Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/212 E. 2021/454 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/212
KARAR NO : 2021/454

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 31/12/2013
KARAR TARİHİ : 10/06/2021
K. YAZIM TARİHİ : 15/06/2021

Mahkememizde görülen Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin Pazarcık İlçesi Narlı Beldesinde çimento ve beton fabrikası sahibi olduğunu, ihtiyaç duyduğu elektrik enerjisini taraflar arasında düzenlenmiş bulunan sistem kullanım anlaşmaları kapsamında davalı şirkete ait iletim hattından aldığını, davalının; müvekkilinin, sistem kullunım anlaşmasını ihlal ettiğinden bahisle sistem kullanım cezaları keserek tebliğ ettiğini, müvekkilinin sözleşme hükümlerine aykırı olarak kesilen 1.282.772,00 TL sistem kullanm cezasını ihtirazi kayıtla ödediğini belirterek ihtirazi kayıtla ödenen 1.254.212,87 TL’nin faiziyle birlikte istirdadını talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; Dava konusu edilen durumlarda cezai şart uygulanabilmesi için önceden uyarı şartı gerekmediğini, sayaç verilerinin uzaktan okunabilmesi için teşekkülleri tarafından otomatik sayaç okuma sistemi (OSOS) kurulmuş olduğunu, sayaç verilerinin OSOS aracılığıyla okunmasına ilişkin mevzuat hükümleri gereğince uyarıya gerek bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
DELİLLER: Taraf delilleri toplanmış, bilirkişiden rapor ve ek rapor alınmıştır.
MAHKEMENİN GEREKÇESİ: Dava; taraflar arasındaki bağlantı anlaşması ve sistem kullanım anlaşması hükümlerine dayalı olarak düzenlenen sistem kullanım cezası faturalarından dolayı davacı tarafça ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda 2013/869 Esas 2015/869 Karar sayılı ilamı ile; “Davanın kısmen kabulüne; 1.168.535,83 TL’nın dava tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin isteğin reddine,” karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen karar, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi Başkanlığının 2017/671 Esas, 2020/1781 Karar sayılı ilamıyla “… 1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2) Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Dava, taraflar arasındaki bağlantı anlaşması ve sistem kullanım anlaşması hükümlerine dayalı olarak düzenlenen sistem kullanım cezası faturalarından dolayı davacı tarafça ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir. Sistem kullanım anlaşması, bağlantı anlaşması çatısı altında düzenlenmiş bir anlaşmadır. Her iki anlaşma türünde hizmet alanlar tek sağlayıcı davalı ile bazı şartlarda anlaşma sağlamaktadırlar. Revize öncesi sistem kullanım anlaşmasının 10. maddesi ile bağlantı anlaşmasının 16. maddesi birbirine uyumlu haldedir. Bu hükme göre kullanıcının sözleşme şartlarını ihlal etmesi ve uyarıya rağmen ihlalin sürdürülmesi halinde ceza uygulanacağı kararlaştırılmıştır. Revize edilen 22.06.2012 tarihli sistem kullanım anlaşmasının 9. maddesinde kapasite aşımı halinde uyarı gerekmeden ceza faturası kesilebileceği belirlenmiş ise de, bağlantı anlaşmasının 16. maddesinde yeni bir düzenlemeye gidilmemiştir. Bağlantı anlaşmasının 3. maddesinde sistem kullanım anlaşmasındaki şartlara atıf yapılmakta ve ihlal halinde uyarı gerektiği hükmünü taşımaktadır. Bağlantı anlaşmasının olmaması halinde sistem kullanım anlaşmasının imzalanmasının mümkün olmadığı düşünüldüğünde her iki tarafın bağlantı anlaşmasında belirlenen hususlara riayet etmesi gerektiği tartışılamaz. Bu durumda bu anlaşmaları ayrı anlaşmalar olarak nitelendirilip atıf hükümlerinin de bertaraf edilerek sadece revize edilen anlaşma hükümlerini uygulamak akde vefa ilkesine aykırıdır. Revize edilen sistem kullanım anlaşmasında bağlantı anlaşmasının 3. maddesindeki uyarı şartını ortadan kaldıracak özel bir hükümde bulunmadığına göre cezayı gerektiren kapasite aşımı halinde kullanıcının uyarılması gerekir. Uyarılmadan ceza faturası kesilmesi ve ödenmesi halinde iadesi sağlanmalıdır.