Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/495 E. 2022/342 K. 26.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/495 Esas – 2022/342
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/495 Esas
KARAR NO : 2022/342

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/10/2020
KARAR TARİHİ : 26/04/2022
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 27/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili Karacabey Tarım İşletmesi Müdürlüğü hizmet personeli alımı, 19/01/2015 ve 13/08/2018 yılları arasında imzalanan sözleşmeler ve bu sözleşmelerin eki idari ve teknik şartnameler ile davalılar tarafından üstlenildiğini, söz konusu yıllar arasında davalıların işçisi olarak çalışan işçi …’ın 03/09/2018 tarihli dilekçesi ile müvekkili idareye başvurarak 2015 tarihinden itibaren Karacabey Tarım İşletmesi Müdürlüğünde taşeron firmalarda çalıştığını belirtiğini ve 2018 tarihine kadar olan çalışmalarına ait kıdem tazminatının kendisine ödenmesini talep ettiğini, eldeki belgelerin değerlendirilerek kıdem tazminatının ödendiğini, taraflar arasındaki sözleşmeler gereği bu miktardan davalıların sorumlu olduğunu iddia ederek 7.057,27 TL’nin ödeme tarihi olan 13/09/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Akaryakıt…Şti’nin temsilcisi cevap dilekçesinde özetle; asıl sorumluluğun asıl işveren konumunda olan davacıda olduğunu, aleyhe açılan davayı kabul etmediklerini, davanın zamanaşımına uğradığını, yetkili mahkemenin Dalaman Mahkemeleri olduğunu, şirketinin işverenlik sıfatı bulunmadığını, bu nedenle davanın şirketleri bakımından husumet yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalılar usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermemiş ve duruşmalara katılmamıştır.
DELİLLER:
Tarafların bildirdikleri deliller toplanmış, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmeleri ve şartnameler, dava dışı işçiye ait SGK kayıtları ve işçiye yapılan ödemelere ilişkin evrak dosya arasına konulmuştur.
Hesap uzmanı bilirkişi tarafından verilen 08/03/2022 tarihli raporda; dava dışı işçinin davalılar nezdide alıştığı dönemlerle sınırlı olmak kaydı ile hesaplama yapılarak 237,27 TL rücuen alacağın davalı … şirketinden, 1.986,41 TL’nin davalı … şahıs şirketinden, 4.099,73 TL’nin davalı Marder şirketinden, 733,87 TL’nin davalı Dağoğlu şirketinden talep edilebileceği belirtilmiştir. Rapor oluşa ve dosya içeriğine uygun olup hükme esas alınmıştır.
DEĞERLENDİRME:
Dava; işçilik alacaklarının rucuen tahsili istemine ilişkindir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı kurum ile davalı şirketler arasında hizmet alım sözleşmelerinin imzalandığı, sözleşme gereğince davalı şirketlerin belirlenen süre içerisinde işe başlayıp işçi çalıştırdıkları, dava dışı işçinin işçilik alacaklarının tahsilini talep ettiği, davacı kurumun da davalı şirketlerle yapmış olduğu sözleşme gereğince davalı şirket çalışanına ödeme yaptığı, eldeki dava ile ödemenin rücuen tahsilini talep ettiği görülmüştür.
