Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/525 E. 2021/104 K. 16.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/525 Esas
KARAR NO : 2021/104

DAVA : Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/05/2014
KARAR TARİHİ : 16/02/2021
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 15/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının 19/03/2013 tarihine kadar müvekkili şirkette çalışıp belirtilen tarihte kıdem tazminatı ve tüm haklarını alarak şirketten ayrıldığını, davalının rakip firmada aynı nitelikteki işleri yapmakta olduğunu, davalının 21/02/2007 tarihli gizlilik anlaşması ile rekabet yasağına aykırı davranmama taahhüdünde bulunduğunu, davranışlarının bu taahhüdünün ihlali niteliğinde olduğunu belirterek maddi ve manevi tazminat talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı işyerinde çalışmakta iken usulüne uygun olarak iş akdini feshedip kıdem tazminatını da almak suretiyle işten ayrıldığını, 05/04/2000 işe giriş tarihinden 7 yıl sonra imzalamadığı takdirde işine son verileceği söylenerek gizlilik anlaşması imzalattırıldığını, sözleşmenin iş ve borçlar hukuku prensiplerine aykırı olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.

DELİLLER:
İşyeri şahsi sicil dosyası, bordro ve belgeleri, SGK kayıtları getirilmiş, tanıklar dinlenmiş, davaya konu gizlilik anlaşması dosyaya sunulmuş, kayıt ve belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Davacı tanığı … İş Mahkemesi’nde; “Davalı, davacı şirkette 13 -14 sene kadar çalıştı ben 2000 yılında işe başlamıştım davalı ben işe başladığımda işyerinde çalışıyordu mekanik bakım operatörü olarak görev yapıyordu. Ayrıldığı tarihi tam bilemiyorum bundan 2-3 üç yıl öncesine kadar çalışıyordu, bizimle aynı işi yapan Çankaya’daki firmaya geçti. Davacı şirket patlayıcı imalatı ile uğraşmaktadır. Davalı ise aynı işi yapan marka ismi … olarak biliyorum Girişim … olabilir. Davalının benim halen bulunduğum şirketle rekabet yapıp yapmadığını zarara uğratıp uğratmadığı konusunu bilemiyorum. Benim çalıştığım şu andaki firmayla davalının şu anda çalıştığı firma aynı sektörde ve aynı işi yapan firmalardır. Davalının çalıştığı firmanın ortaklarından biri bizim eski fabrika müdürümüzdür,” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı tanığı … talimat mahkemesinde; “Benim davalı ile bir akrabalığım yoktur, ben 2003 yılında 4 aylık süre ile davacı şirkette üretim mühendisi olarak çalıştım, bu 4 ay zarfında da davalı ile de beraber çalışmış oldum, dava dilekçesinde belirtilen ve eski ismi … Ltd. Şti olan şimdiki ismi ise… olan şirkette işletme müdürü olarak çalışmaktayım, 2013 ‘ ün başından itibaren bu şirkette işletme müdürüyüm, davalı … 2013 yılı içerisinde davacı şirketten ayrılarak bizim şirkette bakım onarım şefi olarak göreve başladı, yani davacı şirketteki işi ile aynı işi yapıyordu, dava dilekçesinde belirtildiği gibi davalının bahse konu formülasyonlarla ilgili herhangi bilgisi yoktur, kendisinin makina-ekipman ile ilgili bilgisi vardır ancak formülasyona bilgisi yoktur, bizimde öyle bir talebimiz olmamıştır, gerek ben gerekse şirket ortakları bu sektörde uzun zamandır çalışıyoruz ve gerekli donanım ve tecrübeyede sahibiz, şuan kullanılan formülasyonlarda tamamen bize özgüdür,”
İş hukukundan anlar hesap bilirkişisi görevsizlik kararından önce alınan 05/01/2016 tarihli raporunda özetle, işe devam ederken gizlilik anlaşmasının imzalandığını, gizlilik anlaşmasının 2. Maddesi ile işverenin ticari sır niteliğindeki imalat formülasyonları konusunda bilgi sahibi olabilecek pozisyondaki çalışanların kapsama alınmak istendiğini, davalının görevi gereği bu kapsamda olduğunun davacı tarafça ispatlanamadığı, bu nedenle tazminat iddiasının yerinde olmadığı belirtilmiştir.
DEĞERLENDİRME:
