Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/228 E. 2023/79 K. 08.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/228 Esas – 2023/79
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/228
KARAR NO : 2023/79

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
VEKİLİ :

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 03/06/2020
KARAR TARİHİ : 08/02/2023
K.YAZIM TARİHİ : 10/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 15/12/2018 tarihinde Ankara ili Keçiören ilçesinde Çambaşı Caddesi üzerinde plakası tespit edilemeyen ve ters yönden gelen bir aracın çarpması sonucu davacı müvekkilinin hayati tehlikesi olacak şekilde ağır şekilde yaralandığını, sürekli malul kaldığını, söz konusu kaza, plaka ve sürücüsü tespit edilemeyen aracın asli ve tam kusuru nedeniyle meydana geldiğini, müvekkilinin herhangi bir kusurunın bulunmadığını, yine söz konusu kaza ile ilgili olarak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca 2018/232851 sayısı ile soruşturma yürütüldüğünü, şüphelinin tespit edilemediğini, kaza tarihi itibariyle başvurucu müvekkilinin geliri asgari ücretin üzerinde olduğunu, hesaplamada bu hususun dikkate alınmasını talep ettiklerini, zorunlu sigortanın yapılmadığı veya zarara neden olan aracın tespit edilemediği hallerde ise … Hesabı Yönetmeliğinin 9.maddesi gereği üçüncü kişilerin ZMMS kapsamındaki zararları … Hesabı Fonu tarafından karşılanacağını, kazaya kusuruyla sebebiyet veren araç sürücüsünün kazanın hemen ardından olay yerinden kaçması ve ne kendisinin kimliğinin ne de sürücüsü olduğu aracın plakası belirlenememiş olmasından dolayı 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu 14/12-a bedi uyarınca … Hesabı’na 20/03/2019 tarihinde taraflarınca başvuruda bulunulduğunu, davalı tarafından bu başvuruya olumsuz yanıt verildiğini, 7155 sayılı kanun ile 6102 sayılı TTK’ ya eklenen 5/A maddesi uyarınca arabuluculuk bürosuna başvurulmuş ancak uyuşmazlık konusunda anlaşma sağlanamadığını, belirtilen nedenlerle iş bu davayı açma zaruretinin doğduğunu, maddi zorluklar nedeni ile müvekkilinin yargılama masraflarını karşılama durumu olmadığından öncelikle adli yardım taleplerinin kabulüne, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; 100,00TL sürekli iş göremezlik tazminatının kaza tarihinden işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı müvekkiline verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının yaptığı başvuruda özürlülük ölçütüne göre düzenlenmiş sağlık kurulu raporu bulunmadığını, kusuru oranının tespiti gerektiğini, müvekkilinin sorumluluğunun araç sürücüsünün kusur oranı ve gerçek zarar ile sınırlı olduğunu, müvekkile yapılan eksiksiz bir başvuru yapılmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
ISLAH:Davacı vekili 17/01/2023 tarihli ıslah dilekçesinde özetle, 360.000,00 TL üzerinden davalarının kabulünü istemiştir.
DELİLLER:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat talebidir.
Tarafların göstermiş oldukları delilleri toplanılmış; Arabuluculuk tutanağı, Nüfus kayıt örnekleri, Tarafların ekonomik ve sosyal durumunun araştırılmasına ilişkin kolluk tutanağı, davacının kaza nedeniyle görmüş olduğu tedaviye ilişkin tüm evraklar, davacıya kaza nedeni ile ödeme yapılmasına ilişkin SGK yazı cevabı, Savcılık dosyası örneği dosya içerisine kazandırılmış, Adli Tıp Kurumundan kusur raporu, aktüerya bilirkişilerinden hesaplama raporu dosyaya alınmıştır.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2018/232851 Soruşturma sayılı dosyasından alınan 21/01/2019 tarihli raporda;DVD’nin içerisinde farklı sürelere ait 1çerısınde her hangı bir ses kaydı olmayan 13 adet güvenlik kamera görüntülerinin olduğunun görüldüğünü, bu güvenlik kamera görüntülerinin müştekinin yaralanması haricindeki video görüntülerinin içeriği ile ilgili olarak müşteki ile yapılan telefon konuşması sonucu yapılan incelemede “Havanın karanlık olduğu müştekinin karşıdan karşıya geçmek üzere iken cadde üzerinde hareket halindeki bir arabanın müştekiye çarptığı (muhtemel çarpan arabanın eski model Mercedes olduğu) ve arabanın durmadığı ve yoluna devam ettiği çevrede bulunan insanların yaralanan müştekinin başına toplandığının görüldüğünü, havanın karanlık olması ve cadde üzerinde hareket eden arabaların farlarının açık olmasından dolayı kamera görüntülerine ışık yansımasından kaynaklı müştekiye çarpan arabanın plakasının gözükmediği, diğer güvenlik kamera görüntülerinde ise müştekinin beyanına göre müştekiye çarpan arabanın (Mercedes marka bir araç olduğu) farklı caddelerdeki bu güvenlik kamera görüntülerinde sokak aralarında hareket halinde olan renk ve plakası gözükmeyen arabaya ait güvenlik kamera görüntülerinden fotoğraflar çekildiğini, bazı güvenlik kamera görüntülerinde ise cadde üzerinde hareket halinde olan arabaların güvenlik kamera görüş açısına uzak mesafede hareket etmesi, havanın karanlık olması, arabalara ait farların kameralara ışık yansımasından dolayı araçların marka, model, plaka gibi özelliklerin gözükmediği görülmekle kaza yapan araç tarafınca tespit edilemediğini belirtmiştir.
