Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/314 E. 2022/717 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/314 Esas – 2022/717
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/314
KARAR NO : 2022/717

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 20/04/2018
KARAR TARİHİ : 29/09/2022
K. YAZIM TARİHİ : 07/10/2022

Mahkememizde görülen Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili Ankara Nöb. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne verdiği dava dilekçesi özetle; Davalı ile davacı arasında Emet Bor işletme Müdürlüğünün 2017-2018 yılı torbalama- istifleme- paletleme- yükleme faaliyetleri için 2016/403227 İhale Kayıt Numaralı 02.12.2016 tarihli sözleşme imzalandığını, davalı sağlık raporları nedeniyle işe gelemeyen veya iş kanunundan kaynaklanan nedenlerle mazeretli, izinli olan işçileri mazeretli kabul etmeyerek teknik şartnamenin 9.5 ve 9,24 maddelerine istinaden her ay hakedişlerden para cezası kestiğini, davalıya, …. sayılı ihtarnamesi tebliğ edildiği ancak davalı haksız cezaları uygulamaya devam ettiğini, Teknik Şartnamenin 6.1.7 – 10.3 – 13.23 – 13.24 – 14.5 maddelerine göre işe gelmeyen işçilerin geçerli bir mazereti varsa (sağlık raporu, doğum, ölüm vs) veya yasal olarak izinli ise (yıllık izin, hafta tatili, genel tatil vs) işveren idare tarafından ceza kesilemeyeceğini, 4857 sayılı iş Kanununun 46. maddesi “Bir haftalık süre içinde kalmak üzere işveren tarafından verilen diğer izinlerle hekim raporuyla verilen hastalık ve dinlenme izinleri, … Çalışılmış günler gibi hesaba katılır.” hükmüne amir olduğunu, 4857 sayılı !ş Kanununun 55. maddesinde “İşçinin uğradığı kaza veya tutulduğu hastalıktan ötürü işine gidemediği günler, … Kadın işçilerin 74 üncü madde gereğince doğumdan önce ve sonra çalıştırılmadıkları günler.” yıllık izin bakımından çalışılmış gibi sayılan haller olarak hüküm altına alındığını, 4857 sayılı İş Kanununun ek madde 2 “(Ek: 6645 – 4.4.2015 / m.35) İşçiye; evlenmesi veya evlat edinmesi ya da ana veya babasının, eşinin, kardeşinin, çocuğunun Ölümü hâlinde üç gün, eşinin doğum yapması hâlinde ise beş gün ücretli izin verilir. …İşçilerin en az yüzde yetmiş oranında engelli veya süreğen hastalığı olan çocuğunun tedavisinde, hastalık raporuna dayalı olarak ve çalışan ebeveynden sadece biri tarafından kullanılması kaydıyla, bir yıl içinde toptan veya bölümler hâlinde on güne kadar ücretli izin verilir” hükmüne amir olduğunu, Teknik Şartnamenin 9.5 maddesi yıllık ücretli izin kullananlar ve iş kanununun 55. maddesinde belirtilen çalışılmış olarak sayılan günler hariç olmak üzere; yüklenicinin mazeretsiz ve izinsiz olarak işe gelmeyen çalışan yerine aynı nitelikte çalışan çalıştırmadığı gün başına, o nitelikteki çalışanlar için hakediş dönemine ait yevmiye tutarının iki katı ceza uygulanır.” hükmüne amir olduğunu, bu maddede cezalandırmanın koşulu çalışanların mazeretsiz ve izinsiz olarak işe gelmemesi hali olduğunu, Teknik Şartnamenin 10.3. maddesi geçici hakediş ödemesi yapılabilmesi için “Çalışanlardan rapor alan ve izin kullananlara ait belgeler (ayın 15 ine kadar)” işveren idareye” teslim edilmesi şartı getirildiğini, bu maddede çalışanların raporlarının idarece hakediş düzenlenirken çalışılmış gibi hesaba katılacağını açıkça gösterdiğini, sözleşme, idari ve teknik şartname ile yasal mevzuata rağmen davalının sağlık raporları veya iş kanunundan kaynaklanan nedenlerle geçerli mazereti veya izni olan işçiler için Teknik Şartnamenin 9.5 ve 9.24 maddelerine istinaden ceza kesmesinin hukuka aykırı olduğunu, davalının dava konusu işi süreli olarak alt işverenlere ihale ile vermekte olduğu ve tüm İşçilerin davalının işyerinde sürekli olarak çalıştığını, işçilerin çalışma