Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/18 E. 2023/582 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/767
KARAR NO : 2023/526

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/12/2021
KARAR TARİHİ : 05/07/2023
K.YAZIM TARİHİ : 14/07/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı aleyhinde, sunmuş bulundukları dayanak ihtarname ve içeriği olan alacağa istinaden, davalıya ibraz edilen …. Noterliği … yevmiye no’lu 05 Ekim 2021 Tarihli İhtarname ile borçlu şirket tarafından 07/08/2021 tarihli 31.810,35 -TL bedelli fatura ve 12/08/2021 tarihli 31.810,35 -TL bedelli fatura ile toplamda 31.620,70 -TL mal satımı yapıldığını, müvekkili şirket tarafından 20/05/2021 tarihli … nolu tahsilat makbuzu ile 37.311,60 -TL ve -20/05/2021 tarihli … nolu tahsilat makbuzu ile 37.311.60 -TL olmak üzere toplamda 74.623,20 -TL ödeme yapıldığının ihtar edildiğini, müvekkili şirket tarafından davaya konu ihtarname ile taraflar arasındaki sonlandırılarak muhatap şirket uhdesinde kalan 11.002,50 -TL fazla ödemenin müvekkili şirkete iadesi hususunda ihtarname gönderildiğini, ihtarnamenin 08/10/2021 tarihinde tebliğ edildiğini, ihtarname de fazla ödemenin iadesi için verilen süre geçmiş olmasına rağmen davalı şirket tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, bunun üzerine fazla ödemenin müvekkiline ödememesi nedeni – ile …. Esas sayılı dosyası ile icra takibine başlandığını, tarafların ticari ve yasal defterleri ile ekte ibraz edilecek fatura ve tahsilat makbuzları üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi sonucunda bu gerçeğin ortaya çıkacağını, davalı yan itirazında takibe konu miktar kadar borçlu olmadığı iddiasında olduğunu, o halde ticari defter, fatura ve tahsilat makbuzlarının incelenmesi neticesinde ortaya çıkacak olan müvekkili tarafından yapılmış bulunan 11.002,50 -TL fazla ödemenin müvekkiline ne şekilde ödenmiş olduğunun davalı yan tarafından ispat edilmesi gerektiğini, dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş ancak anlaşma sağlanamadığını, müvekkilini bir tacir olarak üzerine düşen tüm edimlerini yerine getirmiş satın almış olduğu malın ödemesini yaptığını, makbuzunu kestiğini ve ticari defterine işlediğini, davaya konu ihtamame ile de taraflar arasındaki ticari ilişkiyi sonlandırarak muhatap şirket uhdesinde kalan 11.002,50 -TL fazla ödemenin müvekkili şirkete geri ödenmesi hususunda ihtarname gönderdiğini, ancak davalı itirazında “takibe konu miktar kadar borcum yoktur” diyerek müvekkilinin likit olan alacağına haksız ve kötü niyetli olarak itiraz etmiş olup, bu nedenle davalı(borçlu) şirketin %20’dan az olmamak kaydı ile icra İnkar Tazminatı ödemesine, dava, masraf ve vekalet ücretinin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili 14/01/2022 ve 08/04/2022 tarihli dilekçesi ile; Davacı ile müvekkili şirket arasında seramik alım satımı yapıldığını, müvekkili şirketin aldığı para karşılığında davacıya malları gönderdiğini, iki tarafın e postalarında bu durumun açık ve net olduğunu, müvekkili şirketin davacıya borcunun kalmadığını defalarca anlatmış olmasına rağmen davacının inatla bu davayı açtığını, kendisine durum izah edildiğini kredi kartın yaptığı ödemeden %2 komisyon kesildiğini bu da müvekkili şirket üzerinde kaldığını, bu nedenle alacağının kalmadığının kendisine defalarca anlatılmasına karşı bu davayı yetkisiz mahkemede açtığını, davanın haklı nedene dayanmadığını, müvekkili şirketin merkezinin … olduğunu, HMK 9 maddeye göre dava davalının yerleşik olduğu