Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/156 E. 2023/341 K. 10.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.

3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/156
KARAR NO : 2023/341

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – (T.C:…) – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … -…

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/03/2020
KARAR TARİHİ : 10/05/2023
K.YAZIM TARİHİ : 11/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 03.05.2019 tarihinde davalı şirket ile imzalanan … …. Grupta, … İlçesi – … Köyü Enerji nakil hattı, … Enerji Nakil Hattı, …-… galvanizlı civatalı enerji nakil hatları işi için davalı şirketin 16.06.2019 tarihinde imzaladığı sözleşme kapsamında; tarafınca 15.06.2019 tarihinde …- … ilçesi … Köyü’ndeki işler için 9 personel 1 adet vinç 1 adet iş makinası kepçe ile şantiye kurduğunu, personellerin … girişlerini yapmak için davalı şirketin şantiye şefliğine müracaat ettiğini, şantiye şefi … tarafından taşeronlara ait işçilerin … girişlerinin davalı şirket bünyesinde olacağını, ayrıca iş yeri numarası alınmasına gerek olmadığını belirterek girişlerin 10 gün gecikmeli şekilde 25.06.2019 tarihinde yaptığını, gerekli olan montaj malzemelerinin öncelikle direklerin verilmesinin her gün davalı şirketin şantiye şeflerinden talep edilmesine rağmen ilk direk sevkiyatının 25.07.2019 tarihinde yapılarak 30 gün bekletildiğini, işlemlerin böyle devam etmesi halinde işçilerin … çıkışlarını talep etmesine rağmen direklerin geleceğinin belirtilerek işçi çıkışlarını da yapmadıklarını, … – … Enerji nakil hattının ise 09.08.2019 tarihinde sadece alt montaj demirlerinin 8 tonunu verebildiklerini, bu hattın toplam montaj malzeme ağırlığının 55 ton olduğunu ve hatta 54 günde başlanabildiğini, hat için sonradan gelen malzemelerin de …’da, …’te ve diğer hatların tüm direk indirme, dağıtma, temel betonlarını atma, topoğraf çalışmasının tarafınca yapıldığını, ancak bu alt yapı çalışmaları montaja girmediği için yaptığı maddi harcamaların temel yapılara gittiği için ödenmediğini, … köyünde, köylülerin enerji hatları ekili alanlara geldiği için çukur açma ve beton temel işlerini engellediğini, durumun davalı şirket yetkililerine ve … Müessesesi yetkililerine bildirdiğini, davalı şirket ve … yetkililerinin bir tutanak düzenleyerek bu çalışmaları 15.08.2019 tarihine kadar durdurduğunu, … Birliği’nce … … müracaat edilerek yapılması gereken hattın güzergahının değiştirilmesini isteyen müracaatlarının arazi sahibinin mahkemeye başvurması üzerine durduğunu, gelişmelerle ilgili davalı şirketin kendisini haberdar etmediğini, konu ile ilgili mağduriyet dilekçesini davalı şirkete 02.11.2019 tarihinde detaylarıyla birlikte üst yazıyla bildirdiğini, ancak cevap alamadığını, davalı şirketin malzeme verme yükümlülüğünü yerine getirmemesi sebebiyle; maddi zarar ve ziyanının belirlenerek karşılanması, ticari itibar kaybı nedeni ile manevi tazminat davası açma hakkı ve diğer haklarının saklı kalması kaydıyla açtıkları davanın kabulünü talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının iddialarının gerçek dışı olduğunu, taleplerinin reddi gerektiğini, davacı müvekkili şirket ile yapılan 12.06.2019 tarihli sözleşme ile … … yapım işinde 2018.26.015 proje kodlu … kök- … tr-1 1/0 enh elektrik tesis yapım işlerini üstlendiğini, davacı dilekçesinde daha ilk işin başlangıcında sözleşmeden sonra işçileri bu iş için tuttuğu halde işe başlanmadığı için bunların ücretlerinin kendisi tarafından ödendiğini ve zarara uğradığını iddia ettiğini, ancak davacının işçilerinin ilk işe girişte müvekkili şirket nezdinde … girişlerinin yapılabilmesi için gerekli olan belgeler davacı tarafından müvekkili şirkete iletilmediğini, bu belgelerin davacı yanca tedarik edilemediğini, bu gecikme sebebiyle işçilerin … nezdinde işe girişleri yapılamadığını, dolayısıyla gecikme davacıdan kaynaklanmakta olup bundan kaynaklı müvekkili şirketten zarar ziyan talebinin yersiz olduğunu, yine davacı yer teslimi yapılmadığı için bu iş için tuttuğu araç ve işçilerin bekletildiği ve bu nedenle de zarara uğradığını iddia ettiğini, davacının bu iddiasının da gerçek dışı olduğu gibi kendisine henüz sözleşmeye göre yer teslimi yapılmadan çok önce davacının araç ve işçi tedarik etmesi ve bunlara ücret ödemesi basiretli bir tacir davranışı da olmadığını, davacının tamamen kendi ihmalinden kaynaklı bu iddia ettiği zararını müvekkili şirketten talep etmesinin hukuka aykırı olduğunu, bir kısım malzemenin gecikmesi müvekkilden kaynaklanmadığını, aksine müvekkili dışındaki … ve arazi sahipleri gibi 3.kişilerden kaynaklandığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte malzeme için bir gecikme olsa bile davacının 54 gün malzeme olmadan işçileri bekletmesi ve onlara ücret ödemesi kendi ihmali olduğunu, bu süreçte işçileri iş olmadığı için işten çıkarabileceği gibi ücretsiz izne de gönderebilmesinin mümkün olduğunu, bu yollara başvurması halinde davacı zarara da uğramayacak olup kendi ihmali davranışından kaynaklı müvekkili şirketten talepte bulunulmasının hukuka aykırı olduğunu, davacı yan sözleşme ile üstlendiği edimleri ayıplı ifa ettiğini, söz konusu ayıplı imalat sebebiyle müvekkili şirketin oluşan zarar ve ziyanı için alacak haklarını saklı tuttuklarını, davacının alacağının çıkması halinde müvekkili şirketin ayıplı imalat sebebiyle uğradığı zarar ve ziyanın da tespiti ile olası davacı alacağından takas ve mahsubunu talep ettiklerini, arz ve izah edilen nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın reddi ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yana bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Davalı şirkete gönderilen dilekçe ve detaylı bilgiler
Malzeme irsaliyeleri
…. tutanağı
Sözleşme
Davacı tanığı … “Benim …’la akrabalığım yoktur, ben ekibimle birlikte davalı şirkette ustabaşı olarak 95 gün kadar kaldım, ancak çalışmış olduğum 40 gündür, diğer günler davalı şirket işveremedi, malzeme bulamadı, biz yevmiye usulü çalışıyorduk, 2019 yılının Haziran ayının 25’inde çalışmaya başladık, davalı … şirketi 1 hafta sigortamızı da yapmadı, ancak biz davalı şirket malzeme getirmediği için bekledik, fiili olarak çalışmadık, ancak ben götürdüğüm ekibe yevmiyelerini vermek zorundaydık, benim yanımda çalışanlar 150,00 TL ustabaşı olarak ben 300,00 TL yevmiye olarak anlaşmıştık, ben ustabaşı olarak … ödemeleri bana yapıyordu, asgari ücret kısmı bankada hesabımıza yatardı, asgari ücret 2.750,00 TL idi, toplam 6.000,00 TL aylık olarak bana verilmesi gerekiyordu, 4.250,00 TL elden verilecekti, işçiler