Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/11 E. 2021/584 K. 16.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/11 Esas – 2021/584
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/11
KARAR NO : 2021/584

DAVA : İstirdat
DAVA TARİHİ : 06/01/2021
KARAR TARİHİ : 16/07/2021
K. YAZIM TARİHİ : 16/07/2021

Mahkememizde görülen İstirdat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Davacı şirket adına, 2010 yılı Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu kesintilerine ilişkin işlemlerinin incelenmesi neticesinde düzenlenen 28.12.2015 tarih ve 2015-B-747/25, 2015-B-821/22 sayılı vergi inceleme raporuna istinaden, 2010/1., 2., 3., 4., 5., 6., 7., 8., 9., 10., 11., 12. dönemlerine ilişkin olarak toplam 6.885.077,33-TL Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu kesintisi ile cezai faizinin tahakkuk ettirilmesine ilişkin 31.12.2015 tarih ve 20151231015090000001-02-03-04-05-06-07-08-09-10-11-12 sayılı 12 adet tahakkuk fişinin; hukuka ve kanunilik ilkesine aykırı olduğu, alacağın zamanaşımına uğradığını, dosya masraflarının faiz olarak nitelendirilemeyeceğini, kaynak kullanımı ve destekleme fonu kesintisine tabi olmadığını, KKDF kesintisinin vergi niteliğinde olmaması sebebiyle vergi müfettişlerince incelenemeyeceğini, vergilemede kıyas yasağına aykırı işlem tesis edildiğini, tarhiyatın varsayıma dayandığını, hesaplamalarda maddi hata yapıldığını, mülkiyet hakkına vergi yoluyla müdahalede bulunulduğunu, bu nedenle işlemin iptali için açtıkları dava sonunda Ankara 14. İdare Mahkemesi’nin … Karar sayılı ilam ile davanın reddine karar verildiğini, ancak Ankara BİM 8.İdari Dava Dairesinin …Karar sayılı ilamı ile davanın kabulüne karar verildiğini, bu kararın temyizi sonucu Danıştay 10.Dairesinin …Karar sayılı ilamı ile itirazlar reddedilerek kararın kesinleştiğini, vergi dairesinden talep edilmesine rağmen ödeme yapılmadığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 2010 yılı hesap dönemine ait, KKDF aslı ve cezaları toplamı olarak ödenen 6.963.967,49 TL’nin Kavaklıdere Vergi Dairesine ödendiği 18/05/2016 tarihinden, düzeltme fişlerinin davacı bankaya tebliğ edildiği, 07/08/2017 tarihine kadar geçen dönem için, %12 tecil faizi üzerinden hesaplanan 1.035.309,83 TL’nin ödeme gününe kadar işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi ekli duruşma gün ve saatini bildirir ihtaratlı davetiye tebliğ edilmiş, taraf teşkili sağlanmış, davalı vekili cevap dilekçesi ile; Davanın görev yönünden reddi gerektiğini, davanın İdare Mahkemesinde açılması gerektiğini, esas yönünden de davanın yersiz olduğunu belirtmiştir.
DELİLLER: Ankara 14. İdare Mahkemesi’ne yazı yazılarak … Esas sayılı dosyasının uyap sureti getirtilmiş; Kavaklıdere Vergi Dairesi’ne yazı yazılarak, davaya konu alacağa ve alacağın ödenmesine ilişkin yapılan yazışmalara ilişkin bilgi ve belgeler getirtilmiştir.
MAHKEMENİN GEREKÇESİ: Dava, düzenlenen vergi inceleme raporuna dayalı olarak 2010/01-12 dönemi için KKDF ve cezai faiz tahakkuk ettirilmesine ilişkin 12 adet tahakkuk fişinin iptali nedeniyle, yersiz ödenen meblağın iadesi istemine yönelik istirdat istemine ilişkindir.
HMK’nın 114/1-b maddesine göre, yargı yolunun caiz olması dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında mahkeme tarafından resen göz önüne alınabileceğinden, öncelikle yargı yolu yönünden değerlendirme yapılmıştır.
2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı” başlıklı 2/1 maddesinde, ” İdari dava türleri şunlardır:
a) İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan iptal davaları,
b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,
c) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar.” hükmü yer almaktadır. Söz konusu maddede idari dava türleri sayılmış olup, idari yargının idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimini yapmakla görevli olduğu kurala bağlanmıştır.
İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davalarının; idari dava türlerinden biri olduğu idare hukukunun bilinen ilkelerindendir.
İdare, idare hukuku alanında kamu gücüne dayalı olarak resen ve tek yanlı irade açıklaması sonucu tesis etmiş olduğu işlemlere, hukuk alanında yeni durumlar oluşturmasıyla idari işlem kimliği kazandırmakta ve kural olarak bu işlemler özel yasal düzenlemeler dışında idari yargı denetimine tabi bulunmaktadır.
Somut olayda; Ceza işleminin iptali için idare mahkemesinde dava açıldığı, Ankara 14. İdare Mahkemesi’nin … Karar sayılı ilam ile davanın reddine karar verildiği, ancak Ankara BİM 8.İdari Dava Dairesinin … Karar sayılı ilamı ile davanın kabulüne karar verildiği, bu kararın temyizi sonucu Danıştay 10.Dairesinin … Karar sayılı ilamı ile itirazlar reddedilerek kararın kesinleştiği, böylece işlemin iptal edildiği, ödenen meblağın istirdadı için de İdare Mahkemelerinde dava açılması gerekirken adli yargıda dava açıldığı anlaşılmaktadır. (İstirdat Davası Niteliğinde Tam Yargı Davası: İstirdat, yani geri alma davası, hukuka aykırı bir şekilde idarenin hesabına geçen bir malvarlığının veya parasal değerin geri alınması talebiyle açılan bir tam yargı davası çeşididir). Bu durumda idari yargının görevli olduğu anlaşılmakla, 114/1-b ve 115/1-2.maddeleri gereğince yargı yoluna yönelik dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
HMK’nun 114/1-b ve 115/1-2.maddeleri gereğince yargı yoluna yönelik dava şartı yokluğu nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,
Alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 17.680,51 TL harçtan mahsubu ile fazla 17.621,21 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde hesap numarası bildirmiş ise iadenin elektronik ortamda hesaba aktarılmasına, hesap numarası bildirilmemiş ise masrafın avanstan karşılanmak üzere PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/07/2021