Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/171 E. 2021/363 K. 27.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/171 Esas – 2021/363
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/171 Esas
KARAR NO : 2021/363

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 12/03/2021
KARAR TARİHİ : 27/04/2021
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 20/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 09/01/2013 tarihinde, davalının sigortalısı olan araç ile yaya olan davacının karıştığı trafik kazasında müvekkilin sakat kaldığını, müvekkilinin kazanın oluşumunda kusursuz olduğunu, kazaya kusuru ile sebebiyle veren aracın kaza tarihi itibariyle zorunlu mali mesuliyet sigortasının davalı şirket tarafından yapıldığını, maluliyet tazminatının ödenmesine ilişkin yapılan başvuru üzerine 17/09/2020 tarihinde 36.000,64 TL ödeme yapıldığını, ancak bu ödemenin yetersiz olduğunu iddia ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 7.000,00 TL bakiye maddi tazminatın ve 100,00 TL bakıcı gideri tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; usul yönünden, davanın zaman aşımına uğradığını, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, esas yönünden ise davacıya yapılan ödeme ile müvekkilinin ibra edildiğini, eksik ödeme yapıldığı iddia ediliyorsa fahiş fark olması gerektiğini, artan maluliyet iddiası bulunmakta ise bunun ispatının gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkil şirket sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, tedavi taleplerinin teminat dahilinde olmadığı, belgelendirilmeyen bakıcı giderindan %50 hakkaniyet indirimi yapılması gerektiğini, davacının sürekli sakatlığının Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi’nden alınacak rapor ile tespit edilmesi gerektiğini, zararın hesabı için seçilecek bilirkişinin aktüerler siciline kayıtlı kişilerden olması gerektiğini, müvekkil şirketin faizden yalnızca dava tarihinden itibaren sorumlu olabileceğini ve bu faizin yasal faiz olması gerektiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle kusurlu yanın sigortacısından poliçe kapsamında zararın tazmini talebidir.
Davalı nezdinde düzenlenen sigorta poliçesi ve hasar dosyası dosya arasına alınmıştır.
…Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası UYAP sisteminden dosyamız arasına alınmıştır.
Davacının ekonomik ve sosyal durumunun araştırılmasına ilişkin kolluk tutanağı, davacının kaza nedeniyle görmüş olduğu tedaviye ilişkin tüm evraklar, davacıya kaza nedeni ile ödeme yapılmasına ilişkin SGK yazı cevabı dosyamız arasına alınmıştır.
Davalı süresinde zamanaşımı savunmasında bulunmuştur. TBK’nun 72. maddesinde, haksız fiile ilişkin 2 ve 10 yıllık zamanaşımı süreleri öngörülmüştür. KTK’nun 109/1 maddesi uyarınca da 2 ve kaza tarihinden itibaren herhalde 10 yıllık zamanaşımı süresi öngörülmüştür. Ancak “dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğarsa” ifadesi ile kanun koyucu taraf ayrımı yapmaksızın eylem cezayı gerektiriyor ise uzamış ceza zamanaşımı uygulanacağı ifade edilmiştir. Zamanaşımı süresinin başlangıcı bakımından ise iki düzenleme de birbirine paralel olarak kaza tarihini başlangıç almıştır (Yargıtay 17. HD 2019/3361 esas 2020/8086 karar sayılı ilamı). Kaza tarihi 09/01/2013 olmakla, bu tarih itibari ile yürürlükte olan TCK’nun 89 ve 66 maddeleri uyarınca ceza zamanaşımı süresi 8 yıldır. Bu sürenin dolması halinde dava, zamanaşımı süresinden sonra açılmış olacaktır.
Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Arabuluculuk Kanunu’nun 16 maddesi uyarınca, dava tarihi olarak arabuluculuk başvuru tarihi dikkate alındığında, davacının başvuru tarihi 13/01/2021 olup bu tarih itibari ile kazadan itibaren 8 yıllık zamanaşımı süresi dolmuştur. Bu hali ile davanın zamanaşamı süresinden sonra açıldığı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
DAVANIN ZAMANAŞIMI NEDENİ İLE REDDİNE,
Alınması gereken 59,30 TL harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olunan 4.080,00 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırına iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.27/04/2021