süresi bir alt işverenin ihale süresiyle birlikte sona erse ve SGK çıkışları yapılsa dahi, ihaleyi yeni alan bir sonraki ait işveren üzerinden tekrar SGK girişleri yapıldığı ve çalışmaya devam ettiklerini, tüm İşçiler, ihaleyi alan alt işveren şirketin sigortalı çalışanı olarak görünse de İhale Şartnamesine göre davalının bilgisi ve onayı olmadan alt işveren şirketin, İşçilerin iş akdine son vermesi ve işçi alması mümkün olmadığını, davalının istemediği İşçi çalıştırılamadığını, işçilere yıllık izinleri ve günlük mazeret izinleri dahi davalı tarafından verilmekte olduğunu, tüm işçiler davalının yönetimi ve kontrolünde olduğunu, bu nedenle davalının, yasadan kaynaklanan geçerli mazeretleri kabul etmeyerek eksik işçi çalıştırıldığı iddiasıyla ceza kesmesinin emredici kanun hükümlerine, sözleşmeye, idari ve teknik şartname ve işletmenin fiili koşullarına tamamen aykırı olduğunu, yasa ve sözleşmeye göre mazeretli ve izinli olan işçilerin her biri için ceza uygulanması haksız olduğu gibi aynı İşçi için yasal mazeret veya izne rağmen iki ayrı ceza uygulanması da ayrı bir haksızlık oluşturduğunu, Teknik Şartnamedeki aynı fiilden dolayı iki kez yargılama ve cezalandırmayı içeren 9.5 ve 9.24 maddelerdeki cezai hükümler ile AİHS nin ek 7 no.lu Protokolünün 4. maddesindeki “Aynı suçtan iki kez yargılanmama ve cezalandırılmama güvencesi” ile çatıştığını belirterek haksız olarak kesilen 371.737,00 TL alacağın davalıdan tahsiline, her ayın hakedişinden kesilen dava konusu ceza alacaklarına sözleşmenin 12. maddesine istinaden kesintinin yapıldığı tarihlerden itibaren avans faizi işletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi ekli duruşma gün ve saatini bildirir ihtaratlı davetiye tebliğ edilmiş, taraf teşkili sağlanmış, davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; Davalının, planlama üretim, satış ve pazarlama gibi asıl faaliyet konusuna giren işleri kendi personeli ile (memurlar, sözleşmeli personel ve işçiler) yaparken, temizlik yemek pişirme ve hazırlama, ürünlerin torbalanması, nakliyesi gibi bir takım yardımcı işleri ise 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu veya aynı Kanunun 3/g maddesi (istisna) kapsamında kendi mevzuatına göre ihale yoluyla özel sektöre yaptırmakta olduğu, Emet Bor İşletme Müdürlüğü ihtiyacı Torbalama-İstifleme-Paketleme-Yükleme Faaliyetleri hizmet alım işi Genel Müdürlük ile, 02.12.2016 tarihinde imzalanan sözleşme kapsamında Maksimum Lojistik Hizmetleri ve Ticaret A.Ş. /İstanbul taahhüdü altında olduğu, söz konusu iş ile ilgili olarak teknik şartnamenin 9.5 maddesi ve 9.24 maddesi hükümlerine göre, ilgili firmanın Ocak-Şubat aylarına ait hakedişlerinde her madde için ayrı ayrı ceza tutarları hesaplandığı, ilgili firmaya eksik personel cezası kesildiği, yükleniciye kesilen cezalar işe gelemeyen personel yerine aynı nitelikte personel getirilmediği ve şartnamede belirtilmiş personel sayısı ( 92 paketleme dolum işçisi, 38 forklift operatörü, ve 4 mühendis toplam 134 kişi) tamamlanmadığı günler için kesilmiş olduğu, yüklenici firma rapor alan çalışanlarının vardiyasına aynı nitelikte başka bir personel getirmek ve şartnamede belirtilen personel sayısını (134 kişi) tamamlamak zorunda olduğu, davacı yüklenici dava dilekçesinde; 4857 sayılı iş kanununun 46. maddesi ve 4857 sayılı iş kanunun 55. Maddesine dayanmış ise de Sayıştay kararlarına göre davalının yaptığı işlemde usulsüzlük bulunmadığı, davalının yasa, sözleşme ve teknik şartnameye uygun olarak ceza kesintisi uyguladığı, ayrıca ancak temerrüt tarihinden itibaren faiz talebinde bulunulacağı, dava konusu kesintiler işçi alacaklarından kaynaklandığından avans faizi değil yasal faiz istenebileceği belirtilerek davanın reddi istenmiştir.
