Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/389 E. 2021/714 K. 11.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/407
KARAR NO : 2021/713
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/09/2020
KARAR TARİHİ : 11/10/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Borçlu hakkında Ankara … Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyası ile başlatmış oldukları ilamsız icra takibinde gönderilen ödeme emri davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini, yapılan takibin dayanağı davalının ödememiş olduğu fatura borçlarına dayandığını, borçlunun yasal süresi içinde borca itirazda bulunması üzerine icra müdürlüğü tarafından takibin durdurulmasına karar verildiğini, davalının hukuki dayanaktan yoksun, haksız itirazının iptali ve takibe devam edebilmeleri için tüm bu nedenlerle borçlunun tüm haksız itirazlarının iptaline, icra takibinin kaldığı yerden devamına, borcun tahsiline, davalının borcun %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatı ödemesine mahkûm edilmesine, yargılama harç ve masrafları ile vekâlet ücretinin karşı taraf üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı tarafa usulüne uygun olarak tebligat çıkarılmasına rağmen davaya süresinde cevap vermediği ancak 27/03/2021 tarihli davalı vekili beyan dilekçesinde özetle, dava dilekçesi ve ön inceleme duruşma tutanağı, müvekkili şirketin tebliğ almaya yetkili olmayan kişiye yapıldığını, tebligat müvekkil şirket’in yetkilisine de tebliğ edilmemiş olduğundan geçerli bir tebliğ olarak kabul edilmesi mümkün olmadığını, bu nedenle, cevap dilekçesinin süresinde olmadığına ilişkin itirazı kabul etmediklerini, dava ile talep edilen alacaklar zamanaşımına uğramış olduğundan davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesini, usule ilişkin itirazlarının yanı sıra açılan dava haksız ve kötü niyetli olduğunu, müvekkili şirket tarafından sözleşmenin feshedilmesi ile davacının aldığı edimleri de iade etmesi gerektiğinden alacak talebi haksız olduğunu, davacı yan, bu sözleşmeden dönme bildirimine cevap vermediği ve haksız olduğundan itirazda da bulunmadığı gibi, müvekkilinden haksız olarak ödeme almak gayesiyle dava konusu icra takibine giriştiği icra takibine itirazın iptali davasını ikame edildiğini, tüm bu nedenlerle öncelikle dava şartı yokluğu nedeniyle reddine, mahkeme aksi kaanaate ise davanın esastan reddine, davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEMENİN GEREKÇESİ:
Dava, fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
Tarafların göstermiş oldukları delilleri toplanılmış, Arabuluculuk son tutanağı, Ankara ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası, Faturalar, Vergi dairesine yazılan müzekkere cevapları dosyamız arasına alınmış, dosyanın hesap bilirkişisine tevdii ile, ticari defterler üzerinde dava konusu alacağa ilişkin rapor tanzim edildiği görülmüştür.
Davacı vekili, müvekkilinin, davalıdan olan alacağı nedeniyle, davalı aleyhine 22.521,52-TL asıl alacak, 1.365,95-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 23.887,47-TL’nin tahsili için Ankara …İcra Müdürlüğünün … E, sayılı dosyasında faturaya dayalı ilamsız haciz yolu ile 06/07/2020 tarihinde icra takibine geçildiğini, ödeme emrinin borçluya 09/07/2020 tarihinde tebliğ olduğu, takip borçlusunun borca 16/07/2020 tarihinde itirazı üzerine takibin durdurulduğu, sonrasında eldeki davanın süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dava, takip talebine itiraz edilen alacaklının alacağının varlığını genel hükümlere dayanarak ispat suretiyle itirazın iptali istemine ilişkindir. (İİK m.67)
Davalı vekili, müvekkili aleyhine yürütülen icra takibine süresinde verdiği dilekçe ile “ Müvekkil şirketin alacaklıya herhangi bir borcu bulunmadığını, takibe konu borca, Faize, Faiz oranlarına ve ferilerini kabul etmediklerini” bildirmiştir.
Mahkemece taraflara HMK’nın 220 ve TTK’nın 83.maddesi gereğince ticari defterlerini ibraz etmeleri, etmemeleri halinde defter deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılacakları ve ayrıca karşı tarafın usulüne uygun tutulan kayıtlarına itibar edileceği ihtar edilmiş, davalı taraf ticari defter ve belgelerini sunmamıştır.
Mevcut ticari ilişkiden dolayı davacının davalıdan olan alacağının tayin ve tespiti bakımından davacıyta ait ticari kayıt ve defterler üzerinde inceleme yapılarak bilirkişi raporu alınmıştır.
Davacı ticari defter ve bağlı kâğıtları üzerinde yapılan inceleme sonucu SMMM bilirkişisi …’dan alınan 24/05/2021 tarihli bilirkişi raporunda; “… davacı şirkete ait incelemesi yapılan ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, davalı tarafından ticari defterlerin ibraz edilmediği, davacıya ait incelemesi yapılan defterlerine göre, taraflar arasında 31/10/2019-31/01/2020 tarihleri arasında mevcut ticari ilişkide davacı tarafça düzenlenen 26.100,00-TL bedelli bir adet takip konusu faturaya karşılık davalı tarafça düzenlenen toplam 3.578,48-TL bedelli 6 adet faturanın mahsubu ile takip tarihinde davacının bakiye 22.334,52-TL tutarında alacak kaydının görüldüğü..” bildirilmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; Dava, taraflar arasında satım sözleşmesinden kaynaklanan cari hesap kapsamında bakiye bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptâli, takibin devamı ve icra inkâr tazminatının tahsili istemlerine ilişkindir. Davacı, taraflar arasındaki cari hesap ilişkisi kapsamında davalıya kesilen fatura bedellerinin bir kısmının ödenmediğini ileri sürmüş, davalı davaya süresinde cevap vermemiş ancak yargılama aşamasında davacının iddia ettiği faturadan kaynaklı borcunun bulunmadığını savunmuştur.
Davalı yana meşruatlı davetiyeye rağmen ticari defterlerini ibraz etmemiştir. 6100 sayılı HMK’nın 222/3.fıkrasında “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.)…” hükmü uyarınca, tacir olan davalının ticari defterlerini sunmaması, davacının ise usulüne uygun tutulmuş ve kendisi yönünden delil vasfını taşıyan ticari defterleri kapsamında alacağını ispat etmiş olması, takipte talep edilen temerrüt faizi yönünden ise, takipten önce davalının temerrüde düşürülmemiş olması nedeniyle davanın takipte talep edilen asıl alacak yönünden kabulüne, alacak baştan beri likit olmakla davacı yararına icra inkar tazminatına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
DAVANIN KABULÜ İLE,
Davalı borçlunun Ankara ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında davalı borçlunun 22.521,52-TL asıl alacak ile ilgili BORÇLU İTİRAZININ İPTALİ İLE asıl alacağa takip tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte TAKİBİN DEVAMINA,
İİK’nun 67/2.maddesi gereğince alacağın %20’si oranında 4.504,30-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Harçlar Kanununa göre alınması gereken 1.538,44 TL harçtan peşin alınan 272,01 TL harcın mahsubu ile eksik 1.266,43 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-14. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından peşin yatırılan 326,41 TL harç ve ayrıntısı UYAP sistemi üzerinde gösterilen toplam 591,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereğince hesap ve takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
HMK 333. Maddesi uyarınca Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; Davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11.10.2021

Katip …
¸[e-imzalıdır]

Hakim …
¸[e-imzalıdır]