Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/661 E. 2023/636 K. 19.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/661 Esas – 2023/636
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/661 Esas
KARAR NO : 2023/636

HAKİM : ….
KATİP : …

DAVACI : ….
VEKİLİ : Av. ….
DAVALILAR : 1- …
2- …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 3- …
VEKİLİ : Av. ….
DAVALILAR : 4- ….
5- …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 6- …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 25/05/2010
BİRLEŞEN MAHKEMEMİZİN … ESAS SAYILI DOSYASI

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
DAVA TARİHİ : 17/09/2004
KARAR TARİHİ : 19/09/2023
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 03/10/2023
Mahkememizde görülen davanın açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili asıl ve birleşen dava dilekçesinde özetle; müvekkili kuruma ait … sülfirik asit tesisinin anahtar teslimi yapım işinin… iş ortaklığına ihale edildiğini, hakediş ödemeleri sırasında davalı … firmasınca düzenlenen faturalara dayalı fazladan KDV tahsil edildiğinin tespit edildiğini, 3 – 4 ay gecikmeli olarak bu KDV’nin … tahsilinin yapıldığını, ödeme ile tahsil tarihi arasındaki uğranılan finansman kaybının davalı firmadan istenilmesine rağmen ödenmediğini, yapılan teftiş sonucunda da ödemenin davalılar müvekkili şirket çalışanlarının ihmali sonucu ödendiğinin belirlendiğini ileri sürerek finansman kaybı olarak belirlenen 156.895.262,814 TL (eski) kurum zararının ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ve faizin KDV’si ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … ve … A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle, tahsil edilen KDV’nin … ödendiğini, kesilen faturaya süreç içerisinde itiraz edilmediğini savunarak müvekkili şirket yönünden açılan davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili, … ve … vekili, … ve … vekili, birleşen davada davalı… vekili cevap dilekçelerinde özetle, müvekkillerinin ödemeden dolayı sorumlu tutulamayacaklarını, çalıştıkları birimlerin ödemelerden sorumlu olmadığını, müvekkillerinin herhangi bir menfaatinin bulunmadığını, fazla ödenen davalı şirket sorumlu olduğunu savunarak müvekkilleri hakkında açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Asıl ve birleşen dava, yatırım teşvik kapsamındaki makine ve teçhizat alımları KDV’den istisna tutulmasına rağmen KDV’li ödeme yapılması nedeniyle uğranıldığı iddia olunan kurum zararının ödeme yapılan şirket ile çalışanlardan tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizce asıl ve birleşen davanın reddine dair 31/01/2008 tarihli kararın temyizi üzerine … sayılı bozma ilâmı ile karar düzeltme üzerine verilen …. sayılı ilaveli bozma ilâmında yüklenici şirket ve idare elemanları hakkında bozma ilâmlarında belirtilen hususlar da dikkate alınıp kusur ve sorumluluklarının bulunup bulunmadığı konusunda yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulundan ilgili yasal düzenlemeler ve mevzuat da değerlendirilmek sureti ile … denetimine elverişli rapor alınarak sonucuna uygun karar verilmesi gerektiği bildirilmiştir. Kararı birleşen davalı … temyiz etmemiştir.
Mahkememizce bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda 18/10/2012 tarihli … ile …’ye yönelik davanın reddine, diğer davalılara yönelik davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın temyizi üzerine … sayılı bozma ilâmı ile “Bu durumda mahkemece bozmaya uyulmakla bozmada belirtilen hususlar yararına olan taraf için usuli kazanılmış hak teşkil edeceğinden bozma uyarınca araştırma yapılması zorunlu hale gelmiş olmakla ve mahkemece bozmadan sonra alınan raporlar çelişkili olduğu ve davacı ve bir kısım davalılarca rapora itiraz edildiğinden maddi gerçeğin ortaya çıkması için HMK’nın 281/3 maddesi gereğince yeniden seçilecek konusunda uzman teknik bilirkişi kurulundan dairemizin bozma ilamında belirtildiği üzere yüklenici şirket ve davalı idare elemanları hakkında yasal düzenlemeler ve özellikle idare elemanlarıyla ilgili KDV ödenmesine esas olan belgelerin idare elemanlarınca düzenlendiği ve … ödeme yapıldığı tarihlerde yürürlükte bulunan … görev, yetki ve sorumluluklarını ve …’nın görev, yetki ve sorumluluklarını düzenleyen yönetmeliklerini göz önünde tutmak suretiyle varsa sorumlulukları ve kusur oranları ile davacı iş sahiplerinin istemekte haklı oldukları finans kaybı sebebiyle doğan zarar miktarı konusunda gerekçeli ve denetime elverişli, davacı ve davalıların itirazlarını da karşılar nitelikte rapor alınıp değerlendirilerek ve davalı idare elemanlarının sorumlulukları haksız fiil hükümlerine dayalı olduğundan bu davalılar hakkında hüküm altına alınacak miktara yürütülecek faizin haksız fiil tarihinden itibaren yürütülmesi (Temerrüdün haksız fiil tarihinde oluşacağı) suretiyle sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi” nedeni ile kararın bozulmasına karar verilmiş olup karar düzeltme talebinin reddine karar verildiği ve dosyanın mahkememiz esasına kaydedildiği, Mahkememizce bozma ilamı yapılarak yargılamaya devam edildiği görülmüştür.