ÖN İNCELEME: Mahkememizde yapılan ön inceleme duruşmasında yargı hakkı, görev ve yetki hususları, dava ve taraf ehliyetleri, dava şartları ve ilk itirazlar değerlendirilmiş, bu yönlerde bir iddia ve itirazda bulunulmadığı gibi Mahkememizin de görevli ve yetkili olduğu ve dava şartlarının tamam olduğu anlaşılmış; tarafların anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar tespit edilmiş; taraflar sulhe ve arabuluculuğa teşvik edilmiş, ön inceleme duruşmasında hazır bulunan taraf vekilleri sulh olmalarının mümkün olmadığını ve arabuluculuğa başvurmak istemediklerini belirtmişlerdir.
DELİLLER: Tarafların delilleri toplanmış, taraf vekillerince sözleşme, şartnameler, ihtarname, hakkediş belgeleri ibraz edilmiştir.
Mahkememizce davacının ticari defter, kayıt ve belgeleri üzerinde talimat yoluyla bilirkişi incelemesi yaptırılmış, SMMM bilirkişi düzenlediği raporunda sonuç olarak; Davacının ticari defterlerinin açılış-kapanış onaylarının yapıldığı, taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2016/403227 İhale Kayıt Numaralı 02.12.2016 tarihli sözleşmeye göre kurulduğunu, teknik şartnamenin 9.5 ve 9.24 maddelerine istinaden davalının para cezası kesebileceği yönünde hüküm kurması halinde; davacının 5.322,53 TL fazla kesilen ceza nedeniyle alacağının olduğu, davacı yüklenicinin teknik şartnameye göre eksik sayıda personel çalıştırmasının yasal mazereti olması sebebiyle davalının bu sebeple ceza kesintisi kesemeyeceği yönünde hüküm kurması halinde ise; davacının 371.737,13 TL alacağının olduğu belirtilmiştir.
Mahkememizce ikinci olarak davalının ticari defterleri ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, SMMM ve sözleşme-hesap uzmanı bilirkişi heyeti düzenlediği raporunda sonuç olarak; Davalı tarafın açtığı ihale sonucu ihaleyi kazanan davacı ile yapılan sözleşme ve şartname maddeleri gereğince davalı tarafın ceza kesintileri yapmış olduğu anlaşıldığı, ancak davalı tarafın 5.322,53 TL fazla kesinti yapmış olduğu bu bedelin davacıya iadesi gerektiği, kesilen cezalar teknik şartname maddelerine uygun olduğu ve davacının hakedişlere itirazı olmadığı halde Mahkemece 4857 S.K gereği kesintilerin mazeretli ve izinli işçiler nedeniyle yapıldığından bahisle haksız olduğu kanısına varılırsa davacıdan kesilen 371.737,13 TL meblağın iadesi gerektiği belirtilmiştir.
