Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/386 E. 2023/51 K. 25.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/386
KARAR NO : 2023/51

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – (T.C:…) – …

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 28/08/2020
KARAR TARİHİ : 25/01/2023
K.YAZIM TARİHİ : 26/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili banka ile davalı arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesine istinaden davalıya, Cebeci/Ankara şubesi nezdinde business kart, borçlu cari hesap, ticari hesap kredisi ile muhtelif başkaca krediler açıldığı ve kullandırıldığını, borçlunun sözleşme hükümlerini yerine getirmemesi ve biriken borçlarını ödememesi nedeniyle tüm hesapları kat edilerek, muhataplara Ankara 54.Noterliğinin 25420 yevmiye numaralı 02/07/2019 tarihli hesap kat ve borcu ödeme ihtarnamesi gönderildiğini, söz konusu ihtarnamenin tüm muhatapların müvekkili bankaya bildirmiş oldukları en son adreslerine gönderildiğini, ihtarnamenin davalıya 04/07/2019 tarihinde bila tebliğ edildiğini, adres değişikliğini bankaya bildirmeyenlerin son adresine bila tebliğ edilen ihtarnamelerin muhataplara tebliğ edilmiş sayıldığını, ihtarnamenin Tebligat Kanunu hükümleri çerçevesinde tebliğ edilmiş olmasına rağmen söz onusu borç ödenmediği gibi borca herhangi bir itirazda da bulunulmadığını, borcun ödenmemesi üzerine tüm borçlular hakkında Ankara 11. İcra Müdürlüğünün 2019/14912 E sayılı dosyası üzerinden yapılan ilamsız takipte 175.218,70 TL Asıl atacak, 26.583,35 TL İşlemiş temerrüt faizi, 1.329,18 TL, Temerrüt faizinin gider vergisi (%5) + 682,23 TL Noter masrafı olmak üzere toplam 203.813,46 TL şeklinde olduğunu, asıl alacağın 109.111,30 TL’sine % 46,80 oranında, 66.107,40 TL’sine %31,80 oranında temerrüt faizi talep edildiğini, davalının takibe itiraz etiğini, 109.111,30 TL’lik nakit kredi türü alacağı için ilgili dönemde uygulanan en yüksek kredi faiz oranı % 3l,20 olup bu oranın % 50 fazlası olan % 46,80’in iş bu krediler için temerrüt faiz oranı, 66.107,40 TL’lik nakit kredi türü için ilgili dönemde bankaca uygulanan en yüksek kredi faizi oranı % 21,20 olup bu oranın % 50 fazlası olan % 31,20’nin iş bu krediler için temerrüt faiz oranı olarak tespit ve talep edildiğini, söz konusu uygulamanın kanunlara uygun olduğu ve temerrüt faizinin bu şekilde hesabının gerektiği Yargıtay 19 HD 2008/7309 E2009/3258 K ile 2012/5456 E 2012/13988 K sayılı ve daha birçok kararı ile de sabit olduğunu, davaya konu Ankara 11. İcra Müdürlüğünün 2019/14912E ilamsız takibe ilişkin ödeme emrinin davalıya 05/12/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun açmış olduğu Ankara 8.İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/1209 E 2020/108 K sayılı kararı ile tebliğ tarihinin 10/12/2019 olarak karara bağlandığını, yani ödeme emrinin iptal edilmediği, söz konusu karara karşı istinaf yoluna gidildiğini, sonuç beklendiğini, takip iptal edilmemiş olduğundan itirazın iptali davası açılması hususunda hukuki bir engel bulunmadığını, ayrıca davalı şahsa ödeme emri bila tebliğ edilmiş olaydı bile Yargıtay HGK 2008/19-800 E 2009/56 K sayılı 11/02/2009 tarihli kararı kapsamında itirazın iptali davası açılabileceğini, davalının 06/12/2019 tarihinde herhangi bir geçerli sebep göstermeden borcun tamamına ve yetkiye (yetkili icra müdürlüğü belirtilmeden) itiraz ettiğini, davanın kabulü ile davalı borçlu tarafından Ankara 11. Müdürlüğü’nün 2019/14912 E sayılı dosyasına yapılan tüm itirazların iptali ile takibin takip talebinde yazılı şartlarla devamı, davalı kötü niyetli itirazları ile alacağın tahsilini geciktirdiğinden, itiraza konu nakit alacağın %20 ‘sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı banka tarafından aleyhine TC. Ankara 11. İcra Müdürlüğünün 2019/14912 Esas sayılı dosyasından yürütülen genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi dosyasına ilişkin “usul ve yasaya aykırı ödeme emri ve tebligatın iptaline ilişkin şikayet” dava konulu Ankara 8. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2019/1209 E 2020/108 K sayılı kararı ile karara bağlandığını, “Şikayetin kabulüne, Tebligatın usulsüzlüğünün tespitine, Öğrenme tarihi 10/12/2019 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabulü” yönünde usul ve yasaya uygun olarak karar verildiğini, … Bankasının istinaf yoluna gidildiğini ve sonucun beklendiğini, davalı tarafın dava dilekçesinde istinafa giden dava dosyasındaki “Usul ve yasaya aykırı ödeme emri iptaline ilişkin” ilk derece mahkemesi tarafından şikayetin kabulüne kararından hiç bahsetmediğini, davacının dava dilekçesinde sadece “Ankara 8.İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2019/1209 E 2020/108 K sayılı kararı ile tebliğ tarihi 10/12/2019 olarak karara bağlandığını, karara karşı istinaf yoluna gidildiğini ve sonuç beklendiği” diye belirtildiğini, halbu ki ilk derece mahkemesinin usul ve yasaya aykırı ödeme emri iptaline ilişkin şikayetin kabulüne de karar verdiğini, usul ve yasaya uygun ödeme emrinin gerçekleşmediği, ilk derece mahkemesinin de ödeme emrinin iptaline ilişkin şikayetin kabulüne karar vermiş olup karara ilişkin davalı tarafın istinaf yoluna gittiğini, sürecin devam ettiğini, itirazın iptal davasının, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça ve icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalacağından, icra mahkemesi kararı kesinleşmeden takip yapılamayacağı için davanın reddine karar verilmesini talep ettiğini, açılan itirazın iptali davasının bu yönü ile göz önünde bulundurulduğunda, karşı taraf aslında iş bu itirazın iptali davasını açarken tebligat öğrenme tarihini kabul etmiş olması aslında şikayet konusu olan ve kabul edilen ödeme emrinin iptali kararını da kabul etmiş olduğunun belirtildiğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir

DELİLLER:
Davacı … Bankası A.Ş. ile davalı … arasında 22/02/2017 tarihli Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi imzalandığı görülmüştür.
Ankara 54. Noterliğinin 25420 yevmiye numaralı ihtarnamenin davalıya 04/07/2019 tarihinde ulaştırıldığı ve bir günlük süre tanındığı anlaşılmıştır.
