Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/285 E. 2022/73 K. 08.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/285 Esas – 2022/73
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/285 Esas
KARAR NO : 2022/73

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/07/2020
KARAR TARİHİ : 08/02/2022
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ: 18/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 5. Hudut Alay 2. Hudut Tabur Komutanlığı/IĞDIR emrinde görev yapmakta iken 25/12/2018 tarihinde komutanlığa bağlı … Hudut Karakolunda meydana gelen ..plakalı … araç kazasında yaralandığını ve psikolojik şoka girdiğini, davalı sigorta şirketi tarafından düzenlenen sigorta poliçesi, kişi başına sakatlık halinde kaza tarihinde 30333177 poliçe no ile bedeni teminat sağlandığını, müvekkilinin kaza sırasında maruz kaldığı travma sonucu belinde kırık meydana geldiğini, olay nedeniyle büyük korku yaşadığını ve girdiği psikolojik şoku atlatamadığını manevi tazminat talep ettiğini, davalılara başvurusunun haksız olarak reddedildiğini iddia ederek fazlaya ilişkin talep hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 25/01/2021 tarihli dilekçesinde özetle, maddi tazminat talebini açıklayarak 500,00 TL geçici, 400,00 TL daimi sakatlık tazminatı talep ettiğini bildirmiştir.
Davalı sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; usulüne uygun başvuru yapılmadığından davanın başvuru şartı eksikliğinden usulden reddi gerektiği, tedavi ve geçici maluliyet giderlerinden müvekkilinin sorumlu olmadığını, gerçek zararın ispatının gerektiğini, faiz talebinin yerinde olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … … Bakanlığı vekili cevap dilekçesinde özetle; yargı yolu, görev, yetki, işbölümü, husumet, zamanaşımı, hak düşürücü süre itirazlarının bulunduğunu, kaçınılmazlık durumunun söz konusu olduğunu, olayda idarenin kusura dayalı ve kusursuz sorumluluğunun olmadığını, talep edilen tazminat miktarlarının fahiş olduğunu, yapılan ödemelerin mahsubunun gerektiğini, faiz talebinin yerinde olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar nedeniyle kusurlu yan ve sigortacısı aleyhine açılan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davanın işletenin sorumluluğuna dayanılarak açılmış olması ve KTK’nun 110. maddesi uyarınca yargı yolu savunmasının yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Mahkememizin davaya bakmaya yetkili ve görevli olduğu, davalının zaman aşımı ve hak düşürücü süre savunmasının kaza tarihi ile dava tarihi gözetilerek KTK’nun 109 maddesi uyarınca yerinde olmadığı, başvuru dava şartına ilişkin savunmasının usule uygun olmadığı iddia edilen evrak yargılama aşamasında tamamlanabileceğinden (Yargıtay 4. HD 2021/3042 esas 2021/1562 karar) yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Davalı nezdinde düzenlenen sigorta poliçesi ve hasar dosyası, davacının ekonomik ve sosyal durumunun araştırılmasına ilişkin kolluk tutanağı, davacının kaza nedeniyle görmüş olduğu tedaviye ilişkin tüm evrak, davacıya kaza nedeni ile ödeme yapılmasına ilişkin SGK ve … … Bakanlığı yazı cevabı dosyamız arasına alınmıştır.
Hacettepe Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 10/11/2021 tarihli maluliyete ilişkin raporda, davacının kaza nedeni ile %51 oranında kalıcı iş göremezliğinin bulunduğu, tedavi süresinin 6 aya kadar uzayabileceği, 1 ay başkasının bakımına muhtaç olduğu bildirilmiştir. Rapor oluşa uygun görülerek karar vermeye yeterli bulunmakla mahkememizce itibar edilmiştir.
Kusur oranının tespiti için rapor tanzimi talep edilmiş, Ankara Adli Tıp Kurumu’nun 20/05/2021 tarihli raporunda, tarafların kusurları ile kusur oranları değerlendirilmiş, davalının sigortalısının tam kusurlu olduğuna ilişkin kanaat bildirilmiştir. Raporun oluşa uygun ve hüküm kurmaya elverişli olduğu değerlendirilerek mahkememizce itibar edilmiş, sigortalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğu değerlendirilmiştir. Rapor içeriği ve olayın oluş şekli gözetildiğinde davalı idarenin kaçınılmazlık savunmasına da itibar edilmemiştir.
Davacı vekili 01/09/2021 tarihli dilekçesi ile, davalı sigorta ile maddi tazminata ilişkin sulh olduklarını bildirerek feragat ettiklerini beyan etmiş davalı vekili 02/09/2021 tarihli dilekçesi ile davacı ile sulh olduklarından yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediklerini bildirmiştir. Davanın niteliği ile HMK’nun 307 ve devamı maddeleri uyarınca maddi tazminata ilişkin davanın feragat nedeni ile reddine karar vermek gerekmiştir.
Manevi tazminata ilişkin talebin değerlendirilmesinde ise, TBK’nun 56. maddesi gözetildiğinde davaya konu kazanın davacının manevi acı ve ızdırap duymasına neden olduğu, bu hali ile davacının manevi tazminat talebinin yerinde olduğu, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirebilecek ve var olan durumda elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan miktarının her olayın şartlarına göre değerlendirilmesinin gerekeceği; davacının maluliyet oranı, davacının psikolojik travmasının kalıcı hale gelmiş olması, olay tarihi, oluş biçimi, olayın özellikleri, ekonomik ve sosyal olgular ile olaydaki kusur durumu dikkate alındığında davacının manevi tazminat davasının kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve açıklanan gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE,
1-Davacının maddi tazminata ilişkin davasının feragat nedeni ile reddine,
2-Davacının manevi tazminata ilişkin davasının kısmen kabulü ile, 75.000,00 TL manevi tazminatın 25/12/2018 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … … Bakanlığı’ndan alınarak davacıya verilmesine,
Maddi tazminata ilişkin alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, fazla alınan 264,27 TL’nin karar kesinleştiğinde istek halinde iadesine,
Manevi tazminata ilişkin davalı bakanlık harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin kabul red oranı gözetilerek 1.307,00 TL’sinin davalı Bakanlık’tan, bakiyesinin davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
Maddi tazminata ilişkin davalı bakanlık kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
Maddi tazminata ilişkin davalı sigorta şirketi talep etmediğinden lehine vekalet ücreti takdir edilmesine yer olmadığına,
Manevi tazminata ilişkin davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 10.550,00 TL vekalet ücretinin davalı Bakanlık’tan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Manevi tazminata ilişkin davalı Bakanlık kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
Davacı tarafça iş bu yargılama neticesinde yapılan ve UYAP sisteminde kayıtlı 319,75 TL ve 723,00 TL ATK masrafının toplamı 1.042,75 TL yargılama giderinin kabul red oranına göre hesaplanan 774,32 TL’sinin davalı Bakanlık’tan alınarak davacıya VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde istek halinde iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/02/2022