MAHKEMENİN GEREKÇESİ: Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine yöneliktir.
Davacı dava dilekçesi ile; Davalı kurumun, sağlık raporları nedeniyle işe gelemeyen veya iş kanunundan kaynaklanan nedenlerle mazeretli, izinli olan işçileri mazeretli kabul etmeyerek teknik şartnamenin 9.5 ve 9,24 maddelerine istinaden her ay hakedişlerden para cezası kestiğini, işe gelmeyen İşçilerin geçerli bir mazereti varsa (sağlık raporu, doğum, ölüm vs) veya yasal olarak izinli ise (yıllık izin, hafta tatili, genel tatil vs) işveren idare tarafından ceza kesilemeyeceğini, davalının, dava konusu işi süreli olarak alt işverenlere ihale ile vermekte olduğu tüm işçilerin davalının işyerinde sürekli olarak çalıştığını, işçilerin çalışma süresi bir alt işverenin ihale süresiyle birlikte sona erse ve SGK çıkışları yapılsa dahi, ihaleyi yeni alan bir sonraki ait işveren üzerinden tekrar SGK girişleri yapıldığını ve çalışmaya devam ettiklerini, tüm işçilerin ihaleyi alan alt işveren şirketin sigortalı çalışanı olarak görünse de ihale şartnamesine göre davalının bilgisi ve onayı olmadan alt işveren şirketin, işçilerin iş akdine son vermesi ve işçi alması mümkün olmadığını, davalının istemediği işçinin çalıştırılamadığını, işçilere yıllık izinleri ve günlük mazeret izinlerinin dahi davalı tarafından verilmekte olduğunu, tüm işçilerin davalının yönetimi ve kontrolünde olduğunu, bu nedenle davalının, yasadan kaynaklanan geçerli mazeretleri kabul etmeyerek eksik işçi çalıştırıldığı iddiasıyla ceza kesmesinin emredici kanun hükümlerine, sözleşmeye, idari ve teknik şartname ile işletmenin fiili koşullarına tamamen aykırı olduğunu, yasa ve sözleşmeye göre mazeretli ve izinli olan işçilerin her biri için ceza uygulanması haksız olduğu gibi aynı işçi için yasal mazeret veya izne rağmen iki ayrı ceza uygulanmasının haksız olduğunu belirterek haksız olarak kesilen tutar olan 371.737,00 TL’nin kesinti tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalının tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili ise, cevap dilekçesi ile özetle; Davaya konu ceza kesintisinin yasaya, sözleşmeye, şartnamelere ve yargı kararlarına uygun olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Somut olaydaki taraflar arasındaki anlaşmazlık; mazeretli olarak ya da izinli olarak işe gelmeyen personeller nedeniyle 4857 sayılı kanun gereğince şartnamede belirtilmiş personel sayısının ( 92 paketleme dolum işçisi, 38 forklift operatörü, ve 4 mühendis toplam 134 kişi) sağlanmış sayılıp sayılmayacağı hususu ve dolayısı ile mazeretli veya izinli olarak işe gelmeyen personel yerine şartnamede kararlaştırılan sayıyı sağlamak üzere başka personel ikame edilmesinin gerekip gerekmediği, ayrıca şartnamede belirtilen sayıda işçi çalışmaması nedeniyle ikinci kez ceza uygulamasının mümkün olup olmadığı hususundadır.
Mahkememizce talimat yoluyla alınan SMMM bilirkişi raporu ile SMMM ve sözleşme-hesap uzmanı bilirkişi heyeti raporunun usul ve yasa ile dosya kapsamına uygun, yeterli, gerekçeli ve hüküm vermeye elverişli olduğu görülerek hükme esas alınmıştır.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, sözleşme, şartnameler, hakediş dosyası, bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı dikkate alındığında; Dava konusu, davacı ile davalı arasında Emet Bor İşletme Müdürlüğünün 2017-2018 yılı torbalama-istifleme-paketleme-yükleme faaliyetleri için 02.12.2016 tarihli imzalanan sözleşme gereği üstlendikleri işte düzenlenen hakedişlerden sağlık raporları nedeniyle işe gelmeyen, iş kanunundan kaynaklanan mazeretli, izinli işçilerin mazeretleri kabul edilmeyerek teknik şartnamenin 9.5 ve 9.24 md gereği hakedişlerinden para cezası kesilmesinin yasaya teknik şartnameye aykırı olmasından bahisle haksız olarak kesilen 371.727,00 TL’nin davalıdan tahsiline ilişkindir.
