Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/534 E. 2021/521 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/534 Esas – 2021/521
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/534
KARAR NO : 2021/521

DAVA : İflas (İflasın Kaldırılması (İİK 182))
DAVA TARİHİ : 02/11/2020
KARAR TARİHİ : 01/07/2021
K. YAZIM TARİHİ : 16/07/2021

Mahkememizde görülen iflasın kaldırılması davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Müvekkilleri … ve … hakkında … Ticaret Mahkemesi tarafından verilen … E. ve … K. şahsi iflas kararının kaldırılmasını talep etme zorunluluğu doğduğunu, şöyle ki; Müvekkillerinin yönetim kurulu üyesi oldukları … Menkul Kıymetler A.Ş.’nin, 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu ve mevzuatı çerçevesinde kurulmuş olup faaliyetlerini Sermaye Piyasası Kurulu’nun denetiminde, uzun yıllar başarılı şekilde yürütmekteyken, SPK karar organının 02.12.2011 tarihinde aldığı kararla, Aracı Kurum’un müşterilerine karşı olan yükümlülüklerini yerine getirmediği gerekçesiyle; faaliyetlerinin 02.12.2011 günü saat 19.30 itibariyle sürekli olarak durdurulmasına ve 2499 sayılı SPK’nun 46/h maddesi gereğince tedrici tasfiyesine, müvekkillerinin aracı kurumun tüm işlemlerinden sorumlu oldukları gerekçesiyle de şahsi iflaslarına karar verilmesi için dava açılmasına karar verildiğini, bu doğrultuda SPK tarafından … Ticaret Mahkemesi’ne açılan yukarıda numarası yazılı davada ise mahkemece; “Aracı Kurum’un mali durumunun bozulmasına sebebiyet verdikleri” gerekçesiyle mülga 2499 sayılı kanunun 46/k ve 6362 sayılı mer’i Sermaye Piyasası Kanunu’nun 98. maddesi gereğince yönetim kurulu üyeleri olan müvekkillerinin şahsi iflaslarına karar verildiğini, ancak şahsi iflas kararı henüz kesinleşmeden Yargıtay aşamasında tüm borçların SPK Yatırımcıları Koruma Fonu’na ödenmiş olması nedeniyle, bu aşamada iflasın kaldırılmasını isteme zorunluluğu doğduğunu, zira şahsi iflas talepli davanın açılmasıyla birlikte … Menkul Kıymetler A.Ş. hakkındaki tasfiye işlemlerini yürütmek üzere derhal Yatırımcıları Koruma Fonu (YKF) görevlendirildiğini, bunun üzerine YKF tarafından tedrici tasfiye işlemlerine başlandığını, Ticaret Sicil Gazetesi’nin 09.12.2011 tarihli nüshasında yayımlanan ilanla yatırımcılardan, Aracı Kurum’a borçlu olanlarla alacaklı olanların dayanak belgelerle birlikte YKF’na başvuru yapmaları istendiğini, bu ilanla talepler alındıktan sonra alacaklı oldukları sabit görülenler için “Sıra Cetveli” hazırlandığını, yapılan görüşmeler ve değerlendirmelerin sonucunda şahsi iflasa neden olan borçların tamamının her iki müvekkili tarafından şahsen ödenmesi üzerine tedrici tasfiyenin kapatılmasına karar verildiğini, borcun tamamının ödenmesi nedeniyle iflas talebinden vazgeçmelerini talep etmelerine rağmen İİK’nun 165/2. maddesi uyarınca, feragat konusunda artık kendilerinin hasım olmadıklarını, ödeme nedeniyle iflasın kaldırılması konusunda asliye ticaret mahkemesinin yetkili olduğunu cevaben bildirdiğini, yapılan yargılama sonucu verilen şahsi iflas kararının icrası için dosya, Ankara 21. İcra (İflas) Müdürlüğü’ne gönderilmiş olup, halen …. sayılı dosyada iflas tasfiye işlemlerinin sürdüğünü, bu uygulama karşısında iflasın kaldırılmasını talep etmek için mahkemeye müracaat etmek zorunda kalındığını, 2499 sayılı SPK’nun “Tedrici Tasfiye” başlıklı 46/B maddesinin amacına ilişkin 2. fıkrasından da açıkça anlaşıldığı üzere, tedrici tasfiye düzenlemesinin, tahsil amacıyla hazırlandığını, ceza/yaptırım niteliği bulunmadığını, yasa yapıcının amacının tahsilat olduğunu, bu yolla Aracı Kurum malvarlığının, Aracı Kurum borçlarını ödemeye yeterli olmaması halinde alacakların, yasada yazılı sorumluların şahsi malvarlığından tahsil edilmesi suretiyle sermaye piyasasına duyulan güvenin artırılmak istendiğini, nitekim bu doğrultuda 2499 sayılı SPK’nun 46. maddesinin (h) fıkrası uyarınca “Aracı Kurumların Tedrici Tasfiye Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik” hazırlanarak yukarıda belirtildiği üzere anapara, faiz ve aidattan oluşan Kurum ve müşteri borçları, müvekkillerimin şahsi imkanlarıyla ödenmiş, bunun üzerine de Sermaye Piyasası Kurulu Aracılık Faaliyetleri Dairesi Başkanlığı’nın 28.06.2018 tarihli kararı ile “… Menkul Kıymetler A.