Ankara 11.İcra Müdürlüğü’nün 2019/14912 Esas takip sayılı dosyasının incelenmesinde; takip alacaklısının davacı … Bankası A.Ş.., takip borçlusunun … olduğu; 203.813,46 TL alacak için icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 19/11/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 10/12/2019 tarihli dilekçesiyle icra takibine, borcun tamamına, faize ve tüm ferilerine itirazı sonucu icra takibinin durduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafından ibraz olunan Ankara 8. İcra Hukuk Mahkemesinin 06/02/2020 tarih, 2019/1209 Esas, 2020/108 Karar sayılı kararında davacının …, Davalının … Bankası A.Ş olduğu dasvanın şikayet dava tarihinin 05/12/2019, tebliğ mazbatasına göre Tebligat Kanunu 21/2. Maddesi gereğince tebliğin usulsüz olduğundan şikayetin kabulüne karar verildiği davacının istinafı üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi’nin 22/11/2021 tarih, 2020/876 Esas, 2021/2186 Karar sayılı kararı ile Ankara 8. İcra Hukuk Mahkemesinin 06/02/2020 tarih, 2019/1209 Esas, 2020/108 Karar sayılı kararının kaldırılmasına ve şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verildiği, kararın 22/11/2021 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişiden alınan 10/08/2021 tarihli raporda: Davacı banka tarafından, Ankara 11. İcra Müdürlüğünün 2019/14912 E sayılı dosyası üzerinden davalı aleyhinde icra takibi başlatıldığını, 08.11.2019 tarihli takip talebinde alacağın, 175.218,70 TL Asıl alacak, 26.583,35 TL İşlemiş temerrüt faizi, 1.329,18 TL Temerrüt faizinin gider vergisi (%5), 682,23 TL Noter masrafı olmak üzere toplam 203.813,46 TL şeklinde gösterildiğini, asıl alacağın 109.111,30 TL’sine % 46,80 oranında, 66.107,40 TL’sine % 31,80 oranında temerrüt faizi talep edildiğini, davalının takibe itiraz etiğini, davalının itirazının iptali talebiyle de işbu davanın ikame olunduğunu, davalının iddia ettiği gibi Ankara 8. İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/1209 E. 2020/108 K. sayılı kararında ödeme emrinin iptaline dair bir hüküm bulunmadığını, mahkemece ödeme emrine ilişkin tebligatın usulsüzlüğüne karar verilerek, tebliğ tarihinin 10.12.2019 olduğu şeklinde karar verildiğini, söz konusu kararın istinaf sürecinde onandığı düşünülse dahi, ödeme emrinin yahut takibin iptali gibi bir durumun söz konusu olmayacağını, takip tarihi itibariyle davacı bankanın davalıdan olan alacağının; 175.218,70 TL Asıl alacak, 25.580,75 TL Temerrüt faizi, 1.279,04 TL BSMV, 682,23 TL Masraf olmak üzere toplam 202.760,72 TL şeklinde olduğunu, takibin bu tutarlar üzerinden yürütülmesi gerektiğini, takip tarihinden itibaren asıl alacağın 66.107,40 TL’lik kısmına kredi kartları için TCMB tarafından belirlenen değişken temerrüt faizi oranlarından, 109.111,30 TL’lik kısmına ise % 46,80 oranından temerrüt faizi hesaplanması gerekeceğini, yapılan hesaplama ile davacı talebi karşılaştırıldığında, davacı bankanın; Asıl alacak ve masraf kalemlerine ilişkin bütün taleplerinin, faiz talebinin 25.580,75 TL’lik kısmının, BSMV talebinin 1.279,04 TL’lik kısmının, toplam talebinin ise 202.760,72 TL’lik kısmının yerinde olduğunu, faiz talebinin 1.002,60 TL’lik kısmının, BSMV talebinin 50,14 TL’lik kısmının, toplam talebinin ise 1.052,74 TL’lik kısmının yerinde olmadığını, yapılan hesaplama ile davacı talebi arasında ortaya çıkan farkın, davacı bankanın, Business Kredi Kartı ve Esnek Ticari Hesaptan kaynaklanan asıl alacak için kat tarihinden takip tarihine kadar % 31,80 oranından temerrüt faizi hesaplanmasından kaynaklandığını bildirmiştir.