4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununda; “Madde 1- Bu Kanunun amacı, Kamu İhale Kanununa göre yapılan ihalelere ilişkin sözleşmelerin düzenlenmesi ve uygulanması ile ilgili esas ve usulleri belirlemektir. / Kapsam Madde 2- Bu Kanun, Kamu İhale Kanununa tabi kurum ve kuruluşlar tarafından söz konusu Kanun hükümlerine göre yapılan ihaleler sonucunda düzenlenen sözleşmeleri kapsar. / Tanımlar Madde 3- Bu Kanunun uygulanmasında Kamu İhale Kanununda yer alan tanımlar geçerlidir. / İlkeler Madde 4- Bu Kanuna göre düzenlenecek sözleşmelerde, ihale dokümanında yer alan şartlara aykırı hükümlere yer verilemez. Bu Kanunda belirtilen haller dışında sözleşme hükümlerinde değişiklik yapılamaz ve ek sözleşme düzenlenemez. Bu Kanun kapsamında yapılan kamu sözleşmelerinin tarafları, sözleşme hükümlerinin uygulanmasında eşit hak ve yükümlülüklere sahiptir. İhale dokümanı ve sözleşme hükümlerinde bu prensibe aykırı maddelere yer verilemez. Kanunun yorum ve uygulanmasında bu prensip göz önünde bulundurulur.” şeklinde hükümler öngörülmüştür.
Bu durumda davacı yüklenici ihale ile işi üstlendiğinden bu aşamadan sonra artık taraflar arasındaki Kamu İhale Sözleşmesi hükümlerine göre işlem ve uygulama yapmak gerekecektir. İş kanununa atıfla somut olayı değerlendirmek mümkün olmadığı gibi, kamu ihale mevzuatında haksız şart kavramı bulunmamakta, haksız şart tüketici hukukunda talep konusu olabilmektedir.
Kaldı ki taraflar arasındaki sözleşmenin, “Madde 4 – Tanımlar başlığı altında: 4.1. Bu Sözleşmenin uygulanmasında, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu ve 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu ile Hizmet İşleri Genel Şartnamesinde ve ihale dokümanını oluşturan diğer belgelerde yer alan tanımlar geçerlidir.” şeklinde düzenleme yapılmakla uygulanacak kanun hükümleri açık olarak belirlenmiştir.
Taraflar arasında 02.12.2016 tarihli sözleşme tanzim edilmiş olup, davacının ilk kez kesilen cezalara 29.03.2017 tarihli ihtarı ile itiraz ettiği belirlenmiştir. Davacının bu tarihten önce hakedişlere itirazına rastlanmamıştır. Bu durumda hakedişleri itirazsız kabul ettiği anlaşılmaktadır.
Taraflar arasındaki Kamu İhale Sözleşmesinin ve şartnamelerin ilgili maddeleri incelendiğinde; Teknik Şartname 9.5 maddesinde; Yıllık ücretli izin kullananlar ve İş Kanunun 55. Md.sinde belirtilen çalışılmış olarak sayılan günler hariç olmak üzere yüklenicinin mazeretsiz ve izinsiz olarak işe gelmeyen çalışan yerine aynı nitelikte çalışanı çalıştırmadığı gün başına , o nitelikte çalışanlar için hakediş dönemine ait yevmiye tutarının 2 katı ceza uygulanacağı; 9.24 maddesinde; Yüklenici teknik şartnamede belirtilmiş personel sayısından az personel çalıştıramayacağı, teknik şartnamede belirtilmiş personel altında personeli çalıştırması halinde halinde ise günlük 250 TL/kişi ceza yüklenicinin hakedişinden kesileceği belirtilmiştir.
