Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/485 E. 2022/492 K. 14.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA …ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/485 Esas – 2022/492
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
…ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/485 Esas
KARAR NO : 2022/492

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/10/2020
KARAR TARİHİ : 14/06/2022
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 15/06/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan davanın yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; hizmet alım işini ihale yasalarının ilgili maddeleri gereğince davalı şirketlerin üstlendiğini, davalı şirketler bünyesinde çalışan işçilerden …’ın işçilik alacaklarının tahsili için … …İş Mahkemesi’nin …. karar sayılı ilamı ile lehine karar verildiğini ve … İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyası ile 30.683,28 TL ödendiğini, …’ın işçilik alacaklarının tahsili için … 4. İş Mahkemesi’nin …. karar sayılı ilamı ile lehine karar verildiğini ve … İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyası ile 32.925,35 TL ödendiğini, dava dışı … şirketi tarafından arabuluculuk aşamasında 4.000,00 TL ödeme yapıldığından bakiye kısım olan toplam 59.608,68 TL’den ihale evrakı ve sözleşmeler gereğince davalı şirketlerin çalıştırdıkları dönemlere ilişkin işçi alacaklarından sorumlu oldukları iddiası ile kurum alacağının ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı şirketlerden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Atiker şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, alacağın zamanaşımına uğradığını, husumetleri bulunmadığını, sorumluluğun asıl işveren konumunda olan davacıda olduğunu savunarak açılan davanın reddini talep etmiştir.
Diğer davalı şirketlere dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olmasına rağmen davaya karşı herhangi bir cevap dilekçesi sunulmadığı gibi duruşmalara da katılmadıkları görülmüştür.
DELİLLER:
Tarafların bildirdikleri deliller toplanmış, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmeleri ve şartnameler, dava dışı işçiye ait SGK kayıtları, … …İş Mahkemesi’nin 2016/535 esas 2018/352 karar sayılı dosyası, … İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyası, … 4. İş Mahkemesi’nin 2017/508 esas 2018/588 karar sayılı dosyası, … İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyası ve işçiye yapılan ödemelere ilişkin evrak dosya arasına konulmuştur.
Hesap uzmanı bilirkişi tarafından verilen 03/01/2022 tarihli raporda; dava dışı işçinin davalılar nezdide alıştığı dönemlerle sınırlı olmak kaydı ile tespit edilen ödemelere ilişkin hesaplama yapılmış, davacı vekilinin ödemelere ilişkin evrak sunması üzerine bilirkişiden alınan 09/03/2022 tarihli raporda, 3.646,36 TL rücuen tazminatın davalı … şirketinden, 18.231,82 TL’nin davalı … şirketinden, 14.585,46 TL’nin davalılar … ve … şirketinden, 1.823,18 TL’nin davalılar … ve … şirketinden, 1.215,45 TL’nin davalılar … ve … şirketinden, 12.215,45 TL’nin davalılar … ve … şirketlerinden, 7.320,12 TL’nin davalılar … ve … şirketlerinden talep edilebileceği belirtilmiştir. Ek rapor oluşa ve dosya içeriğine uygun olup hükme esas alınmıştır.
DEĞERLENDİRME:
Dava; işçilik alacaklarının rucuen tahsili istemine ilişkindir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı kurum ile davalı şirketler arasında hizmet alım sözleşmelerinin imzalandığı, sözleşme gereğince davalı şirketlerin belirlenen süre içerisinde işe başlayıp işçi çalıştırdıkları, dava dışı işçinin işçilik alacaklarının tahsilini talep ettiği, davacı kurumun da davalı şirketlerle yapmış olduğu sözleşme gereğince davalı şirket çalışanına ödeme yaptığı, eldeki dava ile ödemenin rücuen tahsilini talep ettiği görülmüştür.
Davacı idare ile davalılar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi mevcut olup, davacı asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak İş Kanunu’nun 2/6 maddesinde belirtildiği şekilde, alt işverenle birlikte müteselsilen sorumlu olacağı, ancak bu sorumluluğun dış ilişki itibariyle (dava dışı işçiye karşı) müseselsilen sorumluk niteliğinde olduğu, asıl ve alt işveren arasındaki ilişkide ise iş hukukunun değil, Borçlar Kanunu ve sözleşme hukukunun esas alınacağı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 167. (Mülga Borçlar Kanunu’nun 146.) maddesinde düzenlenen, “Aksi karalaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, borçlulardan her biri, alacaklıya yapılan ifadan, birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludurlar. Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır,” şeklindeki hükümde de, müteselsil borçlulardan her birinin alacaklıya yapılan ifadan birbirlerine karşı genel olarak eşit paylarla sorumlu oldukları ve ancak bunun aksinin kararlaştırılabileceğinin açıkça belirtildiği, tarafların serbest iradeleri ile düzenlemiş oldukları sözleşme hükümleri kendilerini bağlayacağından, dış ilişkide kanundan doğan teselsül gereğince borcu ödemiş olan müteselsil borçlunun, ödediği miktarın iç ilişkide borcun nihai yükümlüsü olan borçludan rücuen tahsilini talep edebileceği anlaşılmıştır.
