Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/599 E. 2022/873 K. 14.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/599 Esas – 2022/873
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/599
KARAR NO : 2022/873

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/12/2020
KARAR TARİHİ : 14/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’ın beton ve inşaat araçlarının yedek parça ve yetkili servisini yaptığını, davalı şirkete toplamda 42.849,34-TL bedelli beton mikseri yedek parçası ve tamiri için servis hizmeti vererek alacağına karşılık toplam 9 adet 42.849,34-TL tutarlı irsaliyeli faturaları tanzim ettiğini ancak fatura bedellerinin ödenmediğini, taraflara ait ticari defterler üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi ile de mevcut alacağın varlığının belirleneceğini, alacağın tahsili amacıyla Ankara …İcra dairesinin … esas sayılı dosyasında başlatılan icra takibinin haksız itiraz nedeniyle durduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına ve takip konusu alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hüküm olunmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkili şirket araçlarına yönelik herhangi bir tamir, bakım işlemi gerçekleştirmediği gibi, müvekkili şirketin davacı tarafa böyle bir talimatının olmadığını, davacı tarafça düzenlenen 152 Seri numaralı servis raporunun müvekkili şirket çalışanı tarafından imzalandığı iddia edilmiş ise de, söz konusu raporların müvekkili şirket çalışanı tarafından imzalandığı kabul edilmemekle birlikte müvekkili şirket tarafından müvekkili şirket aleyhine borç doğurucu bir işlem tesis edilmesine yönelik hiç bir çalışanın yetkilendirilmediğini, öncelikle bu hususun araştırılması gerektiğini, davacı tarafça hesaplanan fatura kalemlerinin müvekkili şirkete ait araçlara uygulanıp uygulanmadığı noktasında herhangi bir mutabakat olmadığı gibi, salt fatura gönderilmiş olmasının bu işlemleri ve malzemeleri müvekkili şirkete ait araçlara uygulandığının kabulünün mümkün olmadığını, bu konuda bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiğini, davacı tarafından düzenlenen ve icra takibine konu olan faturalar incelendiğinde, söz konusu tek faturada düzenlenmesi yerine 02.10.2020, 03.10.2020, 04.10.2020, 05.10.2020, 06.10.2020. 07.10.2020. 08.10.2020. 09.10.2020, 10.10.2020 tarihleri arasında parça parça düzenlendiğini, iş makinesinin 9 gün boyunca onarımda kalmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, bu durumunda bilirkişi incelemesi ile tespitinin gerektiğini belirterek davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
-Arabuluculuk son tutanağı,
-Faturalar, SGK kayıtları,
-Davacı ve davalı ticari defter ve bağlı kâğıtları,
-Ankara …İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyası,
-04/10/2021 günlü talimat mahkemesinden alınan SMMM bilirkişi raporu,
-17/01/2022 günlü mahkememizden alınan SMMM bilirkişi raporu,
MAHKEMENİN GEREKÇESİ:
Dava, fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
Davacı vekili, müvekkilinin, davalıdan olan alacağı nedeniyle, davalı aleyhine 42.849,34-TL asıl alacak ve ferilerinin tahsili için Ankara …İcra Müdürlüğünün … E, sayılı dosyasında ilamsız haciz yolu ile icra takibine geçildiğini, takip borçlusunun borca itirazı üzerine takibin durdurulduğu, sonrasında eldeki davanın süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dava, takip talebine itiraz edilen alacaklının alacağının varlığını genel hükümlere dayanarak ispat suretiyle itirazın iptali istemine ilişkindir. (İİK m.67)
Davalı vekili, müvekkili aleyhine yürütülen icra takibine süresinde verdiği dilekçe ile, müvekkil şirketin alacaklıya herhangi bir borcu bulunmadığını, takibe konu borcu ve ferilerini kabul etmediklerini” bildirmiştir.
