Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/390 E. 2021/85 K. 08.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/390
KARAR NO : 2021/85

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/08/2020
KARAR TARİHİ : 08/02/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket, davalı (borçlu- …-… Konsorsiyumunun oluşturduğu …) şirketlerden alacağının tahsili amacıyla daha önce İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nde … E. ile açıldığını, davalıların yetki itirazı neticesinde Ankara … İcra Müdürlüğü’ne … esas ile gönderildiğini ve takibe başlanıldığını, yapılan takip kapsamında gönderilen ödeme emri davalılara 15.08.2019 tarihinde tebliğ edildiğini ve davalı da icra takibine süresinde ancak haksız ve yersiz olarak itirazda bulunarak takibin durdurulduğunu, davalılar tarafından yapılan itiraz, haksız ve hukuka aykırı olduğunu, sadece yapılan takibi sürüncemede bırakma amacıyla yapıldığını, icra dosyasına konu cari hesap ekstresinde bulunan 14.03.2018 tarihli yurt içi satış faturası’ndan da davalılar ile müvekkili arasında ticari bir ilişki kurulduğunu ancak davalılar söz konusu ilişkiye binaen kendisine düşen borcu ifa etmediğini, müvekkilinden davalı şirketlerin ticari defterlerinden de anlaşılacağı üzere demir ve sac alım satım işi yapıldığını, Söz konusu demir ve sacları müvekkili şirket fatura karşılığı sattığını davalı şirketler de söz konusu demir ve sacları satın aldıklarını. davalılar bahse konu faturadan doğan borcunu hala ifa etmediğini, bu sebeple müvekkilinin mağdur olduğunu, eş deyişle davalı ve aynı zamanda borçlu olan karşı yan, müvekkiline ticari faaliyetler gerçekleştirdiğini ve müvekkilinin söz konusu ticari faaliyetlerde kendisine düşen borcu gereği gibi yerine getirdiğini buna mukabil davalı ise kendi borcunu yerine getirmediğini, Üstelik dosyada da mübrez olan tüm delillerden de sabit olduğu üzere davalıların müvekkiline karşı borcu halihazırda devam etmesine rağmen davalı müvekkilinin haklı alacağına karşılık haksız ve yersiz olarak itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiğini, Bu nedenle davalıların %20’den az olmamak üzere inkar tazminatı ödemesi gerekmektiğini, tüm bu nedenlerle fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla davalarının kabulüne, davalıların haksız ve yersiz olarak yaptığı itirazın iptaline ve işleyecek ticari faiziyle 21.906,00 TL Takip çıkışlı takibin devamına, davalıların %20’den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, mahkeme masrafları ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı tarafa usulüne uygun olarak tebligat çıkarılmasına rağmen davaya cevap vermediği gibi duruşmaya da katılmamıştır.
MAHKEMENİN GEREKÇESİ: Dava, faturaya dayalı olarak başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin, davalıdan olan alacağı nedeniyle, davalı iş ortaklığı aleyhine 21.906,00-TL alacağın tahsili için Ankara …İcra Müdürlüğünün … E, sayılı dosyasında ilamsız haciz yolu ile icra takibine geçildiğini, takip borçlusunun borca itirazı üzerine takibin durdurulduğu, sonrasında eldeki davanın süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dava, takip talebine itiraz edilen alacaklının alacağının varlığını genel hükümlere dayanarak ispat suretiyle itirazın iptali istemine ilişkindir. (İİK m.67)
Davalı iş ortaklığı vekili, müvekkili aleyhine yürütülen icra takibine süresinde verdiği dilekçe ile “ iş ortaklığı yönünden başlatılan takibin, tüzel kişiliği bulunmadığından, hukuken bir hükmü olmadığını, Müvekkil şirketlerin ve müvekkil şirketlerin oluşturduğu iş ortaklığının alacaklıya herhangi bir borcu bulunmadığını, takibe konu borca, Faize, Faiz oranlarına ve ferilerini kabul etmediklerini.” bildirmiştir.
İş ortaklığı, esas itibariyle Borçlar Kanunu’nun 620 ve müteakip maddelerindeki hükümlere tabi bir adi ortaklık olup, tüzel kişilikleri olmadığından taraf ehliyetleri yoktur. TBK’nın 638/3. maddesine göre; “Ortaklar birlikte veya bir temsilci aracılığı ile bir üçüncü kişiye karşı ortaklık ilişkisi çerçevesinde üstlendikleri borçlardan, aksi kararlaştırılmadıkça müteselsilen sorumlu olurlar”. Adi ortaklığın borcu, adi ortaklığı oluşturan kişilerden, takipte taraf gösterilmek sureti ile tahsil edilir. HMK’nın 114/1-d maddesi uyarınca tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaların dava şartlarından olduğu, HMK’nın 115. maddesine göre mahkemenin, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştıracağı hükmü nazara alınarak, temyiz aşamasında da dava şartlarının bulunup bulunmadığının re’sen gözetilmesi gerekmektedir.
Açıklanan bu olgular ışığında; somut olayda dosya içerisinde bulunan takip talebi ve örnek 7 numaralı ödeme emrinin incelenmesinde, takip talebinde ” …” denilmiş ve adi ortaklığın kimlerden oluştuğu açıklanmamıştır. Takipte adi ortaklık adına tek bir ödeme emri çıkartılmış olup, adi ortaklığı oluşturan şirketler adına ayrı ayrı çıkartılmış ve tebliğ edilmiş bir ödeme emri bulunmamaktadır. Dava dilekçesinde de davalı olarak ” …” gösterilmiştir. Adi ortaklığa karşı yapılacak icra takibinin, tüm ortaklara yöneltilmesi gerektiği gibi, itirazın iptâli davası da yine taraf sıfatı bulunmayan iş ortaklığına karşı açılmıştır. Bu durumda, adi ortaklığa yöneltilmiş usulüne uygun bir icra takibi ve dava bulunmamaktadır. Taraf ehliyeti kamu düzeninden olup, mahkemece kendiliğinden göz önüne alınması gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
HMK’nun 114/1-d maddesi gereğince davalılar iş ortaklığının taraf ehliyeti bulunmadığından dava şartı yokluğu nedeniyle DAVANIN USULDEN REDDİNE,
Harçlar Kanununa göre alınması gereken 59,40 TL harçtan peşin alınan 264,57 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 205,17 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Ankara Arabuluculuk barosunun ….. Dosya Nolu 18.10.2020 tarihli Arabuluculuk Ücret Kararı ile suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
HMK 333. Maddesi uyarınca Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf yolu yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda karar verildi.08.02.2021

Katip …
¸[e-imzalıdır]

Hakim …
¸[e-imzalıdır]