Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/445 E. 2021/700 K. 05.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/445 Esas
KARAR NO : 2021/700

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 12/11/2015
KARAR TARİHİ : 05/10/2021
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 02/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin personel ve öğrenci taşımacılığı yaptığını, davalı şirketten alacağını alamayınca İstanbul …İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyası ile icra takibi yaptığını, ancak davalının haksız ve kötü niyetli takibe itiraz ederek durmasına sebebiyet verdiğini, davalı tarafından faturaların … A.Ş.’ne kesilmesi talep edildiği için bu şirket adına fatura kesildiğini iddia ederek davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; icra dairesinin de mahkemenin de yetkisiz olduğunu, davalı şirketin davacı ile ticari ilişkisi olmadığını ve herhangi bir borcu da bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, hizmet ilişkisinden doğan fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi …karar sayılı ilamı ile davalının Mahkemenin yetkisine olan itirazının kabulü ile Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine yetkisizlik kararı verilmiş, verilen karar Yargıtayca onanarak dosya Mahkememiz esasına kaydedilmiş, Mahkememizce 26/12/2017 tarihli karar ile yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir takip bulunmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın temyizi üzerine Yargıtay 11. HD … karar sayılı ilamı ile, takibin birden fazla kişi aleyhine başlatıldığını, HMK’nun 7/1 maddesi uyarınca birden fazla davalı aleyhine birlikte dava açılabileceğini, davalılardan sırf birini kendi yerleşim yerindeki bir mahkemeden başka bir mahkemeye getirmek amacıyla ispatlanması halinde yetkisizlik kararı verileceği hükmüne haiz olduğunu, somut olayda ise davalının yerleşim yerinin Ankara, diğer borçlunun yerleşim yerinin İstanbul olması karşısında İİK’nun 50 maddesi yollamasıyla HMK’nun 7 maddesi uyarınca dava konusu icra takibinin yetkili icra dairesinde ikame edildiğinin kabulü gerekeceğinden bahisle kararın bozulmasına karar verilmiş, dosya mahkememiz esasına kaydedilmiş, Mahkememizce bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiştir.
Tarafların bildirdikleri deliller toplanmış, İstanbul … İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyası, davacı ile dava dışı … şirketine ait BA-BS formları, davalı ile dava dışı şirket arasındaki sözleşme dosya arasına alınmıştır.
Bozmadan önce davalı defterleri üzerinde Mahkememizce yaptırılan inceleme neticesinde SMMM bilirkişi 06/10/2017 tarihli raporunda özetle, davalı defterlerinin usulüne uygun olup sahibi lehine delil teşkil ettiğini, davalı defterlerinde davacı ile ilgili herhangi bir işleme rastlanmadığını, dava dışı şirket ile davalı arasında davacının yapmış olduğu hizmete ilişkin bir ödeme ya da alacak kalemine rastlanmadığını bildirmiştir. Rapor oluşa ve hüküm kurmaya uygun bulunarak hükme esas alınmıştır.
Davacı ile dava dışı … şirketine ait defterlerin incelenmesi için dosya talimat mahkemesi aracılığı ile SMMM bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi 03/08/2021 havale tarihli raporunda özetle, davacı ve dava dışı … şirketinin defterlerinin usulüne uygun olup sahibi lehine delil teşkil ettiğini, davacı kayıtlarında dava dışı … şirketi aleyhine 13 adet fatura karşılığı 115.911,45 TL alacaklı olduğunu, işletme defterinin gelir kısmına kaydedildiğinden cari hesap alacağının tespitinin mümkün olmadığını, davacı alacağının tevsik edici belgelerle hesaplandığını, dava dışı şirket kayıtlarında 13 faturanın kayıtlı olduğunu, ödemelerin mahsubu neticesinde davacının 28.316,60 TL bakiye alacağının bulunduğunu bildirmiştir. Rapor, aşağıda açıklanacağı üzere ödemelere ilişkin kısmı hariç oluşa ve hüküm kurmaya uygun bulunarak hükme esas alınmıştır.
