Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/515 E. 2022/856 K. 08.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/515 Esas
KARAR NO : 2022/856

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/10/2020
KARAR TARİHİ : 08/11/2022
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 08/11/2022

Mahkememizde görülen davanın açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait inşaatın ve yüklenici şirketin davalıya devri konusunda protokol düzenlendiğini, protokol gereği müvekkilinin davalıya borçlu olmadığını, inşaat nedeni ile devir öncesine ait borç bulunması halinde dava dışı şirket ile müvekkil temsilcisi …’in sorumlu olacağının, devirden sonraki borçların davalının sorumlu olacağının kabul edildiğini, protokole dayalı davalı alacağı bulunmadığını iddia ederek tahsil amacıyla başlatılan Ankara …İcra Dairesi’nin … esas sayılı takip nedeni ile müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalı aleyhine %20 tazminat hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; protokol gereği müvekkilinin edimlerini yerine getirdiğini, protokolden sonra davacı temsilcisinin arsa sahipleri tarafından azledildiğini, bunun üzerine inşaatın durduğunu, müvekkilinin arsa sahipleri ile anlaşarak gecikme nedeni ile 250.000,00 TL ödenmesinin kararlaştırıldığını, ödemenin yapıldığını, bu bedel davacının sorumluluğunda olduğundan davacıya ihtarname keşide edildiğini, ödeme yapılmaması üzerine icra takibi başlatıldığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER:
Tarafların bildirdiği deliller toplanmış, Ankara …İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyası, protokol, sözleşmeler, Belediye kayıtları, ihtarname, inşaat sözleşmesi dosya arasına alınmıştır.
Mahkememizce dinlenen tanık …, “2014 yılında davacı şirket ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi yaptık, 2016 yılı Ekim ayında süreleri dolmasına rağmen inşaata başlamadılar, haricen konuştuğumuzda sadece ruhsatı aldıklarını, inşaatın altından kalkamayacaklarını, inşaatı devretmeleri gerektiği söylediler, biz de diğer tanık olan ortakla müteahhitle birlikte karar vermek şartıyla devir talebini kabul ettik ancak davacı bize haber vermeden şirketini devrederek inşaata başlanmış, durumu öğrenince süre dolduğunda bu sözleşmeye devam etmek istemediğimizi vekaletten azlettik, bunun üzerine davalı bizimle iletişime geçerek sözleşmeye devam etmek istediğini söyledi biz de bunun üzerine yazılı olarak anlaştık, 250.000,00 TL ‘ye anlaştık, 100.000,00 TL’sini fazladan yapılan işler için kalan 150.000,00 TL’sini 75.000,00’er TL olmak üzere biz arsa sahiplerine ödenmesi konusunda anlaştık, protokolün altındaki imza bana aittir, yukarıda anlattığım aşamalardan sonra imzalanmıştır, protokolde bahsedilen 13/12/2016 tarihli protokolü de öncelikle anlaştıktan sonra düzenledik, vekaletnameleri yeniledik, fazladan yapılan işler oldu, bu protokolü de o yüzden düzenledik, davacı ile sözleşme yaptığımızda iki ortak vardı müteselsilen sorumluydular,” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizce dinlenen tanık …, “Davacı tarafla 2014 yılında kat karşılığı inşaat sözleşmesi yaptık, sonrasında bizden habersiz olarak şirketi devretmişler, gecikme olduğu için bunun karşılığında davalı taraf bizimle anlaşarak gecikme bedeli anlamında 250.000,00 TL ödemeyi kabul etti, 150.000,00 TL’sinin 75.000,00’er TL olmak üzere diğer tanık arsa sahibi ile bana ödediler, kalan 100.000,00 TL’yi de fazladan yapılan işlere saydık, protokolün altındaki imza bana aittir, protokol içeriğini aynen tekrar ederim, kaç tane protokol düzenlendiğini hatırlamıyorum ancak protokol içeriğindeki bedeli biz gecikme nedeniyle kira karşılığı aldık, kira bedelinin ne şekilde hesaplandığını hatırlayamıyorum, davacı şirketi devrederken bize sormadığı için gecikmeye ilişkin protokolden de davacıyı haberdar ettik, devirden önce davacı devredeceğinden bahsetmişti ancak bizden habersiz olarak devretmiştir, devir aşamasında para aldığını duyduk, biz de devralan kişilerin işi tamamlayabileceğini düşünüp bu kişilerle inşaata devam ettik, arsa sahiplerinin sözleşmeye göre 8 buçuk dairesi vardı, diğer tanığın da 8 buçuk dairesi vardı, davacı ruhsatı alıp su basmanını yapıp inşaatı davalıya devretmiş, sonrasında davalı işin 2 yılda biteceğini bize söyledi, kira bedelini de buna göre belirledik, o dönemki kira bedellerini hatırlayamıyorum,” şeklinde beyanda bulunmuştur.
