Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/665
KARAR NO : 2021/188
DAVA : Menfi Tespit
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 20/04/2004
KARAR TARİHİ : 11/03/2021
K. YAZIM TARİHİ : 15/03/2021
Mahkememizde görülen Menfi Tespit-Alacak davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine verdiği dava dilekçesi ile; Davacı şirketin davalı ile yaptığı Düzce (Merkez) 5.Kısım Kalıcı Konutları Teknik Alt Yapı sözleşmesi ve ek sözleşme gereğince toplam 1.132.086.000.000 TL tutarında teminat mektupları verdiğini, sözleşme kapsamı işlerin bitirilerek geçici ve kesin hesaplar ile kabullerinin yapıldığını davalı elinde karşılıksız kalan teminat mektuplarının iadesi için 02.10.2003 tarih ve 58489 evrak no ile başvuru yapılmasına rağmen taleplerine cevap verilmediğini, buna rağmen İller Bankası Genel Müdürlüğü’nün 31.12.2003 tarihinde davacıya gönderdiği yazıda, Banka teftiş kurulu tarafından yapılan inceleme sonucunda sözleşme ve eki şartnameler gereği kesin depo mahalline taşınması gereken kazı artığı malzemelerin taşınmaması nedeniyle toplam 2.127.208.718.152 TL fazla ödeme yapıldığının tespit edildiği bildirilerek bu paranın ödenmesinin istendiğini, davalının yapılan işin kesin kabulünü onaylaması nedeniyle davacıya borç tahakkuku yapılmasının hiçbir hukuki dayanağı kalmadığını, davalı iddialarının kazı artığı malzemelerin kesin depo yerine taşınmayıp bu malzemelerin tümünün işin başında idarece tutanak ile makamınca tespit edildiğinden hakedişe işlenerek kesin hesabın bu şekilde onaylandığını, yapılan kesin kabulde böyle bir durumun tespit edilmeyip aksine işin projesine uygun olarak yapıldığının belirtildiğini, kazı artığı malzemelerin alanlarına taşındığını, teminat mektuplarının iade edilmemesi nedeni ile davacının davalıya 2.127.208.718.152 TL borçlu olmadığının tespitine, fazladan ödenen komisyon bedeli olan 6.000.000.000 TL’sinin dava tarihinden itibaren temerrüt faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi ekli duruşma gün ve saatini bildirir ihtaratlı davetiye tebliğ edilmiş, taraf teşkili sağlanmış, davalı vekili cevap dilekçesi ile; Bankaya gönderilen şikayet dilekçesinde öne sürülen iddialar hakkında Genel Müdürlük makamının Olur’ları ile yapılan müfettişlik incelemesi ve soruşturması sonucunda düzenlenen Teftiş Kurulu Başkanlığının 16.12.2003 tarih ve 2868 sayılı Olur’larında, genel olarak kazı artığı malzemelerin taşınmadığı veya cüzi bir miktar taşınarak taşınmış gibi gösterildiği, hazırlanan tahkikat raporunda Banka çalışanları hakkında suç duyurusunda bulunulması, Banka hakkı yönünden de fazla ödemenin yasal faizi ile birlikte yüklenicilerden tahsil edilmesinin istenildiği, davacının toplam 1.177.645,930 m³ kazı artığı malzemeyi kesin depoya taşımaması nedeniyle 2.127.208.718.152 TL haksız kazanç elde ettiği, İller Bankası şartnamelerinin kazı artığı malzemenin kesin depo yerinden başka bir yere yapılan taşımaların bedelinin ödenmeyeceğini belirlediği, Bankaca malzemenin kesin depoya dökülmemesi nedeniyle kazıdan çıkan atıkların inşaat mahallinden çıkarılması ve bir yere dökülmesi gereğinden hareketle hakkaniyete dayalı olarak yükleme boşaltma ve şantiye mesafesi kadar bir bedelin alacaktan minha edildiği, davacının dilekçesinde kazı artığı malzemenin şantiye içinde bırakıldığında 10 m3 lük 544,494 adet kamyon kazı artığı malzeme bir araya getirildiğinde 80 futbol sahası büyüklüğünde ve 32 m yüksekliğinde bir tepe oluşturulacağını belirterek, dolgu sahasının görüntülerinin alınarak CD ortamına kaydedildiği, kesin depo mahallinde tespiti yapılan 225.000m³’lük malzemenin büyük oranda depremde yıkılan binaların enkazlarından oluştuğu ve bu enkazların üzerlerinin de alüvyon menşeyli toprak malzeme ile örtüldüğü, söz konusu toprağın kalıcı konut sahasındaki malzemeye benzemediğinin kolayca anlaşılabildiği belirtilmiş ve davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
… Hukuk Mahkemesi …. Karar sayılı ilamı ile, davalının işbölümü itirazının kabulüne karar verilmiş ve dosya mahkememize tevzi edilmiştir.