Adli Tıp Kurumu Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı Ankara Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı’nın 26/05/2021 tarihli raporunda; mevcut verilere göre; plakası belirsiz araç sürücüsü, meskun mahalde gece vakti bölünmüş yolda seyri sırasında kaza mahalli kavşağa geldiğinde, kurallara aykırı bir şekilde önünde seyreden aracı geçmek için karşı yönden gelen araçlar için ayrılmış yol bölümüne girerek hatalı sollama yaptığı esnada yolun sağından kaplamaya giren ve yolun gidiş şeridini geçen davacı yayaya kavşak mahallinde çarptığı olayda, yola gereken dikkatini vermediği, seyrini yeterince müteyakkız seyretmediği anlaşıldığından asli kusurlu olduğu, davacı yaya …, meskun mahalde gece vakti kavşak mahallinde karşıdan karşıya geçmek istediği esnada solundan gelen aracın şerit ihlali yaparak çarptığı olayda kazaya etken kural ihlali olmadığı anlaşıldığından atfı kabil bir kusuru bulunmadığı, olayda; plakası belirsiz araç sürücüsünün %100(Yüzde Yüz) oranında kusurlu olduğu, davacı yaya …’un kusursuz olduğu belirtilmiştir.
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan alınan 09/01/2023 tarihli raporda;30.03.2013 tarihli 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik esas alındığında, şahısta mevcut “travmatik beyin hasarı” için kişinin özür oranı; Zihinsel, Ruhsal, Davranışsal Bozukluklar/ Geçici Fonksiyon Kaybına Neden Olan Ruhsal Hastalıklar Bölümü A-2′ ye göre %40 (yüzdekırk) olarak hesaplandığını, 15.12.2018 tarihli yaralanması neticesinde; Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre kişinin özür oranının 040 (yüzdekırk) olduğunu, 12 (oniki) ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığını, 2 (iki) ay süresince başkasının yardımına ihtiyaç duyduğunu, Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği’” nin 12. Maddesine (03.08.2013-28727 sayılı resmi gazete) göre devamlı surette başka birinin bakımına muhtaç olmadığı kanaatinde olduğu belirtilmiştir.
Aktüer Bilirkişiden alınan 09/01/2023 tarihli raporda; davacı Cemil KURUL’un kusursuz olduğunun tespiti sonucu, hesaplanan maddi zarardan TBK 52 inci maddesi kapsamında kusur indirimi yapılmadığını, davacı …’ın 15.12.2018 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası sonucu yaralanması nedeniyle, özür oranının %40 olduğunu, 12 ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığını, 2 ay süresince başkasının yardımına ihtiyaç duyduğu ve sürekli bakıma muhtaç olmadığının tespit edildiğini, davacının SGK hizmet döküm cetveli incelenerek aylık ücret belirlendiği, olay tarihinde 48 yaşında olduğunu, TRH 2010 yaşam tablosu kullanılarak ve teknik faiz kullanılmadan progresif rant yöntemine göre yapılan hesaplamada, davacı lehine 943.641,52 TL sürekli iş göremezlik zararı hesaplandığını, kaza tarihi itibariyle ZMMS poliçe limiti 360.000,00 TL olduğunu, hesaplanan toplam zararın poliçe limitini aştığını, davacı tarafça davalı sigorta şirketine yapılan başvuru evraklarının dilekçe ekinde bulunduğunu,, başvurunun davalıya tebliğ edildiği tarihin tespit edilemediğinden temerrüd tarihinin hesaplanamadığını,bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
TBK 49 vd mdleri düzenlemesine göre kusurlu ve hukuku aykırı bir fiille başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Dava, davalı sigorta şirketinin ZMMS sigorta poliçesi ile sigortaladığı aracın sebebiyet verdiği yaralamalı kaza nedeni ile açılan maddi tazminat istemine ilişkindir (2918 sayılı KTK m. 85,91,97, 109, 110 vd; TBK m. 53 vd).
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, ZMMS sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Sigorta poliçesinden kaynaklanan uyuşmazlıklar 6102 sayılı TTK m. 4 hükmünde yapılan açık düzenleme uyarınca, mutlak ticari dava sayılır. TTK m. 5 hükmünde yapılan düzenleme uyarınca, bu davada Asliye Ticaret Mahkemesi görevlidir.
