Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/362 E. 2022/209 K. 21.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/362 Esas – 2022/209
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/362
KARAR NO : 2022/209

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/08/2020
KARAR TARİHİ : 21/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;

Davacı sayın vekili 14.08.2020 tarihli dava dilekçesinde özetle “…taraflar arasındaki ticari satış nedeniyle müvekkil şirketin davalı şirketten alacağı bulunduğunu ve muavin defter kayıtlarına işlenerek 01.01.2020 tarihli faturadaki bakiye borcun süresinde ödenmediğini, bu sebeple müvekkil şirket tarafından davalı şirket aleyhine alacağın tahsili amacıyla Ankara …icra Müd’nün … E. sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine tâkibin durdurulduğunu…” belirterek itirazın iptali ile en az %20 oranında icra inkâr tazmınatına karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; “…davacı tarafın müvekkil şirketle aralarında mutabakat sağlayamadıkları bir borç üzerinden takip başlattığını, taraflar arasındaki ticari ilişki çerçevesinde bakır kablolama keystone jack alım-satımı gerçekleştiğini ve bu ürünün bilişim sistemlerinde kullanılan bir zayıf akım sonlandırma elamanı olduğunu, bilgisayar ve telefonun olduğu her yerde kullanılabilen (ev telefonu veya ablolu internet kullanılabilmesi için priz içerisinde bulunan giriş) bir ürün olduğunu, bu rünlerin müvekkil şirket tarafından Diyarbakır’da bulunan inşaatın elektrik sistemi döşenmesi işinde kullanılmak üzere satın alındığını, müvekkil şirketin söz konusu ürünleri teslim almadan önce incelediğini ancak gözle görülebilen inceleyerek ortaya çıkabilecek bir ayıp bulunmadığı için itirazda bulunmadığını, ancak müvekkil şirkete davacı şirketçe ayıplı mal teslimi yapıldığını, söz konusu ürünlerin kullanılmaya başlanması halinde bir çoğunun kırılması üzerine bu durumun davacı şirkete sözlü olarak bildirildiğini ancak davacı tarafın ayıbı kabul ederek yenilerini göndereceğini söyleyerek müvekkil şirketi sürekli oyaladığını, tüm çabaların sonuçsuz kalması üzerine müvekkil şirketçe söz konusu ayıplı mallarla ilgili iade faturası düzenlenerek kargo ile davacı şirkete gönderildiğini, ayrıca davacı tarafa bu hususu açıklayan bir de elektronik posta gönderildiğini, ancak davacı şirketin haksız kazanç sağlamak amacıyla tüm bu hususları göz ardı ederek iade edilen ayıplı ürünleri ve iade faturasını teslim almadığını, akabinde gerçeği yansıtmayan faturalar nedeniyle kötü niyetli olarak müvekkil şirket aleyhine icra takibi başlatıldığını…” belirterek davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER:
-Faturalar,
-Tarafların elektronik posta yazışmaları, kargo gönderileri
-Davacı ve davalı ticari defter ve bağlı kâğıtları,
-Ankara ….İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyası,
– 08/06/2021 günlü bilirkişi raporu,
MAHKEMENİN GEREKÇESİ:
Dava, fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
Davacı vekili, müvekkilinin, davalıdan olan alacağı nedeniyle, davalı aleyhine 31.778,09-TL asıl alacağın tahsili için Ankara ….İcra Müdürlüğünün …. E sayılı dosyasında ilamsız haciz yolu ile icra takibine geçildiğini, takip borçlusunun borca itirazı üzerine takibin durdurulduğu, sonrasında eldeki davanın süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dava, takip talebine itiraz edilen alacaklının alacağının varlığını genel hükümlere dayanarak ispat suretiyle itirazın iptali istemine ilişkindir. (İİK m.67)
Davalı vekili, müvekkili aleyhine yürütülen icra takibine süresinde verdiği dilekçe ile “… müvekkilinin alacaklıya herhangi bir borcu bulunmadığını, takibe konu borca ve ferilerini itiraz ettiklerini…” bildirmiştir.
Mevcut ticari ilişkiden dolayı davacının davalıdan olan alacağının tayin ve tespiti bakımından taraflara ait ticari defterler üzerinde inceleme yapılarak 08/06/2021 tarihli bilirkişi raporları alınmıştır.
Taraf ticari defter ve bağlı kâğıtları üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporunda;”…22/06/2020 takip tarihi itibariyle her iki taraf defterinde bakiye 31.778,09 TL alacak borç kaydının varlığı, takipten sonra 10.07.2020 tarihinde davalı tarafça düzenlenen 3.548,75 TL bedelli iade faturasının davalı defterinde kaydı mevcut olup davacı defterinde bulunmadığı, bu hususta takdirin sayın mahkemenize ait olduğu, talep edilen icra inkâr tazminatı (31.778,09 % 20 – 6.355,62 TL) hususunda takdirin sayın mahkemenize ait olduğu…” bildirilmiştir.
Toplanan delillere göre; huzurdaki davada davacı “01.01.2020 tarihli faturadan kalan bakiye alacak, muavin defter kayıtları’na dayanarak 31.778,09 TL asıl alacağın işleyecek yıllık % 13,75 avans faiziyle birlikte tahsili talebiyle 22.06.2020 tarihinde başlattığı ilamsız icra takibinde davalının itirazına yönelik itirazın iptali ile tazminat talep etmektedir.
Davalı ise; davacının aralarında mutabakat sağlayamadıkları bir borç üzerinden takip başlattığını, davacı şirketçe ayıplı mal teslimi yapıldığını ve söz konusu ayıplı mallarla ilgili iade faturası düzenlenerek kargo ile davacıya gönderildiğini, ayrıca davacı tarafa bu hususu açıklayan bir de mail gönderildiğini, ancak davacı şirketin haksız kazanç sağlamak amacıyla tüm bu hususları göz ardı ederek iade edilen ayıplı ürünleri ve iade faturasını teslim almadığını savunmaktadır.
Dosya kapsamı ve SMMM bilirkişi tarafından düzenlenen bilirkişi raporu incelendiğinde; davalı tarafça 02.07.2020 tarihinde davacıya gönderilen e-mail yazısında özetle “…sizin satmış olduğunuz 16563 ve 04664 nolu faturalarda bulunan …. arızalı olduğunu daha önce de tarafınıza bildirmemize rağmen herhangi bir işlem yapılmadığından bugün arızalı iadeler de dahil 4 kalem malzemenizin ve iade faturası aslının kargoya verildiği” bildirilmiş olup, davalı tarafından davacıya Yurtiçi Kargo aracılığıyla 02.07.2020 tarihinde dosya ve koli şeklinde iki adet kargo gönderildiği,
Aynı gün içerisinde davacı şirket tarafından verilen cevapta özetle “…10 ay sonra iade olmayacağından boşuna gönderilmemesi, kargonun kabul edılmeyıp geri gönderileceği, kesilen iadeyi ve kargoyu kabul etmeyecekleri” bildirildiği,