Taraflar arasında imzalanan sözleşme ve eklerinin incelenmesinde, davalılar ile davacı arasında imzalanan sözleşme ve şartnamelerde işçilik alacaklarından yüklenicinin sorumlu olacağına dair açık hüküm bulunduğu, bu sözleşmeler gereği hükme esas alınan raporda bilirkişi tarafından hesaplanan rücuen ödemenin tamamından davalıların sorumlu oldukları değerlendirilmiştir. Bilirkişi raporunda hesaplanan bedel ile talep edilen bedelin farklı olmasının arabuluculuk aşamasında anlaşma sağlanan dava dışı … şirketinin sorumlu olduğu miktar 4.240,65 TL olarak belirlenmiş iken 4.000,00 TL ödeme yapıldığı, artan kısmın davalıların sorumluluğunda kabul edilmesi mümkün olmadığından davanın kısmen kabulü gerektiği değerlendirilmiştir.
Yukarıda açıklandığı üzere hükme esas alınan hesap uzmanı bilirkişi tarafından düzenlenen rapor uyarınca dava dışı işçinin davalılar nezdinde çalıştığı dönem itibari ile taraflar arasındaki sözleşme ve şartnameler uyarınca hesaplanan bedel üzerinden davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş, davalılar iş dosyalarında ihbar olunan sıfatı ile yapılan ödemelerden haberdar olduğundan ödeme tarihinden itibaren işleyecek (Ankara BAM 4. HD 2019/132 esas 2021/334 karar sayılı ilamı) avans faizi ile tahsiline karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE,
3.646,36 TL rücuen tazminatın davalı … şirketinden, 18.231,82 TL’nin davalı … şirketinden, 14.585,46 TL’nin davalılar … ve … şirketinden (bu davalıların sorumlu oldukları bu miktar bakımından müştereken ve müteselsilen sorumlu olmalarına), 1.823,18 TL’nin davalılar … ve … şirketinden (bu davalıların sorumlu oldukları bu miktar bakımından müştereken ve müteselsilen sorumlu olmalarına), 1.215,45 TL’nin davalılar … ve … şirketinden (bu davalıların sorumlu oldukları bu miktar bakımından müştereken ve müteselsilen sorumlu olmalarına), 12.215,45 TL’nin davalılar … ve … şirketlerinden (bu davalıların sorumlu oldukları bu miktar bakımından müştereken ve müteselsilen sorumlu olmalarına), 7.320,12 TL’nin davalılar … ve … şirketlerinden (bu davalıların sorumlu oldukları bu miktar bakımından müştereken ve müteselsilen sorumlu olmalarına) tahsili ile davacıya verilmesine, alacağın 31.500,00 TL’lik kısmına 30/05/2019 tarihinden, 1.425,35 TL’lik kısmına 14/06/2019 tarihinden, 28.000,00 TL’lik kısmına 30/12/2019 tarihinden, bakiye kısma 18/02/2020 tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine,
Alınması gerekli olan 4.055,43 TL harçtan peşin alınan 1.017,97 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.037,46 TL harcın 186,56 TL’sinin davalı … şirketinden, 932,80 TL’sinin davalı … şirketinden, 746,24 TL’sinin davalılar … ve … şirketinden, 93,30 TL’sinin davalılar … ve … şirketinden, 62,20 TL’sinin davalılar … ve … şirketinden, 624,98 TL’sinin davalılar … ve … şirketlerinden, 374,52 TL’sinin davalılar … ve … şirketlerinden tahsil edilerek hazineye irat kaydına,
1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin kabul red oranına göre hesaplanan 1.307,36 TL’nin 80,75 TL’sinin davalı … şirketinden, 403,73 TL’sinin davalı … şirketinden, 322,99 TL’sinin davalılar … ve … şirketinden, 40,37 TL’sinin davalılar … ve … şirketinden, 26,92 TL’sinin davalılar … ve … şirketinden, 270,50 TL’sinin davalılar … ve … şirketlerinden, 826,43 TL’sinin davalılar … ve … şirketlerinden, bakiye kısmın davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Ücret Tarifesine göre hesap edilen 8.517,84 TL vekalet ücretinden 523,16 TL’sinin davalı … şirketinden, 2.615,82 TL’sinin davalı … şirketinden, 2.092,65 TL’sinin davalılar … ve … şirketinden, 261,58 TL’sinin davalılar … ve … şirketinden, 174,39 TL’sinin davalılar … ve … şirketinden, 1.752,62 TL’sinin davalılar … ve … şirketlerinden, 1.050,26 TL’sinin davalılar … ve … şirketlerinden tahsil edilerek davacıya verilmesine,
Davalı … şirketi kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan reddedilen miktar ve işçinin davalı nezdinde çalıştığı dönem üzerinden AAÜT uyarınca hesaplanan 57,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davalı … şirketi kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan reddedilen miktar ve işçinin davalı nezdinde çalıştığı dönem üzerinden AAÜT uyarınca hesaplanan 14,25 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davalı … şirketi yönünden reddedilen kısma ilişkin işçinin çalışması bulunmadığından, vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Davacı tarafça yargılama aşamasında yapılan ve UYAP sisteminde kayıtlı toplam 1.828,40 TL’den kabul red oranına göre hesaplanan 1.821,02 TL ile 1.017,97 TL peşin harcın 174,37 TL’sinin davalı … şirketinden, 871,95 TL’sinin davalı … şirketinden, 697,48 TL’sinin davalılar … ve … şirketinden, 87,20 TL’sinin davalılar … ve … şirketinden, 58,10 TL’sinin davalılar … ve … şirketinden, 584,15 TL’sinin davalılar … ve … şirketlerinden, 350,05 TL’sinin davalılar … ve … şirketlerinden tahsil edilerek davacıya verilmesine, fazla yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı yanın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/06/2022