Mahkememizce bozma ilamından sonra alınan 27/12/2021 tarihli mali müşavir, nitelikli hesaplama uzmanı ve … denetçisinden oluşan heyet raporunda, davacının toplam kurum zararının 138.187,78 TL olarak hesaplandığı, bu zarardan; davalı … İnş. Tes. A.Ş:’ nin 69.093,82 TL’sinden sorumlu olduğu, bu miktara haksız fiil tarihi olan 20.11.2002′ den dava tarihi 06.01.2004’e kadar hesaplanan değişen oranlarda 39,922,96 TL ticari temerrüt İaiz işletilebileceği, davalı …’ün 23.031,32 TL’sinden sorumlu olduğu, bu miktara haksız fiil tarihi olan 20.11.2002’den dava tarihi 06.01.2004’e kadar hesaplanan değişen oranlarda 13.307,68 TL ticari temerrüt faizi işletilebileceği, davalı …’nin 23.031,32 TL’sinden sorumlu olduğu, bu miktara haksız fiil tarihi olan 20.11.2002’den dava tarihi 06.01.2004’e kadar hesaplanan değişen uranlarda 13.307,68 TL ticari temerrüt faiz işletilebileceği, davalı …’ün 23.031,32 TL’sinden sorumlu olduğu, bu miktara haksız fiil tarihi olan 20.11.2002’den dava tarihi 06.01.2004’e kadar hesaplanan değişen oranlarda 13.307,68 TL ticari temerrüt faiz işletilebileceği, davalılardan … … ve … …, Yatırım Teşvik Belgesini hern yüklenici firmaya hem de … bildirmek suretiyle … 5. 10.11.12 maddelerinc uygun hareket ederek görevlerinin gereklerini yerine gelirdiklerinden sorumluluklarının bulunmadığı, …. , Hlukukçu … ve … tarafından tanzim edilen kök rapar ile ek ve 2.rapor arasındaki farkın/çelişkinin bu şekli ile giderilmiş olduğu, davacının teknik olarak stopaja ilişkin itirazı dışımdaki taraf itirazlarının karşılanması hukuki tayin ve taktir gerektiren hususlar olduğundan hukuki değerlendirmesinin Mahkemeye ait olduğu bildirilmiştir.
Taraf itirazları ve çelişkilerin giderilememiş olması nedeni ile, yeni bir heyetten alınan 28/07/2023 tarihli raporda, davalı şirketin teşvik belgesi kendisine teslim edildiği halde teşvik belgesini dikkate almaksızın fatura kesmesi ve kurumun ilgili daire başkanlılarının ise teşvik belgesini hazırlaması ve almasına rağmen teşvik belgesine aykırı şekilde kesilen faturanın ödenmesine onay verilmesi nedeni ile oluşan zararda eşit kusurlu oldukları, yani davalı şirketin %50 kurum çalışanlarının ise %50 kusurlu olduğu, oluşan zararda kusuru bulunan daire başkanlıklarının ise yukarıda belirtildiği üzere, …’nın görevinin asıl, … görevinin ise tali nitelikte olduğu bu nedenle kusur oranlarının %30 …, %20 ise … sorumlu olacağı, … Anonim Şirketi
% 50, …
% 10, … % 10, … % 10, …
% 10, …
%10 kusurlu olacağı, Ancak 13.11.01-… sayılı evrakın … gönderilmiş olması nedeni ile Sayın Mahkeme tarafından … görevini eksiksiz olarak yerine getirdiği kanaatine varılır ise; kusur oranları dosyada mevcut 26/09/2017 tarihli ek raporda belirtildiği üzere; … Anonim Şirketi % 50, …
%16,6667, … % 16,6667, … % 16,667 kusurlu olduğu, takdir Mahkemeye ait olmak üzere … ile …’nin kusurlu olmadığının ve fakat davacının daha önceki bilirkşi raporlarında belirtilen kusur oranlarına itiraz etmemiş olması nedeni ile HMK 281 maddesi gereği, . …, … ve …’ün kusur oranları ile sorumlu oldukları zarar miktarı noktasında kazanılmış hakları olduğu kanatine varılır ise bu durumda kusur oranlarının, … Anonim Şirketi % 50, …
