Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/417 E. 2022/907 K. 22.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/417 Esas – 2022/907
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/417 Esas
KARAR NO : 2022/907
DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/09/2020
KARAR TARİHİ : 22/11/2022
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 29/11/2022

Mahkememizde görülen davanın açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı iş ortaklığının DSİ Genel Müdürlüğü’nün Yusufeli ilçesi Yeniden Yerleşim Yeri Altyapı Çalışmaları işini aldığını, müvekkilinin de alt yüklenici sıfatı ile sözleşme imzaladığını, son hakedişin 30/11/2016 tarihinde düzenlendiğini, davalı ortaklığın 17/02/2017 tarihli ihtarname ile taraflar arasındaki sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiklerini ancak bu tarih itibari ile düzenlenen hakediş bulunmadığını ve öncelikle müvekkilinin alacağının belirlenmesi gerektiğini, davalıların müvekkili aleyhine açtıkları davada alınan bilirkişi raporunda müvekkiline yapılan ödemelere ilişkin kayıtların bulunmadığının belirlendiğini iddia ederek şimdilik kısmi olarak 50.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıya ödemelerin işin başında yapıldığını, davacının sözleşmedeki yükümlülüklerini yerine getirmediğini, 07/12/2016 tarihinde şantiyeyi terk ettiğini, müvekkillerinin davacıya verilen avans çeklerinin istirdatı için açtığı Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporlarında davacının faturalandırılmamış olacağı bulunmadığı belirtilmiş olmasına rağmen Mahkemece davanın reddine karar verildiğini, kararın istinaf incelemesinde olduğunu, yine Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas ve Ankara …Asliye Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı davalarının müvekkilleri lehine sonuçlanması nedeni ile eldeki davanın açıldığını, davacıya yapılan tüm ödemelerin istirdat davasında taraflarınca sunulduğunu, ancak davacının hizmet verdiğine ilişkin bir delil sunamadığını, davacının basiretli bir tacir olarak alacağı miktarı bilmemesinin mümkün olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Tarafların bildirdiği deliller toplanmış, sözleşme, ihale dosyası, hakedişler, ihtarnameler, Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası, Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas ve Ankara …Asliye Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı davalarının karar örnekleri dosya arasına alınmış, taraflara ticari defterlerini sunmak üzere HMK’nun 220. maddesi uyarınca ihtarat yapılarak süre verilmiş, ibraz edilen ait defterler incelenmek üzere bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Mali müşavir, inşaat mühendisi, nitelikli hesap bilirkişisinden oluşan heyet 04/04/2022 tarihli raporunda özetle, davacı defterlerine ulaşamadığını, edimin ifası sırasında davacının sözleşmede yapılması gereken işleri fen ve sanat kurallarına, şartnamesine uygun olarak yapmadığının dava dışı DSİ Genel Müdürlüğü Çoruh projeleri 26. Bölge Müdürlüğünce tespit edildiğini, sözleşmenin davalı tarafından haklı nedenle feshedildiğini, dosya içeriğinde 4 adet hak edişin bulunduğu, son hak edişin 30.10.2016 tarihli olduğu ancak Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesı … esas sayılı dosyası kapsamında alınan 21.01.2019 tarihli bilirkişi raporuna göre taraflar arasında 5 adet hak ediş tanzim edildiğini, 5 no’lu hak edişin 30.11.2016 tarihinde düzenlendiğini, 30.11.2016 tarihli 5 no’lu hak edişten sonra davacının herhangi bir iş yapmadığı, ancak 5 no’lu hak edişin dosya içeriğinde yer almamasından dolayı 31.10.2016-30.11.2016 tarihleri arasındaki imalat tutarı belirlenememiş ise de İdare ile davalı arasındaki hak ediş, belge ve kayıtlardan davacının sözleşme gereği yapmış olduğu iş bedelinin kesintiler düşüldükten sonra KDV dahil 1.158.438,38 TL olduğunu, davalı tarafından 1.594.419,85 TL ödeme yapıldığının ticari defter ve kayıtlar ile sabit olduğunu, davacı Tufan Tutar tarafından 1.158,438,38 TL’lik imalat yapıldığı gözetildiğinde davalı tarafından davacıya (1.594.419,85 – 1.158.438,38) = 435.981,47 TL fazla ödeme yapıldığını bildirmişlerdir. Davacı Mahkememizce yapılan ihtar doğrultusunda HMK’nun 222. maddesi uyarınca defterlerinin bulunduğu yeri bildirmiş, ancak iletişim bilgilerini bildirmediğinden kendisine yeniden ihtaratlı kesin süre verildiği, muhasebecinin iletişim bilgilerinin bildirilmesi üzerine mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen 26/08/2022 tarihli ek raporda, davacının defterlerine yine ulaşılamadığı bildirilmiştir. Davacı sonrasında her ne kadar defterlerin diğer yargılamalar kapsamında İcra Hukuk veya Ceza Mahkemesi dosyasında olduğundan bahisle buralardan celbini talep etmiş ise de, davacının tacir olup basiretli davranma yükümlülüğü bulunduğu, verilen kesin sürede defterlerin muhasebecide olduğu bildirilmiş iken kendisine ikinci kez verilen kesin süreden dahi sonra başkaca dosyalarda olabileceğini iddia ettiği, ancak herhangi bir dosya numarası da bildirmediği, hukuk yargılamasına hakim olan taraflarca getirilme ilkesi de gözetildiğinde Mahkememizin bu hususta araştırma yükümlüğü de bulunmadığı, davalı tarafın süresinden sonra delil sunulmasına muvafakat etmediği de gözetildiğinde süresinde bildirilmeyen davacı defterlerinin bulunduğu yerin araştırılmasına ve celbine ilişkin talebinin yerinde olmadığı değerlendirilmiş, rapor ve ek rapor hüküm kurmaya elverişli bulunarak hükme esas alınmıştır.