04664 nolu fatura taraf defterlerinde kayıtlı olmadığı gibi taraflara verilen 2 haftalık kesin süre içerisinde de dosyaya sunulmadığı,
16563 numaralı ve 31/05/2019 tarihli fatura ise taraf defterlerinde kayıtlı ve ayıp ihbarında bahsi geçen diğer fatura olduğu, davalı tarafından davacıya kesilen 10/07/2020 tarih ve 101355 numaralı iade fatura bedelinin 3.548,75-TL olduğu, davalı tarafça mailde bahsedilen iade faturası örneği dosyada bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davalı iddiasını başka delillerle ispatlayamadığı, kesin delil niteliğindeki taraf yemin deliline dayandığı anlaşıldığından yemin deliline dayanıp dayanmadığı ve yemin metni hazırlaması için 2 hafta kesin süre verilmiş ve davalının 04/10/2021 tarihli dilekçesinde bildirdiği konuda- ayıp iddiasında- davacı şirket temsilisi … mahkeme huzurunda; ” .. davalı şirket ile temsilcisi olduğum şirket arasında ticari ilişki çerçevesinde Bakır Kablolama Keyston jack alım – satımı gerçekleştiği, şirketiniz tarafından ayıplı mal tesliminin yapılmadığı, davacı şirket tarafından ayıplı mal teslimi yapılmadığı, konusunda sözlü veya e-posta yoluyla herhangi bir bildirim yapıldığı, ancak bildirilimin süresinde yapılmadığı, bildirildiyse de ayıplı mal söz konusu olmadığı, ürünlerinin yenilerinin göndereceğimize dair beyan ve taahhütte bulunmadığı…” konusunda yemin etmiştir.
Davalı tarafça 22/06/2020 takip tarihinden sonra, 10/07/2020 tarihinde düzenlenen 3.548,75 TL bedelli iade faturası kaydından sonra davalının bakiye (31.778,09- 3.548,75)= 28.229,34 TL borçlu olduğunun görüldüğü, 22/06/2020 takip tarihi itibariyle her iki taraf defterinde bakiye 31.778,09 TL alacak borç kaydının varlığı, takipten sonra 10.07.2020 tarihinde davalı tarafça düzenlenen 3.548,75 TL bedelli iade faturasının davalı defterinde kaydı mevcut olup davacı defterinde bulunmadığı ve davalının 6102 sayılı TTK’nun 23/c mad. belirtilen şartlarda bir ayıp ihbarını da yerine getirmediği anlaşıldığından, davacının alacağını, davalının ticari defter ve bağlı kâğıtları ile ispat ettiği anlaşılmakla, 31.778,09 TL alacak kadar davacının davalıdan alacaklı olduğu açıklığa kavuşmakla, davanın kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.
Asıl alacak miktarına takip tarihinden itibaren taraflar arasındaki ilişkinin TTK’ dan kaynaklanması nedeniyle ticari faiz uygulanması gerekmiştir.
Alacak baştan beri likit olmakla davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
1-Davanın Kısmen Kabulü İle; Davalı borçlunun Ankara …İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasında 31.778,09-TL asıl alacak ile ilgili borçlu itirazının iptali ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren işletilecek % 13,75 avans faizi ile birlikte takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
İİK’nun 67/2.maddesi gereğince alacağın %20’si oranında 6.355,61-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Harçlar Kanununa göre alınması gereken 2.170,76 TL harçtan peşin alınan 492,43 TL harcın mahsubu ile eksik 1.678,33 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacının yapmış olduğu peşin ve başvuru harcı toplamı 546,83 TL ile aşağıda dökümü yapılan ve UYAP sisteminde görülen diğer yargılama gideri toplamı 790,80 TL nin kabul ve redde göre yapılan oranlamada takdiren 656,36 TL sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince red edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-14. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) kabul ve redde göre yapılan oranlamada 1.095,60 TL sinin davalıdan kalan 224,40 TL sinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,

HMK 333. Maddesi uyarınca Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21.03.2022