Mevcut ticari ilişkiden dolayı davacının davalıdan olan alacağının tayin ve tespiti bakımından taraflara ait ticari defterler üzerinde inceleme yapılarak 17/01/2022 ve 04/10/2021 tarihli bilirkişi raporları alınmıştır
Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesine yazılan talimat aracılığıyla alınan 04/10/2021 tarihli bilirkişi raporunda; “…Davacı ticari defter ve bağlı kâğıtları üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporlarında, davacının 2020 yıllarına ait ticari defterlerinin V.U.K. 230 maddeye göre açılış tasdikini ve T.T.K. 64 maddede belirtilen yasal sürede kapanış tasdikini yaptırdığı için Davalının Ticari defterlerinin gerek 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu 64.maddesi gerekse 6100 Sayılı HMK 222. Maddesi kapsamında bu hali ile sahipleri lehine delil teşkil edemeyeceği hususunun sayın mahkemenin takdirinde olduğu, Davacı firmanın ticari defterlerinde davalı firmaya kesilmiş 9 adet faturanın kayıtlı olduğu ve AÇIK olarak işlendiği görülmüştür, davacı firmanın ticari defterlerinde davalı firmaya ait fatura bedellerinin 31.12.2021 tarihinde KAPANIŞ kaydında görüleceği üzere hesabından ödeme yapmadığından borç bakiyesi alarak 42.849,34 devrettiği,
Davacı firmanın ilgili ticari dönemdeki Kazımkarabekir Vergi Dairesi tarafından dosyaya sunulan BS formlarının incelenmesinde defterdeki fatura beyanları ile ve BS bildiriminin uyuştuğu görülmüştür.2020 yılında tarafların arasında cari hesap ilişkisi varlığı yukardan incelenen belgelerden görülmüştür. Davalı firmanın resmi defterlerine göre Davacı firmaya resmi kayıtlarında 42.,849,34 TL borçlu olduğu ve borç bakiyesi ni ödemeden devrettiği ve takip tarihi itibari ilede 3.674,33 TI yasal faiz işlediği ve davalının toplam borcunun 46.523,67 TL olduğu…” bildirilmiştir.
Mahkememizce alınan 17/01/2022 tarihli bilirkişi raporunda; “…Davalı ticari defter ve bağlı kâğıtları üzerinde yapılan inceleme sonucunda davalı şirket ticari defter kayıtları usulüne uygun olarak tutulmuş olup, açılış ve kapanış kayıtlarının yapılmış olduğu, davalı kayıtlarında davacı şirketin düzenlemiş olduğu herhangi bir belge kaydının bulunmadığı, davalı şirket Ba bildirim formlarında, davacı şirketten mal/hizmet alımına ilişkin bir beyanın bulunmadığı..” bildirilmiştir.
Toplanan delillere göre; davacı, davalı şirkete ait araca yönelik yedek parça ve bakım hizmeti verdiğini iddia ederek, bu hizmete ilişkin olduğu ifade edilen faturalara dayalı alacağının icraen tahsilini talep etmekte, davalı şirket ise, söz konusu hizmetin tarafına verilmediğini savunmaktadır. Servis hizmeti verildiğine ilişkin davacı tarafça dayanılan Servis Raporu başlıklı belge ile irsaliyeli faturalarda “…” isim ve imzası bulunmakta olup, davalı şirket tarafından söz konusu şahsın şirketi borç ve yükümlülük altına sokacak yetkiye sahip bir şirket çalışanı olmadığını ifade etmektedir. “…” isimli kişinin davalı çalışanı olup olmadığı SGK müdürlüğünden sorulmuş ve 30/05/2022 tarihli müzekkere cevabından “…” isimli kişinin davalı çalışanı olmadığı bildirilmiştir. Davalının ticari defter kayıtlarında davacının düzenlediği, 9 adet 42.849,34-TL tutarlı faturaların kayıtlı olmadığı yapılan bilirkişi incelemesi ile anlaşılmıştır. Davacının davalıya fatura karşılığı hizmet verdiğini ve mal satıp teslim ettiğini, alacağın varlığını usulüne uygun delillerle kanıtlayamadığı değerlendirildiğinden yazılı delilerle davasını ispat edemeyen davacıya yemin delili hatırlatılmış, davacı tarafın yemin deliline dayanmaması üzerine iddiasını ispat edemeyen davacının açmış olduğu davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
Davalı lehine kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için başlatılan takipte davalının haksız ve kötü niyetli olması gerekir. Davacının haksız ve kötü niyetli olduğu toplanan delillere göre ispat olunamadığından davalının tazminat talebi bu nedenle yerinde değlidir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
Davanın reddine,
Davalı yanın kötü niyet tazminat isteminin reddine,
Harçlar Kanununa göre alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 517,51 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 436,81 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafın yapmış olduğu yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olamadığına,
Davalı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-14. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
HMK 333. Maddesi uyarınca Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,

Dair; Davacı vekilinin yüzlerine karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf yolu yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/11/2022