DEĞERLENDİRME:
Dava, alt taşeron sözleşmesinden kaynaklı alacak istemine ilişkindir.
Taraflar arasında Yusufeli İlçesi Yeniden Yerleşim Yeri Alt Yapı Çalışmaları İşi kapsamında Mobil Beton Santrali ve Konkasör Tesisleri Kurulumu, istenilen dozlarda betonun ve agrega üretilmesi, imalat alanına sevkiyatı ve pompalı/pompasız beton dökümünün yapılması, ihtiyacı halinde ücretsiz olarak arttırılmak üzere 4 adet mikser, 1 adet beton pompasının sahada bulundurulma işi için 6.475.000,00 TL bedelli 30/05/2016 tarihli sözleşme imzalandığı, davalı tarafça 17/02/2017 tarihli ihtarname ile sözleşmenin feshedildiği, davacının son hakedişten fesih tarihine kadar olan alacaklarının tahsil edilemediğine ilişkin iddiası ile eldeki davanın açıldığı, davalı tarafça yapılan işten fazla ödeme yapıldığının savunulduğu anlaşılmıştır.
Asıl işveren olan DSİ tarafından 03/02/2017 tarihli yazı ile “Taahhüdünüz altında yapılan beton imalatının İdaremize gelen şikayet ve çalışanların alacak taleplerine istinaden İdaremizce onaylı alt yüklenici dahi olmayan Tutar Beton adlı bir tüzel kişiliğe yaptırıldığı anlaşılmakta olup yukarıda belirtilen beton basınç dayanım sonuçlarının uygun çıkmaması ve iddia edilen piyasa borçları vs gibi sebeplerle hem iş ortaklığınıza hem de İdaremize zarar veren bahse konu firma Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin Madde-3 kapsamında değerlendirilerek görevine son verilmiştir,” denilmek sureti ile davacının sözleşme gereği edimlerini gereği gibi yerine getirmediğinin belirlendiği, bu hali ile feshin haklı olduğu değerlendirilmiştir.
Uyuşmazlık 30/11/2016 tarihinden fesih tarihine kadar davacı tarafça yapılan işlerin bedelinin ödenip ödenmediği noktasında toplanmaktadır. Her ne kadar dosyamızda mevcut son hakediş 30/10/2016 tarihli ise de, bilirkişi heyeti tarafından tespit edildiği ve davacının da kabulünde olduğu üzere, iki tarafın da delil olarak dayandığı Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında 30/11/2016 tarihli hakedişin de mevcut olduğu ve işverenin ihale dosyasında davacının son hakedişten fesih tarihine kadar yaptığı iş bedelinin hesaplandığı, yine Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporlarında da davacının defterlerinin getirtilerek incelendiği, defterlerin kapanış tasdikleri bulunmadığından delil niteliğinin Mahkemenin takdirinde olduğunun belirtildiği, taraf defterleri arasındaki uyumsuzluğun davalı yanın ödemeleri ile çeklerinin davacı defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığının, ancak çeklerin 16/11/2016 tarihi itibari ile davacı asil imzasına teslim edildiğine ilişkin teslim belgesinin bulunduğu, ödemelere ilişkin olarak ise davalı ortaklığa ait defterlerin usulüne uygun tutulup sahibi lehine delil teşkil ettiği ve davacı yanca defterlerin yasal sürede sunulmadığı gözetildiğinde davalının ödeme savunmasının da sübut bulduğu, davacının dava dilekçesinde bildirdiği 01/11/2016 tarihli 849.600 TL bedelli çekin davalı kayıtlarında bulunmadığı, bu çekin teslimine ilişkin araştırma yapılmasına raporlarda davacının alacağına karşılık yeterli ödeme yapıldığı tespiti gözetildiğinde yer olmadığına ve bu hali ile davacının davasının sübut bulmadığı değerlendirilerek davanın reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
DAVANIN REDDİNE,
Alınması gereken 80,70 TL harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, fazla alınan 773,18 TL’nin karar kesinleştiğinde davacı yana iadesine,
1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olunan 9.200,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırına iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.22/11/2022