Dosyamız ile birleşen … Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dava dosyasında davacı vekili dava dilekçesi ile; Düzce (Merkez) 5.Kısım Kalıcı Konutlar teknik alt yapı inşaatı işinde davalının 1.177.645, 930 m³ kazı artığı malzemeyi kesin depoya taşımayarak haksız olarak elde ettiği 2.937.989.74.844 TL’nin 21.06.2002 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER: Taraf vekillerince taraflar arasında yapılan sözleşme ve ekleri ile, hakediş dosyası ibraz edilmiştir.
… Ticaret Mahkemesinin …. D.iş. Sayılı dosyaları getirtilerek incelenmiştir.
….Ağır Ceza Mahkemesinin …. Karar sayılı dosya sureti getirtilmiş, incelenmesinde, katılanın İller Bankası Genel Müdürlüğü, sanıkların … vs. suçun, resmi belgede sahtecilik, suç tarihinin 2000-2001 olduğu, sanıkların üzerilerine atılı resmi belgede sahtecilik (hakediş belgeleri ile ilgili) suçundan açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına karar verildiği, kararın 16.01.2018 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Düzce C.Başsavcılığının …. Sor. sayılı dosyasında alınan alınan inşaat mühendisi bilirkişinin raporunda; Kazı artığı malzemenin kesin depo mahalline taşınması işlemi, sözleşme eki Kanalizasyon İnşaatlarına Ait Özel ve Teknik Şartnamenin 26.maddesi ve İçme Suyu ve İnşaatlarına Ait Özel ve Teknik Şartnamenin 9.Maddesinde ayrıntılı olarak düzenleniş olup, söz konusu maddelerde “…kontrol mühendisi tarafından gösterilen yerden başka bir yere yapılan taşımaların bedeli ödenmez…” hükmüne yer verildiğini, dolayısıyla yüklenicinin bu hüküm karşısında kazı artığı malzemenin taşıma mesafesine riayet etme yükümlülüğü olduğunu, her ne suretle olursa olsun ödeme, malzemenin fiilen kesin depo olarak belirlenen mesafeye taşınması durumunda söz konusu olduğunu, kontrol teşkilatının yükleniciye gösterdiği ve tutanakla kayda alınan kesin depo yerleri dışında yüklenicinin kazı artığı malzemeyi nereye taşırsa taşısın almaya hak kazanacağı bir nakliye mesafesi söz konusu olmadığını, bu özelliği ile kazı kazı artığı nakli diğer nakliyelerden farklılık gösterdiğini, kazı artığı naklinde esas amacın kazı artığının herhangi bir şekilde inşaat imalat alanı dışına çıkarılması değil, atık niteliğindeki bu malzemenin genel ve özel mevzuat çerçevesinde belirlenmiş olan uygun nitelikteki depolanma alanlarına nakledilmesi olduğunu, ayrıca, konuyla ilgili olarak çevre mevzuatında da kesin hükümler ve uyulmaması durumunda yaptırımlar bulunduğunu, özet olarak bu hükümlerde; “hafriyat toprağı üretici ve/veya taşıyıcılarının malzemeyi belediyelerin gösterdiği yerlerin dışına dökemeyeceği, her türlü atığı çevreye zarar verecek şekilde taşımak ve depolamanın yasak olduğu, kirlenme durumunda ilgililerin kirlenmeyi önlemekle, kirletenlerin ise kirlenmeyi durdurmak, etkilerini azaltmak ve etkilerini gidererek tedbir almakla yükümlü olduğu” belirtildiğini, dosya üzerinde ve fotoğraflar ile CD görüntüleri üzerinden yapılan inceleme ve tespitler neticesinde; Düzce İli kalıcı konutlarının teknik alt yapı inşaatı işleri kapsamında kazı artığı malzemelerin tutanakla kesin depo yeri olarak belirlenen Düzce İstilli Mevkii’ne nakledilmediği ve söz konusu kazı artığı malzemelerin yükleniciler tarafından kalıcı konutların etrafına ve yakın civarlarına rastgele döküldüğü anlaşıldığını, kesin depo yeri olarak belirlenmiş olan Düzce İstilli Mevkii’nde bulunan 225.000 m³ dolgununun ise kalıcı konut sahasındaki malzeme olmadığı tespit edilmiş olup, bu dolgunun kazı artığı malzeme olduğu varsayılsa bile miktarının Düzce kalıcı konutlarından çıkan toplam dolgu miktarı olan 5.444.942 m³’ün yalnızca %4’üne tekabül ettiği görüldüğünü, dosyadaki