Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/633 E. 2021/739 K. 19.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/633 Esas
KARAR NO : 2021/739

DAVA TARİHİ : 17/12/2020
KARAR TARİHİ : 19/10/2021
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 11/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; muris …’in dava dışı bankadan kullandığı krediler kapsamında hayat sigortası yapıldığını, murisin 25/04/2019 tarihinde ani kalp durması nedeni ile vefat ettiğini, sigortalar kapsamında mirasçı olan müvekkillerine ödeme yapılması gerektiği halde verilmediğini iddia ederek şimdilik 10.000,00 TL sigorta bedelinin davacılara ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın görevsiz mahkemede açıldığını, talep hakkının daini mürtehinde olduğunu, bu nedenle davanın husumet nedeni ile reddine karar verilmesi gerektiğini, davacılar murisinin ölüm sebebine ilişkin hastalık teşhisinin daha önce konulduğunu, ölüm ile tedavisi süren hastalık arasında illiyet bağının bulunduğu, murisin beyan yükümlülüğüne aykırı davrandığını, faiz talebinin yerinde olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; kredi kapsamında kullanılan hayat sigortasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3/k. maddesine göre; “Tüketici: ticari ve mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek ve tüzel kişiyi” ifade eder. Tüketici işlemi ise Kanunun m. 3/l. bendinde tanımlanmıştır. Buna göre; “Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari ve mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık, vb. sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” kapsar. Tüketici işleminden kaynaklanan uyuşmazlığın veya sözleşmenin TTK’nun 4 ve 5. madde hükümleri kapsamında kalan kanunda özel olarak düzenlenen ve ticari dava sayılan bir sözleşmeden kaynaklanmasının herhangi bir önemi yoktur. Aynı Kanunun 83/2. maddesinde; taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer konularda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği, aynı Kanunun 73/1. maddesinde ise; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu, düzenlemesi yer almaktadır.
01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren TTK’nun 4. maddesinde ticari davalar belirtilmiş olup buna göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için; kanuni düzenleme ile görevin Ticaret Mahkemesine verilmesi veya TTK’nun 4. maddesinde sayılan unsurları taşıması (TTK’da yer alması veya TTK’nun 4/1 b, c, d, e, f fıkralarındaki davalardan olması) ya da her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan dava olması gerekmektedir.
TTK’nun 5. maddesinde ticari davalara ticaret mahkemelerinde bakılacağı, ticaret mahkemeleri ile diğer mahkemeler ve Asliye Hukuk Mahkemesi arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu, göreve ilişkin usul hükümlerinin uygulanacağı düzenlenmiştir. Görev hususu kamu düzenindendir ve yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerekmektedir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık 6102 sayılı TTK’nun 4’üncü maddesi gereğince mutlak ticari işlerden olan sigorta sözleşmesinden kaynaklanmakta ise de, adı geçen sigorta sözleşmesi davacıların murisi ile dava dışı banka arasında imzalanan tüketici kredisi kapsamında imzalanmış olup temel uyuşmazlık bizatihi sigorta sözleşmesinden kaynaklanmayıp, taraflar arasında imzalanmış olan tüketici kredisinden kaynaklandığından eldeki davanın daha özel nitelikte mahkeme olan tüketici mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği, davacıların ya da murisin ticari ve mesleki amaçlarla hareket etmeyip tüketici ve dava konusu alacağın dayanağı bankacılık işleminin 4077 sayılı TKHK’nın 10’uncu maddesi kapsamında bir tüketici işlemi olduğu ve tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevli bulunduğundan (Yargıtay 13. HD 2015/40167 esas 2018/1857 karar, Ankara BAM 23. HD 2021/1116 esas 2021/1044 karar sayılı ilamları) Mahkememizin görevsiz olması nedeni ile davanın usulden reddine ve görevli mahkemenin Ankara Nöbetçi Tüketici Mahkemesi olduğuna ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın görev dava şartı yönünden usulden reddi ile Mahkememizin GÖREVSİZ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili ANKARA NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİ’NE gönderilmesine, aksi halde HMK’nun 20/1 maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
2-Yargılama giderleri ve harç konusunun görevli ve yetkili Mahkemece karara bağlanmasına,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.19/10/2021

Katip … Hakim …
¸[e-imza] ¸[e-imza]