Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/578 E. 2022/681 K. 21.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/578 Esas – 2022/681
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/578
KARAR NO : 2022/681

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/11/2020
KARAR TARİHİ : 21/09/2022
K.YAZIM TARİHİ : 22/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı/Borçlu hakkında Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile konkordatonun tasdiki yargılaması görüldüğünü, dosya kapsamında konkordatonun tasdikine karar verildiğini, yargılama kapsamında müvekkili banka tarafından süresinde alacak bildiriminde bulunulduğunu, bankanın alacağının, mühlet tarihi itibariyle 109.889,98.- TL kadar olduğunu, davalı tarafından müvekkili banka alacağının 38.040,51.-TL’lik kısmına itiraz edildiğini, müvekkili banka alacağının 71.789,47 TL olarak kabul edildiğini, davalı ile imzalanan kredi sözleşmesi çerçevesinde müvekkil Banka’dan büyük miktarlarda kredi kullandığını, Davalı/Borçlu … Çikolata tarafından konkordato tasdiki talepli olarak Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyada 05/12/2018 tarihinde geçici mühlet kararı verildiğini, 06/05/2019 tarihinden itibaren ise kesin mühlet kararı verildiğini, müvekkili banka tarafından kesin mühlet tarihi itibariyle alacağın 109.889,98.-TL olarak bildirildiğini, çekişmeli alacak davasının konusu deposu gerekli çek yaprak sorumluluk bedelleri olduğunu, tasdik kararını veren konkordato mahkemesinin, konkordato davasındaki 15/01./2020 tarihli ara kararıyla müvekkili banka’nın 71.789,47 TL adi alacaklı olduğu tespitinde bulunduğunu ve müvekkili bankayı bu tutar üzerinden konkordato projesine dahil ettiğini, ancak söz konusu tarih itibariyle müvekkili banka kayıtlarında yer alan deposu gerekli çek yaprak sorumluluk bedellerinin konkordato projesine dahil edilmediğini, söz konusu çek yaprak sorumluluk bedellerinin projede yer almayarak müvekkili banka’ya depo edilmemesi hakkındaki konkordato komiserlerinin raporu ile yasal şartları taşıyan ve karşılıksız çıkan her bir çek yaprak sorumluluk bedelinin müvekkili bankaca yetkili hamillere ödeme riskinin ortada olduğunu, davalı ile akdedilen genel kredi sözleşmesinde, borçlu/davalının muacceliyeti halinde teslim edilen çek yapraklarının yasal karşılıklarının müvekkili bankaca deposunun talep edebileceği gibi, bilcümle yasal yollardan dilediğine ve dilediklerine başvurabileceği taraflarca mutabakata varıldığını, davalı ile akdedilen sözleşmenin 20.4. maddesinde “Banka, Müşteri’ye verdiği çek defterinin geri verilmesini her zaman isteyebilir.” 23.2.4,maddesinde “Muacceliyet ile birlikte vadeli dahi verilmiş olsa Banka tarafından Müşteri lehine verilen teminat mektubu ve sair tüm garanti taahhütlerinin iadesi sağlanacak veya bedelleri nakden bloke edilecektir.” şeklinde olduğunu, yine, 23.2.5. maddesinde “Sözleşme’de, mevzuatta ve özellikle yukarıda yer alan ve kesinlikle bunlarla sınırlı olmayan diğer şartların gerçekleşmesi halinde Müşteri, Kefil ……….. Banka’ya olan borçlarının tamamı muaccel olur.” 25.3.2. Maddesinde “… Müşteri bankanın ilk talebinde taşınır taşınmaz rehni ve sair her türlü tamamlayıcı teminat vermeyi henüz nakit riske dönüşmemiş olan g.nakdi kredilerin karşılığını depo/bloke etmeyi şimdiden kabul ve taahhüt eder.” Şeklinde olduğunu, müvekkili bankadan teslim alınan çek defterlerindeki çek yapraklarının davalı tarafça keşidesi ile çeklerin karşılıksız çıkması halinde, karşılıksız çıkan tutar kadar müvekkili bankanın ilgili yasal tutarı ödeme sorumluluğu bulunduğundan