Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/657 E. 2022/162 K. 08.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/657 Esas – 2022/162
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/657 Esas
KARAR NO : 2022/162
DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/12/2020
KARAR TARİHİ : 08/03/2022
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 10/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkili şirketin iş makineleri alanında faaliyet gösterdiğini, bu kapsamda davalıya şirket iş makinaları parçaları ürünleri ve satışı yapılarak bu ürünlerin davalı şirkete teslim edildiğini ve müvekkili tarafından bakım ve onarımının sağlandığını, düzenlenen fatura bedellerinin haksız olarak ödenmediğini iddia ederek fazlaya ilişkin her türlü dava ve talep haklarının saklı kalmak kaydıyla faturalardan doğan şimdilik 10.000,00 TL alacağın işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı temsilcisi cevap dilekçesinde özetle; davacının eski sahibi ile ticaretinin uzun yıllar devam ettiğini ve akabinde kendisinin 3.262,28 TL alacaklı olduğuna karşılıklı dair mutabaklaştıklarını ve ticaretin sonlandırıldığını, akabinden 02/03/2020 Tarihinde davacı şirketin tanımadığı bir şahsa devir edildiğini öğrendiğini, eski sahibine borcunun olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER:
Tarafların bildirdiği deliller toplanmış, tarafların BA-BS formları, faturalar dosya arasına alınmış, taraflara ticari defterlerini sunmak üzere HMK’nun 220. ve devamı maddeleri uyarınca ihtarat yapılarak süre verilmiş, davalı tarafından sunulan muavin kayıtları ile davacı tarafça sunulan defterler incelenmek üzere mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Mali müşavir bilirkişi 26/08/2021 havale tarihli raporunda özetle, taraflar arasında faturaya dayalı ticari ilişkinin bulunduğu, davalı defterlerini sunmadığından incelemediğini, yalnız sunulan muavin kayıtlarını incelediğini, bu kayıtlara göre davalının 3.262,28 TL alacaklı olduğunu, davacının defterlerinin usulüne uygun olarak tutulmadığını, dava konusu faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, defter kayıtlarına göre davacının takip tarihi itibari ile 2.655.463,34 TL alacaklı olduğunu, davacı ve davalının 2018 yılı için 3.458.977,00 TL bedelli, 2019 yılı için 3.324.935,00 TL bedelli karşılıklı BA ve BS bildiriminde bulunduklarını, 2019 yılına ait davacının BS bildirimi bulunmadığı ancak davalının 602.209,00 TL bedelli bir adet daha BA bildiriminde bulunduğunu, bu hali ile taraf kayıtları arasındaki farkın davalı muavin kaydında bulunan 2.658.725,62 TL ödemenin davacının ticari defter kayıtlarında olmamasından kaynakladığı bildirilmiştir. Rapor oluşa ve dosya kapsamına uygun bulunarak hükme esas alınmıştır.
DEĞERLENDİRME:
Dava, tacirler arasında cari hesap ve fatura alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Davalı yan ticari ilişkiyi inkar etmemiş, ödeme ve mutabakatlaşma savunmasında bulunmuştur. Tarafların sunulan ticari kayıtları üzerinde yapılan incelemede her ne kadar davacı defterleri HMK’nun 222. maddesi uyarınca sahibi lehine delil niteliği taşımasa da her iki tarafın karşılıklı BA-BS bildiriminde bulunduğu, hatta davacı tarafından bildirilmeyen ancak davalı tarafından 602.209,00 TL bedelli bir adet daha BA bildirimi yapıldığı belirlenmiş, buna göre ticari ilişkinin varlığı ve malın teslimine ilişkin davacı iddiasının karine olarak sübut bulduğu, davalı yanın da aksine ilişkin iddia ve delil sunmadığı, bu hali ile davacının alacak iddiasının taleple bağlı kalınarak sübut bulduğu anlaşılmıştır.
Davalı her ne kadar ödeme ve mutabakatlaşma savunmasında bulunmuş ise de, alacağın miktarı göz önüne alındığında, iddiasını yazılı delil ile ispat etmesinin gerektiği, muavin kayıtlarının ya da tanık anlatımlarının bu hususu ispata elverişli olmadığı, başkaca bu nitelikte bir delil de sunmadığı anlaşıldığından ödeme savunmasına itibar etmek mümkün olmamıştır.
Açıklanan gerekçelerle davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
DAVANIN KABULÜ İLE,
10.000,00 TL’nin dava tarihinden dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Alınması gereken 683,10 TL harçtan peşin alınan 170,78 TL nin mahsubu ile bakiye 512,32 TL harcın davalıdan alınıp hazineye gelir kaydına,
1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olunan 5.100,00 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan UYAP sisteminde kayıtlı toplam 796,00 TL yargılama gideri ile davacı tarafça peşin olarak yatırılan 170,78 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/03/2022