Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/442 E. 2021/100 K. 15.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/442
KARAR NO : 2021/100

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/09/2020
KARAR TARİHİ : 15/02/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirket ile davalı arasında 13/05/2019 tarihinde imzalanan taşeronluk sözleşmesi ile müvekkilin işveren olduğu ve davalıya taşere ettiği … … Konutları inşaatında müvekkilin üstlendiği havalandırma işlerinde davalı tarafından kanal, kanal izolasyonu, kanal boya menfez montajı, cihaz montajı ve bu işler ile ilgili montaj Malzemeleri, tuğla kırım işleri ve tüm işçilikleri davalı tarafından karşılanmak üzere karşılıklı anlaştıklarını, taşeronluk sözleşmesinde belirtilen işlerin yapılması karşılığında davalı şirkete toplam 470.000,00TL tutarında çek müvekkili şirket tarafından teslim edildiğini, müvekkili şirket tarafından davalıya verilen çeklerin keşidecisi … İklimlendirme Ev Teknolojileri Yapı Mühendislik Mimarlık İnşaat Emlak Nakliyat Üretim San Ve Ticaret Ltd. Şti’ ni müvekkil şirket 24/04/2020 tarihinde devralmış ve şirketler müvekkil şirket bünyesinde birleştirildiğini, davalı şirket taşeron sözleşmesinde belirlen hiçbir yükümlülüğünü yerine getirmediğini, bu nedenle müvekkili firma işin tamamlanmaması nedeniyle zor durumda kaldığını, ticari yönden itibar kaybettiğini, davalı taraf sözleşmede belirtilen işlerin yapılması için kendisine verilen … … … Şubesi’ne ait E1 -3027403 Seri numaralı 31.01.2020 tarihli 109.000,00TL bedelli çeke ilişkin … Ceza Mahkemesi … E. Sayılı dosyasından çek şikayeti, … Müdürlüğü … E. Sayılı dosyadan icra takibi, … … … Şubesi’ne ait E1 -3264777 Seri numaralı 28.02.2020 tarihli 90.000,00TL bedelli çeke ilişkin … Ceza Mahkemesi … E. Sayılı dosyasından çek şikayeti, … Müdürlüğü … E. Sayılı dosyadan icra takibi, … … … Şubesi’ne ait E1 -3150914 Seri numaralı 30.11.2019 tarihli 80.000,00TL bedelli çeke ilişkin … Ceza Mahkemesi … E. Sayılı dosyasından çek şikayeti, … Müdürlüğü … E. Sayılı dosyadan icra takibi, … … … Şubesi’ne ait E1 -3264778 Seri numaralı 31.03.2020 tarihli 191.000,00TL bedelli çeke ilişkin … Ceza Mahkemesi … E. Sayılı dosyasından çek şikayeti, başlattığını davalının sözleşme yükümlülüklerini yerine getirmeden çeklerin tahsili için icra takibi başlatması ve çek şikayetinde bulunması hukuka aykırı olduğunu, dava konusu haksız durum sebebiyle, müvekkilinin telafisi imkansız maddi ve manevi zararlara uğrayacağı oldukça açık olduğunu, davaya konu çeklerin ödenmesini engeller mahiyette, mevcut ve muhtemel icra takipleri ile çek şikayetleri neticesinde müvekkilin uğrayacağı muhtemel zararların engellenmesi için İhtiyat-i Tedbir Kararı verilmesini ve müvekkili şirketin borçlu olmadığının tespitini talep etmek zorunluluğu doğduğunu, tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla davanın Kabulüne, … … … Şubesi’ne ait E1-3027403 Seri numaralı 31.01.2020 tarihli 109.000,00 TL bedelli çek üzerinden başlatılan … Müdürlüğünün … E. Sayılı icra dosyasından, … … … Şubesi’ne ait E1 -3264777 Seri numaralı 28.02.2020 tarihli 90.000,00 TL bedelli çekten başlatılan Ankara 8.İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı icra dosyasından, … … … Şubesi’ne ait E1-3150914 Seri numaralı 30.11.2019 tarihli 80.000,00 TL bedelli çekten başlatılan … Müdürlüğü … E. Sayılı icra dosyasından, -… … … Şubesi’ne ait E1-3264778 Seri numaralı 31.03.2020 tarihli 191.000,00TL bedelli çekten borçlu olmadığının tespitine; davalı aleyhine %20 ‘tan aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı şirket üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı taraf, dava dilekçesinde, taraflar arasında 13.05.2019 tarihli taşeronluk sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşmeye