Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/23 E. 2022/406 K. 24.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/23 Esas – 2022/406
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/23 Esas
KARAR NO : 2022/406

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 07/01/2021
KARAR TARİHİ : 24/05/2022
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 25/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin “… ” logosu ile yurt içi ve yurt dışı paket ve kargo taşımacılığı işi ile iştigal ettiğini, taraflar arasında taşıma ve cari hesap sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşmeye istinaden müvekkili tarafından davalı borçlu firmanın gönderileri taşınarak faturalar kendilerine iletildiğini, ancak bedeli tahsil edilemeyen faturaların tahsili amacıyla davalı aleyhine Ankara …İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra takibi başlatıldığını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini iddia ederek takibe vaki itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; takip dosyasına 34.667,24 TL ödeme yapıldığını, takibe konu vade farkı fatıralarının müvekkili tarafından kabul edilmeyerek iade edildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Tarafların bildirdiği deliller toplanmış, Ankara …İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyası, tarafların BA-BS formları dosya arasına alınmış, taraflara ticari defterlerini sunmak üzere HMK’nun 220. ve devamı maddeleri uyarınca ihtarat yapılarak süre verilmiş, taraflarca sunulan defterler incelenmek üzere mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Davalı defterleri üzerinde inceleme yapan mali müşavir bilirkişi 01/12/2021 havale tarihli raporunda özetle, davalının defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu ve sahibi lehine delil teşkil ettiği, ticari defter kayıtlarına göre davacının takip tarihi itibari ile alacağının 34.667,24 TL olduğu, davalının takipten sonra 29/02/2020 tarihinde 34.667,24 TL ödeme yaptığından borcu bulunmadığı bildirilmiştir. Rapor oluşa ve dosya kapsamına uygun bulunarak hükme esas alınmıştır. Heyet raporunda belirtilen 08/08/2019 tarihinden önceki değerlendirmelere ilişkin olarak, tarafların BA-BS bildirimlerinin uyumlu olması ve davalı defterlerinde bu tarih itibari ile daha fazla borç bulunması nedeni ile yeniden rapor alınmasına yer olmadığı değerlendirilmiştir. Yine davacının bir kısım faturaların davalı defterlerinde bulunmadığına ilişkin iddiası da aşağıda değerlendirilecektir.
Talimat mahkemesi aracılığı ile davacı defterleri de incelenerek mali müşavir ve taşıma uzmanı bilirkişi tarafından düzenlenen 06/02/2022 tarihli raporda, davacı defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu ve sahibi lehine delil teşkil ettiği, davacının tanzim ettiği ancak davalı şirket tarafından kabul edilmeyen 20.784,65 TL’lik vade farkı faturalarının olduğu, faturalara 8 günlük yasal süreden sonra itiraz edilse de davalının işbu iade faturaların davacı defterlerine kayıt edildiği, davacının da yasal süresinden sonra yeniden iade faturanın iadesi için fatura tanzim ettiği, davalının vade farkı faturalarını kabul etmeyerek defterine kayıt etmediği, davacı kayıtlarına göre 45.451,89 TL’lik alacaktan öncelikle kabul edilmeyen 20.784,65 TL’lik vade farkı faturalarını çıkardığımızda toplam alacağın 24.667,24 TL olacağı, sözleşmeye göre 01/01/2018 tarihinden takip tarihine kadar olan dönem için davacının talep edebileceği vade farkı tutarının 4.526,81 TL olduğunda davacının vade farkı da dahil toplam alacağının 29.194,05 TL olacağı, ancak davalı şirketin defterlerinin incelenmesi için yapılan bilirkişi incelemesinde davalı şirket kayıtlarının 08/08/2019 tarihinden itibaren dikkate alındığından bazı farklılıklar ile ilgili net bir değerlendirme yapılamadığını bildirmiştir. Rapor oluşa ve dosya kapsamına uygun bulunarak hükme esas alınmıştır.
DEĞERLENDİRME:
Dava, fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasında taşıma sözleşme bulunduğu uyuşmazlık konusu değildir. Taraflar tacir olmakla HMK’nun 17. maddesi uyarınca ihtilaf halinde Ankara icra daireleri ve mahkemeleri yetkili kılındığından davalının icra dairesinin yetkisine itirazının yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Toplanan tüm deliller ile bilirkişi raporu dikkate alındığında, taraflar arasında düzenlenen taşıma sözleşmesi gereği taraflar arasındaki uyuşmazlık bir kısım cari borç ve vade farkı faturalarından kaynaklanmaktadır. Cari hesap alacağına ilişkin davalı yan takipten sonra defterlerindeki miktar bakımından 29/02/2020 tarihinde 34.667,24 TL ödeme yapmıştır. Bu hususun infaz aşamasında dikkate alınması gerekmektedir.