belge, bilgi ve ifadelerden; kontrol teşkilatı görevlilerinin ve müteahhitlerinin kazı atığı malzemenin kesin depo olarak tutanakla belirlenen Düzce İstilli Mevkii’ne taşınmış olduğunu iddia ettikleri ve başka bir depo yerinin belirlenmediğini söyledikleri görüldüğünü, dolayısıyla, uygulamada yüklenicilere yapılan ödemenin, kazı atığı malzemenin kesin depo olarak tutanakla belirlenmiş olan Düzce İstilli Mevkii’ne nakledilmiş olduğu göz önünde bulundurularak yapıldığı anlaşıldığını, yani müteahhitlere yapılan ödemelerde nakliye mesafesi 19.5 km olarak hesaba katıldığını, oysa, tahkikat dosyasındaki İller Bankası Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu Başkanlığı’nca görevlendirilen heyet tarafından hazırlanmış olan raporlar ve fotoğraflar ile CD görüntüleri inşaatı işleri kapsamında kazı artığı malzemelerin tutanakla kesin depo yeri olarak belirlenen Düzce İstilli Mevkii’ne nakledilmediği ve söz konusu kazı artığı malzemelerin yükleniciler tarafından kalıcı konutların etrafına ve yakın civarlarına rastgele döküldüğü anlaşıldığını, yukarıdaki değerlendirmeler ışığında, kazı atığı malzemenin 19.5 km mesafeye nakledildiği kabulüyle müteahhitlere yapılmış olan ödemelerin haksız kazanca neden olduğunu, ödeme miktarları KDV hariç olarak verilmiş olup, işin itibar edilen bitiş tarihi birim fiyatlarıyla hesaplandığını, söz konusu işte, işin itibar edilen bitiş tarihinden daha önceki yıllara ait nakliyeler için ödeme miktarları eskalasyona tabi tutulduğunu, hesaplamalarda akaryakıt fiyat farkları da dikkate alındığını, Bayındırlık, İller Bankası ve TCK birim fiyatları kullanılarak yapılmış olan hesaplamalar sonucunda elde edilen ve Tablo 4’te verilen müteaahhit alacağı miktarlı aynı zamanda müteaahitlere haksız olarak yapılan ödeme miktarlarını da gösterdiğini belirtmiştir.
Mahkememizce ilk olarak talimatla yapılan keşif sonucu jeoloji, inşaat ve harita mühendisi bilirkişi heyetinden rapor alınmış, bilirkişi heyeti düzenledikleri raporda sonuç olarak; Dava konusu, taraflar arasında 05.06.2000 tarihinde Düzce Merkez 6.Kısım Kalıcı Konutlar Alt Yapı inşaatına ilişkin sözleşme yapıldığını ve davacının işlerini 13.06.2002 tarihi itibar edilerek bitirmiş ve işlerin 29.07.2002 tarihinde geçici kabulleri onanmış ve kesin kabulleri yapılmış olduğunu, işin başlangıcı olan 05.06.2000 tarihinde başlanılan ve gelinen süreçte Düzce ilinin iklim koşulları ve Deprem sonrası Düzce de imar planlarının tekrar revizesi ile oluşan bir kaçak yapılaşmada mevcut olduğunu, bu kaçak yapıların belediyece tespit edilen 2000 civarında ve genel olarak 3000 civarında olduğu ve barınma amaçlı geçici konutlarında yapıldığı düşünülürse bu yapılar için de buradan malzeme çekildiğinin bilindiğini, ayrıca kazı malzemelerinin zirai amaca uygunluğu düşünülmeden çevre ilçe ve köylerden de bu malzemeye rağbet olduğunu, buranın Düzce de birtakım hafriyat firmalarının da hazır dolgu deposu olarak kullandığının da bilindiğini, kesin depo yeri olarak belirlenen İstilli(Mamure) köyündeki alan Düzce Belediyesi ve Valilikçe kabul edilen atık malzeme deposu olduğundan dolayı ayrıca farklı malzemeleri de içermekte ve dere kenarında bulunduğunu, bu dere Düzce’nin iklim koşulları ve topoğrafik yapısı sebebi yağışlar sonrası ve karların erimesi sürecinde su taşkınlıklarına maruz kalan ve bunlara bağlı erozyona uğrayan bir alan olduğunu, bu nedenle üzerinde ne varsa sürükleyip götürmeye meyilli olduğunu, dolayısı ile söz konusu alana işin yapıldığı tarihlerde kazı atığı dökülsün yada dökülmesin bunun muhafazası mümkün olamayacağından günümüzde sıhhatli yada tam bir tespitin yapılmasının teknik olarak mümkün olmadığını belirtmişlerdir.