(Dairemizin 16.09.2019 tarih ve 1466 E.-3640 K., 11.09.2019 tarih ve 674 E.- 3532 K. Sayılı ilamları). Bu durumda, mahkemece, bağlantı anlaşması ve sistem kullanım anlaşması hükümlerine dayalı olarak, davacının, 22 Haziran 2012 tarihli sistem kullanım anlaşmasından sonraki dönemler için düzenlenen ve ödenen ceza fatura bedellerinin istirdatına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.” gerekçesiyle bozulmuş, karar düzeltme talebi ise reddedilmiş, Mahkememizce usul ve yasaya uygun olan bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Ancak; Hükümden sonra 25.11.2020 tarihinde kabul edilip 02.12.2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 7257 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 33. maddesi ile 6446 sayılı kanunun 8’inci maddesinin ikinci fıkrasına (ç) bendinden sonra gelmek üzere “İletim sisteminin normal işletme koşulları içerisinde işletilmesi ile işletme güvenliği ve bütünlüğü üzerinde risk oluşturan durumlara ilişkin olarak bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlallerinin takibini yapmak, ihlal durumu tespit edilen tüzel kişilere sistem kullanım anlaşmasında düzenlenen cezai şartları ve diğer yaptırımları uygulamak.” şeklinde (d) bendi eklenmiş, aynı kanunun 39. maddesi ile 6446 sayılı Kanuna eklenen Ek 3. madde ile de “(1) 8 inci maddenin ikinci fıkrasının (d) bendinin uygulamasından kaynaklanan uyuşmazlıklar idari yargıda görülür.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Bu durumda yapılan yasal değişikliğe göre; iletim sisteminin normal işletme koşulları içerisinde işletilmesi ile işletme güvenliği ve bütünlüğü üzerinde risk oluşturan durumlara ilişkin olarak bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlallerinin takibini yapmak, ihlal durumu tespit edilen tüzel kişilere sistem kullanım anlaşmasında düzenlenen cezai şartları ve diğer yaptırımları uygulamak, iletim faaliyeti kapsamına alınmış, 6446 sayılı Yasa’nın 8’inci maddesinin birinci fıkrası gereğince elektrik enerjisi iletim faaliyeti, lisansı kapsamında münhasıran TEİAŞ tarafından yürütüleceği öngörülmüştür. 6466 sayılı yasaya eklenen, ek madde 3/(1)’de, 8 inci maddenin ikinci fıkrasının (d) bendinin uygulamasından kaynaklanan uyuşmazlıkların idari yargıda görüleceği, hükmü konulmuştur.
Yargılama sırasında meydana gelen yasa değişikliğinin eldeki davaya etkisi değerlendirildiğinde; Görev kuralları kamu düzenine ilişkindir ve taraflar yönünden müktesep hak doğurmazlar. Bu nedenle, yeni bir kanunla kabul edilen görev kuralları, geçmişe de etkili olurlar. 6446 sayılı kanunda yapılan değişikliğin geriye yürümeyeceğine ilişkin bir hüküm de bulunmamaktadır. Bu halde; somut olayda, sonradan çıkan bir kanunla (6446 sayılı yasa’nın 8’inci maddesinin ikinci fıkrasının d bendi atfıyla ek madde 3/(1)) kabul edilen görev kuralı geçmişe etkili bir biçimde uygulanması gerekecektir.
Belirtilen nedenlerle; eldeki davada, İdare Mahkemeleri görevli olduğundan, HMK’nun 114/1-b ve 115/1-2.maddeleri gereğince yargı yoluna yönelik dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
HMK’nun 114/1-b ve 115/1-2.maddeleri gereğince yargı yoluna yönelik dava şartı yokluğu nedeniyle DAVANIN USULDEN REDDİNE,
Alınması gereken 59,30 harcın peşin alınan 21.418,85 TL harçtan mahsubu ile fazla 21.359,55 TL harcın karar kesinleştiğinde talebi halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde hesap numarası bildirmiş ise iadenin elektronik ortamda hesaba aktarılmasına, hesap numarası bildirilmemiş ise masrafın avanstan karşılanmak üzere PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair;Taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a başvurmak suretiyle temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/06/2021

Başkan …
¸[e-imza]
Üye …
¸[e-imza]
Üye …
¸[e-imza]
Katip …
¸[e-imza]