2918 sayılı KTK’da ZMMS sigortası ile ilgili ayrıntılı düzenleme yapılmıştır. Sigortacılar, hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz (8 iş günü) iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar (m. 99). Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar. Bedensel zarar meydana gelmesi durumunda daimi veya geçici iş göremezlik nedeni ile tazminat talep edilebilir (TBK m. 54, 55).
ZMMS sigorta poliçesinden kaynaklanan kaza sonucu meydana gelen zararlardan sigorta şirketi azami poliçe teminat limiti dahilinde, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında, gerçek zararın tazmini ile sınırlıdır (11 H.D. 09/06/2003, 2003/269 E, 2003/6111 K,).
Nüfus kayıt örnekleri, C. Başsavcılılığı soruşturma dosyası, bilirkişi raporları; ATK raporları, davacının olay nedeniyle görmüş olduğu tedaviye ilişkin evraklar, SGK kayıtları,Tespit Tutanağı örneği, ve tüm dosya kapsamında göre, somut olayda olay günü olan 15/12/2018 tarihinde plakası belirsiz araç sürücüsü, meskun mahalde gece vakti bölünmüş yolda seyri sırasında kaza mahalli kavşağa geldiğinde, kurallara aykırı bir şekilde önünde seyreden aracı geçmek için karşı yönden gelen araçlar için ayrılmış yol bölümüne girerek hatalı sollama yaptığı esnada yolun sağından kaplamaya giren ve yolun gidiş şeridini geçen davacı yayaya kavşak mahallinde çarptığı olayda, yola gereken dikkatini vermediği, seyrini yeterince müteyakkız seyretmediği anlaşıldığından asli kusurlu olduğu, davacı yaya …, meskun mahalde gece vakti kavşak mahallinde karşıdan karşıya geçmek istediği esnada solundan gelen aracın şerit ihlali yaparak çarptığı olayda kazaya etken kural ihlali olmadığı anlaşıldığından atfı kabil bir kusuru bulunmadığı, olayda; plakası belirsiz araç sürücüsünün %100(Yüzde Yüz) oranında kusurlu olduğu, davacı yaya …’un kusursuz olduğu olay nedeni ile yaralanmasında 0.03.2013 tarihli 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik esas alındığında, şahısta mevcut “travmatik beyin hasarı” için kişinin özür oranı; Zihinsel, Ruhsal, Davranışsal Bozukluklar/ Geçici Fonksiyon Kaybına Neden Olan Ruhsal Hastalıklar Bölümü A-2′ ye göre %40 (yüzdekırk) olarak hesaplandığını, 15.12.2018 tarihli yaralanması neticesinde; Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre, özür oranının %40 olduğunu, 12 ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığını, 2 ay süresince başkasının yardımına ihtiyaç duyduğu ve sürekli bakıma muhtaç olmadığının tespit edildiğini, davacının SGK hizmet döküm cetveli incelenerek aylık ücret belirlendiği, olay tarihinde 48 yaşında olduğu, TRH 2010 yaşam tablosu kullanılarak ve teknik faiz kullanılmadan progresif rant yöntemine göre yapılan hesaplamada, davacı lehine 943.641,52 TL sürekli iş göremezlik zararı hesaplandığı, kaza tarihi itibariyle ZMMS poliçe limiti 360.000,00 TL olduğu, hesaplanan toplam zararın poliçe limitini aştığı, davacı tarafça davalı sigorta şirketine yapılan başvuru evraklarının dilekçe ekinde bulunduğunu,, başvurunun davalıya tebliğ edildiğine ilişkin dava dilekçesine ekli tebligat mazbatasına göre 28.03.2029 tarihi olduğu temerrüt tarihinin 10/04/2019 olduğunun kabulü gerekmiş davanın kabulü ile 360.000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının, temerrüt tarihi olan 10/04/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (davalının sigorta limiti ile sorumlu olması kaydı ile) davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar vermek ve aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜ ile 360.000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının, temerrüt tarihi olan 10/04/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (davalının sigorta limiti ile sorumlu olması kaydı ile) davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Alınması gereken 24.591,60TL harç ile 179,90TL başvurma harcının davalıdan alınıp hazineye gelir kaydına,
3-6102 sayılı TTK 5/A maddesi ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11, 13, 14.md ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife Hükümleri Uyarınca Hesaplanan Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Dava adli yardım talepli açıldığından ve dava sonucunda haksız çıkan taraftan alınmak üzere suçüstü ödeneğinden karşılanan bilirkişi ücreti:1.000,00TL, ATK Masrafı:723,00TL, davetiye ve müzekkere tebligat gideri 132,00TL olmak üzere toplam 1.855,00TL yargılama giderinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davacı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca kabul edilen miktar üzerinden Hesaplanan ve takdir olanan 53.400,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırına iadesine,
Dair, Davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/02/2023
Katip
¸[e-imzalıdır]

Hakim
¸[e-imzalıdır]