% 10, … % 10, … % 10 oranında kusurlu olacakları, hakediş raporlarına göre 169.594,02 TL finansman zararı doğduğunu, davacının talebinin 156.895,26 TL olduğunu bildirmişlerdir. Son rapor, tüm raporları kapsayıp ayrıntılı değerlendirmeler içerdiğinden aşağıda açıklandığı üzere kısmen hükme esas alınmıştır.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesinde, davacı idare tarafından davalı şirkete, davalı şirket ile davacı idare çalışanlarının kusurlu hareketleri neticesinde yapılan yersiz KDV ödemelerinin vergi dairesinden iade alındığı tarihe dek kurum finansman zararı oluştuğundan bahisle eldeki davanın açıldığı, dosyanın geçirdiği safahatta kurum zararının doğduğunun … ilamları ile de sübut bulduğu, zararda davalıların kusurlu olup olmadıklarına ilişkin olarak Mahkemece değerlendirme yapılması gerektiği ve son bozma ilamında belirtildiği üzere çelişkili değerlendirmeler içeren raporlara itibar edilmesinin mümkün olmadığı gerekçesi ile dosyanın Mahkememize iade edildiği, Mahkememizce bozma ilamından sonra aldırılan iki kök ve bir ek raporda da kusur oranlarının son bozmadan önce alınan raporlarla benzer mahiyette belirlendiği ve ancak kusur oranının takdirinin Mahkememize bırakıldığı anlaşılmıştır. Bozmadan önce alınan raporlar arasındaki çelişkinin kök raporda … görevlilerine kusur atfedilmesine rağmen ek raporda kusur yüklenmemesinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
Davalılar …’ün …’nda Daire Başkanı, davalı …’nin …’nda … Müdür Yardımcısı, davalı …’ün …’nda Başkan Yardımcısı, davalı …’ün …, davalı …’nin … Başkan Yardımcısı olarak görev yaptığı, davalıların kusur durumlarının … dikkate alınarak kusur oranlarının belirlenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Dosya kapsamında alınan tüm raporlarda, davalı şirketin teşvik belgesini 13/11/2001 tarihinde almasına rağmen faturalarını KDV’li olarak düzenlemesi ve davacının zararının doğmasına sebebiyet vermesi nedeni ile kusurlu olduğunun belirlendiği, Mahkememizce de davalı Atilla şirketinin KDV’den muaf olduğunu bilmesine rağmen bildirimde bulunmayarak ve hatalı işlem yaparak zararın doğmasına sebebiyet vermesi nedeni ile zarardan asli olarak %50 kusurlu olduğu yönündeki görüşe itibar edilmiştir. Davalının KDV iadesinin mahsuben yapılabileceği ya da iadenin vergi dairesinden kaynaklanan sebeplerle geç yapılmış olabileceğine dair savunmasının varsayıma dayalı olması nedeni ile itibar edilmemiştir. Kaldı ki davalı şirketin bu yöndeki temyiz itirazları da ilk bozma ilamı ile reddedilerek kesinleşmiştir.
Davalılar … ve …’nin … görev yaptıkları, ilgili yönetmeliğin 8. maddesi uyarınca “d) Yurt dışından satın alınacak malların gerekli müsaadelerini ve teşviklerini almak, sipariş mektuplarını düzenlemek ve ilgili yerlere göndermek, g) Yurt dışından satın alınacak malların gümrük işlemlerinin tamamlanabilmesi için gerekli vesaiki temin etmek ve gümrük işlemlerini yürüten birimlere göndermek,” görevinin Satınalma biriminin görev alanına girdiği, bozmadan önceki karara esas alınan ek rapor ile Mahkememizce alınan bilirkişi raporlarında her ne kadar Satınalma müdürlüğünde görevli davalıların, satın alma evrakının …’na teslim edilmesi nedeni ile kusurlu olmadıkları kanaati belirtilmiş ve davalılar evrakın görev tanımında belirtildiği üzere teslim edilmesi nedeni ile görevlerini kusursuz olarak ifa ettiklerini savunmuş iseler de, müfettiş raporunda belirlendiği üzere gümrük işlemlerine ilişkin evrakın ekinde teşvik belgesi olmaksızın devamındaki işlemleri yapmakla görevli … birimine gönderildiği, müfettiş raporunda yapılan araştırmada evrak eklerinin gönderilmesine dair fiilen uygulama yapılmadığının belirlenmesine karşın bu durumun teşvik belgesinden diğer birimlerin haberdar olmamasına neden olup zarara etki sağladığı anlaşılmakla bu davalıların da kusurlu olduklarının Mahkememizce değerlendirildiği ve son bilirkişi raporu ile son bozmadan önce alınan kök raporda belinlendiği üzere davalılar … ve …’nin zararın oluşumuna %10’a oranında kusurlu hareketleri ile etken oldukları kanaatine varılmış, son rapordaki değerlendirmelere bu yönüyle iştirak edilmemiştir.
