Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/550 E. 2022/83 K. 14.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/550
KARAR NO : 2022/83

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/11/2020
KARAR TARİHİ : 14/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili şirket ile borçlu arasında mal alım-satımına ilişkin anlaşma yapıldığını, bu anlaşmaya istinaden borçluya mallar tam ve eksiksiz olarak teslim edildiğini, Ancak borçlu kendisine teslim edilen mallara karşılık borcunu ödemediğini, davalı tarafından fatura konusu malların bedelinin ödenmemesi üzerinde önce Ankara …İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası üzerinden cari hesap alacağının tahsili amacı ile takibe geçildiğini, borçlu iş bu takibe itiraz ederek takibi durdurduğunu, borçlu hakkında başlatılan icra takibine devam edebilmek adına Arabuluculuk başvurusu yapılmış ancak arabuluculuk görüşmelerinden de bir sonuç alınamadığını, başlatmış oldukları icra takibine karşı borçlunun yapmış olduğu itiraz yerinde olmadığını, müvekkili söz konusu malları tam ve eksiksiz olarak teslim etmiş faturalarını düzenlediğini, düzenlenen faturalar borçluya teslim edilmiş ancak borçlu tarafından fatura münderecatına itiraz edilmediği gibi söz konusu borç da ödenmediğini, tüm bu nedenlerle borçlunun itirazının iptali ile haksız ve kötüniyetli olan borçlunun, alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına çarptırılmasına, yargılama harç ve giderleri ile vekâlet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı tarafından müvekkili aleyhine ikame edilen dava aşağıda belirtilen nedenlerden dolayı usul ve yasaya aykırı ve hukuki dayanaktan yoksun olup reddi gerektiğini, Öncelikle davacının yetkiye ilişkin itirazları yerinde olmadığını, müvekkili adresi Diyarbakır olduğunu, dolayısıyla yetkili icra dairesi ve mahkemeler Diyarbakır mahkemeleri olduğunu, Hukuk Muhakemeleri Kanunununa göre genel yetkili mahkeme davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğunu, müvekkili ile davacı arasında ticari ilişki olduğunu, Ancak söz konusu ticari ilişkiden kaynaklı müvekkilinin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, Söz konusu faturalar 2017 yılına ait olduğunu, o dönemde alacaklıyla yapılan ticari ilişkilerden kaynaklı oluşmuş olan borçların tamamı alacaklıya ödendiğini, dolayısıyla müvekkilinin alacaklıya bu yönde bir borcu bulunmadığını, müvekkilinin davacıya borcu olmadığı gibi davacı tarafından müvekkiline gönderilen ürünlerin bir kısmı da ayıplı olup yapılan şifai görüşmelerden netice alınamamış olup davacıya karşı ayıplı mal konusunda da dava hakkımız saklı kalmak kaydıyla ve tüm bu nedenlerle haksız ve hukuka aykırı açılmış olan davanın reddini yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEMENİN GEREKÇESİ:
Dava, fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
Somut olayda davalı tarafça yetki itirazında bulunulmuş ve davalı ikamet mahkemesi olan Diyarbakır İcra dairelerinin ve mahkemelerinin yetkili olduğunu belirtiş ise de; Somut olayda davacı dava açarken seçimlik yetki hakkını kullanmış ve davasını yetkili mahkemede açmıştır. Zira para borcu götürülecek borç olup BK 89/1 gereği alacaklının yerleşim yeri mahkemesi de somut olayda yetkilidir. Faturadan kaynaklı takip talebi incelendiğinde alacaklının- davacının yerleşim yeri Ankara olup kesin yetkinin söz konusu olmadığı bu davada davacı tarafından seçimlik hak kullanılarak yetkili mahkemelerden biri olan Ankara mahkemelerinde usulüne uygun biçimde dava açıldığı anlaşıldığından davalının yetki itirazının reddine karar kararı verilmiştir.
Davacı vekili, müvekkilinin, davalıdan olan alacağı nedeniyle, davalı aleyhine 8.973,90-TL asıl alacağın tahsili için Ankara ….İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasında ilamsız haciz yolu ile icra takibine geçildiğini, takip borçlusunun borca itirazı üzerine takibin durdurulduğu, sonrasında eldeki davanın süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dava, takip talebine itiraz edilen alacaklının alacağının varlığını genel hükümlere dayanarak ispat suretiyle itirazın iptali istemine ilişkindir. (İİK m.67)
Davalı vekili, müvekkili aleyhine yürütülen icra takibine süresinde verdiği dilekçe ile “…. Yetkisiz icra dairelerinde takip başlatıldığını, Diyarbakır İcra Müdürlüğünün yetkili olduğunu, alacağın ihtilaflı olup yargılamayı gerektirdiğini, müvekkilin alacaklıya herhangi bir borcu bulunmadığını, takibe konu borcu ve ferilerini kabul etmediklerini.” bildirmiştir.
Mevcut ticari ilişkiden dolayı davacının davalıdan olan alacağının tayin ve tespiti bakımından taraflara ait ticari defterler üzerinde inceleme yapılarak 03/06/2021 ve 04/02/2022 tarihli bilirkişi raporları alınmıştır.
