Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/626 E. 2023/50 K. 25.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/626
KARAR NO : 2023/50

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – (T.C:…)
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … –

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/12/2020
KARAR TARİHİ : 25/01/2023
K.YAZIM TARİHİ : 26/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı … Taah.İnş. San ve Tcaret A.Ş.ye 08/07/2016 tarih ve 013422 seri numaralı 4.325.00 TL,08/07/2016 tarih ve 013423 seri numaralı 61.367,80 TL, 08/07/2016 tarih ve 013424 seri numaralı 17.093,20 TL 08/07/2016 tarih ve 013425 seri numaralı 22.987,75 TL08/07/2016 tarih ve 013426 seri numaralı 8.697,00 TL bedelli irsaliyeli faturalar ile çeşitli gıda ve temizlik malzemelerinin satışının yapılarak davalı şirketin Elazığda bulunan şantiye ve şubelerine teslim edildiği, ancak satışa konu fatura bedellerinin ödenmediğinin, mal teslimlerine ilişkin faturalarda davalı şirket çalışanları ve yetkilileri tarafından imza altına alındığını, söz konusu irsaliyeli faturalar ödenmeyince Elazığ 1. İcra Müdürlüğü’nün 2017/14678 esas sayılı dosyasıyle borçlu aleyhinde icra takibi başlattıklarını ve borçınun takibe itiraz ettiklerini, davanın kabulünü ve borca itirazın iptalini takibin devamınve borçlu hakkında %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini, davacının alacağının güvence altına alınabilmesi ve mağdur duruma düşmesinin önlenebilmesi için davalı adına kayıtlı olan menkul ve gayrimenkullere yine 3. Kişilerden hak ve alacaklarına ihtiyati haciz konulmasını yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı yana bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı, … Taah.İnş. San ve Tcaret A.Ş. Elazığ ilinde bulunan şantiyeleri için davacı taraf ile gıda temini için, kendi ticari yapısı içerisinde küçük miktarlı anlaşma yaptıklarını, bu kapsamda cari hesap kayıtları ile çalıştıklarını, ancak teslim edilenden çok fazla fatura düzenlediklerini, davacının karşılıksız faturalarının tamamının 11/07/2016 … tarafından imzalandığının görülmesi üzerine, öncelikle bu kişi inceleme süresince farklı bir göreve atandığı, inceleme sonucunda bu kişinin imzaladığını, faturaların karşılıksız olduğunun karşılığında herhangi bir mal alınmadığının tespiti üzerine de sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğinin, dava konusu faturalara konu malzemeler hiçbir zaman taraflarına teslim edilmediğini, faturaları imzalayan kişinin faturaları imzalamaya yetkisiniz olmadığını, dolayısıyla dava konusu faturalardan sorumlu olmadıklarını, kabul edilmeyen davanın reddini, davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Ankara 11.İcra Dairesinin 2019/7752 Esas sayılı dosyası aslı.
Tarafların ticari defterleri.
Tarafların muhasebe kayıtları,
Teslim tesellüm belgeleri,
Tarafların önceki ticari ilişkilerine ait fatura ve ödeme dekontları.
Ankara 11.İcra Müdürlüğü’nün 2019/7752 Esas takip sayılı dosyasının incelenmesinde; Alacaklının …, borçlunun … olduğu; 121.498,05TL alacak için icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 10/12/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 16/12/2019 tarihli dilekçesiyle icra takibine, borcun tamamına, faize ve tüm ferilerine itirazı sonucu icra takibinin durduğu anlaşılmıştır.
Dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Elazığ 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nden talimat yoluyla alınan 22/06/2021 tarihli raporda; Taraflar arasında düzenlenmiş sözleşme olmadığını, davacı tarafın incelenen defterlerinin açılış tasdiklerinin yasal düzenlemeye uygun olarak süre içerisinde yapılmış olduğunu, defterlerin kapanış tasdiklerinin yapılmış olduğunu, takdiri delil sayılabileceğini, 2016 yılı dönemi içerisinde 5 adet fatura ile toplam 114.440,75 TL emtia satış kaydının olduğunu, davacı taraf ticari defter kayıtlarından davalı taraftan herhangi bir ödeme almadığını, davacı taraf ticari defter kayıtlarından davalı taraftan 114.470,75 TL alacak kaydının olduğunu, davacı alacaklının takip tarihiden önce borçlu davalıyı ihtar etmediğini belirtmiştir..