dava dilekçesinde belirlenen … Ticaret Mahkemesinde açılmasının genel yetki kuralı olduğunu, bu kurala göre yetkili mahkemenin … Ticaret Mahkemesi olduğunu, mahkemenin yetkisizlik kararı vermesini talep ettiklerini, açıklanan nedenlerden dolayı öncelikle mahkemenin yetkisizlik kararı vermesini, itirazın kaldırılması talebinin reddine karar verilmesini, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davacı yana yükletilmesini talep ettiklerini, müvekkili şirket hakkında açılan ve tensip zaptı hazırlanan dava da müvekkili şirketin yerleşik yeri … olup genel yetki kurallarına göre … Ticaret Mahkemesi bu davaya bakmaya yetkili olup Yetkisizlik kararı verilmesini, müvekkili şirket adına talep ettiğini, şirket …/… adresinde olduğunu, iki şirket arasında özel yetki kuralı olmadığını, bu nedenle Yetkisizlik kararı verilmesini talep ettiğini, iki şirket arasında fatura kesimleri yapıldığını, davacıya borçları olmadığını, belirtilen adreste defterler bulunduğunu, bu defterlerin incelenmesinin mahkemenin takdirine sunduğunu, açılan davanın reddini, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davanın haksız açılması nedeni ile davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ettiğini bildirmiştir.
DELİLLER:
…. Esas sayılı icra dosyası Faturalar, İhtarname sureti, tahsilat makbuzları, Tarafların ticari defter ve kayıtları,
…. E, sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklının …, borçlunun … Limited Şirketi olduğu; 11.002,50TL alacak için 21/10/2021 tarihinde icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 02/11/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 02/11/2021 tarihli dilekçesi ile icra takibine, borcun tamamına, faize ve tüm ferilerine itirazı sonucu icra takibinin durduğu anlaşılmıştır.
Dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişiden alınan 22/08/2022 ve 08/05/2023 tarihli rapor ve ek raporda; Dosyada mevcut bilgi, belgeler ile davacı şirkete ait ticari defterler ve muhasebe kayıtları üzerinde yapılan incelemeler sonucunda, takdir mahkemeye ait olmak üzere: Davacı şirkete ait ticari defterlerin usulüne uygun tasdik ettirilip, işlendiğini, birbiri ile uyumlu olduğunu, HMK, TTK ve VUK’na uygun olduğunu, taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin dosyasında mevcut olmadığını, ayrıntılı olarak arz ve izah edildiği üzere davaya konu faturaların taraflarca ilgili vergi dairesine form/bs-ba beyannamelerinin verilmiş olduğundan davaya konu fatura ve fatura içeriği mal ve hizmetin alış ve satışının sabit olduğunu, davacı şirkete ait yevmiye defterinde kayıtlı, bir sonraki aya/yıla devir kaydi borç- miktarı ile … esas sayılı dosyasında kayıtlı 2 adet e-arşiv faturaya-ihtarnameye bağlı/bakiyeli 11.002,50 TL bedelli asıl alacak miktarının birbiri ile uyumlu olduğu sabit olduğundan, davacı şirketin; davalı şirketten yevmiye defter/muavin defter cari hesap bakiyesine bağlı olarak 11.002,50 TL tutarında alacaklı olduğunu ve Asıl alacağa temerrüt tarihinden itibaren fiili tahsil tarihi itibariyle hesaplanabilecek değişen oranlarda işleyecek faiz alacağı olduğu bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRLİMESİ VE GEREKÇE;
Davadaki uyuşmazlık; taraflar arasında ticari ilişki olduğu, mal satımından dolayı davacının fazla ödemesi olduğundan bahisle başlatılan icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatına ilişkin olduğu, mahkememizin yetkili olup olmadığı, mahkememizin görevli olup olmadığı, alacağın başlangıcı ve faizin miktarıyla niteliğine ilişkindir.