ve çekteki mevcut yetkili hamile ödeme yapma durumunda müvekkil bankanın zararı oluşacağını, bu alacak kaleminin yasal ve sözleşmesel deposu gerekli alacak kalemi olduğunu, alacak davasına konu gayri nakdi çek yasal sorumluluk bedellerinin depo edilmesi yönündeki davanın kabulüne, müvekkili banka’nın alacağının tespitine, alacağın davalıdan tahsiline, çekişmeli hale gelen müvekkili banka alacağının konkordato projesine dahil edilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın süresinde açılmadığını, davacı bankanın alacak yönünden ileri sürdüğü iddiaların kabulünün mümkün olmadığını, davacı bankanın talep ettiği alacağın ne kadarının faiz ne kadarının anapara olduğunun dahi dilekçeden anlaşılamadığını, dava dilekçesinde sadece kredi alacağı denilmekle yetinildiğini, alacak miktarı olduğu iddia edilen 109.889,98 TL’nin ne kadarının anapara ne kadarının faiz olduğunun belirtilmediğini, davacı tarafından konkordato yargılamasında da aynı prosedür izlendiğini, alacak türü açık bir şekilde belirtilmediği, ancak konkordato süreçlerinde anapara ve faiz konularında farklılıklar bulunduğunu, davacı bankanın hangi tarihten itibaren faiz işlettiğini, faiz işletmedi ise anapara tutarları arasında 71.789,47 TL gibi büyük bir fark bulunduğunun anlaşılamadığını, şirketin muhasebe kayıtlarında yapılan inceleme sonucunda davacının iddia ettiği gibi bir alacağın bulunmadığının tespit edildiği belirtilerek davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.
DELİLLER:
Genel Kredi Sözleşmesi,
Alacak bildirimi belgesi, Alacak Kayıt Tutanağı,
Davacı Bankanın Alacağının dosya kapsamında hesaba hangi tutar üzerinden kabul edildiğine yönelik 15.01.2020 tarihli ara karar,
Tasdik karar ilamı,
Borç Durumu ve Hesap ekstresi.
Davacı banka ile davalı şirket arasında 30.06.2017 tarihli, 500.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalanmıştır.
Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen … E. Sayılı dosyada, konkordato talebinde bulunan davalı şirkete, 05.12.2018 tarihinde 3 ay geçici mühlet, 05.03.2019 tarihinde 2 ay ek geçici mühlet, 06.05.2019 tarihinde ise 1 yıl kesin süre verilmiştir.
Dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişiden alınan 30/06/2021 tarihli raporda; Davacı banka ile davalı şirket arasında 30.06.2017 tarihli, 500.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalandığını, imzalanan sözleşme kapsamında davalı şirkete 25 ay taksitli işletme kredisi kullandırıldığını, ayrıca davalı şirkete çek karnesi verildiğini,Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen … E. Sayılı dosyada, davacı şirketin alacak kayıt tarihi olan 06.05.2019 itibariyle 109.889,98 TL tutarındaki alacağının konkordato projesine katılması için başvurduğunu, mahkemece reddedilen tutarında, davacı bankaca davalıya verilen çek yapraklarından kaynaklanan sorumluluk bedelleriyle ilgili olduğunu, 5941 sayılı Çek Kanununun 3. maddesi uyarınca, her bir çek yaprağı için bankalarca ödenmesi garanti edilen miktarlar, gayri nakdi kredi niteliğinde olduğunu, davacıya verilen çek yapraklarının toplam 40.170,00 TL olduğunu, çek yaprağından sadece 1443453CI seri numaralı çek yaprağı için 17/12/2018 tarihinde 1.600,00 TL taahhüt bedeli ödemesi yapıldığını, davalı tarafça keşide edilen 11 adet çek yaprağının hamilleri tarafından davacı bankaya ibraz edildiği ve karşılıksız işlemine tabi tutulduğu, ancak belirtilen 11 çek yaprağı için yasal taahhüt bedeli ödemesi yapılmadığını, 8 adetinin ise bankaya ibraz yahut iade olunmadığını, bu 8 çek yaprağının davalı şirketin uhdesinde veya keşide