Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/471 E. 2021/568 K. 13.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/471 Esas – 2021/568
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/471 Esas
KARAR NO : 2021/568

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 25/12/2018
KARAR TARİHİ : 13/07/2021
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 29/07/2021
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete ait aracın davalı sigorta şirketine kasko sigortası ile sigortalı olduğunu, aracın 12/09/2018 tarihinde meydana gelen kaza sonucunda hasara uğradığını, kazanın meydana geldiği tarihten bu yana aracın tamiri ile ilgili müvekkili şirketin davacı firmaya yaptığı tüm girişimlerin sonuçsuz kaldığını, davalı sigorta şirketince aracın onarımının gerçekleştirilmediğini, bu nedenle 14/11/2018 tarihinde Ankara …. Noterliği aracılığıyla ihtarname gönderildiğini, yasal süre içerisinde ödeme yapılmadığından davalı sigorta şirketinin temerrüde düştüğünü, ithalatçı firmanın maddi hasara uğrayan araca ilişkin ekspertiz sonucu olarak KDV hariç 327.539,80 TL olarak tespit edildiğini iddia ederek şimdilik hasar bedelinin 200.000,00 TL’sinin olayın meydana geldiği tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 16/07/2019 tarihli ıslah dilekçesinde özetle, taleplerinin 255.821,05 TL olarak artırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, şüpheli hasar söz konusu olduğundan davacının başvurusunun haklı olarak reddedildiğini, davaya konu edilen hasarla ilgili müvekkili şirketin davacıya karşı hiçbir sorumluluğunun bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkili sigorta şirketinin aleyhine hüküm kurulması durumunda müvekkili şirketin ancak dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizden sorumlu tutulabileceğini, müvekkili sigorta şirketinin temerrüde düşmediğini, yasal faize hükmedilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi zarar nedeniyle kasko sigortacısından poliçe kapsamında zararın tazmini talebidir.
Mahkememizin görevsizliğine ilişkin verilen karar üzerine dosyaya bakan Ankara …. Tüketici Mahkemesi …. karar sayılı görevsizlik kararı vermiş, bunun üzerine yargı yolu belirlenmesi için Ankara BAM 13. HD … karar sayılı ilamı ile Mahkememiz davaya bakmaya görevli olarak kabul edilmiştir.
Davalı nezdinde düzenlenen kasko sigorta poliçesi ve hasar dosyası, aracın Tramer kayıtları dosya arasına alınmıştır.
Kusur oranının ve zararın tespiti için rapor tanzimi talep edilmiş, trafik kazasından anlar makine mühendisi bilirkişi 11/04/2021 tarihli raporunda; kazanın oluşumunda davacının tam kusurlu olduğunu ve araçtaki hasar bedelinin 386.496,93 TL olduğunu, hasarın oluşa ve rayice uygun olduğunu bildirmiştir. Raporun gerekçeli ve denetime uygun olduğu değerlendirilerek hükme esas alınmıştır.
Toplanan delillere göre davacının karıştığı trafik kazasında aracının hasarlandığı, hasar bedelinin ödenmesi için davalı kasko sigortacısına başvuruda bulunduğu, davalının şüpheli hasar olduğundan bahisle ödeme yapmadığı, ancak rizikonun ihbar edilenden farklı bir şekilde gerçekleştiği ve teminat dışı olduğuna ilişkin ispat yükünün davalı sigorta üzerinde bulunduğu, davalı tarafça bu yönde sunulan araştırma raporunda somut deliller bulunmayıp kişisel kanaatlerin bulunduğu, bu nedenle iddianın ispatına elverişli olmadığı değerlendirilmiştir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda tarafların kusurlu hareketlerinin ve kusur oranlarının belirlendiği, mahkememizce de belirlenen kusur oranlarının oluşa uygun olduğunun değerlendirildiği, davacının aracında meydana gelen hasar, aracın rayiç değeri de gözetilerek hükme esas alınan bilirkişi heyeti raporunda davacının aracında meydana gelen zararın ve bu zararın oluşa ve rayice uygun olduğunun belirlendiği, davacının ıslah dilekçesi doğrultusunda kasko poliçesi kapsamında poliçe limitlerinde zarardan sorumlu olduğu ve davacının davasının sübut bulduğu anlaşılmakla davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
DAVANIN KABULÜ İLE,
255.821,05 TL’nin 27/11/2018 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Alınması gereken 17.475,13 TL karar ve ilam harcından davacı tarafça yatırılan 3.415,50 TL’nin mahsubu ile bakiye 14.059,63 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irat KAYDINA,
Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 26.357,47 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Davacı tarafça iş bu yargılama neticesinde yapılan UYAP sisteminde kayıtlı toplam 839,00 TL yargılama gideri ile davacı tarafça yatırılan 3.415,50 TL harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/07/2021