulmadığından davacının…Dairesinin … Esas sayılı icra takip dosyasında … olmadığının tespitine, davalının takipte haksız olmakla birlikte kötüniyeti tespit edilemediğinden davacı tarafın tazminat isteminin reddine karar vermek ve aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacının…Dairesinin … Esas sayılı icra takip dosyasında … olmadığının tespitine,
2-Davalının takipte haksız olmakla birlikte kötüniyeti tespit edilemediğinden davacı tarafın tazminat isteminin reddine,
3-Alınması gereken 3.415,50TL harçtan peşin alınan 853,88TL’nin mahsubu ile eksik 2.561,52TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-6102 sayılı TTK 5/A maddesi ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11, 13, 14. maddleri ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife Hükümleri Uyarınca Hesaplanan … bütçesinden ödenen 1.320,00 TL zorunlu arabuluculuk giderinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan toplam 921,68 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan bilirkişi ücreti: 1.600,00 TL, davetiye ve müzekkere tebligat gideri:65,00 TL olmak üzere toplam 1.665,00TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca kabul edilen miktar üzerinden Hesaplanan ve takdir olanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırına iadesine,
Dair, Davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile … Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 17/05/2023
Katip …
¸[e-imzalıdır]

Hakim …
¸[e-imzalıdır]