Ş.’nin tedrici tasfiyenin kapatılmasına karar verildiğini, bu kararın Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nin 04.07.2018 tarihli nüshasında yayımlandığını, dolayısıyla aracı kurumun iflasının dahi istenmediğini, yapılan ödemeye ve tedrici tasfiyenin kapanmasına rağmen şahsi iflas kararının tatbiki hatalı yapılarak, Ankara 21. İcra Dairesi (İflas) Müdürlüğü bünyesinde oluşturulan İflas İdaresi’nce “Genel İflas” usulü izlenerek, Aracı Kurum borçları ile hiç bir ilgisi olmayan, yatırımcılar ve SPK dışındaki 3. kişilerin şahsi alacaklarının da Masa’ya kayıt talebi kabul edilmek suretiyle, hak ihlallerine sebebiyet verildiğini, bu ihlaller ve tasfiye işlemlerinin de halen devam ettiğini belirterek telafisi mümkün olmayan zararların önüne geçmek için öncelikle Ankara 21. İcra (İflas) Dairesi Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasındaki iflas tasfiye işlemlerinin teminatsız olarak tedbiren durdurulmasına, ardından da her iki müvekkili hakkında … Ticaret Mahkemesi tarafından verilmiş bulunan şahsi iflas kararının ayrı ayrı kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Yukarıda isimleri yazılı alacaklılar tarafından gerekli harçları yatırılarak müdahale talebinde bulunulmuş, mahkememizce talepler usul ve yasaya uygun görülerek müdahale taleplerinin kabulü ile, UYAP sistemine kayıtları yapılmıştır. Fer’i müdahiller vekilleri dilekçe ve duruşmada alınan beyanları ile davanın reddini savunmuşlardır.
ÖN İNCELEME: Mahkememizde yapılan ön inceleme duruşmasında yargı hakkı, görev ve yetki hususları, dava ve taraf ehliyetleri, dava şartları değerlendirilmiş, Mahkememizin görevli ve yetkili olduğu, dava şartlarının tamam olduğu anlaşılmıştır.
DELİLLER: Mahkememizce … Ticaret Mahkemesi’nin … Esas, … Karar sayılı dosya sureti, Ankara …. Asliye Tic. Mah.’nin …. Karar sayılı dosya sureti getirtilmiş, Yatırımcılar Koruma Fonundan; … Menkul Kıymetler A.Ş.’nin borçlarının davacılar tarafından ödenmesine ilişkin bilgi-belgeler getirtilmiştir.
Hesap uzmanı bilirkişiden aracı kurum kayıtlarında yaptığı inceleme sonunda düzenlediği raporunda sonuç olarak; SPK’dan ve Yatırım Tazmin Merkezinden gelen ve tedrici tasfiye kapsamında herhangi bir tedrici tasfiyenin amacı kapsamındaki yatırımcıların kamu alacaklarının ödenmesinden sonra Yatırım Tazmin Merkezinin borçları da ödenmiş olduğundan Kurulun 28/06/2018 tarihli kararı ile … Menkul Kıymetler A.Ş’nin tedrici tasfiyesinin kapatılmasına karar verildiği, aracı kurumların tedrici tasfiye usul ve esasları hakkındaki yönetmeliğin 8.maddesi uyarınca tedrici tasfiyenin kapatıldığına ilişkin ilanın Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde yayınladığı tarih olan 04/07/2018 tarihi itibariyle … Menkulün tedrici tasfiye kararı tarihinden önceki yasal organlarının görev ve yetkilerini başkaca bir merasime gerek kalmadan yeniden üstlenmiş olduklarının belirtildiği, ayrıca yatırımcılarının ödemelerinin yapılmış olması sebebiyle davacıların şahsi iflaslarına neden olan aracı kurumun zarara uğratılması sebebinin ortadan kalktığının değerlendirilmesi halinde iflasın kaldırılmasına karar verilebileceği; aksi halde sadece tedrici tasfiye kapsamında ödenen borçların iflasın kaldırılma nedeni olamayacağının değerlendirilmesi ve aynı konuda daha önce Ankara ….Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından yapılan yargılama dosyasının da delil olarak değerlendirilmesi halinde iflasın kaldırılması talebinin reddine karar verilebileceği belirtilmiştir.