Mahkememizce ikinci olarak talimatla yapılan keşif sonucu jeoloji, inşaat ve harita mühendisi bilirkişi heyetinden rapor alınmış, bilirkişi heyeti düzenledikleri raporda sonuç olarak; Kesin depo mahallinde 70-100 cm’lik halihazırdaki çukurlara ilaveten önceki çukur yerlerinden farklı yerlerde ortalama 200cm civarında 11 yeni kazı yaptırıldığını, 20 cm’den daha derinlerde genellikle akarsuyun daha önceden getirdiği dere malzemesi mevcut olduğunu, dere malzemesinin üzerinde de 1999 depremini müteakip birkaç ay sonra taşınan inşaat enkazları olduğuna göre; 2000-2003 yıllarında taşınması gereken malzemeyi daha derinlerde aramanın anlamının olmayacağı kanaatine varıldığını, 3-4 kazıda da yaklaşık 500 m’lik bir uzunluk boyunca 220 cm derinliğe kadar muhtemelen yerel belediyenin çöp deposuyla karşılaşıldığını, üzerinde nebati toprağın oluşması, çöp atığının kokusu ve görüntüsü buradaki çöp atıklarının 3-4 yıldan çok eski tarihlerde atıldığı kanaatine varıldığını, bununda 1400 metrenin 500 metresi çöp deposundan oluştuğunu gösterdiğini, davacının iş yaptığı 1. Kısım Düzce (Merkez) Kalıcı Konutları mevkiindeki toprak örnekleri ile kesin depo mahallindeki toprak örnekleri karşılaştırıldığında; kesin depo mahallindeki toplam 20 farklı çukurdaki (önceden açılan 9 ve bilirkişi heyetimizin açtırdığı 11 çukurdaki) örnekten sadece bir çukurun bir tabakasındaki toprak örneği davacının iş yaptığı sahadaki örneği ile benzeşmekte olduğu tespit edildiğini, bunun miktarının da 2730 m³ olarak hesaplandığını, dosyada tüm yüklenici firmaların taşınması gerekli malzemenin tamamını kesin depo mahalline taşıdıklarını iddia ettiklerini, davacının kesin depo mahalline tüm yüklenici firmaların taşınması gereken malzemenin %1070.73’sini taşınması gerektiğine göre, taşıdığını iddia ettiği malzeme bu oranda dağıtılırsa: 2730×10.73/100=293 m³ bulunacağını, sözleşme şartnamesi eski maddeler ve dosyadaki bilgiler dikkate alındığında; davacı 293 m³ malzemeyi kesin depo mahalline taşıdığı kanaatine varıldığını belirtmişlerdir.