edilmiş ise hamillerin uhdesinde bulunduğunu, bu durumda, davalıya verilen çek karneleri nedeniyle davacı bank tarafından, 1443453CI seri numaralı çek yaprağı için 17/12/2018 tarihinde 1.600,00 TL taahhüt bedeli ödemesi yapılmış olması nedeniyle, bu tutarın nakdi alacağa dönüştüğü, söz konusu 1.600,00 TL’nin ve bu tutarın ödeme tarihinden kesin mühlet (05.06.2019) tarihine kadar olan dönem için hesaplanan faizinin konkordato projesine dahil edilmesinin mümkün olduğunu, davalı tarafça keşide edilen ve hamilleri tarafından davacı bankaya ibraz edilerek karşılıksız işlemine tabi tutulan, lakin yasal taahhüt bedelleri ödenmeyen 11 adet çek yaprağı ile bankaya ibraz yahut iade olunmayan 8 çek yaprağına ilişkin yasal taahhüt bedellerinin konkordato projesine dahil edilemeyeceğinin davacı banka tarafından henüz çek taahhüt bedelleri ödenmemiş olan ve halen gayri nakdi kredi mahiyetinde bulunan 19 adet çek yaprağına ilişkin 38.570,00 TL’lik yasal taahhüt bedelinin konkordato nisabına dahil edilmemesi gerektiği bu bağlamda davacı talebinin yerinde olmadığı bildirilmiştir.
Bilirkişiden alınan 25/04/2022 tarihli ek raporda; davalı şirkete verilen 20 çek yaprağından sadece 1443453CI seri numaralı çek yaprağı için 17.12.2018 tarihinde 1.600,00 TL taahhüt bedeli ödemesi yapıldığı, davalı tarafça keşide edilen 11 adet çek yaprağının hamilleri tarafından davacı bankaya ibraz edildiği ve karşılıksız işlemine tabi tutulduğunu, ancak bu 11 çek için yasal taahhüt bedeli ödemesi yapılmadığı, 8 adet çekin ise bankaya ibraz yahut iade olunmadığını, bu durumda, davalıya verilen çek karneleri nedeniyle sadece 1.600,00 TL’lik yasal taahhüt tutarının nakdi alacağa dönüştüğü, söz konusu 1.600,00 TL’nin ve bu tutarın ödeme tarihinden kesin mühlet (05.06.2019) tarihine kadar olan dönem için hesaplanan faizinin konkordato projesine dahil edilmesi gerektiğini, 11 adet çek yaprağı 05.06.2019 tarihinden önce karşılıksız kaldığı halde, taahhüt bedellerinin hamillerince davacı bankadan bu güne kadar talep edilmediğini, diğer yandan, söz konusu 11 adet çekin toplam bedeli 1.129.709,45 TL olduğunu, bu çeklerin hamilleri tarafından konkordato projesine başvuru yapılıp yapılmadığının da bilinmediği, eğer 11 adet çekin hamili konkordato projesine başvurarak, çek bedellerinin nisaba katılmasını talep etmiş ve bu talep kabul edilmiş ise söz konusu çek bedellerinin tamamı zaten davalının borcuna ilave edilmiş olacağından, davacı bankanın da depo talebinin kabul edilmesi halinde, yasal çek taahhüt bedelleri davalı tarafça hem çek hamillerine, hem de davacı bankaya mükerrer şekilde ödenmiş olacağını, ancak, davacı banka tarafından, davalı şirkete verilmiş olan lakin banka kaynağından herhangi bir sorumluluk ödemesi yapılmamış olan 19 adet çek yaprağına ilişkin taahhüt sorumluluğu için davacı bankanın toplam 38.570,00 TL depo talebinde bulunması mümkün olmakla birlikte, bu tutarın davacı bankaya değil, mahkeme yahut icra (iflas) idaresi veznesine depo edilmesinin ve söz konusu çek yaprakları için banka kaynağından ödeme yapıldığının ispatı şartıyla davacı bankaya ödenmesinin, olayın mahiyetine ve hakkaniyete en uygun çözüm yolu olacağını, bu kanaatine itibar edilmediği takdirde, davacı bankanın depo talep edebileceği tutarın 38.570,00 TL olduğu bildirilmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı şirketin alacak davasına konu gayri nakdi çek yasal sorumluluk bedellerinin depo edilmesi yönündeki alacağının tespiti, alacağın davalıdan tahsili, çekişmeli hale gelen alacağın konkordato projesine dahil edilmesi uyuşmazlık konularıdır.