Davalı her ne kadar davacı ile aralarında ticari ilişki bulunmadığını savunmuş ise de, davalı iş sahibi ile dava dışı yüklenici ile yapılan sözleşme kapsamında yürütülen hizmetin ifası nedeni ile uyuşmazlığın doğduğu konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmede yüklenicinin sorumlulukları ile ilgili davalarda iş sahibi davalının muhatap olması karşısında rücuya ve hakediş kesintilerine ilişkin hükümlere yer verildiği, böylelikle davalının borca muhatap olduğunda husumet savunmasında bulunamayacağı değerlendirilmiştir.
Taraf defterleri incelenmiş, dava konusu faturaların davacı ile dava dışı yüklenicinin defterlerinde kayıtlı olduğu, defterlerin birbirini doğrulaması karşısında fatura içeriklerinin doğru olduğu ve hizmetin verildiği değerlendirilmiştir. Davalı ile birlikte aleyhine takip başlatılan dava dışı yüklenici şirket yönünden de takip itiraz edilmeksizin kesinleşmiştir. Her ne kadar dava dışı şirket kayıtlarında bir takım ödemeler mevcut ve bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada bu ödemeler cari hesaptan düşülmüş ise de, defter kayıtlarında ödeme olması tek başına ödemenin ispatı mahiyetinde olmayacağından, ödeme ile ilgili ispat yükü davalıda olduğundan ve hesap dökümünde banka ve çek aracılığı ile yapılan ödemeler dışındaki makbuz vs için tevsik edici belgeler ve ispata elverişli başkaca delil sunulmadığından ödemeler yönünden rapora itibar edilmemiştir.
Toplanan delillere göre, davacı ile dava dışı yüklenici arasındaki hizmet işinin ifası neticesinde düzenlenen faturalar gereği hizmetin verildiği, bir kısım ödeme yapıldıktan sonra bakiye ödemenin yapılmaması üzerine davalı iş sahibi ile dava dışı yüklenici aleyhine icra takibi başlatıldığı, dava dışı yüklenici yönünden takibin kesinleştiği, davalının itiraz ettiği, yukarıda açıklandığı üzere itirazın asıl alacak yönünden yerinde olmadığı, ancak davalı daha önce temerrüde düşürülmediğinden işlemiş faize itirazının yerinde olduğu, takibin bu hali ile devamı gerektiği ve alacak yargılamayı gerektirdiğinden likit olmadığı değerlendirilerek kanaatine varılarak davanın kısmen kabulü yönünde aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Her ne kadar kısa kararda istinaf yasa yolunun açık olduğu yazılmış ise de, gerekçeli kararın yazımı aşamasında fark edilen hata, yasadan kaynaklandığından çelişkiye neden olmayacağından, gerekçeli kararda düzeltilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
Davanın kısmen kabulü ile,
İstanbul …. İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyasında davalının itirazının kısmen iptali ile takibin 51.316,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, işlemiş faize ilişkin talebin reddine,
Alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine,
Alınması gereken 3.505,40 TL harçtan peşin alınan 683,27 TL’nin mahsubu ile bakiye 2.822,13 TL harcın davalıdan alınıp hazineye gelir kaydına,
Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olunan 7.471,08 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olunan 4.080,00 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan ve UYAP sisteminde kayıtlı toplam 2.130,96 TL yargılama giderinin kabul oranına göre hesaplanan 1.933,07 TL yargılama gideri ile davacı tarafça peşin olarak yatırılan 683,27 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafça yapılan ve UYAP sisteminde kayıtlı toplam 150,00 TL yargılama giderinin kabul oranına göre hesaplanan 13,93 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, fazlaya ilişkin yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
Karar kesinleştiğinde icra dosyasının iadesine,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair; davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesi’ne temyiz kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.05/10/2021

Katip … Hakim …
¸[e-imza] ¸[e-imza]