Bilirkişiden alınan 02/11/2021 tarihli raporda; davalı … Taah.İnş. San ve Tcaret A.Ş ait olan yevmiye defterinin E Defter yoluyla elektronik işlemlere tabi olduğunu, defter beratlarının zamanında oluşturulması nedenlerine bağlı olarak sahibi lehine delil olma özelliği taşıdığını, davalının cari Hesap kayıtlarına göre, 2016 döneminde toplamda 18.596,44 TL fatura almış olduğu tespitlerinin yapıldığını, 2016 yılı kapanış bakiyesinin 18.596,44 TL alacak bakiyesi vermiş olduğunu, yani davalının davacıya bu tutar kadar 2016 yılı sonunda borçlu olduğu tespiti yapıldığını, yevmiye defterinin sahibi … Taah.İnş. San ve Ticaret A.Ş. olduğunu, defter beratlarının zamanında oluşturulması nedenlerine bağlı olarak sahibi lehine delil olma özelliği taşıdığını, davalının Cari Hesap kayıtlarına göre, 2017 döneminde toplamda 11.641,70TL fatura almış olduğu tespitlerinin yapıldığını, 2016 yılı kapanış bakiyesi tutarı 18.596,64 TL, 2017 yılı açılış bakiyesi olarak kayıtlara alındığını, … Taah.İnş. San ve Ticaret A.Ş. Olduğuna ait 30/01/2017-29/05/2017 tarihler arasındaki Vakıflar Bankası Müşteri Hesap Ekstresi ve Yevmiye Defteri inceleğinde, … Hesabına gönderilen paraların … Taah .inş. San Ve Ticaret A.Ş. 2016-2017 Fatura Alımı Ve Banka Ödeme Tutarları 2016 Kapanış Bakiyesi : 18.596,64 TL, 2017 Açılış Bakiyesi :18.596,64 TL, 2017 Fatura Toplamı :11.641,70 TL, 2016-2017 Toplam Fatura Tutarı :30.238,34 TL, 2017 Ödenen Borç Tutarı :30.238,34 TL, 2017 Kalan Bakiye: 0 TL olduğunu, bu inceleme ve verilere göre davalının, davacıya borcu olmadığı tespitleri yapıldığını, davacının iddia etmiş olduğu, 114.470,75 TL alacağı olduğu iddiasına göre davalı defterlerinin incelendiğini, bu incelemeye göre, davalı … Taah.İnş. San ve Ticaret A.Ş.nin 2016 yılı kapanış bakiyesinin, 18.596,64 TL alacak bakiyesi verdiğini, 2017 yılı sonunda, eklenen faturalar ve banka aracılığıyla yapılan ödemeler neticesinde sıfır bakiye verdiğini, yani davalının, davacıya borcu olmadığını, davalının Temmuz 2016 yılına ait Ba Formu incelendiğini, bu forma göre davalı, davacının mal teslimi neticesinde alacağı olduğunu iddia ettiğini, toplamda 114.470,75TL’lik faturaların, matrah tutarının 106.211 olarak bildirilmediğinin belirtildiği görülmüştür.
Bilirkişiden alınan 09/05/2022 tarihli ek raporda; Davacının 114.470,75 TL alacağı iddiasına göre davalı defterlerinin incelendiğini, bu incelemeye göre, davalı … Taah.İnş. San ve TicaretA.Ş.’nin 2016 yılı kapanış bakiyesinin, 18.596,64 TL alacak bakiyesi verdiğini, 2017 yılı sonunda, eklenen faturalar ve banka aracılığıyla yapılan ödemeler neticesinde sıfır bakiye verdiğini, yani davalının, davacıya borcu olmadığını, ancak davacının dava konusu satış faturalarının toplamda 114.470,75 TL nin, davalı ticari defter muhasebe kayıtlarında olmadığını, davacı ticari defter kayıtlarının bilirkişi raporuna göre, bu tutarın muhasebe kayıtlarına alınmış olduğunu, davacının davalıdan 114.470,75 TL alacağı olduğunu, tespitlerinin yapılmış olduğunu, davalı ile davacı ticari defter kayıtları arasındaki farkın davalı tarafından ,davaya konu faturaların muhasebe kayıtlarına alınmamış olduğundan kaynaklandığını, davalının Temmuz 2016 yılına ait Ba Formu incelendiğini, bu forma göre, davacının mal teslimi neticesinde iddia ettiğini, toplamda 114.470,75 TL’lik faturalarının davalı tarafından Ba Formunda bildirilmediğini, davacının 2016 yılında Davalıya mal teslimi neticesinde kesmiş olduğu faturalardan dolayı Vergi Dairesi görüntülerine göre BS Formunda 115.492,00 olarak bildirmiş olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava itirazin iptali olup, itirazın süresinde olup olmadığı, takibin durup durmadığı, davacının düzenlediği fatura içeriği ile ilgili taraflar arasında akdi ilişki olup olmadığı, faturadaki malların davalı tarafa teslim edilip edilmediği, davacının alacağı var ise miktarının uyuşmazlık konusu olduğu tespit edildi.
Tarafların delilleri toplanmış icra dosyası ve davacının ticari defterleri incelenmiştir.
Türk Hukukunda kural olarak her dava, dava tarihindeki durum ve koşullara göre karara bağlanır. Ancak itirazın iptali davaları icra takibine sıkı sıkıya bağlı davalardan olduğundan tarafların alacak borç durumu ve haklılık durumu icra takip tarihi itibariyle tespit edilir (Yargıtay 19. HD.11/11/2015 tarih, 2015/5365 Esas, 2015/14528 K.; 14.11.2019 tarih, 2017/4726 E, 2019/5144 K,).