Mahkememizce üçüncü olarak bir jeoloji, iki inşaat, bir harita mühendisi ile bir sözleşme uzmanı bilirkişi heyetinden rapor alınmış, bilirkişi heyeti düzenledikleri raporda sonuç olarak; ….Ticaret Mahkemesi Başkanlığının …. Esas sayılı dava dosyasında; Dosyada aksine somut bir kanıt sunulamaması, kesin depo mahallindeki malzeme ile kazı artığı malzemenin benzer özellikler göstermesi nedenleriyle, her ne kadar kesin depo mahallinde yüklenici kesin hak edişi ile karşılaştırıldığında kabul edilebilecek tolerans dahilinde malzeme miktarı tespit edilememiş ise de, davacı şirket tarafından kazı artığı malzemelerin kontrol teşkilatı ile müştereken imzalanan mesafedeki kesin depo mahalline dökülmüş olabileceği ve idareye 2.127.208.718.152 TL borcunun bulunmadığını, 2-…. Mahkemesinin … Karar numaralı dosyasında; Kazı artığı malzeme için nakliye mesafe tutanağının düzenlendiğini, geçici hak ediş raporlarının taraflarca itirazsız olarak kesinleştirildiğini, geçici kabulün yapılarak taahhüt konusu işin davalı idareye eksiksiz olarak teslim edildiğini, kesin hak ediş raporunun taraflarca itirazsız olarak kesinleştirildiğini, dolayısıyla davacı idarenin fazlaya ilişkin anapara ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla 2.937.989.474.844 TL fazla ödemenin tahsiline, 21/06/2002 tarihinden itibaren tahsil tarihine kadar Merkez Bankasının kısa vadeli avans kredilerine uyguladığı reeskont faizi, faizin %5 BSMV’sinin davalı yükleniciden tahsiline dayanan alacak davasındaki talebinin yerinde olmadığını belirtmişlerdir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda 2004/277 Esas, 2019/923 Karar sayılı ilamı ile “1-Mahkememizin 2004/277 Esas sayılı dosyasında davanın kısmen kabulü ile, davacının davalıya 2.127.208.718.152 (Eski TL) borçlu olmadığının tespitine; Davacı tarafından davalı bankaya verilen toplam 1.132.086.000.000 (Eski TL) bedelli (1745/2665-00, 1761/3273-00, 7897-00, 8111-01, 81333-01, 8293-01, 8440-01, 8531-01, 8651-01, 8826-01, 8848-01, 9008-01, 326865/12279-01, 9174, 9443, 9510, 9521, 9822, 10032, 0441 sayılı) teminat mektuplarının davacıya iadesine; Yargılamayı gerektirmesi nedeniyle davacı tarafından teminat senetleri ile ilgili komisyon olarak ödenen bedelin iadesine yönelik talebin reddine, 2-Dosyamız ile birleşen ….Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında davanın reddine” karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen karar, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi’nin 2020/978 Esas, 2020/198 Karar sayılı ilamıyla “… Bu durumda mahkemece, iadesi talep edilen 1.132.086.000.000 ETL bedelli teminat mektupları üzerinden tarifeye göre hesaplanacak nispi ilam harcının dörtte biri tutarındaki peşin harcın yatırılması için davacıya Harçlar Yasası’nın 30. maddesine göre süre verilmesi, harç eksikliğinin davacı tarafından bu şekilde tamamlanması halinde yargılamaya devamla davanın sonuçlandırılması, harcın ikmâl edilmemesi halinde ise bu alacak kalemleriyle ilgili olarak 6100 sayılı HMK’nın 447/2 maddesi yollamasıyla 150. maddesi gereğince işlem yapılması gerekirken kamu düzenine ilişkin olan harç hususu gözden kaçırılarak yargılamaya devamla işin esasıyla ilgili hüküm kurulması doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davalı birleşen dosya davacısı vekilinin istinaf başvurusunun esası incelenmeksizin kabulü ile mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a.4 maddesi gereğince kaldırılmasına, Dairemiz kararına uygun şekilde eksiklik giderildikten sonra karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle dosya mahkememize gönderilmiştir.
Mahkememizce yeniden yapılan yargılamada, eksik harç davacı vekili tarafından tamamlanarak makbuzu ibraz edilmiştir.