MAHKEMENİN GEREKÇESİ: Dava, İİK 182. maddesi gereğince iflasın kaldırılması istemine yöneliktir.
Her ne kadar bir kısım müdahiller Ankara …. Asliye Tic. Mah.’nin…. Karar sayılı dosyası nedeniyle, derdestlik ve kesin hüküm itirazında bulunmuş iseler de; hasımsız olarak açılan çekişmesiz yargıya ilişkin davalarda, derdestlik ve kesin hüküm sözkonusu olmayacağından itirazların reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama, getirtilen bilgi-belgeler ve alınan bilirkişi raporuna göre; Davacılar … ve …’ın yönetim kurulu üyesi oldukları … Menkul Kıymetler A.Ş.’nin, SPK’nın 02.12.2011 tarihinde aldığı kararla, aracı kurumun müşterilerine karşı olan yükümlülüklerini yerine getirmediği gerekçesiyle faaliyetlerinin 02.12.2011 günü saat 19.30 itibariyle sürekli olarak durdurulmasına ve 2499 sayılı SPK’nun 46/h maddesi gereğince tedrici tasfiyesine, davacıların aracı kurumun tüm işlemlerinden sorumlu oldukları gerekçesiyle de şahsi iflaslarına karar verilmesi için dava açılmasına karar verildiği, sonrasında bu doğrultuda SPK tarafından … Ticaret Mahkemesi’nin … Esas, … Karar sayılı ilamı ile “Aracı Kurum’un mali durumunun bozulmasına sebebiyet verdikleri” gerekçesiyle mülga 2499 sayılı kanunun 46/k ve 6362 sayılı mer’i Sermaye Piyasası Kanunu’nun 98. maddesi gereğince yönetim kurulu üyeleri olan davacıların şahsi iflaslarına karar verildiği, kararın Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiği, Ankara 21. İcra (İflas) Müdürlüğü’nün ….sayılı dosyada şahsi iflas tasfiye işlemlerinin sürdüğü, şahsi iflas talepli davanın açılmasıyla birlikte … Menkul Kıymetler A.Ş. hakkındaki tasfiye işlemlerini yürütmek üzere Yatırımcıları Koruma Fonu (YKF) görevlendirildiği ve YKF tarafından tedrici tasfiye işlemlerine başlandığı, tasfiye işlemleri devam ederken şahsi iflasa neden olan borçların tamamının davacılar tarafından ödenmesi üzerine tedrici tasfiyenin kapatılmasına karar verildiği, davacıların ise eldeki dava ile; tedrici tasfiyeye konu tüm borçların SPK Yatırımcıları Koruma Fonu’na ödenmiş olması nedeniyle, davacılar hakkındaki şahsi iflasın kaldırılmasını talep ettikleri anlaşılmaktadır.
Ankara …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Karar sayılı dosyasının incelenmesinde; Davacılar … ve …’ın hasımsız olarak açtıkları davada dava dilekçesi ile, müvekkillerinin yönetim kurulu üyesi oldukları … Menkul Kıymetler A.Ş.’ nin SPK karar organının 02/12/2011 tarihinde aldığı kararla, Aracı Kurumun müşterilerine karşı olan yükümlülüklerini yerine getirmediği gerekçesiyle faaliyetlerinin 02/12/2011 günü saat 19:30 itibariyle sürekli olarak durdurulmasına ve 2499 sayılı SPK’ nın 46/h maddesi gereğince tedrici tasfiyesine, müvekkillerin aracı kurumun tüm işlemlerinden sorumlu oldukları gerekçesiyle de şahsi iflaslarına karar verilmesi için dava açılmasına karar verildiğini, bunun üzerine müvekkilleri hakkında Ankara … ATM tarafından iflas kararı verildiğini, iflas kararı kesinleşmeden şahsi iflas kararına neden olan tüm borçların ödenmesi üzerine konusuz kalan şahsi iflasın kaldırılmasının talep edildiği, yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verildiği, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi’nin ….Karar sayılı ilamı ile başvurunun esastan reddine karar verildiği, kararın temyiz edildiği, ancak temyiz isteminden feragat edildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmıştır. (Belirtilen kesinleşmiş ilamın tarafları ve dava konusu aynıdır. Çekişmesiz yargıya ilişkin olması nedeniyle kesin hüküm teşkil etmese de, kuvvetli delil niteliğindedir.)
