Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/148 E. 2022/919 K. 23.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/148
KARAR NO : 2022/919

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/03/2021
KARAR TARİHİ : 23/11/2022
K.YAZIM TARİHİ : 24/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı aleyhine öncelikle Ankara İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla icra takibine geçildiğini, ancak davalı tarafın haksız borca itirazı neticesinde icra takibini durdurduğunu dilekçeleri eklerinde sundukları cari hesap örneğin e göre davalı borçlunun müvekkiline borcu bulunduğunu, ancak davalı/borçlu müvekkiline olan borcunu ödemediğini, davacı müvekkili, davalı borçlu firmadan işletmesinde kullanılmak üzere değişik zamanlarda defaatle kutu siparişi verdiğini, müvekkiline ödediği bedele karşılık gelecek ürün gönderilmediğini, davacı müvekkili davalı borçlu firmaya durumu iletmiş olsa da davalı firma tarafından ürünlerin gönderilmediğini, müvekkilinin zarara uğratıldığını, davalı firmanın müvekkiline 21.002,16 TL borcu bulunduğunu, borçlunun icra takibine yaptığı itirazının iptaline, borçlunun takip konusu borcu olan asıl alacak 21.002,16, işlemiş faiz 1.253,22 TLyi faizi ve masrafları ve avukatlık ücreti ile birlikte ödemeye, takip konusu alacağın % 20’sindan az olmamak üzere icra inkâr tazminata mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davayı ya da iddia olunan alacak kalemlerini kabul anlamına gelmemek kaydıyla, iddia olunan alacak zamanaşımına uğradığından dava ve talep konusu edilemeyeceğini, davanın usulden reddi gereğinin sabit olduğunu, icra inkar tazminatı koşulları oluşmadığını, ayrıca her ne kadar davacı tarafça talep edilmekte olsa da, yerleşik içtihatlar ve mevzuat hükümleri (İİK) gereği icra inkar tazminatına hükmolunabilmesi için öncelikle reel ve talep edilebilir alacak olması ve bu alacağın likidite alacak kalemlerinden sadır olması gereğinin izahtan vareste olduğunu, iddia olunan bir alacak söz konusu olmadığını, davanın reddine; haksız ive kötüniyetli cra takibi başlatıldığının tespiti ile iddia olunan alacak tutarı üzerinden %20 oranında haksız icra tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine ve devamla, tüm yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER:
Faturalar,
Cari hesap,
Ticari defterler,
Banka dekontları.

Ankara ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas takip sayılı dosyasının incelenmesinde; Alacaklının …, borçlunun Bizim Kutucu Ambalaj Sanayi Ve Ticaret Limited. Şirketi olduğu; 22.255,38TL alacak için icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 05/11/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 11/11/2020 tarihli dilekçesiyle icra takibine, borcun tamamına, faize ve tüm ferilerine itirazı sonucu icra takibinin durduğu anlaşılmıştır.
Dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişiden alınan 31/03/2022 tarihli raporda; davacının 2020 yılına ait ticari defterinin 6102 Sayılı yeni TTK’ nun 64. maddesi uyarınca sahibi lehine delil olma özelliğine “haiz olduğu”’nu, davacının davalı şirketin düzenlediği 11 adet fatura kaydından doğan 8.997,88.-TL toplam borç miktarına karşılık olarak 9 adet ödeme işlemi ile toplam 30.000,04.-TL tutarın, davacıya olan borç miktarından mahsubu ile 29.10.2020 olan icra takip tarihi itibariyle davalı şirkete yapılmış fazla ödeme kayıtlarından doğan 21.002,16.-TL alacak kaydının bulunduğunu, davalı şirketin 2020 yılına ait ticari defterini 6102 Sayılı yeni TTK’ nun 64. Maddesi uyarınca sahibi lehine delil olma özelliğine “haiz olduğu”nu, davalı şirketin davacıya düzenlemiş olduğu 14 adet fatura kaydından doğan 16.904,47.-TL toplam alacak miktarına karşılık olarak, 9 adet tahsilat işlemi ile toplam 20.479,12.-TL tutarında yapılan tahsilatların toplam alacak miktarından mahsubu sonrasında; 29.10.2020 olan icra takip tarihi itibariyle davacıya yapmış olduğu fazla tahsilatlardan ötürü 3.574,65.-TL bakiye borç kaydının bulunduğunu, tarafların ticari defterlerindeki toplam 17.427,51.