Yine teknik şartname: 6.1.4 md.sinde: “İşin yürütümü için gerekli çalışanların sayısı nitelikleri ve bu nitelikleri gösterir belgeler aşağıda tabloda verilmiş olup bu niteliğe sahip olmayanlar çalıştırılmayacaktır. İşin yürütümü için hafta tatili yıllık ücretli izinler gözönüne alındığında toplam 134 personel gerekli olup personelin dağılımı ve nitelikleri 6.1.10 mdsindeki tabloda verilmiştir.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Tüm bu maddeler nazara alındığında, yüklenicinin bu ihaleye girerken şartnameyi okuduğu, tüm şartları kabul ettiği, hatta hakedişlerden kesinti yapıldığında da itirazsız kabullenmiş olduğu nazara alındığında yapılan kesintilerin taraflar arasında imzalanan sözleşme ve teknik şartnameye uygun olduğu anlaşılmaktadır.
Teknik şartname 9.5 ve 9.24 maddelerinde iki ayrı ceza öngörülmüş olup, davalı kurum şartnameye uygun uygulama yapmıştır. Nitekim 9.5 md.sinde mazeretli ve izinli işçi yerine başka işçi ikame edilmemesinin cezası ( yevmiye tutarının iki katı ceza), 9.24 md.sinde ise 134 personel altında işçi çalıştırma halinde kişi başına günlük 250 TL ceza uygulaması öngörülmüş olup, davalı bu iki ayrı maddeye uygun ceza uygulamıştır.
Davacı defterlerinin, dava konusu iş ile ilgili ilgili olarak personel puantaj kayıtlarının 14 hakediş kapsamında incelenmesi sonucunda; 166.539,60 TL yevmiye cezası, 199.875,00 TL eksik kişi cezası olmak üzere toplam 366.414,60 TL ceza hesaplandığı, davalı tarafından hakedişlerden 371.737,13 TL kesinti yapıldığı, dolayısıyla hesaplanan tutardan 5.322,53 TL fazla kesinti yapılmış olduğu tespit edilmiştir.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle; Davalı kurumun açtığı ihale sonucu ihaleyi kazanan davacı şirket ile yapılan sözleşme ve şartname maddelerine uygun olarak davalı tarafın ceza kesintileri yapmış olduğu, ancak davalının 366.414,60 TL ceza uygulaması yapması gerekirken 371.737,13 TL kesinti yapmak suretiyle, 5.322,53 TL fazla kesinti yapmış olduğu ve bu bedelin davacıya iadesi gerektiği; bu tutara davacı tarafından çekilen Beyoğlu 20.Noterliğinin 05541 yev. no.lu ihtarnamesinin ihtarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle avans faizine hükmedilmesi gerektiği anlaşılmakla; Davanın kısmen kabulü ile, 5.322,53 TL’nin 04/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
5.322,53 TL’nin 04/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
Alınması gereken 363,58 TL harçtan peşin alınan 6.348,34 TL harcın mahsubu ile eksik 5.984,76 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde hesap numarası bildirmiş ise iadenin elektronik ortamda hesaba aktarılmasına, hesap numarası bildirilmemiş ise masrafın avanstan karşılanmak üzere PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Davacı tarafından peşin yatırılan 6.389,44 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan ve ayrıntısı UYAP sistemi üzerinde gösterilen toplam 8.897,50 TL yargılama giderinin davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 1.245,65 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6102 sayılı TTK’nun 5/A-1. maddesi, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-10,14. maddesi ile Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri gereğince hesaplanan ve Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk giderinin, davadaki haklılık durumuna göre 184,80 TL’sinin davalıdan, 1.135,20 TL’sinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen kısım üzerinden hesaplanan 5.322,53 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 54.298,03 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair;Taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/09/2022