Dava, taraflar arasında imzalanan gizlilik anlaşması başlıklı beyan ve taahhütname gereğince davacının çalışma ilişkisinin sona ermesinden sonra aynı işkolunda işverenle rekabet halinde olan bir başka işyerinde çalışmaya başlaması nedeni ile istenen tazminat istemine ilişkindir.
Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas … karar sayılı ilamı ile görevsizlik kararı verildiği, Ankara … İş Mahkemesi’nin… karar sayılı ilamı ile davanın sübut bulmadığından reddine karar verildiği, Yargıtay … HD… karar sayılı ilamı ile iş ilişkisi sona erdiğinden davaya bakmaya Ticaret Mahkemeleri’nin görevli olduğundan bahisle kararın bozulduğu, Ankara … İş Mahkemesi’nin … karar sayılı ilamı ile görevsizlik kararı verdiği ve dosyanın Mahkememize gönderildiği anlaşıldı.
Taraf delilleri ve dinlenen tanık beyanları dikkate alındığında, gizlilik anlaşmasının 3/1-2 maddeleri yönünden, davalının mekanik bakım operatörü olarak davacı nezdinde çalıştığı, gizlilik anlaşmasında sayılan “kilit işlerde çalışanlar” arasında davacının görevinin sayılmadığı, ancak sözleşmenin 3/1 maddesinde belirtilen teknik personel kapsamında olduğu kabul edildiğinde, işin mahiyeti gereği davalının iddia ettiği formülasyonları bilmesinin ne şekilde mümkün olduğunun davacı tarafça açıklanmadığı ve bunları dava dışı şirkete verdiğine ilişkin bir delil de sunulamadığı, yalnızca davalı nezdinde çalışmasının bu yönde bir karine oluşturmayacağı da değerlendirildiğinde, sözleşmedeki rekabet yasağı kapsamındaki eylemin meydana geldiği ve TBK’nun 444/son maddesindeki şartların oluştuğunu, davacının da bu nedenle zarara uğradığını ispata elverişli delil sunulamadığı değerlendirilmiştir.
Gizlilik anlaşmasının 3/son maddesi bakımından davacı şirketten 19/03/2013 tarihinde kıdem tazminatını alarak ayrılan ve aynı faaliyet kolunda çalışan dava dışı şirkette 03/05/2013’te işe başlayan davalının rakip işlerin içinde olamayacağına dair şarta aykırı davranıp davranmadığının değerlendirilmesinde ise, yukarıda açıklandığı üzere davalının iş kolunun sözleşmenin 2/1 maddesinde belirtilen kilit işlerde çalışan personel arasında olmadığı, bu hali ile sözleşmenin 3/son maddesi uyarınca konulan rekabet yasağının davalı yönünden uygulanmasının mümkün olmadığı, ancak genel hükümler uyarınca rekabet yasağının kapsamının değerlendirilebileceği kanaatine varılmıştır. Bu durumda TBK’nun 420. maddesi de gözetilerek davalının sorumluluğunun doğmayacağı değerlendirilmiştir. Kaldı ki TBK’nun 444/2 maddesi uyarınca “Rekabet yasağı kaydı, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerlidir,” hükmünün bulunduğu ve davacının buna ilişkin yukarıda açıklandığı üzere iddiasını ispat edemediği, bu durumda dahi TBK’nun 445 maddesi gözetildiğinde sözleşmede herhangi bir yer, zaman ve iş türü olarak sınırlama yapmayarak ve beş yıllık çok geniş kapsamlı bir yasak oluşturulduğu, bu durumda aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca uyarınca rekabet yasağının sınırlanabileceği, davalının ekonomik mahvına sebep olacak şekilde geniş bir yasağın hakkaniyete uygun olmayacağı, sözleşmede davacı aleyhine hüküm bulunmadığı, yani işverenin üstlenmiş olabileceği karşı edim bulunmadığı, davalının aynı iş kolunda rakip iş kurmadığı, yalnız aynı sektörde faaliyet gösteren dava dışı şirkette çalışmaya başladığı, bunun da zorunlu olduğu gözetildiğinde rekabet yasağının benzer iş kolunda faaliyet gösteren bir firmada çalışmaya ilişkin şartının devam etmesinin hakkaniyete uygun olmayacağı değerlendirilmiştir.
Açıklanan nedenlerle davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
DAVANIN REDDİNE,
Alınması gereken 59,30 TL harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, fazla alınan 43,20 TL’nin karar kesinleştiğinde davacı yana iadesine,
Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olunan 4.080,00 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine başvurmak suretiyle temyiz kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/02/2021

Katip … Hakim …
¸[e-imza] ¸[e-imza]