Diyarbakır 6.Asliye Hukuk Mahkemesine yazılan bilirkişi talimatı ile 03/06/2021 tarihinde alınan raporda özetle; “… Davalının ticari defter kayıtlarında yer almayan 4.631,50 TL olduğu ve dikkate alınması durumunda ( 2.513,30 + 4.631,50) – 7.144,80 TL davacıya borçlu olacağı,
Davalının dosya ve eklerinde sunmuş oldukları ödeme belgelerine göre davacıya 2.513,30TL asıl borç ve 567,60 TL hesaplanan faiz ile toplamda 3.080,90 TL borçlu olduğu kanaatine varıldığı..” bildirilmiş.
Mahkememiz tarafından görevlendirilen ve davacı ticari defter ve bağlı kâğıtları üzerinde yapılan inceleme sonucu 04/02/2022 tarihinde Bankacı Mali Müşavir bilirkişi … tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda özetle; “…Takip dosyası içeriğindeki 8.973,90 TL bakiyeli Cari Hesap Ekstresi içeriğindeki 7 adet toplam 6.613,90 TL tutarlı faturaların tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olduğu; Davalının 2017-2018 Ba formlarında davacıdan mal aldığına ilişkin bildirim görülemediği;
Davacının ticari defterlerinde kayıtlı olmayan ve ödemelere ilişkin belgeler dava dosyası içeriğinde görülemediğinden; 5 adet toplam 5.740,00 TL tutarlı ödemenin tarafların borç-alacak hesabına dahil edilemeyeceği;
Dosya içeriğindeki delil durumuna göre; davacının, davalıdan tarafların ticari defterlerindeki mutabık olan 6.613,90 TL tutar kadar alacaklı olduğu;
Takip dosyası içeriğindeki 8.973,90 TL bakiyeli Cari Hesap Ekstresi içeriğindeki 1 adet 2.360,00 TL faturanın ise davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu; davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı; anılan faturanın üzerinde “Mal alıcıya müessesede teslim edildiğinden, 213 Sayılı VUK 230/5 maddesi gereğince Sevk İrsaliyesi düzenlenmemiştir.” ibaresi görülmüş olduğu; yerinde yapılan incelemede anılan fatura içeriği malların davalıya teslim edilmiş olduğuna ilişkin başkaca belgenin bilirkişiliğimize sunulmamış olduğu; davalı tarafın “Söz konusu faturalar 2017 yılına ait olmuş olup, o dönemde alacaklıyla yapılan ticari ilişkilerden kaynaklı oluşmuş olan borçların tamamı alacaklıya ödenmiştir. beyanının mal teslimi olarak kabul edilmesi durumunda davacının (2.360,00 + 6.613,90) 8.973,90 TL davalıdan alacaklı olacağının hesap edilmiş olduğu; Ayıp iddiasına yönelik bir kayıt ve belge görülemediği…” bildirilmiştir. Rapor karar vermeye yeterli bulunmakla mahkememizce itibar edilmiştir.
Toplanan delillere göre; Takip dosyası içeriğindeki 8.973,90 TL bakiyeli Cari Hesap Ekstresi içeriğindeki 7 adet toplam 6.613,90 TL tutarlı faturaların tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacının ticari defterlerinde kayıtlı olmayan ve ödemelere ilişkin belgeler dava dosyası içeriğinde görülemediğinden, adet toplam 5.740,00 TL tutarlı ödemenin tarafların borç-alacak hesabına dahil edilemeyeceği, dosya içeriğindeki delil durumuna göre, davacının, davalıdan tarafların ticari defterlerindeki mutabık olan 6.613,90 TL alacak kaydının bulunduğu, davalının cevap dilekçesinde 2017 yılına ait dönemde alacaklıyla yapılan ticari ilişkilerden kaynaklı borçların tamamı alacaklıya ödenmiştir iddiasını ispatlayıcı ödeme belgelerini dosyamız arasına sunmadığı, ayıp iddiasına yönelik bir kayıt ve belge de görülemediği anlaşıldığından her iki tarafın defterlerinde mutabık kalınan ( 22/08/2017 tarih ve 29/12/2017 tarihleri arasında düzenlenen 7 adet faturadan kaynaklı 6.613,90TL alacak yönünden davacının davalıdan alacaklı olduğu açıklığa kavuşmakla, davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.
Asıl alacak miktarına takip tarihinden itibaren taraflar arasındaki ilişkinin TTK’ dan kaynaklanması nedeniyle ticari faiz uygulanması gerekmiştir.
Alacak baştan beri likit olmakla davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE; Davalı borçlunun Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında 6.613,90-TL asıl alacak ile ilgili BORÇLU İTİRAZININ İPTALİ İLE asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %19,50 ticari faizi ile -değişen oranlarda- birlikte TAKİBİN DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin reddine,
İİK’nun 67/2.maddesi gereğince alacağın %20’si oranında 1.322,78-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Harçlar Kanununa göre alınması gereken 451,79 TL harçtan peşin alınan 108,39 TL harcın mahsubu ile eksik 343,40 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-14. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) kabul ve redde göre yapılan oranlamada 963,60 TL sinin davalıdan, kalan bakiye 356,40 TL sinin davacıdan alınarak hazine’ye gelir kaydına,
Davacı tarafından peşin yatırılan 162,79-TL harç ve ayrıntısı UYAP sistemi üzerinde gösterilen toplam 2.507,00 -TL yargılama giderinin kabul ve redde göre yapılan oranlamada takdiren 1.830,11-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 5.100,0 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince red edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 2.360,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
HMK 333. Maddesi uyarınca Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14.02.2022
Katip …
¸[e-imzalıdır]

Hakim …
¸[e-imzalıdır]