göre davacının işveren olduğu ve müvekkili şirkete taşere ettiği … … Konutları inşaatında davacının üstlendiği havalandırma işlerinde müvekkili şirket tarafından kanal, kanal izolasyonu, kanal boya menfez montajı, cihaz montajı ve bu işler ile ilgili montaj malzemeleri, tuğla kırım işleri ve tüm işçilikleri müvekkil şirket tarafından karşılanmasını kararlaştırıldığını, söz konusu sözleşme kapsamında müvekkil şirkete toplam 470.000TL bedelli çeklerin teslim edildiği; müvekkili şirketin sözleşme kapsamında yüklenmiş olduğu hiçbir edimini yerine getirmediği; müvekkili şirketin sözleşmede belirtilen işlerin yapılması için kendisine verilen … … … Şubesi’ne ait E1 -3027403 Seri numaralı 31.01.2020 tarihli 109.000,00TL bedelli çeke ilişkin … Ceza Mahkemesi … E. Sayılı dosyasından çek şikayeti, … Müdürlüğü … E. Sayılı dosyadan icra takibi, … … … Şubesi’ne ait E1 -3264777 Seri numaralı 28.02.2020 tarihli 90.000,00TL bedelli çeke ilişkin … Ceza Mahkemesi … E. Sayılı dosyasından çek şikayeti, … Müdürlüğü … E. Sayılı dosyadan icra takibi, … … … Şubesi’ne ait E1 -3150914 Seri numaralı 30.11.2019 tarihli 80.000,00TL bedelli çeke ilişkin … Ceza Mahkemesi … E. Sayılı dosyasından çek şikayeti, … Müdürlüğü … E. Sayılı dosyadan icra takibi, … … … Şubesi’ne ait E1 -3264778 Seri numaralı 31.03.2020 tarihli 191.000,00TL bedelli çeke ilişkin … Ceza Mahkemesi … E. Sayılı dosyasından çek şikayeti, başlatmış olduğunu oysa ki müvekkili şirketin sözleşme yükümlülüklerini yerine getirmeden çeklerin tahsili için icra takibi başlatması ve çek şikayetinde bulunması hukuka aykırı olduğundan bahisle söz konusu çekler için ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve müvekkili şirkete borçlu olunmadığının tespiti talep edildiğini, Öncelikle davacı tarafça her ne kadar taraflar arasındaki ticari ilişkinin 13.05.2019 tarihli taşeronluk sözleşmesinden kaynaklandığı ve davaya konu çeklerin bu sözleşmeye istinaden verildiği iddia edilmişse de bu iddia gerçek dışı olduğunu, Zira, taraflar arasında akdedilen 13.05.2019 tarihli taşeronluk sözleşmesi dışında taraflar arasında yapılan birçok iş daha bulunduğunu, davacı tarafça ise davaya konu edilen çekler sadece 13.05.2019 tarihli sözleşme için verilmiş gibi beyanda bulunulduğunu, Diğer yandan, davacı tarafça müvekkili şirketin 13.05.2019 tarihli sözleşme kapsamında üstlenmiş olduğu işlerin hiçbirini yerine getirmediği hususu iddia edilmişse de bu iddianın taraflarınca kabulü mümkün olmadığı gibi iddia edilen durum ticari hayatın hayatın olağan akışına da aykırı olduğunu, Zira, davacı tarafça sözleşmenin devamı sürecinde ve sonrasında müvekkili şirkete işin eksik ve yahut hiç yapılmadığı yönünde yazılı bir uyarı yapılmadığını, nihayetinde basiretli bir tacir olan davacı tarafın hiçbir edimini yerine getirmeyen müvekkili şirkete şayet iddia edildiği gibi bir durum yaşanmış olsaydı yazılı uyarılarda bulunması gerektiği gibi eksik ve yahut ayıplı işlerin tespitini yaptırması taraflar arasındaki sözleşmeyi feshetmesi gerektiğini, ayrıca davacı tarafça sözleşmeye konu iş, müvekkili şirket tarafından yapılmadıysa bu işlerin kim tarafından ne şekilde yapıldığını da somut delillerle ispatlaması gerektiğini, Bu nedenlerle davacı tarafın iddiaları soyut ve gerçeklikte tamamen yoksun olduğunu, taraflar arasında akdedilen 13.05.2019 tarihli taşeronluk sözleşmesinin ‘İşin Açıklaması ve Bedeli’ başlıklı 5. maddesinde; ‘Uygulama sonrasında m2 hesabı daha sonra yapılıp cari hesap netleştirilecektir ve asıl hesap çıkacaktır. Cihazlar çalıştıktan sonra kesin kabul yapılıp kalan kısmı çek ile ödenecektir. Peşinat çeki 90-120 gün. 100.000TL – 90.000TL toplamda 190.000TL çek verilmiştir.’ hükmüne; ‘Malzeme ve İşçilik Birim Fiyat’ başlıklı maddede ise yapılacak işlere ilişkin birim fiyatlar çıkarıldığını, Söz konusu sözleşme hükümlerinden de anlaşılacağı üzere, sözleşme kapsamında müvekkili şirketin üstlendiği işlere ilişkin olarak çıkarılan birim m2 fiyatları doğrultusunda öncelikle peşinat çeki verilmiş akabinde iş tamamlanıp bittikten sonra kesin kabul yapılmış ve müvekkili şirket tarafından yapılan işler sözleşmede belirlenen birim m2 fiyatlar üzerinden ücretlendirilmiş ve bakiye kısma ilişkin ödeme çek olarak verildiğini, davacı tarafça sanki sözleşme anında davaya konu bütün çekler aynı anda verilmiş gibi izah edildiğini, oysa ki davacı tarafın iddia ettiği durumun sözleşme hükümlerine dahi aykırı ve abes beyanlar olduğu açık olduğunu, bu şekilde gelişen somut olayda müvekkili şirkete davacı tarafça verilen çek bedelleri ödenmeyip taraflarınca icra takibine başlandıktan sonra davacı tarafça suiniyetli bir şekilde huzurdaki dava açıldığını, tüm bu nedenlerle neticeten haksız ve hukuki dayanaktan yoksun huzurdaki davanın reddine, davacı taraf aleyhine asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEMENİN GEREKÇESİ: Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Taraflar arasında 13.05.2019 tarihli eser sözleşmesinin imzalandığı ve ticari bir ilişkinin bulunduğu konusunda anlaşmazlık yoktur. Taraflar arasında anlaşmazlık konularının eser sözleşmesinde belirtilen edimlerini davalı tarafından tam ve eksiz olarak yerine getirip getirilmediği, sözleşme harici işlerin yapılıp yağılmadığı hususundadır.
Davalı yan ilk itirazlardan olan yetki itirazında bulunmakla esasa girmeden önce yetki itirazının değerlendirilmesi gerekmiştir.
HMK 117 mdsi gereği; ilk itirazların cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerektiği, davalı şirkete dava dilekçesinin 16/08/2020 tarihinde tebliğ edildiği, 31/08/2020 tarihi itibari ile cevap dilekçesi ile yetki itirazının ileri sürüldüğü, süresinde olduğu anlaşılmıştır.
HMK 6. Maddesinde genel yetkili mahkeme düzenlenmiş olup, davanın açıldığı tarihteki davalının yerleşim yeri mahkemesidir. HMK’nun ‘Yetki Sözleşmesi’ kenar başlıklı 17. Maddesi; “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” hükmünü havidir
Tarafların kabulünde olan, taraflar arasında akdedilen 13.05.2019 tarihli sözleşmenin ‘ihtilaflar’ başlıklı 7. Maddesinde, “İhtilafların vukunda yetkili … mahkemeleridir.” hükmü yer almaktadır.
Taraflar tacirdir, yetki sözleşmesi başlıklı HMK 17.mdsi düzenlemesine göre kesin yetki bulunmayan hallerde tarafların her ikisinin de tacir olması durumunda sözleşmeye eklenecek bir yetki şartı ile bir veya birden fazla mahkemenin yetkili kılınabileceği belirlenmiştir.
Somut olayda; taraflar arasındaki hukuki ilişki eser sözleşmesi olup kesin yetki bulunmayan bir hukuki ilişki olduğu ve kabullerinde olan sözleşmenin 7.maddesi ile yetki sözleşmesi yaptıkları, … Mahkemelerinin yetkili kılındığı ve davalı yanda süresi içerisinde mahkemenin yetkisine itiraz etmekle itirazın kabulüne karar vermek gerekmiş, HMK 117/2 ve 3 mdleri gereği, ilk itiraz olan yetkinin dava şartlarından sonra ve ön sorunlar gibi incelenip karara bağlanacağı düzenlemesi dikkate alınarak davanın yetki ilk itirazı nedeni ile usulden reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
1-Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
2-Yetkili ve görevli mahkemenin ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ olduğuna,
3-Karar kesinleştiğinde dosyanın yetkili ve görevli ANKARA BATI TİCARET MAHKEMESİ’NE gönderilmesine,
4-Yargılama giderlerinin 6100 Sayılı HMK 331/2. maddesi gereğince görevli ve yetkili mahkemede değerlendirilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 Haftalık süre içerisinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15.02.2021

Katip … Hakim …
¸[e-imzalıdır] ¸[e-imzalıdır]