5941 sayılı Çek Kanununun 3. maddesinin; 2. fıkrası ““Karşılıksızdır” işlemi, muhatap bankanın hamile kanunen ödemekle yükümlü olduğu miktarın dışında, çek bedelinin karşılanamayan kısmıyla sınırlı olarak yapılır.” 3. fıkrası “Muhatap banka, ibraz eden düzenleyici dışındaki hamile, süresinde ibraz edilen her çek yaprağı için; a) Karşılığının hiç bulunmaması hâlinde, 1) Çek bedeli bin Türk Lirası veya üzerinde ise bin Türk Lirası, 2) Çek bedeli bin Türk Lirasının altında ise çek bedelini, b) Karşılığının kısmen bulunması hâlinde, 1) Çek bedeli bin Türk Lirası veya altında ise, çek bedelini aşmamak koşuluyla, kısmî karşılığı bin Türk Lirasına tamamlayacak bir miktarı, 2) Çek bedeli bin Türk Lirasının üzerinde ise, çek bedelini aşmamak koşuluyla, kısmî karşılığa ilave olarak bin Türk Lirasını, ödemekle yükümlüdür. Bu husus, hesap sahibi ile muhatap banka arasında çek defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek bir gayri nakdî kredi sözleşmesi hükmündedir. Bu fıkradaki miktar, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından yayımlanan fiyat endekslerindeki yıllık değişmeler göz önünde tutularak Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından her yıl Ocak ayında belirlenir ve Resmî Gazete’de yayımlanır.” şeklinde 5941 sayılı Çek Kanununun 3. maddesi uyarınca, her bir çek yaprağı için bankalarca ödenmesi garanti edilen miktarlar, tıpkı teminat mektuplarında olduğu gibi gayri nakdi kredi niteliğinde olduğunu,8 adetinin ise bankaya ibraz yahut iade olunmadığını, bu 8 çek yaprağının davalı şirketin uhdesinde veya keşide edilmiş ise hamillerin uhdesinde bulunduğunu, bu durumda, davalıya verilen çek karneleri nedeniyle davacı bank tarafından, 1443453CI seri numaralı çek yaprağı için 17/12/2018 tarihinde 1.600,00 TL taahhüt bedeli ödemesi yapılmış olması nedeniyle, bu tutarın nakdi alacağa dönüştüğü, söz konusu 1.600,00 TL’nin ve bu tutarın ödeme tarihinden kesin mühlet (05.06.2019) tarihine kadar olan dönem için hesaplanan faizinin konkordato projesine dahil edilmesinin mümkün olduğunun düşünüldüğünü, davalı tarafça keşide edilen ve hamilleri tarafından davacı bankaya ibraz edilerek karşılıksız işlemine tabi tutulan, lakin yasal taahhüt bedelleri ödenmeyen 11 adet çek yaprağı ile bankaya ibraz yahut iade olunmayan 8 çek yaprağına ilişkin yasal taahhüt bedellerinin konkordato projesine dahil edilemeyeceğinin düşünüldüğünü, çünkü çek yapraklarına ilişkin taahhüt bedelleri gayri nakdi kredi mahiyetinde olduğu anlaşılmıştır.