Davalılar …, …, …’ün …’nda görev yaptıkları, ilgili yönetmeliğin 5. maddesinde “k)Yaptırılması planlanan ve yatırım programlarına alınan yatırım, etüd ve müstakil projelerin yapımını ve montaj işlerine ait proje, keşif, ihale, hakediş ödemeleri, geçici ve kesin kabuller, işletmeye alma ve kesin hesap işleri ile ilgili tüm işlemlerin yerine getirilmesini sağlamak, ” hususunun davalıların görev alanına girdiği, yersiz ödemenin hakedişlerle yapılması karşısında bu birimde çalışan davalıların da zararın doğmasına etken olduğu, bilirkişi raporlarında belirlendiği üzere %10’ar kusurlu olduklarına ilişkin tespite itibar edilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. Davalılara kusur atfedilemeyeceğine ilişkin savunmaların ilk bozmada reddedilerek kesinleşmesi karşısında bu savunmaya itibar edilemeyeceği değerlendirilmiştir.
Her iki yönetmelikte de, davalıların makamları olan daire başkanı, başkan yardımcısı ve baş mühendisin; görevlerin gecikmeden düzenli ve verimli bir şekilde yürütülmesinde gereken gayret ve basireti göstermekle yükümlü, aksine davranışlarından, ihmal ve ilgisizliklerinden ve bu hususlarda aldığı bütün karar ve çalışmalarından sorumlu olduğu belirlendiğinden davalıların kusurlu olmadıklarına ilişkin savunmalarına itibar edilmemiştir.
Zararın belirlenmesine ilişkin olarak hükme esas alınan son bilirkişi raporu gözetildiğinde, dava konusunun …. ve 30/05/2019 tarihli kararında belirtildiği üzere “davacı iş sahiplerinin istemekte haklı oldukları finans kaybı” olması, bu alacağın 193 sayılı … Kanununu 94. maddesi ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunun 15. ve 30. maddelerinde sayılan gelir unsurlarından biri olmadığı için Stopaj Kesintisi yapılmayacağı, bu hali ile davacının davasının sübut bulduğu ve davanın kabulü gerektiği (zararın doğum tarihi yönünden bilirkişinin değil davacının talep ettiği ve bozma ilamında belirlendiği itibari ile ödeme tarihleri hükme esas alınmıştır), 156.895,26 TL kurum zararının ödeme tarihlerinden (24.498,75 TL’nin 24/04/2002, 13.043,54 TL’nin 13/05/2022, 23.656,86 TL’nin 20/06/2002, 16.637,42 TL’nin 18/07/2002, 6.142,30 TL’nin 27/08/2022, 23.713,67 TL’nin 20/09/2002, 45.575,22 TL’nin 23/10/2002, bakiye kısmın 22/11/2002 tarihinden) itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan kusurları oranında tahsiline karar vermek gerekmiştir.
Birleşen davaya ilişkin karar temyiz edilmemekle kesinleştiğinden bu davaya ilişkin yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığı değerlendirilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
Asıl davanın kabulü ile,
78.447,61 TL’nin davalı … A.Ş.’den, 15.689,53 TL’nin davalı …’den, 15.689,53 TL’nin davalı …’den, 15.689,53 TL’nin davalı …’den, 15.689,53 TL’nin davalı …’den, 15.689,53 TL’nin davalı …’den ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Birleşen Mahkememizin …. esas sayılı dosyası …. denetiminden geçerek kesinleştiğinden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına,
Alınması gereken 10.717,52 TL harçtan peşin alınan 2.120,39 TL harcın mahsubu ile bakiye 8.597,13 TL’nin davalılardan alınarak Hazine’ye irat kaydına, varsa önceki harç tahsil müzekkerelerinin dikkate alınmasına,
Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 24.534,29 TL vekalet ücretinin davalılardan kusur oranları gözetilerek alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafça bozmadan önce yapılan ve UYAP sisteminde kayılı olan 7.924,16 TL yargılama gideri ve bozmadan sonra yapılan toplam 10.123,50 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Davalı … tarafından yapılan yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
Dair; hazır bulunan tarafların yüzüne karşı, diğer davalıların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde … başvurmak suretiyle temyiz kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.19/09/2023

Katip …. Hakim …
¸¸ ¸¸