Dava dilekçesi ekinde bulunan ve SPK tarafından şahsi iflas davasından feragat edilmesini talep eden …’a hitaben yazılan 28/06/2018 tarihli yazıda özetle; kurulun yetki ve görevinin Mülga 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 46/k maddesinde belirtilen şartların varlığı halinde Asliye Ticaret Mahkemelerinden şahsi iflas kararının istenmesinden ibaret olduğu, iflas kararı verilmesinden sonra söz konusu kararın kaldırılmasının İİK’nın 182 hükmü çerçevesinde ticaret mahkemesi kararıyla mümkün olduğu, ayrıca İİK’nın 165/2 hükmü çerçevesinde mahkeme tarafından iflas kararı verildikten sonra davacı tarafından iflas davasından feragat etmenin mümkün olmadığı, bu bakımdan feragat talebine ilişkin kurulca yapılacak bir işlem bulunmadığı konusunda bilgi verilmesine karar verildiği belirtilmiştir.
Davacıların yetkilisi oldukları … Menkul Kıymetler AŞ’ nin tedrici tasfiyesine ve davacıların şahsi iflaslarının istenmesine ilişkin Sermaye Piyasası Kurulu tarafından alınan karar tarihinde yürürlükte bulunan 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 46. Maddesinin 1. Fıkrasının (h) bendinde, “Sermaye piyasası kurumlarının, mali yapılarının ciddi surette zayıflamakta olduğunun tespiti halinde; verilecek uygun süre içinde, mali durumlarının güçlendirilmesini istemeye; kurum görevlilerinin imza yetkilerini sınırlandırmaya veya kaldırmaya; verilen bu süre içinde; bu kurumlar tarafından gerekli tedbirlerin alınmaması halinde veya mali durumlarının taahhütlerini karşılayamayacak kadar zayıflamış olduğunun tespiti halinde gerekli tedbirleri almaya, herhangi bir süre vermeksizin kurumların faaliyetlerini geçici olarak durdurmaya veya sürekli olarak durdurarak yetkilerini kaldırmaya; bu tedbirlerden netice alınmadığı takdirde tedrici tasfiyelerine karar vermeye tasfiyenin bitmesini takiben gerektiğinde veya tedrici tasfiyeye gitmeksizin doğrudan iflaslarını istemeye”, (k) bendinde “Sermaye piyasası kurumlarının (h) bendi hükmü uyarınca, tedrici tasfiyeye girmesi veya iflası durumlarında, kurulca sorumlulukları tespit edilmiş bulunmak kaydıyla; %10’undan fazla paya sahip ortaklarının, görevden ayrılmış olan veya halen görevde bulunan yönetim kurulu başkan ve üyelerinin ve imzaya yetkili yöneticileri ile yatırım fonu yöneticilerinin şahsen iflaslarını istemeye,” 46/B. Maddesinde ” Kanunun 46 ncı maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi uyarınca yetkileri kaldırılan aracı kurumların tedbirci tasfiyelerine Kurulca karar verilebilir. Bu kurumların tasfiye işlemleri Yatırımcıları Koruma Fonu tarafından yürütülür. Tedrici tasfiyenin amacı, aracı kurumların mal varlığını işin niteliğine göre aynen veya nakde çevirmek suretiyle elde edilen bedeli tahsis ederek, Kanun çerçevesinde yaptıkları sermaye piyasası faaliyetleri nedeniyle müşterilerine karşı olan nakit ödeme ve sermaye piyasası araçları teslim yükümlülüklerini tasfiye etmektir. Tedrici tasfiye karar ve işlemlerinde Türk Ticaret Kanunu, İcra ve İflas Kanunu ve diğer mevzuatın tasfiye ile ilgili hükümleri uygulanmaz. Aracı kurumların tedrici tasfiyelerinin uygulama usul ve esasları, Kurulca hazırlanan bir yönetmelikte gösterilir.” hükmü yer almıştır.