Davacı banka ile davalı şirket arasında 30.06.2017 tarihli, 500.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalandığı ve davalı şirkete 25 ay taksitli işletme kredisi kullandırıldığı, ayrıca davalı şirkete çek karnesi verildiği, Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen … E. Sayılı dosyada, Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen … E. Sayılı dosyada, konkordato talebinde bulunan davalı şirkete, 05.12.2018 tarihinde 3 ay geçici mühlet, 05.03.2019 tarihinde 2 ay ek geçici mühlet, 06.05.2019 tarihinde ise 1 yıl kesin süre verildiği, davacı şirketin alacak kayıt tarihi olan 06.05.2019 itibariyle 109.889,98 TL tutarındaki alacağının konkordato projesine katılması için başvurduğu, bunun 69.719,98 TL’sinin nakdi alacak, 40.170, TL sinin ise gayri nakdi alacak miktarı olduğu; konkordato talep eden şirketin 71.849,47 TL alacağı kabul ettiği, mahkemece,15/01/2020 tarihli ara karar ile konkordato talep eden davalı şirketin, davacı bankaca bildirilen borcun 71.789,47 TL’lik kısmının adi alacak üzerinde kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
109.889,98 TL’nin 69.719,98 TL’sinin nakdi alacak, 40.170,00 TL sinin ise gayri nakdi alacak miktarı olup 71.789,47 TL’lik kısmının adi alacak üzerinde kabulüne karar verilmiş ve bakiye 38.040,51 TL kalmıştır.
Davalı şirket hakkında Ankara ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … Karar Sayılı Karar sayılı karar ile konkordato talebi İİK m. 305 ve 306 gereğince tasdik edildiği ve dosyanın istinaf aşamasında olduğu an.laşılmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurul Kararı’nın 18/05/2022 tarih, 2022/(15)6-387 Esas, 2022/695 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere konkordatonun taraflar için bağlayıcı hâle gelmesi, geçici mühlet kararından önce başlamış takiplerde konulan ve henüz paraya çevrilmemiş olan hacizleri hükümden düşürür (m. 308/ç). Borçlu mühletten önce doğan borçlarını, mahkemece tasdik edilen konkordato projesinde öngörülen ödeme planı çerçevesinde ödemek imkânına kavuşur. Bu itibarla konkordato, borcun yenilenmesini gerektirmemekte, ancak ödeme şekil ve şartlarında önemli değişiklikler meydana getirmektedir. Bu değişikliğin şeklini ve içeriğini, asliye ticaret mahkemesince tasdik edilerek kesinleşen konkordato ödeme projesi belirler. Bu açıklamalara göre borçlu, mühletten önce doğan borçları için artık takip edilmemekte ve borçlarını ödeme konusunda fevkalâde elverişli bir hukukî statüye kavuşmaktadır. Bu bağlamda belirtmek gerekir ki, mühletten sonraki dönemde komiserin onayı olmadan borçlunun üstlendiği borçlar da konkordatoya tâbidir [(m. 308/c-II) Altay/Eskiocak s. 44 vd.]. Nitekim aynı ilkelere Hukuk Genel Kurulunun 03.03.2022 tarihli ve 2021/(15)6-772 E., 2022/240 K, 10.03.2022 tarihli ve 2021/(15)-966 E., 2022/283 K. sayılı kararlarında da değinilmiştir.
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 20/01/2021 tarih, 2020/1165 Esas, 2021/123 Karar sayılı kararında da, “Konkordato, borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlunun, vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflastan kurtulmak için başvurabileceği kendine özgü bir cebri icra kurumudur. Konkordatoda amaç, elinde olmayan nedenlerle işleri iyi gitmeyen, mali durumu bozulmuş olan ve borçlarını ödeyip faaliyetlerini devam ettirmek isteyen dürüst borçluyu koruyarak mali durumunun iyileşmesini sağlamak ve alacaklıların, borçlunun muhtemel bir iflasına nazaran, daha fazla ölçüde alacaklarına kavuşma olanağı yaratmaktır. Konkordato ile alacaklılar, alacaklarının bir kısmından vazgeçerler ve/veya borçluya, ödeme konusunda belirli bir vade tanırlar. Bu durumdaki bir borçlunun iflas etmesi, faaliyetlerinin tümüyle sona ermesine ve alacaklıların alacaklarını büyük oranda tahsil edememelerine neden olur. İçinde bulunduğu mali koşullara göre borçluya borçlarını belirli bir oran veya vadeyle ödeme imkanı verilmesi hem borçlu bakımından ve hem de alacaklılar bakımından olumlu sonuçlar doğurur. Alacaklılar arasında eşitlik esasına dayalı bir ödeme sağlanır ve borçlu iktisadi faaliyetlerine devam eder. Böylece borçlu, piyasadaki varlığını sürdürürken, piyasadaki istikrar ve istihdam imkanları da korunmuş olur”. şeklinde ifade edilmiştir.
