Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/113 E. 2021/335 K. 21.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/113 Esas
KARAR NO : 2021/335

DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/02/2021
KARAR TARİHİ : 21/04/2021
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 11/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin iş yerinde şirket verilerinin ve programlarının saklanması amacıyla 11/05/2016 tarihinde … (… Türkiye)’ın temsilcisi olan diğer davalı … şirketinden 18 adet SSD kart ve diğer ekipmanların 30.802,72 USD bedelle alındığını, 05/02/2020 tarihinde sistem arızası meydana geldiğini, sonrasında sistemin tekrar aktif hale gelmediğini, davalılarla yapılan görüşmeler ve incelemeler neticesinde sorunun kaynağının SSD ürünlerin bir kısmındaki üretim hatasından kaynaklandığının tespit edildiğini, bunun gizli ayıp niteliğinde olup 11/02/02020 tarihinde ihtarname ile ayıbın ihbar edildiğini, … Hukuk Mahkemesi’nin … diş sayılı dosyası ile tespit yapıldığını, bilgilerin geri getirilemeyeceğinin tespit edildiğini iddia ederek müşteri çevresi kaybı, verilerin yeniden girilmesi ve sistemin yeniden kurulması, ciro kaybı şeklinde doğan şimdilik 10.000,00 TL maddi ve 1,00 TL manevi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, ticari satış niteliğinde olması nedeni ile satıcı olmayan müvekkilinin sözleşmesel yükümlülüğünün bulunmadığını, pasif husumetinin bulunmadığını, dava tarihinden sonra meydana gelecek zararların eldeki davada talep edilmesinin mümkün olmadığını, davanın kısmi ya da belirsiz alacak davası olarak görülemeyeceğini, manevi tazminat davasının sonradan artırılamayacağını, müvekkili ile diğer davalı arasında … Ortak Anlaşması düzenlendiğini, bu kapsamda dava konusu SSD’lerin davalıya 10/05/2016 tarihinde tam ve eksiksiz olarak, çalışır halde satıldığını, onların da davacıya sattığını, davacının uyarılara rağmen sözleşmesel destek paketinden faydalanmadığını, satış sonrası hiçbir bakım, onarım ve idame hizmeti almadığını, yedekleme ve güncelleme yapılmadığını, müvekkilinin yasal veya sözleşmesel yükümlülüğü bulunmamasına karşın ücretsiz olarak teknolojik destek sağladığını, davacıya sisteme müdahale edilmemesine ilişkin bildirim yapıldığını, ürünlerin tamamına yakını kurtarılmasına karşın DG05 disk grubu içindeki verilerin davacının müdahalesi nedeni ile kurtarılamadığını, zararla olay arasında illiyet bağı bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … şirket vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararı bulunmadığını, ayıp ihbar sürelerine uyulmamıştır, garanti sorumluluğu süresinin bittiğini, davacının basiretli tacir gibi davranmaması nedeni ile zarara uğradığını, zararın varlığını ve miktarının ispatlanmasının gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, ticari satımda ayıba karşı tekeffül haklarının kullanılmasından doğan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı yan, davalı … şirketinin ithalatçısı, davalı … şirketinin satıcısı olduğu bilgisayar ekipmanında mevcut gizli ayıp nedeni ile zarar gördüğünü iddia ederek eldeki davayı açmıştır.
Davalı … şirketinin husumet itirazında bulunduğu anlaşılmıştır. Davanın ticari satımdan kaynaklandığı, davaya konu ürünlerin satış faturasında davalı adının bulunmadığı gibi taraflar arasında bir sözleşme de bulunmadığı, davalı tarafça sunulan garanti belgesinde davalının garantör olduğuna ilişkin bir hüküm bulunmadığı ve davacının bu yönde bir iddiası ve tespit dosyasında dahi bu yönde bir tespit bulunmadığı, bu hali ile davalı … şirketinin davada husumet ehliyeti bulunmadığı değerlendirilmiş ve bu davalı yönünden davanın husumet nedeni ile reddine karar vermek gerekmiştir (Yargıtay 19. HD 2017/5302 esas 2019/390 karar sayılı ilamı).
Davalı … şirketi zamanaşımı savunmasında bulunmuştur. Dava konusu satışın 11/05/2016 tarihinde yapıldığı, garanti süresinin 3 yıl olduğu, arızanın 05/02/2020 tarihinde meydana geldiği, ayıp ihbarının 11/02/2020 tarihinde yapıldığı konusunda uyuşmazlık yoktur. Davacı ayıbın gizli ayıp olması nedeni ile süresinde ayıp ihbarında bulunduğunu iddia etmiştir. TTK’nun 23 ve TBK’nun 231. maddeleri gereği zamanaşımı süresi 2 yıldır. Taraflar arasında daha uzun bir garanti süresi belirlendiğinden 3 yıllık garanti süresinde de davalının zarardan sorumlu olabileceği, ancak zararın, ihbarın ve davanın 3 yıllık garanti süresi dolduktan sonra gerçekleştiği anlaşılmıştır. Davalının, satılanın ayıplı olarak satılmasına ilişkin ağır kusurlu olduğuna dair iddia ve delil de bulunmadığından zamanaşımı süresinden sonra sorumluluğunun devam ettiğinden söz edilemeyeceği değerlendirilmiş ve davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır (Yargıtay 11 HD 2020/2911 esas 2020/5389 karar sayılı ilamı).
Açıklanan nedenlerle davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
Davalı … aleyhine açılan davanın husumet nedeni ile, davalı … şirketi aleyhine açılan davanın zamanaşımı nedeni ile reddine,
Alınması gereken 59,30 TL harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, fazla alınan 111,50 TL’nin karar kesinleştiğinde davacı yana iadesine,
Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olunan 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … şirketine verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olunan 4.080,00 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … şirketine verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırına iadesine,
Dair; hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, diğer tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.20/04/2021

Katip … Hakim …
¸[e-imza] ¸[e-imza]