Bilirkişi heyeti tarafından taraf defterleri karşılaştırılmış ve davacı kayıtlarına göre 45.451,89 TL alacaklı olduğu değerlendirilmiştir. Her ne kadar davalı defterlerinde davacının heyet raporuna itiraz dilekçesinde bildirdiği faturalar kayıtlı değilse de, davacı tarafça son düzenlenen vade farkı faturası dışında tarafların BA-BS formlarının karşılıklı olarak birbirini doğruladığı, bu faturalar yönünden de fatura içeriğinin karine olarak sübut bulduğu, davalı yanca da aksine iddia sunulmadığı dikkate alındığında davacı defterlerindeki alacak miktarına itibar etmek gerekmiştir. Önceki yıllardan devreden miktarlara ilişkin davalı defterlerinde daha fazla borç kaydı bulunuyor olması ve davalının bu dönemlere ilişkin başkaca ödeme iddiası bulunmaması nedeni ile heyet raporunda değerlendirme yapılamadığı söylenen davalı defter kayıtları üzerinde yeniden bilirkişi incelemesi yapılmamıştır.
Uyuşmazlık konusu faturalardan bir kısmının vade farkı faturası olduğu anlaşılmıştır. Bilirkişi tarafından itiraza uğrayan vade farkı faturalarının 20.784,65 TL bedelli olduğu, bu hali ile cari hesaba ilişkin davacının 24.667,24 TL alacağının olduğu belirlenmiş, mahkememizce de buna itibar edilmiştir. Uyuşmazlık konusu olan vade farkı faturalarına ilişkin olarak ise, sözleşmede vade farkına ilişkin bin hüküm bulunmamakta ise de ihtilafsız döneme ilişkin vade farkı faturaları dikkate alındığında fiilen vade farkı uygulaması bulunduğu değerlendirilmekle bilirkişi tarafından 3095 sayılı Kanun’un 2/2 maddesi uyarınca vade farkı hesaplaması yapılmış, mahkememizce de hesaplama uygun bulunarak hükme esas alınmıştır. Bu hali ile taraflar arasında ihtilaflı olan vade farkı olacağının 4.949,45 TL olduğu kanaatine varılmıştır.
Açıklanan gerekçelerle asıl alacak yönünden 24.667,24 TL cari hesap, 4.949,45 TL vade farkı alacağı yönünden davalının takibe vaki itirazının yerinde olmadığı ve davanın kısmen kabulüne karar vermek gerektiği kanaati ile alacak faturadan kaynaklandığından likit olduğu değerlendirilerek davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, reddedilen kısım yönünden davacının kötüniyetli olduğuna ilişkin sübuta elverişli delil sunulmadığından davacı aleyhine tazminata hükmedilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
Davanın kısmen kabulü ile,
Ankara …İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyasında davalının itirazının kısmen iptali ile takibin 29.194,05 TL asıl alacak üzerinden devamına, davalı tarafça (takipten sonra ) 24/01/2020 tarihinde yapılan 34.667,24 TL ödemenin infaz aşamasında dikkate alınmasına,
Asıl alacağın %20’si oranında likit olan 24.667,24 TL üzerinden hesaplanan 4.933,45 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, artan kısım yönünden likit olmayan alacak bakımından icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına,
Reddedilen kısma ilişkin şartları oluşmadığından davacı aleyhine tazminata hükmedilmesine yer olmadığına,
Alınması gereken 1.994,25 TL harçtan peşin alınan 548,95 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.445.30 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin kabul red oranına göre hesaplanan 847,84 TL’sinin davalıdan, bakiye kısmın alınarak Hazineye gelir kaydına,
Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olunan 5.100,00 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olunan 5.100,00 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan ve UYAP sisteminde kayıtlı toplam 2.304,50 TL yargılama giderinin kabul oranına göre hesaplanan 1.480,20 TL yargılama gideri ile davacı tarafça peşin olarak yatırılan 548,95 harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde iadesine,
Karar kesinleştiğinde icra dosyasının iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı yanın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/05/2022