MAHKEMENİN GEREKÇESİ: Dava, İ.İ.K.nun 72/2.maddesine dayalı olarak borçlu tarafından açılan menfi tespit davasıdır. Birleşen dava ise, sözleşme gereği yerine getirilmediğinden işveren tarafından açılan fazla ve haksız ödemeye dayalı alacak davasıdır.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, ceza dosyası, getirtilen bilgi ve belgeler, mahkememizce alınan bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı dikkate alındığında; Davacı yüklenici şirketin davalı ile Düzce (Merkez) 5.Kısım Kalıcı Konutları Teknik Alt Yapı sözleşmesi ve ek sözleşme yaptığı, sözleşme gereğince davacı yüklenici tarafından teminat mektupları verildiği, sözleşme kapsamı işlerle ilgili geçici ve kesin kabullerin yapıldığı, davalı işveren İller Bankası Genel Müdürlüğü’nün davacıya gönderdiği yazı ile, banka teftiş kurulu tarafından yapılan inceleme sonucunda sözleşme ve eki şartnameler gereği kesin depo mahalline taşınması gereken kazı artığı malzemelerin taşınmaması nedeniyle toplam 2.127.208.718.152 TL fazla ödeme yapıldığının tespit edildiği bildirilerek bu paranın ödenmesinin istendiği, davacı yüklenicinin eldeki dava ile, kazı artığının taşındığı belirtilerek teminat mektuplarının iade edilmemesi nedeni ile davacının davalıya 2.127.208.718.152 TL borçlu olmadığının tespitini talep ettiği, birleşen davada ise; davacı işverenin, Düzce (Merkez) 5.Kısım Kalıcı Konutlar teknik alt yapı inşaatı işinde davalının 1.177.645, 930 m³ kazı artığı malzemeyi kesin depoya taşımayarak haksız olarak elde ettiği 2.937.989.74.844 TL’nin 21.06.2002 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte tahsilini talep ettiği anlaşılmaktadır.
Dava ve birleşen davada davalılar davanın reddini savunmuşlardır.
Dava konusu uyuşmazlık, davacı yüklenicinin yükleminde yaptırılıp geçici kabulü yaptırılarak davalı idareye teslim edilen Düzce 3.kısım kalıcı konutlar teknik alt yapı imalatı işi kazı artığı malzemesinin kesin depo yeri olan Düzce İstilli mevkii sınırlarına nakledilmediğinin ileri sürülerek, davalı idare tarafından 05.01.2004 tarihli yazı ile 2.127.208.718.152 TL’nin davacı yüklenici firmadan talep edilmesinden kaynaklanmaktadır.
Mahkememizce son olarak alınan ve bir jeoloji, iki inşaat, bir harita mühendisi ile bir sözleşme uzmanı beş kişilik bilirkişi heyetinden alınan raporun dosya kapsamına uygun, yeterle, gerekçeli ve hüküm vermeye elverişli olduğu görülerek hükme esas alınmıştır.
Taraflar arasında dava konusu yapım işi ile ilgili olarak sözleşme aktedildiği, yapım İşleri Genel Şartnamesi sözleşmenin 4.maddesinin 19.fıkrası ile sözleşmeye ek olarak kabul edildiği, Bayındırlık İşleri Genel Teknik Şartnamesi sözleşmenin 4.maddesinin 20.fıkrası ile sözleşmeye ek olarak kabul edildiği, nakliye mesafe tutanağının davacı yüklenici ve diğer yetkililer tarafından 13.08.2000 ve 24.01.2001 tarihlerinde imzalandığı ve daha sonra yetkililerce onaylandığı, tutanağa göre kesin depo yeri olan Düzce İstilli mevkii ile şantiye mahalli arasındaki mesafenin 19,5 km. olduğunun tespit edildiği, sonrasında geçici ve kesin hak ediş raporu hesaplamalarına metrajlandırılarak ve keşiflendirilerek dahil edilen kazı artığı malzemenin 19,5 km. mesafedeki kesin depoya nakil edildiğine dair tutanaklar düzenlendiği, düzenlenen bu tutanakların yetkililerce imza altına alındığı ve daha sonra ilgili makam tarafından onaylandığı, dava konusu yapım işinin geçici kabulünün yapılarak kesin kabulünün 20.01.2003 tarihinde onaylandığı belirlenmiştir.
Bilirkişi tarafından bizzat görülen kesin depo yerinde toplam 60087 m2 alanda araştırma çukurları açılarak yapılan incelemede kazı, inşaat artığı, kentsel atıklar ve deprem enkazı malzemesinin bulunduğunun tespit edildiği, bu alanda yaklaşık 250 000-300 000 m³ malzeme bulunduğunun tahmin edildiği, ancak kazı artığı malzemenin yaklaşık 100 000 – 150 000 m³ kadar olduğu anlaşılmıştır. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Yapı İşleri Genel Müdürlüğü merkez laboratuarına mahkememizce gönderilen numuneler üzerinde yapılan analizlerde, teslim edilen 9 adet numunenin, bu dava ile ilgili Melen çayı kenarı İstilli mevkii döküm alanından alınan 5 adet numune ile inşaat kazı alanından (Kalıcı Konutlar Teknik Alt Yapı 5.Bölge-Yenigün A.Ş.) alınan 1 adet numune arasında benzerlikler gösterdiği tespit edilmiştir.