-TL tutarındaki fark miktarının 3 adet kayıt farklılıklarından kaynaklandığını, 09.01.2020 tarihli 001124 belge nolu 10.000,00.-TL tutarındaki davacı ödemesine ilişkin tahsilat makbuzunun dosya kapsamına sunulmuş olduğunu, tahsil eden kişinin Meryem Şahbaz olduğunu, dava dilekçesi ekine sunulan belge örneğinde herhangi bir ibare bulunmadığını, cevap dilekçesine sunulan belge örneğinde ise iptal ibaresinin bulunduğunu “müşteriden nüsha bekleniyor” yazılı olduğunun görüldüğünü, 24 Aralık 2015 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan 459 No’lu Vergi Usul Kanunu Tebliği ile 01.01.2016 tarihinden itibaren 7.000 TL.’yi aşan tutardaki her türlü tahsilat ve ödemelerini aracı finansal kurumlar kanalıyla yapılması ve bu tahsilat ve ödemelerin söz konusu kurumlarca düzenlenen belgeler ile tevsik edilmeleri zorunluluğunun yeniden düzenlenmiş olduğunu, 31.08.2020 tarih B-177353 nolu 401,20.-TL tutarlı davalı faturasının içerik bölümünde “baklava ve pasta kutusu” yazılı olduğu, teslim eden ve teslim alan bölümlerinde isim bulunmadığını, imzaların yer aldığının görüldüğünü, faturada yer alan imzaya ilişkin tarafların beyanları ve imza kabulü olup olmadığını anlaşılamadığını, 10.09.2020 tarih GIB2020000000000023 nolu 7.026,31.-TL tutarlı davalı e-faturasının içerik bölümünde “turta kutusu” yazılı olduğunu, e – fatura içeriğinin teslimi için düzenlendiğini 04.08.2020 tarih A Seri 072650 nolu Sevk İrsaliyesi’nin teslim alan bölümünde … isminin ve imzasının yer aldığını, her iki yana ait ticari defterlerde 28.10.2020 olan icra takip tarihi itibariyle; Davacı kayıtlarında davalı şirketten 21.002,16.-TL alacak, davalı şirket kayıtlarında ise davacıya 3.574,65.-TL borç kaydının bulunduğunu, tarafların ticari defterlerindeki 17.427,51.-TL bakiye fark miktarına tekabül eden kayıt uyuşmazlıklarının; iki adet davalı şirket faturasının davacı kayıtlarında yer almaması, ve davacının kayıtlarında yer alan ancak davalı şirket kayıtlarında yer almayan 10.000,00.-TL tutarındaki davacı ödeme kaydından kaynaklandığını bildirilmiştir.
Bilirkişiden alınan 17/10/2022 tarihli ek raporda; Tarafların bağlı olduğu vergi dairelerine yazılan müzekkereler neticesinde dosya kapsamına alınan BA-BS bildirimlerinin incelenmesi neticesinde Davacıya ait 2019 yılı BA-BS bildirimlerinde davalı şirket ile ilişkili kayıt ve işlem bulunmadığını, davalı şirkete ait 2019 yılı BA-BS bildirimlerinde ve 2020 yılı BA bildirimlerinde davacı ile ilişkili kayıt ve işlem bulunmadığını, 2020 BS Bildiriminin 6 nolu satırında davacıya 1 adet fatura ile KDV Hariç 5.954,00.-TL tutarında satış bildirim kaydının bulunduğunu, bu kaydın 10.09.2020 tarih GIB2020000000023 nolu KDV Dahil 7.026,32.-TL tutarlı fatura bedeline tekabül ettiği görülmüş ise de; davacı BA bildirimlerinde bu faturanın kayıtlı olmadığı görüldüğünden fatura ve ürünlerin teslimi hususunda somut tespit yapılamadığını, tarafların kök rapora ilişkin beyan ve itirazları ile, sonrasında dosya kapsamına alınan BA-BS bildirimlerinden kök raporumdaki tespit ve değerlendirmelerimde değişikliğe sebebiyet verecek herhangi bir husus bulunmadığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava itirazin iptali olup, itirazın süresinde olup olmadığı, takibin durup durmadığı, davacının düzenlediği fatura içeriği ile ilgili taraflar arasında akdi ilişki olup olmadığı, faturadaki malların davalı tarafa teslim edilip edilmediği, davacının alacağı var ise miktarının uyuşmazlık konusu olduğu tespit edildi.
Tarafların delilleri toplanmış icra dosyası ve davacının ticari defterleri incelenmiştir.
Türk Hukukunda kural olarak her dava, dava tarihindeki durum ve koşullara göre karara bağlanır. Ancak itirazın iptali davaları icra takibine sıkı sıkıya bağlı davalardan olduğundan tarafların alacak borç durumu ve haklılık durumu icra takip tarihi itibariyle tespit edilir (Yargıtay 19. HD.11/11/2015 tarih, 2015/5365 Esas, 2015/14528 K.; 14.11.2019 tarih, 2017/4726 E, 2019/5144 K,).