Davaya konu alacak bakımından ispat yükü davacı tarafta olmakla birlikte ticari davalarda, ya da iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatlanmalıdır. Ticari defterler kesin delillerdendir. Davacıda dava dilekçesinde ticari defterlere dayanmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir.
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 26.09.2018 tarih, 2018/2696 Esas ve 2018/3431 karar sayılı ilamına göre Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasa’da delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri Yasa’da belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir.Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır….” Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 27.06.2016 tarih, 2015/6424 Esas ve 2016/3931 Karar sayılı ilamı da aynı yöndedir.
Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması başlıklı HMK’nun 222. maddesinde ” (1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.(1) (4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur. (5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır” olarak ifade edilmiştir.
Türk Borçlar Kanunu 40. maddesinde (1) Yetkili bir temsilci tarafından bir başkası adına ve hesabına yapılan hukuki işlemin sonuçları, doğrudan doğruya temsil olunanı bağlar. (2) Temsilci, hukuki işlemi yaparken bu sıfatını bildirmezse, hukuki işlemin sonuçları kendisine ait olur. Ancak, karşı taraf bir temsil ilişkisinin varlığını durumdan çıkarıyor veya çıkarması gerekiyor ya da hukuki işlemi temsilci veya temsil olunandan biri ile yapması farksız ise, hukuki işlemin sonuçları doğrudan doğruya temsil olunana ait olur. Diğer durumlarda alacağın devri veya borcun üstlenilmesine ilişkin hükümler uygulanır” 42. maddesinde ise “(1) Temsil olunan, hukuki bir işlemden doğan temsil yetkisini her zaman sınırlayabilir veya geri alabilir. Ancak, taraflar arasındaki hizmet, vekâlet veya ortaklık sözleşmeleri gibi hukuki ilişkilerden doğabilecek haklar saklıdır. (2) Temsil olunan, bu hakkından önceden feragat edemez. (3) Temsil olunan verdiği yetkiyi üçüncü kişilere açıkça veya dolaylı biçimde bildirmişse, bu yetkiyi tamamen veya kısmen geri aldığını onlara bildirmediği takdirde, yetkinin geri alındığını iyiniyetli üçüncü kişilere karşı ileri süremez” hükümleri düzenlenmiştir.
Davacının dava konusu satış faturaları olan ve toplamda 114.470,75 TL olarak hesaplanan, davalı ticari defter muhasebe kayıtlarında olmadığı, davacı ticari defter kayıtlarının bilirkişi raporuna göre, bu tutarın muhasebe kayıtlarına alınmış olduğu, davacının davalıdan 114.470,75 TL alacağı olduğu, tarafların icari defter kayıtları arasındaki farkın davalı tarafından davaya konu faturaların muhasebe kayıtlarına alınmamış olduğu; ancak malların bedeline ilişkin düzenlenen faturalarda bulunan imzaların davalı çalışana ait olduğunun tarafların kabulünde olması ve faturaya süresinde itirazın olmaması karşısında TTK m. 21/2 gereğince faturaların içeriğinin doğruluğunın mahkememizce kabul edilmesi gerekmiş; davalı tarafça çalışanın imzaya yetkili olmadığının belirtildiği bu durumun TBK m. 40. ve 42. maddeleri gereğince davalı şirket ile davalı çalışan arasındaki sorumluluklarında olduğu diğer bir ifade ile davalı şirketin temsile ilişkin yetkiye yönelik yükümlülükleri kapsamında kaldığı anlaşılmakla davanın kabulüne karar vermek ve aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
1.Davanın KISMEN KABULÜ İLE;
2.Ankara 11. İcra Dairesi’nin 2019/7752 Esas sayılı dosyasında davalının yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 114.470,75 TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine.
3. Asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
4.İ.İ.K. 67/2 maddesi gereğince davalı aleyhine kabul edilen miktar üzerinden %20’si oranında icra inkar tazminatı olan 22.894,15 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5.Davacı taraf icra takibinde kısmende olsa haklı olduğundan yasal koşulları oluşmayan ve davalı tarafından talep edilen kötü niyet tazminat talebinin reddine,
6-Alınması gereken 7.819,50TL harçtan peşin alınan 1.467,40TL’nin düşümü ile eksik alınan 6.352,10TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
7-6102 sayılı TTK 5/A maddesi ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11, 13, 14. maddleri ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife Hükümleri Uyarınca Hesaplanan Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL zorunlu arabuluculuk giderinin davanın kısmen kabul oranına göre hesaplanan 1.240,80TL’nin davalıdan, reddolunan kısım üzerinden hesaplanan 79,20TL’nin ise davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
8-Davacı tarafından yatırılan toplam 336,59TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olanan 18.170,61 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davalı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca red edilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olanan 7.027,30 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
11-Davacı tarafından yapılan bilirkişi ücreti:850,00TL, davetiye ve müzekkere tebligat gideri: 117,25TL olmak üzere toplam 967,25TL yargılama giderinin kabul oranına göre hesaplanan 909,21TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
12-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırına iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 25/01/2023
Katip …
¸[e-imzalıdır]

Hakim …
¸[e-imzalıdır]