Keza Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 20/04/2021 tarih, 2021/2083 Esas, 2021/1815 Karar sayılı kararında da “Gerek iflas erteleme, gerekse konkordatonun amacı iyiniyetli olan borçlunun borçlarını ödeyebilmesinin yolunu açmaktadır. Konkordato bazı yazarların da kabul ettiği şekliyle alacaklı ile borçlu arasında devlet kontrolünde yapılan özel bir sulh sözleşmesidir. Devlet kontrülünü mahkeme eliyle kullanmaktadır. Burada kontrolün kullanılması sırasında müdahalenin ne oranda olacağı konkordato kurumunun genel olarak başarısına etken olacaktır. Katı müdahaleler bu başarının önüne geçebilir. Hakim müdahalede bulunurken konkordatonun tasdiki için Kanunda belirlenen şartların yanında, genel ekonomik durumu, borçlunun geçmiş halini talepte iyiniyetli olup olmadığını da değerlendirerek sonuca gitmelidir. Alacaklı ve alacak miktarının nisabın çok üstünde bir kesim tarafından kabul edilen konkordato projesinde projeye olumlu oy kullanan büyük kesimin kabullerine değer vermek ve sonuca bu düşünceyi hakim kılmak gerekir. Konkordato hukukumuzda daha önce olmayan rehinli alacaklılarla müzakere (İİK 308 h) adi konkordatonun işlerliğini kuvetlendirmek, konkordatodan etkilenmeyerek rehnin paraya çevrilmesi yoluyla alacağına kavuşabilecek alacaklıyı projenin içine katmak için yapılan bir düzenlemedir. Bu madde adi konkordatonun önüne engel olarak çıkartılan ve rehinli alacaklılarla anlaşma olmadığı takdirde adi konkordatonun şansını sonlandıran bir düzenleme değildir. Rehinli malın satışının ertelenmesi (İİK 307) konkordatonun başarıya ulaşması için gerekli ise mahkemece alınması gerekli kararlardandır. Tüm bunların yanında konkordato sadece dava tarihindeki durum nazara alınarak karar verilmesi gereken dava teorisine bağlı davalardan değildir. Talep sonrası gelişmeler, muhtemel olgular nazara alınarak karar verilmelidir”. şeklinde ifade edilmiştir.
İcra ve İflas Kanunu’nun 300. maddesi uyarınca konkordato komiseri, yazdırılan alacaklara karşı borçlunun beyanını alır. Borçlunun itiraz ettiği alacaklar çekişmeli hale gelir. Kanun çekişmeli alacaklar bakımından çekişmeli alacakların nisaba ne şekilde katılacağına mahkeme karar verir (İİK m.302/VI). Ayrıca çekişmeli alacakların dava konusu edilmesine de imkan sağlanmıştır (İİK m.308/b).
Davacı banka tarafından davalıya yönelik alacağın tespiti ile tahsili ve konkordato projesine dahil edilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
Davacı bankaca davalıya verilen çek yapraklarından kaynaklanan sorumluluk bedelleriyle ilgili olduğu, 5941 sayılı Çek Kanununun 3. maddesi uyarınca, her bir çek yaprağı için bankalarca ödenmesi garanti edilen miktarların gayri nakdi kredi niteliğinde olduğunu, davacıya verilen 20 adet çek yapraklarının toplamının 40.170,00 TL olduğunu, çek yaprağından sadece 1443453CI seri numaralı çek yaprağı için 17/12/2018 tarihinde 1.600,00 TL taahhüt bedeli ödemesi yapıldığını, davalı tarafça keşide edilen 11 adet çek yaprağının hamilleri tarafından davacı bankaya ibraz edildiği ve karşılıksız işlemine tabi tutulduğu, ancak belirtilen 11 çek yaprağı için yasal taahhüt bedeli ödemesi yapılmadığı, 8 adetinin ise bankaya ibraz yahut iade olunmadığını, bu 8 çek yaprağının davalı şirketin uhdesinde veya keşide edilmiş ise hamillerin uhdesinde bulunduğu, bu durumda, davalıya verilen çek karneleri nedeniyle davacı bank tarafından, 1443453CI seri numaralı çek yaprağı için 17/12/2018 tarihinde 1.600,00 TL taahhüt bedeli ödemesi yapılmış olması nedeniyle, bu tutarın nakdi alacağa dönüştüğü ve söz konusu 1.600,00 TL’nin ve bu tutarın ödeme tarihinden kesin mühlet (05.06.2019) tarihine kadar olan dönem için hesaplanan faizinin konkordato projesine dahil edilmesinin mümkün olduğu anlaşılmakla 1.600,00 TL nakdi alacağın K’nun 308/b maddesi gereğince konkordato projesine dahil edilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