Davanın sözleşmeden kaynaklanması ve TBK’nun 73/1 maddesi ile ödeme ve dava tarihi gözetildiğinde zamanaşımı savunmasının yerinde olmadığı, yine tarafların tacir olduğu ve sözleşmede yetkili mahkemelerin belirlenmesi karşısında HMK’nun 17 maddesi uyarınca yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Davacı idare ile davalılar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi mevcut olup, davacı asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak İş Kanunu’nun 2/6 maddesinde belirtildiği şekilde, alt işverenle birlikte müteselsilen sorumlu olacağı, ancak bu sorumluluğun dış ilişki itibariyle (dava dışı işçiye karşı) müseselsilen sorumluk niteliğinde olduğu, asıl ve alt işveren arasındaki ilişkide ise iş hukukunun değil, Borçlar Kanunu ve sözleşme hukukunun esas alınacağı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 167. (Mülga Borçlar Kanunu’nun 146.) maddesinde düzenlenen, “Aksi karalaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, borçlulardan her biri, alacaklıya yapılan ifadan, birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludurlar. Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır,” şeklindeki hükümde de, müteselsil borçlulardan her birinin alacaklıya yapılan ifadan birbirlerine karşı genel olarak eşit paylarla sorumlu oldukları ve ancak bunun aksinin kararlaştırılabileceğinin açıkça belirtildiği, tarafların serbest iradeleri ile düzenlemiş oldukları sözleşme hükümleri kendilerini bağlayacağından, dış ilişkide kanundan doğan teselsül gereğince borcu ödemiş olan müteselsil borçlunun, ödediği miktarın iç ilişkide borcun nihai yükümlüsü olan borçludan rücuen tahsilini talep edebileceği anlaşılmıştır.
Taraflar arasında imzalanan sözleşme ve eklerinin incelenmesinde, bir kısım sözleşmenin 31.6 maddesi ile teknik şartnamenin 2.12. maddesinde davacı arasında imzalanan sözleşme ve şartnamelerde işçilik alacaklarından yüklenicinin sorumlu olacağına dair açık hüküm bulunduğu, bu sözleşmeler gereği hükme esas alınan raporda bilirkişi tarafından hesaplanan rücuen ödemenin tamamından davalıların sorumlu oldukları değerlendirilmiştir.
Yukarıda açıklandığı üzere hükme esas alınan hesap uzmanı bilirkişi tarafından düzenlenen rapor uyarınca dava dışı işçinin davalılar nezdinde çalıştığı dönem itibari ile taraflar arasındaki sözleşme ve şartnameler uyarınca hesaplanan bedel üzerinden davanın kabulüne karar vermek gerekmiş, davalılar daha önce temerrüde düşürülmediklerinden dava tarihi itibari ile (Ankara BAM 4. HD 2019/132 esas 2021/334 karar sayılı ilamı) davalılardan avans faizi ile tahsiline karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
DAVANIN KABULÜ İLE,
237,27 TL rücuen alacağın davalı … şirketinden, 1.986,41 TL’nin davalı … şahıs şirketinden, 4.099,73 TL’nin davalı Marder şirketinden, 733,87 TL’nin davalı Dağoğlu şirketinden dava tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte tahsili ile davacıya verilmesine,
Alınması gerekli olan 482,08 TL harçtan peşin alınan 120,53 TL harcın mahsubu ile bakiye 361,55 TL harcın 12,16 TL’sinin davalı … şirketinden, 101,77 TL’sinin davalı … şirketinden, 210,03 TL’sinin davalı Marder şirketinden, 37,60 TL’sinin davalı Dağoğlu şirketinden tahsil edilerek hazineye irat kaydına,
1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 44,38 TL’sinin davalı … şirketinden, 371,54 TL’sinin davalı … şirketinden, 766,82 TL’sinin davalı Marder şirketinden, 137,26 TL’sinin davalı Dağoğlu şirketinden tahsil edilerek hazineye irat kaydına,
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Ücret Tarifesine göre hesap edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinden 171,47 TL’sinin davalı … şirketinden, 1.435,50 TL’sinin davalı … şirketinden, 2.962,71 TL’sinin davalı Marder şirketinden, 530,34 TL’sinin davalı Dağoğlu şirketinden tahsil edilerek davacıya verilmesine,
Davacı tarafça yargılama aşamasında yapılan ve UYAP sisteminde kayıtlı toplam 870,10 TL ile 120,53 TL peşin harcın 33,31 TL’sinin davalı … şirketinden, 278,83 TL’sinin davalı … şirketinden, 575,48 TL’sinin davalı Marder şirketinden, 103,01 TL’sinin davalı Dağoğlu şirketinden tahsil edilerek davacıya verilmesine,
Gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.26/04/2022