Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/167 E. 2022/6 K. 12.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/167
KARAR NO : 2022/6

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/03/2020
KARAR TARİHİ : 12/01/2022
K.YAZIM TARİHİ : 13/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesi özetle; müvekkilinin inşaat malzemesi satan ve muhtelif inşaat işleri yapan bir şirket olduğu ve davalı ile aralarında ticari iş ilişkisi bulunduğunu, davalı şirketin müvekkilinden 13.11.2018-16.11.2018 -21.11.2018-23.11.2018-29.1 1.2018 tarihli faturalar ile toplamda 48.867,10TL’lik inşaat malzemesi satın aldığını , defalarca iletişime geçip borcun ödenmesi istenilmiş ise de ödeme yapılmadığını, bunun üzerine Ankara … Müdürlüğü’nün … sayılı dosya ile takibe başlatıldığını ve davalının borca itirazı ile takibin durduğunu, arabuluculuk sürecinin de olumsuz geçmesiyle iş bu davayı açmak zorunda kaldıklarını beyan ederek, takibin devamına %20 den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davacı arasında önceki yıllara ait ticari ilişki bulunduğu ve bu ticari ilişkiden doğan borçların her zaman vaktinde ödendiğini, davacı yanın talep ettiği dönemlere ait faturaların 2018 yılı olduğu ve neden 1,5 yıl bekledikten sonra dava açma gereği duyduklarını, söz konusu faturalar için kendileri ile iletişime geçilmediğini, müvekkilinin davacıya borcu bulunmadığını, bu nedenle davanın reddini, takibin iptalini, haksız ve hukuka aykırı icra takibi başlatan davacının %20 den az olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini ve yargılama giderleri, vekalet ücretinin davacı yan üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLER:
Ankara … Müdürlüğünün … E, sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklının …, borçlunun … olduğu; 59.808,91 TL alacak için 15/01/2020 tarihinde icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 17/01/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun icra takibine, borcun tamamına, faize ve tüm ferilerine itirazı sonucu icra takibinin durduğu anlaşılmıştır.
Dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi asıl ve ekraporlarında; Davacı şirketin muhasebe usul ve ilkelerine uygun e – defter olarak kayıt edilen ticari defter kayıtlarına göre; 31.12.2018 tarihi itibariyle davalıdan 169.342,74 TL alacaklı olduğunu, icra takibine konu edilen asıl alacak tutarının ise 48.867,10 TL olduğunu, davalı şirketin muhasebe usul ve ilkelerine uygun e – defter olarak kayıt edilen ticari defter kayıtlarına göre; 31.12.2018 tarihi itibariyle davacıya 169.179,24 TL borçlu olduğunu, ancak icra takibine konu edilen asıl alacak tutarının ise 48.867,10 TL bununla birlikte dosyaya sonradan kazandırılan 2018 yılı Ba formunda Yapı Bims … Ltd Şti. adına 83 belge 742.660,00TL’lik işlem olduğu bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davacı satım akdi ile fatura karşılığı inşaat malzemesi satıldığını ve bedelinin ödenmediğini ileri sürerek başlattığı icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Türk Hukukunda kural olarak her dava, dava tarihindeki durum ve koşullara göre karara bağlanır. Ancak itirazın iptali davaları icra takibine sıkı sıkıya bağlı davalardan olduğundan tarafların alacak borç durumu ve haklılık durumu icra takip tarihi itibariyle tespit edilir (Yargıtay 19. HD.11/11/2015 tarih, 2015/5365 Esas, 2015/14528 K.; 14.11.2019 tarih, 2017/4726 E, 2019/5144 K,).
Davaya konu alacak bakımından ispat yükü davacı tarafta olmakla birlikte ticari davalarda, ya da iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatlanmalıdır. Ticari defterler kesin delillerdendir. Davacıda dava dilekçesinde ticari defterlere dayanmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir.
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 26.09.2018 tarih, 2018/2696 Esas ve 2018/3431 karar sayılı ilamına göre Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasa’da delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri Yasa’da belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir.Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır….” Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 27.06.2016 tarih, 2015/6424 Esas ve 2016/3931 Karar sayılı ilamı da aynı yöndedir.
Bilirkişi raporu dosya kapsamı ve delil durumuna uygun olup, hükme esas alınmıştır.
Dosya içerisinde toplanan deliller, icra dosyası, fatura örnekleri, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Somut olayda;Ankara … Müdürlüğünün … E, sayılı icra dosyasında takip alacaklısının davacı …, takip borçlusunun … olduğu; 59.808,91 TL alacak için 15/01/2020 tarihinde icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 17/01/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun icra takibine, borcun tamamına, faize ve tüm ferilerine itirazı sonucu icra takibinin durduğu, davanın yasal sürede açıldığı, bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere tarafların ticari defterlerini incelenmesinde; davacı şirketin muhasebe usul ve ilkelerine uygun e – defter olarak kayıt edilen ticari defter kayıtlarına göre 31.12.2018 tarihi itibariyle davalıdan 169.342,74 TL alacaklı olduğu, icra takibine konu edilen asıl alacak tutarının ise 48.867,10 TL olduğu, davalı şirketin muhasebe usul ve ilkelerine uygun e – defter olarak kayıt edilen ticari defter kayıtlarına göre; 22.10.2018 tarihi itibari ile davalının borcu tespit edilememesine rağmen, dava konusu faturaların e-fatura olduğu, icra takibi öncesi e- faturalara süresinde itiraz edildiğine ilişkin belge sunulmadığı, 31.12.2018 tarihi itibariyle davacıya fatura bedelinden daha fazla borcu bulunduğu ancak icra takibine konu edilen asıl alacak tutarının ise 48.867,10 TL olduğu anlaşılmakla davalının Ankara … Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında yaptığı itirazın 48.867,10 TL asıl alacak üzerinden iptali ile takibin devamına, asıl alacağa 31/12/2018 takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, asıl alacağın %20’si oranında olan 9.773,42 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
Anlatılan nedenlerle;
HÜKÜM:
Davanın KABULÜ ile;
Davalının Ankara … Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında yaptığı itirazın 48.867,10 TL asıl alacak üzerinden iptali ile takibin devamına,
Asıl alacağa 31/12/2018 takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına,
Asıl alacağın %20’si oranında olan 9.773,42 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
Alınması gereken 3.338,11 TL harçtan, peşin 722,35 TL harcın mahsubu ile eksik 2.615,76 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, davacı tarafından yatırılan 722,35TL peşin harcın ve 54,40 TL başvurma harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6102 sayılı TTK 5/A maddesi ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11, 13, 14.md ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife Hükümleri Uyarınca Hesaplanan Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yapılan bilirkişi ücreti: 550,00 TL, Tebligat ve Müzekkere gideri: 88,25 TL ve Vekalet Harcı: 7,80 TL olmak üzere toplam 646,05 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca Hesaplanan ve takdir olanan 7.152,72 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırına iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.12/01/2022
Katip …
¸[e-imzalıdır]

Hakim …
¸[e-imzalıdır]