Mahkememizin 2004/277 Esas sayılı dosyasına yönelik yapılan değerlendirmede; Kazı artığı malzemeye konu taahhüt işinin geçici kabulünün yapılarak davalı idareye teslim edildiği, kesin hak ediş raporunun düzenlenerek taraflarca itirazsız olarak kesinleştirilerek onaylandığı, sözleşme eki Bayındırlık İşleri Genel Şartnamesinin 39.uncu ve 40.ncı maddelerine uygun düzenlenen geçici ve kesin hak ediş raporlarına gerek davacı yüklenici, gerekse davalı idare tarafından itiraz edilmemiş, itirazsız olarak kesinleştirilmiştir.
Davalı idare 1.177.645,930 m³ kazı artığı malzemenin kesin depo mahalline taşınmadığının belirlendiğini, bu nedenle yükleniciye fazla ödeme yapıldığını, sebebinin de soruşturma raporunda malzemelerin bir kısmının tapulu arazilere ve inşaat mahalli çevresine dökülmesi olduğunu iddia etmiştir. Ancak; bilirkişilerce tapulu arazilere ve inşaat mahalli çevresine döküldüğü iddia edilen malzeme miktarlarının toplamı yüklenici hak edişinde ödenen miktarın çok altında olduğu, kesin depo mahallinde hak edişlerdeki miktar eşdeğer kazı artığı malzemeye rastlanmadığı, yapılan malzeme miktarı ölçümündeki olan eksiklikler, yüklenicilerce iddia edildiği üzere bir kısım malzemelerin ihtiyaç sahiplerince başka yerlere taşınmış olabileceği vb. hususlar dikkate alınarak kabul edilebilecek tolerans dahilinde de malzeme bulunmadığı tespit edilmiştir.
Diğer taraftan, Bayındırlık İşleri Genel Şartnamesinin 40.maddesinde kesin metraj ile hesapların ve buna bağlı olarak kesin hak edişin nasıl yapılacağı açık olarak hüküm altına alınmış olup, dava konusu inşaatlarda da uygulama bu şekilde yapılmıştır.
Bu itibarla; BİGŞ’nin 40.maddesine uygun olarak kesin hak ediş raporu düzenlendiğine göre, şikayet dilekçelerine dayanılarak, kazı artığı malzemenin farklı yere taşındığı ileri sürülerek, davalı idarenin talepte bulunmasının sözleşme ve eki şartname hükümlerine uygun olmadığı kanaatine varılmıştır.
İlgililer hakkında hakediş belgelerinin sahteciliği iddiası ile açılan kamu davası da zamanaşımı sebebiyle ortadan kaldırılmış ve karar kesinleşmiştir. Belgelerin sahteliğine dair kesinleşmiş bir mahkeme hükmü olmadığından ve belgelerin aksi ispat edilemediğinden hakediş dosyası ve tutulan tutanaklar dikkate alınarak hüküm kurulması gerekmektedir.
Bununla birlikte; Yapım sözleşmeleri ile yaptırılan imalatların kesin bedelleri, kesin maliyetleri, sözleşmelerin ayrılmaz parçası olan B.G.Ş.’nin 40.madde hükümlerine uygun düzenlenen kesin hakediş raporları ile tespit edilebileceği, bu belgelerde yetkili kişilerce imzalanmış ve onaylanmış olduğu, davalı idarenin dayanağı müfettiş raporunda da kazı artığı toprağın hangi miktarlarda nerelere dökülmüş olduğu konusunda ispata yeterli bir bilginin olmadığı, altyapı inşaatlarının tamamlanmasından sonra geçen süre içerisinde yüklenicilerin, davacı idare yetkililerince kendilerine gösterilen yere döktükleri malzemeleri muhafaza altına alarak korumakla görevli olduklarının da kayıt altına alınmamış olduğu, her ne kadar keşif tarihleri itibari ile müfettişlik raporunda da belirtilen 11 alt yapı yüklenicilerine ödenen toplam kazı artığı malzeme mahallinde mevcut değilse de, hangi yüklenici tarafından eksik malzeme döküldüğünün teknik açıdan belirlenmesinin mümkün olmaması hususları dikkate alındığında davalı idarenin teknik elemanları ve davacı yüklenici firmanın birlikte imzaladıkları tutanaklar çerçevesinde kazı artığı malzemenin kesin depo mahalline taşındığı kanaatine varılmıştır.
