Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/678 E. 2022/596 K. 05.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/678 Esas – 2022/596
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/678 Esas
KARAR NO : 2022/596
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 29/08/2021
KARAR TARİHİ : 05/07/2022
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 06/07/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan davanın yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 18/02/2019 tarihli trafik kazasında müvekkili … … …’nun sakat kaldığını, kazaya kusuru ile sebebiyle veren aracın kaza tarihi itibariyle kasko sigortasının davalı sigorta tarafından yapıldığını, maluliyet tazminatının ödenmesine ilişkin başvurusunun haksız olarak reddedildiğini iddia ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacı … … … lehine şimdilik 250,00 TL geçici iş göremezlik, 250,00 TL daimi iş göremezlik, 500,00 TL bakıcı gideri tazminatı ile 100.000,00 TL manevi tazminatın, anne ve babası olan davacılar Ahmet … ve Aynur … lehine 25.000,00’er TL manevi tazminatın, kardeşleri olan davacılar … … … ve … … … lehine 15.000,00’er TL manevi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı yandan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; arabuluculuk aşamasında 309.110,00 TL ödeme yapılması konusunda anlaşma sağlandığını, bu nedenle eldeki maddi tazminat davasının dinlenemeyeceğini, davanın zamanaşımına uğradığını, davadan önce başvuru şartının usulünce yerine getirilmediğini, derdestlik itirazında bulunduklarını, ceza yargılamasında uzlaşma bulunması halinde davanın dinlenemeyeceğini, husumet itirazında bulunduklarını, kaza ile zarar arasında illiyet bağının tespitinin gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkil şirket sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, geçici iş göremezlik taleplerinin teminat dahilinde olmadığını, bakıcı gideri tazminatı için yardımcı kişi tutulup tutulmadığının araştırılması gerektiğini, davacının sürekli sakatlığının Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi’nden alınacak rapor ile tespit edilmesi gerektiğini, zararın hesabı için seçilecek bilirkişinin aktüerler siciline kayıtlı kişilerden olması gerektiğini, müvekkil şirketin faizden yalnızca dava tarihinden itibaren sorumlu olabileceğini ve bu faizin yasal faiz olması gerektiğini, hatır taşıması ve müterafik kusur nedeni ile tazminattan indirim yapılmasının gerekeceğini, birden fazla zarar gören varsa teminatın paylaştırılması gerektiğini, teminat dışındaki hususların varlığının bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerektiğini, manevi tazminatın fahiş olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar nedeniyle kusurlu yanın kasko sigortacısı aleyhine açılan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizin davaya bakmaya yetkili ve görevli olduğu, davalının zaman aşımı savunmasının kaza tarihi ile dava tarihi gözetilerek KTK’nun 109 maddesi uyarınca yerinde olmadığı, başvuru dava şartına ilişkin savunmasının usule uygun olmadığı iddia edilen evrak yargılama aşamasında tamamlanabileceğinden (Yargıtay 4. HD 2021/3042 esas 2021/1562 karar) yerinde olmadığı değerlendirilmiştir. Diğer ilk itiraz ve dava şartına ilişkin savunmalarının gerekçeli ve esaslı olmaması nedeni ile reddine karar vermek gerekmiştir. Arabuluculuk dava yasağına ilişkin itirazı ayrıca değerlendirilecektir.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2019/31461 soruşturma sayılı dosyası UYAP sisteminden dosyamız arasına alınmıştır.
Davalı nezdinde düzenlenen kasko ve ZMMS sigorta poliçesi ve hasar dosyası, davacının ekonomik ve sosyal durumunun araştırılmasına ilişkin kolluk tutanağı, davacının kaza nedeniyle görmüş olduğu tedaviye ilişkin tüm evrak, davacıya kaza nedeni ile ödeme yapılmasına ilişkin SGK yazı cevabı dosyamız arasına alınmıştır.
