Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/253 E. 2021/174 K. 09.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/253 Esas
KARAR NO : 2021/174

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 18/06/2020

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 19/06/2020

KARAR TARİHİ : 09/03/2021
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ: 29/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’ün sürücü, davalı şirketin ruhsat sahibi, davalı … …’nın ise davalı şirketten aracı kiralayan kişi olduğunu, davacının ise 06/04/2014 tarihinde aracın ZMMS sigortacısı olduğunu, bu tarihte meydana gelen kazada dava dışı ….’nın vefatı üzerine mirasçılarının açtığı … Ticaret Mahkemesi’nin … esas … karar sayılı ilamı üzerine müvekkilinin … Dairesi’nin … esas sayılı dosyasında ödeme yaptığını, ödemenin rücuen tahsili amacıyla … Dairesi’nin … esas sayılı dosyası ile davalılar hakkında icra takibi başlatıldığını, davalıların haksız olarak itiraz ettiğini iddia ederek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 06/04/2014 tarihli kazada dava dışı ….’in maluliyeti nedeni ile açtığı … Ticaret Mahkemesi’nin … esas … karar sayılı ilamı üzerine müvekkilinin … Dairesi’nin …. esas sayılı dosyasında ödeme yaptığını, ödemenin rücuen tahsili amacıyla … Dairesi’nin … esas sayılı dosyası ile davalılar hakkında icra takibi başlatıldığını, davalıların haksız olarak itiraz ettiğini iddia ederek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili asıl ve birleşen davaya verdiği cevap dilekçesinde özetle; kira sözleşmesinin tarafının diğer davalılar olduğunu, müvekkilinin … tarafından rica edilmesi nedeni ile arkadaş grubunda en az alkol alan kişi olması nedeni ile aracı kullandığını, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … … vekili asıl ve birleşen davaya verdiği cevap dilekçesinde özetle; davanın ve rücu talebinin zaman aşımına uğradığını, davacının bildirim yükümlülüğünü yerine getirmediğini, müvekkilinin olayın oluşunda kusuru bulunmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili asıl ve birleşen davaya verdiği cevap dilekçesinde özetle; zaman aşımı, görev, yetki, husumet itirazında bulunduğunu, davacının bildirim yükümlülüğünü yerine getirmediğini bu nedenle davacının kusuru ile zararın artmasına sebebiyet verdiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava ve birleşen dava, ZMMS sigortacısı tarafından sürücünün alkollü olması nedeni ile trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı dava dışı üçüncü kişilere ödenen tazminatın işleten, kiralayan ve sürücüden rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davalıların icra dosyasındaki itiraz dilekçelerinin davacıya tebliğ edilmemesi karşısında davanın süresinde açıldığının kabulü gerekmektedir.
Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Poliçe Genel Şartlarının B.4/2.maddesinde “Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene rücu edebilir” hükmü karşısında, davacının rücu davasını ancak kendisiyle sözleşme yapan akidine karşı açabileceği, rıza hilafına bir durum olmadığından illiyet bağının kesilmesi da söz konusu olmadığından, eldeki davada yalnız davalı şirkete rücu talebinde husumetin yöneltilebileceği değerlendirilmiştir (Yargıtay 17 HD 2018/1410 esas 2018/4696 karar, 2015/15005 esas 2017/7782 karar sayılı ilamları). Bunun yanında, davalılar … ve şirket arasındaki kira sözleşmesinin 8. maddesinde 3. şahısların rücu dahil hak ve alacaklarının muhatabı olarak kiracı belirlendiğinden bu davalının da pasif husumetinin bulunduğu değerlendirilmiştir. Ancak sigorta ve kira sözleşmesinin tarafı olmayan …’ün asıl ve birleşen davada pasif husumeti bulunmadığı değerlendirilmiş ve bu davalı yönünden davanın pasif husumet nedeni ile reddine karar vermek gerekmiştir.
Diğer davalıların süresinde asıl ve birleşen davaya karşı zamanaşımı savunmasında bulunduğu görülmüştür. Eldeki davada 6102 sayılı TTK’nın 1420. maddesi gereğince zamanaşımı süresi ödeme tarihinden itibaren 2 yıldır (Yargıtay 17. HD 2016/18808 esas 2017/1276 karar, 2019/2921 esas 2020/5822 karar sayılı ilamları).
Asıl davada davacı tarafça ödemenin 06/08/2015 tarihinde yapıldığı, davaya konu icra takip tarihinin ise 25/11/2019 olduğu, birleşen davada ödemenin 07/03/2017 tarihinde yapıldığı, takip tarihinin ise 10/01/2020 olduğu, bu hali ile ödemelerin üstünden 2 yıl geçtikten ve dolayısıyla zamanaşımı dolduktan sonra takip başlatıldığı anlaşılmıştır. Bu hali ile asıl ve birleşen dosyanın davalı şirket ile … yönünden zamanaşımı nedeni ile reddine karar vermek gerekmiş ve açıklanan nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
Asıl ve birleşen davanın, davalı … yönünden pasif husumet yokluğundan reddine, diğer davalılar yönünden zamanaşımı nedeni ile reddine,
Asıl davada alınması gereken 59,30 TL harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, fazla alınan 1.683,03 TL’nin karar kesinleştiğinde davacı yana iadesine,
Birleşen davada alınması gereken 59,30 TL harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, fazla alınan 1.357,17 TL’nin karar kesinleştiğinde davacı yana iadesine,
Asıl ve birleşen davada 1.320,00’şer TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
Asıl davada davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden, ön inceleme aşamasında karar verilmesi nedeni ile, karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olunan 2.040,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Birleşen davada davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden, ön inceleme aşamasında karar verilmesi nedeni ile, karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olunan 2.040,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Asıl davada davalı şirket ile davalı … … kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden ve aynı gerekçe ile red kararı verildiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olunan 25.781,23 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Birleşen davada davalı şirket ile davalı … … kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden ve aynı gerekçe ile red kararı verildiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olunan 22.435,30 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Davacı tarafından asıl ve birleşen davada yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırına iadesine,
Karar kesinleştiğinde icra dosyalarının iadesine,
Dair; hazır bulunan taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.09/03/2021

Katip … Hakim …
¸[e-imza] ¸[e-imza]