Bilirkişiden alınan 11/09/2022 tarihli ek raporda: kök Raporun 8 ve 9. sayfalarında açık şekilde belirtildiği üzere, taraflar arasındaki sözleşmenin 11/b. Maddesinde yer alan “banka alacağına kat tarihinden itibaren temerrüt faizi oranında faiz uygulanacağı” şeklindeki düzenleme dikkate alınarak yapılan hesaplamalarda da, kat tarihinde itibaren banka alacağına temerrüt faizi oranından faiz hesaplandığını, bu nedenle, davacı vekilinin itirazının haksız ve dayanaksız olduğu, hesap kat’ı ile birlikte davalının temerrüdünün oluştuğu kabul edilerek, hesap kat tarihinden itibaren banka alacağına temerrüt faizi uygulanmış olduğunu, Ankara 8. İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/1209 E 2020/108 K sayılı kararı, icra takibindeki ödeme emrinin tebliğ tarihine ilişkin olduğunu, Ankara BAM 18. Hukuk Dairesi Başkanlığınca da, şikayetin süresi içerisinde yapılmadığı gerekçesiyle yerel mahkeme kararının kaldırıldığını, bu duruma göre, davalı borçlunun Ankara 8. İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/1209 E 2020/108 K sayılı kararına dayanarak ileri sürdüğü itirazların tamamının dayanaksız kaldığının anlaşıldığını, kök raporda yer verilen kanaatlerinde bir değişiklik bulunmadığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; taraflar arasında bankacılık işlemlerinden kaynaklanan ve akdolunan kredi sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili istemi ile başlatılan icra takibine davalı/borçlunun itirazı üzerine duran takibin devamına, itirazın iptaline ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Dava 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmıştır.
6098 Sayılı TBK’nın 583. maddesi; “Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ve kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.” şeklindedir.
6098 sayılı TBK nun “Eşin rızası” başlıklı 584. maddesinde ” Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır. Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumlu olacağı miktarın artmasına veya adi kefaletin müteselsil kefalete dönüşmesine ya da kefil yararına olan güvencelerin önemli ölçüde azalmasına sebep olmayan değişiklikler için eşin rızası gerekmez.Ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak ya da yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak esnaf ve sanatkârlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkârlar tarafından verilecek kefaletler, 27/12/2006 tarihli ve 5570 sayılı Kamu Sermayeli Bankalar Tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun kapsamında kullanılacak kredilerde verilecek kefaletler ile tarım kredi, tarım satış ve esnaf ve sanatkârlar kredi ve kefalet kooperatifleri ile kamu kurum ve kuruluşlarınca kooperatif ortaklarına kullandırılacak kredilerde verilecek kefaletler için eşin rızası aranmaz. ” şeklindedir.
TBK m. 586’da “Kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir. Alacak, teslime bağlı taşınır rehni veya alacak rehni ile güvenceye alınmışsa, rehnin paraya çevrilmesinden önce kefile başvurulamaz. Ancak, alacağın rehnin paraya çevrilmesi yoluyla tamamen karşılanamayacağının önceden hâkim tarafından belirlenmesi veya borçlunun iflas etmesi ya da konkordato mehli verilmesi hâllerinde, rehnin paraya çevrilmesinden önce de kefile başvurulabilir.”
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 67 “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir., Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminata hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.” hükümlerini haizdir.
Somut olayda, Genel Kredi Sözleşmesi, hesap ekstreleri, Ankara 11.İcra Müdürlüğü’nün 2019/14912 Esas sayılı dosyası,Ankara 8. İcra Hukuk Mahkemesinin 06/02/2020 tarih, 2019/1209 Esas, 2020/108 Karar sayılı kararı ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi’nin 22/11/2021 tarih, 2020/876 Esas, 2021/2186 Karar sayılı kararı, bilirkişi raporu ve ek raporu ile tüm dosya kapsamına göreAnkara 11.İcra Müdürlüğü’nün 2019/14912 Esas takip sayılı dosyası ile 08/11/2019 tarihinde takip alacaklısının davacı … Bankası A.