Davaya konu alacak bakımından ispat yükü davacı tarafta olmakla birlikte ticari davalarda, ya da iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatlanmalıdır. Ticari defterler kesin delillerdendir. Davacıda dava dilekçesinde ticari defterlere dayanmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir.
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 26.09.2018 tarih, 2018/2696 Esas ve 2018/3431 karar sayılı ilamına göre Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasa’da delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri Yasa’da belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir.Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır….” Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 27.06.2016 tarih, 2015/6424 Esas ve 2016/3931 Karar sayılı ilamı da aynı yöndedir.
Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması başlıklı HMK’nun 222. maddesinde ” (1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.(1) (4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur. (5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır” olarak ifade edilmiştir.
Dava ve talep, cevap, ticari defter ve kayıtlar, fatura örnekleri, makbuz örneği, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre tarafların ticari defterlerindeki 17.427,51.-TL bakiye fark miktarına tekabül eden kayıt uyuşmazlıklarının; iki adet davalı şirket faturasının davacı kayıtlarında yer almaması, ve davacının kayıtlarında yer alan ancak davalı şirket kayıtlarında yer almayan 10.000,00.-TL tutarındaki davacı ödeme kaydından kaynaklandığını bildirilmiştir. 09.01.2020 tarihli 001124 belge nolu 10.000,00.-TL tutarındaki davacı ödemesine ilişkin tahsilat makbuzunun dosya kapsamına sunulmuş olduğu, tahsil eden kişinin Meryem Şahbaz olduğu, dava dilekçesi ekine sunulan belge örneğinde herhangi bir ibare bulunmadığı, iki adet davalı şirket faturasının davacı kayıtlarında yer almaması ve davacının kayıtlarında yer alan ancak davalı şirket kayıtlarında yer almayan 10.000,00.-TL tutarındaki davacı ödeme kaydından kaynaklandığı,u 7.026,31.-TL tutarlı davalı e-faturasının da içerik bölümünde “turta kutusu” yazılı olduğunu, e – fatura içeriğinin teslimi için düzenlendiğini 04.08.2020 tarih A Seri 072650 nolu Sevk İrsaliyesi’nin teslim alan bölümünde … isminin ve imzasının yer aldığı ancak davacı yan defterine işlenmediği, 31.08.2020 tarih B-177353 nolu 401,20.-TL tutarlı davalı faturasının içerik bölümünde “baklava ve pasta kutusu” yazılı olduğu, teslim eden ve teslim alan bölümlerinde isim bulunmadığı imzaların yer aldığı, taraflarca söz konusu kayıtlara karşı delil sunulmaması karşısında her iki tarafın ticari defterlerine uygun olarak 3.574,65 TL asıl alacak ile ilgili borçlu itirazının iptali ile davanın kısmen kabulüne karar vermek alacağın fatura alacağına dayandığı ve likit olduğu anlaşılmakla alacağın %20’si oranında hesaplanan 714,93 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davacının fazla istemi ile davacı takipte kısmen olsa da haklı olduğundandavalının kötü niyet tazminat isteminin ayrı ayrı reddine karar vermek ve aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
1-DAVANIN KISMEN KABULÜNE; Ankara …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında 3.574,65 TL asıl alacak ile ilgili borçlu itirazının iptali ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Alacağın %20’si oranında hesaplanan 714,93 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davacının fazla istemi ile davalının kötü niyet tazminat isteminin ayrı ayrı reddine,
4-Alınması gereken 244,18 TL harçtan peşin alınan 268,79 TL’nin düşümü ile fazla alınan 24,61 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-6102 sayılı TTK 5/A maddesi ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11, 13, 14. maddleri ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife Hükümleri Uyarınca Hesaplanan Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL zorunlu arabuluculuk giderinin davanın kısmen kabul oranına göre hesaplanan 224,40 TL’nin davalıdan, reddolunan kısım üzerinden hesaplanan 1.095,60 TL’nin ise davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafından yatırılan toplam 336,59TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olanan 3.574,65 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca red edilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olanan 9.200,00 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan bilirkişi ücreti:600,00 TL, davetiye ve müzekkere tebligat gideri: 69,00 TL olmak üzere toplam 669,00TL yargılama giderinin kabul oranına göre hesaplanan 113,73 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırına iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/11/2022
Katip …
¸[e-imzalıdır]

Hakim …
¸[e-imzalıdır]