Ankara 15. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ..esas sayılı dosyası UYAP sisteminden dosyamız arasına alınmış, aynı kazaya ilişkin olarak dosyamız davacılarının işleten ve sürücü aleyhine açtığı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, dosyamızın birleştirme talebi ile açılması üzerine birleştirme kararı verildiği, ancak eldeki dosyada sigortanın taraf olması nedeni ile tefrik ile ..esas sayısı ile görevsizlik kararı verilerek dosya yeniden Mahkememiz esasına kaydedilmiştir. Dosyada alınan kusur raporunun oluşa uygun olduğu ve maluliyet r.aporunun yaralanmanın niteliği de dikkate alınarak hüküm kurmaya elverişli olması nedeni ile eldeki dosyada yeniden rapor alınmasına yer olmadığına karar verilerek hükme esas alınmıştır.
Davacı tarafça sunulan ve Ankara Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 02/03/2020 tarihli maluliyete ilişkin raporda, davacının kaza nedeni ile %100 oranında kalıcı iş göremezliğinin bulunduğu, sürekli surette işgöremez kaldığı, devamlı surette başkasının bakımına muhtaç olduğu bildirilmiştir. Raporun kaza tarihi itibari ile yürürlükte olan yönetmelik uyarınca düzenlendiği de gözetilerek (Yargıtay 4. HD 2021/4651 esas 2021/8345 karar) oluşa uygun görülerek karar vermeye yeterli bulunmakla mahkememizce itibar edilmiştir.
Kusur oranının tespiti için rapor tanzimi talep edilmiş, Ankara Adli Tıp Kurumu’nun 05/01/2021 tarihli raporunda, tarafların kusurları ile kusur oranları değerlendirilmiş, davalının sigortalısının %10 kusurlu olduğuna ilişkin kanaat bildirilmiştir. Raporun oluşa uygun ve hüküm kurmaya elverişli olduğu değerlendirilerek mahkememizce itibar edilmiş, sigortalı araç sürücüsünün %10, davacı … … …’nun %90 kusurlu olduğu değerlendirilmiştir.
Aktüer bilirkişisi 03/01/2022 tarihli raporunda, davacının maddi zararını hesaplayarak 318.547,29 TL sürekli iş göremezlik, 376.427,25 TL bakıcı gideri tazminatı talep edebileceğini, 18 yaşından küçük olması nedeni ile geçici iş göremezlik tazminatı talep edemeyeceğini bildirmiştir. Ödeme yönünden değerlendirme yapmak üzere bilirkişiden 21/02/2021 tarihli ek rapor alınmış, sürekli işgöremezlik ödemesinin yeterli olduğunu, 376.427,25 TL bakıcı gideri tazminatı talep edebileceğini, poliçe limitinin tedavi giderine ilişkin olarak 360.000,00 TL olduğunu bildirmiştir. Dosyadaki verilere uygun olmakla rapora itibar edilmiştir.
Her ne kadar taraflar arasında arabuluculuk görüşmelerinde maddi tazminat yönünden anlaşma sağlanmış ise de, arabuluculuk tutanağının incelenmesinde ZMMS poliçesi kapsamında maddi tazminat yönünden anlaşma sağlandığı, poliçe limitinin üstünde kalan meblağlar için davacı yanın haklarını saklı tuttuğunu, eldeki davada ise kasko sigortası kapsamında maddi ve manevi tazminat talebinde bulunduğu anlaşılmıştır. Bu hali ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18. maddesi uyarınca dava yasağı bulunduğundan söz edilemeyecektir. Yalnız, aktüer bilirkişi tarafından davacının sürekli maluliyet alacağına ilişkin yapılan değerlendirmede, yapılan ödeme ile ZMMS poliçe limitinin üzerinde tazminat hakkı bulunmadığından sürekli iş göremezlik tazminatı yönünden talebin reddi gerektiği değerlendirilmiştir.
Her ne kadar davalı hatır taşıması ve müterafik kusur indirimi yapılmasını talep etmiş ise de, davacı … …’un yaya olması nedeni ile hatır taşımasının şartlarının oluşmadığı, müterafik kusura ilişkin olarak ise somut bir kusur atfedilmediği gibi dosya kapsamında bu yönde bir delil bulunmadığı gözetilerek bu yöndeki savunmaya itibar etmenin mümkün olmadığı kanaatine varılmıştır.