11 adet çek yaprağından 10 adeti 05.06.2019 tarihinden önce karşılıksız kaldığı halde, taahhüt bedellerinin hamillerince davacı bankadan talep edilmediği, diğer yandan, söz konusu 11 adet çekin bedeli 1.129.709,45 TL olup, bu çeklerin hamilleri tarafından konkordato projesine başvuru yapılıp yapılmadığı da bilinmediği, konkordatonun sadece dava tarihindeki durum nazara alınarak karar verilmesi gereken dava teorisine bağlı davalardan olmadığı talep sonrası gelişmeler, muhtemel olgular nazara alınarak karar verilmesi gerektiği, davacı gayrinakdi alacak miktarını dava dilekçesinde belirtmediği 19 adet çek yaprağına ilişkin taahhüt sorumluluğu için tespit edilen miktarın ise 38.570,00 TL olduğu gayri nakdi alacak niteliğinde olan bu miktarın ancak davacı tarafça her bir çek yaprak için öngörülen yasal bedelin ödenmesi halinde davalı borçlu tarafından davacı banka adına faizsiz bir hesapta depo edilebileceği anlaşılmış; 38.040,51 TL çekişmeli alacak olarak açılan davada 1.600,00 TL nakdi alacağın İİK’nun 308/b maddesi gereğince konkordato projesine dahil edilmesine karar verilmesi gerekmiş ve konkordato projesine dahil edilmesi istenen 38.040,51 miktar ile konkordato projesine dahil edilmesi gereken 1.600,00-TL nakdi alacağa nazaran yargılama giderine karar verilmesi ve aşağıdaki gibi hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
Davanın KISMEN KABULÜ İLE;
1-Konkordato tasdik yargılamasında (Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas … karar sayılı dosyasında) kısmen kabulü ile borçlu tarafından kabul edilmeyen ve çekişmeli hale gelen 1.600,00-TL nakdi alacağının İİK’nun 308/b maddesi gereğince konkordato projesine dahil edilmesine,
2-Davacının, Konkordato tasdik yargılamasında (Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas … karar sayılı dosyasında) borçlu tarafından kabul edilmeyen ve çekişmeli hale gelen gayri nakdi alacağı talebinin kısmen kabulü ile; davacı tarafça bedeli ödenmesi halinde 38.570,00-TL gayri nakdi alacağın, davalı borçlu tarafından davacı banka adına faizsiz bir hesapta depo edilmesine,
3- Fazlaya ilişkin istemin reddine,
4-Alınması gereken 109,29 TL harçtan peşin alınan 54,40TL’nin düşümü ile eksik 54,89 TL harcın davacıdan alınıp hazineye gelir kaydına,
5-6102 sayılı TTK 5/A maddesi ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11, 13, 14. Maddleri ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife Hükümleri Uyarınca Hesaplanan Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL zorunlu arabuluculuk giderinin davanın kısmen kabul oranına göre hesaplanan 52,80 TL’nin davalıdan, reddolunan kısım üzerinden hesaplanan 1.267,20 TL’nin ise davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafından yatırılan toplam 116,60 TL harcın davanın kısmen kabul oranına göre hesaplanan 4,66 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca kabul edilen miktar üzerinden Hesaplanan ve takdir olanan 1.600,00 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca kabul edilen miktar üzerinden Hesaplanan ve takdir olanan 9.200,00 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan bilirkişi ücreti:600,00 TL, davetiye ve müzekkere tebligat gideri: 61,50TL olmak üzere toplam 661,50 TL yargılama giderinin kabul oranına göre hesaplanan 26,46 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırına iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.21/09/2022