Ş, takip borçlusunun … olduğu; 203.813,46 TL alacak için icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 19/11/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 10/12/2019 tarihli dilekçesiyle icra takibine, borcun tamamına, faize ve tüm ferilerine itirazı sonucu icra takibinin durduğu ; taraflar arasında akdedilen kredi sözleşmesinin 5. maddesinde faiz tahakkuk tarihlerinin belirlendiği, 11. maddesinde taahhüt ve borçlarından herhangi birisinin hiç yerine getirilmemesi veya eksik ya da zamanında yerine getirilmemesi halinde sözleşmenin feshi ile kredinin kat edilmesine Banka’nın yetkili olduğunun düzenlendiği, Ankara 54. Noterliğinin 25420 yevmiye numaralı ihtarnamenin davalıya 04/07/2019 tarihinde ulaştırıldığı ve bir günlük süre tanındığı anlaşılmakla Sözleşmenin 11 b maddesi uyarınca banka alacaklarına hesap kat tarihinden itibaren temmerüt faizi oranında faiz hesaplandığı, bu durumda business karedi kartı ve esnek ticari hesaptan kaynaklanan banka alacağının 66.107,40 TL asıl alacak 6.715,41 TL temerrüt faizi ve 335,77 TL BSMV olmak üzere toplam 73.158,58 TL olduğu ayrıca diğer krediler bakımından asıl alacak 109,11,30 TL, 18.868,34 TL temerrüt faizi ve 943,27 TL BSMV olmak üzere toplam 128.919,91 TL alacak bulunduğu, her iki alacak birleştirildiğinde toplam asıl alacak 175.218,70 TL (109.11,30 TL +66.107,40 TL) olduğu, temerrüt faizinin 25.580,75 TL (18.865,34 TL+6.715,41 TL) ve BSMVnin ise 1.279,04 TL (943,27 TL + 335.77 TL) bu durumda davanın kısmen kabulüne karar vermek Ankara 11. İcra Müdürlüğünün 2019/14912 Esas Sayılı dosyasına davalının itirazının kısmen iptali ile takibin 175.218,70 TL asıl alacak ve 25.580,75 TL işlemiş faiz, 1.279,04 TL %5 BSMV ve 682,23 TL masraf olmak üzere toplam 202.760,72-TL üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren asıl iptali ile alacağın 109.111,30 TLsine %46,80 oranında, 66.107,40 TL’sine ise %31,80 oranını geçmemek üzere T.C. Merkez Bankası tarafından belirlenen değişen oranlarda temerrüt faizi işletilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, hükmedilen tutarın %20’si oranında hesaplanan icra inkar tazminatı olan 40.552,14 TL’nin davalıdan tahsil ile davacıya verilmesi gerektiği anlaşılmakla aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
2-Ankara 11. İcra Müdürlüğünün 2019/14912 Esas Sayılı dosyasına davalının itirazının kısmen İPTALİ ile takibin 175.218,70 TL asıl alacak ve 25.580,75 TL işlemiş faiz, 1.279,04 TL %5 BSMV ve 682,23 TL masraf olmak üzere toplam 202.760,72-TL üzerinden devamına,
3-Takip tarihinden itibaren asıl alacağın 109.111,30 TLsine %46,80 oranında, 66.107,40 TL’sine ise %31,80 oranını geçmemek üzere T.C. Merkez Bankası tarafından belirlenen değişen oranlarda temerrüt faizi işletilmesine,
4-Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
5-Hükmedilen tutarın %20’si oranında hesaplanan icra inkar tazminatı olan 40.552,14TL’nin davalıdan tahsil ile davacıya verilmesine,
6-Alınması gereken 13.850,58TL harçtan peşin alınan 2.461,56TL’nin düşümü ile eksik alınan 11.389,02TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
7-6102 sayılı TTK 5/A maddesi ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11, 13, 14. maddleri ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife Hükümleri Uyarınca Hesaplanan Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL zorunlu arabuluculuk giderinin davanın kısmen kabul oranına göre hesaplanan 1.306,80TL’nin davalıdan, reddolunan kısım üzerinden hesaplanan 13,20TL’nin ise davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
8-Davacı tarafından yatırılan toplam 2.523,76TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacı taraf vekil ile temsil edildiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olanan 31.856,50TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davacı tarafından yapılan bilirkişi ücreti:750,00 TL, davetiye ve müzekkere tebligat gideri: 132,00TL olmak üzere toplam 882,00TL yargılama giderinin kabul oranına göre hesaplanan 873,18TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
11-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırına iadesine,
Dair, Davacı vekilinin ve davalı asilin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.25/01/2023
Katip …
¸[e-imzalıdır]

Hakim …
¸[e-imzalıdır]