Yukarıda belirtilen nedenlerle; davacının borçlu olmadığı kanaatine varılarak, Mahkememizin 2004/277 Esas sayılı dosyasında davanın kısmen kabulü ile, davacının davalıya 2.127.208.718.152 (eski TL) borçlu olmadığının tespitine; Davacı tarafından davalı bankaya verilen toplam 1.132.086.000.000 (Eski TL) bedelli (1745/2665-00, 1761/3273-00, 7897-00, 8111-01, 81333-01, 8293-01, 8440-01, 8531-01, 8651-01, 8826-01, 8848-01, 9008-01, 326865/12279-01, 9174, 9443, 9510, 9521, 9822, 10032, 0441 sayılı) teminat mektuplarının davacıya iadesine; yapılan yargılama sonucunda teminat mektuplarının iade edilip edilmeyeceğinin belirlendiği, müfettiş raporu ve ceza davası karşısında davalı idareden teminat mektubunun iadesinin beklenemeyeceği anlaşılmakla, davacı tarafından teminat senetleri ile ilgili komisyon olarak ödenen bedelin iadesine yönelik talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
Dosyamız ile birleşen …Ticaret Mahkemesinin …. Esas sayılı dosyasına yönelik yapılan değerlendirmede; Yukarıda da belirtildiği gibi, kazı artığı malzemenin kesin depo yerine nakledildiğine dair tutanaklar, geçici hak ediş raporları, kesin hak ediş raporları, geçici kabul tutanakları, davalı idarenin yetkili teknik elamanları tarafından düzenlenerek yine yetkili amirleri tarafından da onaylandığı, geçici ve kesin kabullerin itirazsız olarak kesinleştirildiği, bu nedenlerle kazı artığı malzemenin kesin depo mahalline taşındığının kabulü gerektiği ve davacı idare tarafından fazla yapılmış bir ödemenin olmadığı, böylece davacı idarenin 2.937.989.474.844 TL ‘nin davalı yükleniciden tahsiline dayanan alacak davasındaki talebinin yerinde olmadığı anlaşılmakla dosyamız ile birleşen …. Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
1-Mahkememizin 2004/277 Esas sayılı dosyasında davanın KISMEN KABULÜ İLE, davacının davalıya 2.127.208.718.152 (Eski TL) borçlu olmadığının tespitine,
Davacı tarafından davalı bankaya verilen toplam 1.132.086.000.000 (Eski TL) bedelli (1745/2665-00, 1761/3273-00, 7897-00, 8111-01, 81333-01, 8293-01, 8440-01, 8531-01, 8651-01, 8826-01, 8848-01, 9008-01, 326865/12279-01, 9174, 9443, 9510, 9521, 9822, 10032, 0441 sayılı) teminat mektuplarının davacıya iadesine,
Davacı tarafından teminat senetleri ile ilgili komisyon olarak ödenen bedelin iadesine yönelik talebin reddine,
Alınması gereken 222.642,37 TL harçtan peşin alınan 28.810,00 TL harç ile 19.133,20 TL tamamlama harcı olan 47.943,20 TL harcın mahsubu ile eksik 174.699,17 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde hesap numarası bildirmiş ise iadenin elektronik ortamda hesaba aktarılmasına, hesap numarası bildirilmemiş ise masrafın avanstan karşılanmak üzere PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Davacı tarafından peşin yatırılan 28.810,00 TL peşin harç ile 19.133,20 TL tamamlama harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan ve ayrıntısı UYAP sistemi üzerinde gösterilen toplam 3.139,60 TL yargılama giderinin 3.108,20 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 121.217,94 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
2-Dosyamız ile birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında davanın REDDİNE,
Alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 39.675,00 TL harçtan mahsubu ile fazla 39.615,70 TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde hesap numarası bildirmiş ise iadenin elektronik ortamda hesaba aktarılmasına, hesap numarası bildirilmemiş ise masrafın avanstan karşılanmak üzere PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 15.044,94 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair; Taraf vekillerinin ve ihbar olunan vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf yolu yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/03/2021
Başkan …
¸[e-imza]
Üye …
¸[e-imza]
Üye …
¸[e-imza]
Katip …
¸[e-imza]