DEĞERLENDİRME:
Dava, şirket devir sözleşmesi kapsamında önceki borçlardan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibi nedeni ile borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Taraflar arasında 22/09/2016 tarihli protokol düzenlenerek davacıya ait … Girişim Sermayesi İnşaat Ticaret Anonim Şirketi (sonraki ünvanı … Girişim Sermayesi İnşaat Ticaret Anonim Şirketi) ve şirketin yüklenicisi olduğu inşaatın davalıya devrinin kararlaştırıldığı, protokol gereklerinin yerine getirildiği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı anlaşılmıştır.
Protokoldeki “İş bu protokol tarihi öncesinde … Girişim Sermayesi İnş. Tic. AŞ ve … Yapı İnş. Taah. Tic. Ltd. Şti ve arsa sahipleri … ve …) arasında yapılan sözleşme şartlarına istinaden iş bu prookol öncesi doğmuş ve doğacak gecikme cezası, arsa sahibi tarafından kira talebi … vs. tamamı … Girişim Sermayesi İnşaat Tic. AŞ ve … Yapı İnşaat Taah. Tic. Ltd. Şti. Temsilen … yükümlüdür,” hükmü uyarınca dava konusu takibin başlatıldığı anlaşılmıştır. Davacı her ne kadar protokolde sorumluluğun şirket temsilcisinde olduğunu, müvekkili aleyhine takip başlatılamayacağını iddia etmiş ise de, protokol içeriği dikkate alındığında …’in protokolü şirketi temsilen imzaladığı dikkate alındığında bu iddiasına itibar edilmemiştir.
Davalı yan arsa sahiplerine gecikme nedeni ile kira bedeli ödediği iddiası ile alacaklı olduğunu iddia etmiştir. Davanın niteliği gereği ispat yükü davalı alacaklı üzerindedir. Dinlenen arsa sahibi tanıklar, davacının azli sonrasında davalı ile anlaştıklarına ve kira bedeli istediklerine dair beyanda bulunmuş iseler de, davacı yan da ödemenin hava parası mahiyetinde olduğunu savunmuştur. Alacağın miktarı gözetildiğinde ödemenin inşaatın gecikmesi nedeni ile yapıldığına dair ispata elverişli delil sunulamadığı, davalı arsa sahiplerine ödeme yaptığına ilişkin evrak dosyaya sunulmuş ise de, ödeme dekontlarında ve davalı tarafından sunulan 30/10/2017 tarihli sözleşmede ödemenin sebebinin net olarak belli olmadığı, dayanak olduğu belirtilen protokolün de davalı yana verilen ihtaratlı kesin süreye rağmen dosyaya sunulmadığı gözetildiğinde davacının ödemenin davalı yanın savunmasında bildirdiği üzere taraflar arasında düzenlenen protokol gereği yapıldığını usulünce ispatlayamadığı değerlendirilmiştir.
Davalı yemin deliline dayanmış ise de, davalı ödemesinin davacının kendisinden kaynaklanmayan bir çekişme olması ve davacının ödemeden sonra ihtarname göndermiş olması nedeni ile ödemeden önce bildiğine dair bir iddia ve delil bulunmamakla davalıya yemin hakkı hatırlatılmamıştır.
Açıklanan gerekçelerle davanın kabulü ile ödemenin protokol gereği kimin sorumluluğunda olduğu yargılama ile belirlendiğinden ve davalının kötü niyetli takip yaptığı ispatlanamadığından davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
DAVANIN KABULÜ İLE,
Ankara …İcra Dairesi’nin … esas sayılı takip nedeni ile davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
Davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına,
Alınması gereken 19.599,82 TL harçtan peşin alınan 4.899,96 TL’nin mahsubu ile bakiye 14.899,86 TL harcın davalıdan alınıp hazineye gelir kaydına,
1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olunan 43.169,86 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan ve UYAP sisteminde kayıtlı toplam 71,95 TL yargılama gideri ile davacı tarafça peşin olarak yatırılan 4.899,96 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar kesinleştiğinde icra dosyasının iadesine,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/11/2022

Katip … Hakim …
¸¸ ¸¸