Tarafların delilleri toplanmış icra dosyası ve davacının ticari defterleri incelenmiştir.
Türk Hukukunda kural olarak her dava, dava tarihindeki durum ve koşullara göre karara bağlanır. Ancak itirazın iptali davaları icra takibine sıkı sıkıya bağlı davalardan olduğundan tarafların alacak borç durumu ve haklılık durumu icra takip tarihi itibariyle tespit edilir (…,).
Davaya konu alacak bakımından ispat yükü davacı tarafta olmakla birlikte ticari davalarda, ya da iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatlanmalıdır. Ticari defterler kesin delillerdendir. Davacıda dava dilekçesinde ticari defterlere dayanmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir.
…. karar sayılı ilamına göre Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasa’da delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri Yasa’da belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir.Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır….” …. Karar sayılı ilamı da aynı yöndedir.
Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması başlıklı HMK’nun 222. maddesinde ” (1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.(1) (4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur. (5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır” olarak ifade edilmiştir.
Mübrez deliller ve tüm dosya kapsamına göre somut olayda; alacaklının davacı …, takip borçlusunun davalı … Limited Şirketi olduğu; 11.002,50TL alacak için 21/10/2021 tarihinde icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 02/11/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 02/11/2021 tarihli dilekçesi ile icra takibine, borcun tamamına, faize ve tüm ferilerine itirazı sonucu icra takibinin durduğu, davanın süresinde açıldığı, davacı şirkete ait ticari defterlerin HMK, TTK’na uygun olduğu, taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin dosyasında mevcut olmadığı, davaya konu faturaların taraflarca ilgili vergi dairesine form/bs-ba beyannamelerinin verilmiş olduğu, davaya konu fatura ve fatura içeriği mal ve hizmetin alış ve satışının sabit olduğu, davacı şirkete ait yevmiye defterinde kayıtlı, bir sonraki aya/yıla devir kaydi borç- miktarı ile …. esas sayılı dosyasında kayıtlı 2 adet e-arşiv faturaya-ihtarnameye bağlı/bakiyeli 11.002,50 TL bedelli asıl alacak miktarının birbiri ile uyumlu olduğu; davalı şirketten yevmiye defter/muavin defter cari hesap bakiyesine göre 11.002,50 TL tutarında alacaklı olduğu anlaşılmakla davanın kabulü ile… Esas sayılı dosyasında; 11.002,00-TL alacağa yönelik davalı itirazının iptali ile takipten itibaren asıl alacağa işleyecek yasal faizi ile birlikte (yüzde 16,75 oranını geçmemek üzere) takibin devamına, alacak likit olmakla İ.İ.K.’nun 67/2. maddesi gereğince alacağın %20’si oranında 2.200,40-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek ve aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
1-DAVANIN KABULÜ İLE; … Esas sayılı dosyasında; 11.002,00-TL alacağa yönelik davalı itirazının iptali ile takipten itibaren asıl alacağa işleyecek yasal faizi ile birlikte (yüzde 16,75 oranını geçmemek üzere) takibin devamına,
2-İ.İ.K.’nun 67/2. maddesi gereğince alacağın %20’si oranında 2.200,40-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 751,54TL harçtan peşin alınan 132,88TL’nin düşümü ile eksik 618,66TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-6102 sayılı TTK 5/A maddesi ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11, 13, 14. maddleri ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife Hükümleri Uyarınca Hesaplanan … bütçesinden ödenen 1.320,00 TL zorunlu arabuluculuk giderinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan toplam 200,68TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olanan 9.200,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan bilirkişi ücreti: 750,00TL, davetiye ve müzekkere tebligat gideri 68,50TL olmak üzere toplam 818,50TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırına iadesine,
Dair, Davacı vekilinin ve davalı vekilinin (e duruşma yoluyla) yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile …. Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 05/07/2023
Katip …
¸[e-imzalıdır]

Hakim …
¸[e-imzalıdır]