Toplanan delillere göre davalının sigortalısı aracın da karıştığı trafik kazasında davacı … …’un yaralanarak zarar gördüğü, zararın TBK’nun 49. ve 54. maddeleri uyarınca tazmininin gerektiği, davacının maluliyet durumunun usulüne uygun bulunan raporla belirlendiği, Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi tarafından da tarafların kusurlu hareketlerinin ve kusur oranlarının belirlendiği, mahkememizce de belirlenen kusur oranlarının oluşa uygun olduğunun değerlendirildiği, davacının talep edebileceği tazminat miktarının aktüer bilirkişi tarafından hükme esas alınan raporla belirlendiği, davacının bilirkişi raporuna göre 08/06/2022 tarihli dilekçesi ile talebini artırdığı anlaşılmıştır.
Davacı … … kaza tarihinde 18 yaşını doldurmadığından geçici işgöremezlik tazminatı talebinin yerinde olmadığı, yine poliçe limitini aşar mahiyette sürekli işgöremezlik zararı bulunmadığından bu yöndeki talebinin de reddi gerektiği değerlendirilmiştir. Ancak kasko poliçesi kapsamında bakıcı gideri tazminatı talebinin yerinde olduğu, davalının kasko poliçesi kapsamında işletenle birlikte poliçe limitlerinde zarardan sorumlu olduğu ve davacının davasının bu hali ile sübut bulduğu anlaşılmakla maddi tazminata ilişkin davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Manevi tazminata ilişkin talebin değerlendirilmesinde ise, TBK’nun 56. maddesi gözetildiğinde davaya konu kazanın davacı … … … ve ailesinin manevi acı ve ızdırap duymasına neden olduğu, bu hali ile davacıların manevi tazminat talebinin yerinde olduğu, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirebilecek ve var olan durumda elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan miktarının her olayın şartlarına göre değerlendirilmesinin gerekeceği; olay tarihi, oluş biçimi, olayın özellikleri, ekonomik ve sosyal olgular ile olaydaki kusur durumu, davacının maluliyet oranı ve yaşı ile ömür boyu yatağa bağlı kalacak olması dikkate alındığında davacıların manevi tazminat davasının poliçe limiti de gözetilerek kabulüne karar vermek gerekmiş ve açıklanan gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE,
1-Maddi tazminata ilişkin davanın kısmen kabulü ile, davacı … … … lehine 360.000,00 TL bakıcı giderinin 19/03/2019 temerrüt tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Manevi tazminat davasının kabulü ile, davacı … … … lehine 100.000,00 TL, davacı Ahmet … lehine 25.000,00 TL, davacı Aynur … lehine 25.000,00 TL, davacı … … … lehine 15.000,00 TL, davacı … … … lehine 15.000,00 TL manevi tazminatın 19/03/2019 temerrüt tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Hükmedilen maddi ve manevi tazminatların Ankara 15. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2019/369 esas sayılı dosyası ile tahsilde tekerrür oluşturmaksızın tahsiline,
Maddi tazminata ilişkin alınması gereken 24.591,60 TL karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin yatırılan 44,40 TL ile sonradan yatırılan 1.305,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 23.242,2‬0 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irat KAYDINA,
Manevi tazminata ilişkin alınması gereken 12.295,8‬0 TL karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin yatırılan 573,81 TL’nin mahsubu ile bakiye 11.721,99 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irat KAYDINA,
1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin kabul red oranı gözetilerek 1.318,78 TL’sinin davalılardan, bakiyesinin davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
Maddi tazminata ilişkin davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 33.650,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Maddi tazminata ilişkin davalı sigorta şirketi kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
Manevi tazminata ilişkin davacılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca … … … lehine 13.450,00 TL, Ahmet … lehine 5.100,00 TL, Aynur … lehine 5.100,00 TL, … … … lehine 5.100,00 TL, … … … lehine 5.100,00 TL, vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara VERİLMESİNE,
Davacı tarafça iş bu yargılama neticesinde yapılan ve UYAP sisteminde kayıtlı 1.037,50 TL yargılama giderinin kabul red oranına göre hesaplanan 1.036,54 TL’si ile davacı tarafça yatırılan 1.923,21‬ TL harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde istek halinde iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.05/07/2022