29/03/2014 tarihli resmi gazetede yayımlanan Yatırımcıların Tazmini ile Tedrici Tasfiye Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin geçici 1. maddesi gereğince 6362 sayılı kanunun yayımı tarihinden önce tedrici tasfiyesine başlanmış olan kurumların tasfiyelerine ilişkin iş ve işlemlerin 21/06/2001 tarih ve 24439 sayılı resmi gazete yayımlanan aracı kurumların tedrici tasfiye usul ve esasları hakkında yönetmelik hükümleri çerçevesinde MKK tarafından yürütülür. Bu kapsamda … Menkul Kıymetler AŞ’nin tedrici tasfiyesinin Aracı Kurumların Tedrici Tasfiye Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre yürütüldüğü anlaşılmıştır.
Gerek Mülga 2499 sayılı kanun gerekse halen yürürlükte bulunan 6362 sayılı kanunda tedrici tasfiyeye karar verilen Aracı Kurumların tasfiye işlemlerinde İcra İflas Kanunu, Türk Ticaret Kanunu hükümlerinin uygulanmayacağına ilişkin hüküm bulunmakta ise de, aracı kurumun yönetim kurulu üyelerinin Mülga 2499 sayılı kanun 46/1-k maddesi gereğince şahsi iflasları talep edilip iflasa karar verildiğinde iflas tasfiyesinin İcra İflas Kanunu hükümlerinin uygulanmayacağına veya iflas tasfiyesinin tedrici tasfiye şeklinde yapılacağına ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenle şahsi iflaslarına karar verilen davacı gerçek kişilerinin iflas tasfiye işlemlerinin İcra İflas Kanunu hükümleri çerçevesinde yapılması gerektiği anlaşılmıştır.
İflas bir külli tasfiye işlemi olup, iflasın açılmasıyla müflisin bütün mal ve hakları iflas masasını oluşturur. İflasın kaldırılması veya kapanması, İcra İflas Kanunu’nun 182 ve 254. maddesindeki şartların gerçekleşmesine bağlıdır. İİK’nun 182. maddesine göre borçlu bütün alacaklılarının taleplerinin geri aldıklarına dair bir beyanname veya tekmil alacakların itfa olunduğu hakkında bir vesika gösterir veya akdolunan konkordato tasdik edilirse mahkeme iflasın kalkmasına ve borçlunun serbestçe tasarrufu için malların kendisine iadesine karar verir. Aynı kanunun nihai rapor ve kapanma kararı başlıklı 254. maddesine göre paralar dağıtıldıktan sonra idare iflasa hükmeden mahkemeye son bir rapor verir. Mahkeme iflasın idaresinde hata ve noksan görürse icra mahkemesine bundan haber verir. Mahkeme tasfiyenin bittiğini anladıktan sonra kapanma kararı verir. İflas idaresince İİK 254. maddesi kapsamında nihai rapor sunulup iflasın kapanması talebi bulunmadığından, davacıların talebi iflasın kaldırılmasını düzenleyen İİK’nun 182. madde kapsamında değerlendirilmesi gerekir.
Davacılar vekili iflasın kaldırılması talebine gerekçe olarak; şahsi iflasın sebebi olan aracı kurumun tüm borçlarının ödenmiş olmasını göstermiştir. Ancak davacıların şahsi tüm borçlarının ödendiğine yönelik bir iddiada bulunulmamış ve tüm alacakların itfa olunduğuna dair bir delil de bildirilmemiştir. Bu durumda; davacılar hakkında verilen iflas kararı gereğince başlatılan iflas tasfiyesinin İcra İflas Kanunu hükümlerine tabii olduğu dikkate alındığında, İcra İflas Kanunu’nun 182. maddesi gereğince iflasın kaldırılması şartlarının oluşmadığı, şahsi iflas talebinin gerekçesi olan aracı kurumun tedrici tasfiyesinin sona ermesinin ve aracı kurumun tüm borçlarını ödemiş olmasının, davacılar hakkında verilen iflasın kaldırılması sebebi olamayacağı kanaatine varılmakla davacıların davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
Davanın REDDİNE,
Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile eksik 4,90 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde hesap numarası bildirmiş ise iadenin elektronik ortamda hesaba aktarılmasına, hesap numarası bildirilmemiş ise masrafın avanstan karşılanmak üzere PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Dair; Davacı vekillerinin, fer’i müdahiller ve vekilleri ile iflas idare memurunun yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/07/2021