için ise toplam 4.000,00 TL aylık olarak verilecekti, 2.750,00 TL asgari ücret hesaplarına yattı, ancak üstü olan 1.250,00 TL elden ödemediler, üç ay asgari ücretler hesaba yattı, işçilerim ve ben elden verilecek ücreti alamadık, çok mağduriyet yaşadık, altı işçim vardı, bir haftada her gün çalışıyorduk, bir gün hafta tatilimizde yoktu, sabah saat 08.00 gibi başlardık, 16.00,17.00,18.00 gibi çıkardık, iş makinaları yaklaşık 45-50 gün bekledi, herhangi bir iş yapılmadı, çünkü malzeme gelmemişti, … Elektrik İletim hatlarının girilmesi gereken tarlalara bizi sokmadılar, sulama birliğinin işi durdurduğundan bizim haberimiz olmadı, bize iş durdurulduğu diye bilgi gelse belkide ekibimizi toplayıp giderdik, mahkeme kararıyla işlem durdurulması hakkında bir bilgim yoktur, üç dört sefer topoğraf geldi, topoğrafı görevlendirilen muhtemelen … veya davalı … şirketidir, topoğrafın diktikleri kazıkları köylüler kendi alanlarına dikildi diye atmışlar, biz yeniden topoğraf istedik, 28 tane beton direğinin betonunu attık, ancak direğini vermediler, betonunu atmak kuyusunu kazmak anlamında, beton direk gelirse yapmış olduğu betonlama üzerine direği dikiyoruz, kalvaniz civatalı direklerin yani yüksek gerilimli direklerin öncelikle alt ekipmanının gelmesi lazım, ancak üstü gelmiş, biz orda da mağdur olduk, bir kaç gün yine yattık, iş yapmadık, biz alt montayı bitirdik, yani betonlamayı bitirdik, üst montajı yapıcaz, bu sefer üst ekipman eksik geldi, bir hafta yine geç kalındı, 49 gün çalışmadık, hırdavatları bekledik, yine çalışılmadı, puantaj defterimizde bunlar vardır, ben mahkemeye puantaj defterini ibraz ederim, 45 tane civatalı örmeli direk, 18 tanede daha büyük direkler vardı, ben bunların saysında 1 veya 2 sayı olarak yanılabilirim, dedi. Davacı vekilinin … adlı şahsın dava açması ve işlemi durdurmasına yönelik bir bilgisi olup olmadığı sorusu üzerine: Benim bir bilgim yoktur, bizi köylüler arazisine almadılar, Davacı vekilinin … hattı birde … enerji nakil hattı olup olmadığı bilgisi yönündeki sorusu üzerine: Çalıştığımız tarafta iki ayrı hat olduğunu biliyorum, birisi yol tarafına, diğeri köy tarafına gidiyor, davacı vekilinin çukurların doldurulmasına yönelik bilgisi olup olmadığı sorusu üzerine: 8-10 adet çukur vardı, bu çukurlar bizim yaptığımız direk çukurlarıdır, köylüler bu çukurları doldurmuştur, çünkü ya bu çukurlara direk dikilecek, direk dikilmezse çukurlar doldurulacaktır, çünkü insan düşer, davalı vekilinin asgari ücretleri kim ödüyor sorusu üzerine: Bize asgari ücretleri hesabımıza davalı … şirketi yatırmaktadır, davalı vekilinin çalışmadığı süreler üzerine ücret alınıp alınmadığı sorusu üzerine: biz çalıştığımız mahalde yatıp kalkıyorduk, eğer bana davalı işveren memleketine gideceksin deseydi, ben memleketime gider beklemezdim, biz ara ara çalıştık, ancak çalışmadığımız günlerde de iş verenin bize göstermiş olduğu yerde bekledik, biz asgari ücretleri aldık, çünkü yüksek gerilimde asgari ücrette çalışılmaz, elden verilecek ücreti davacı da davalı da vermedi.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı Tanığı … “Ben 2019 yılında davalı şirkette çalışmaya başladım, ancak ayını tam olarak hatırlayamıyorum, ancak yaz mevsiminde çalışmaya başlamıştım, 2 ay kadar çalıştım, sonra ayrıldım, … iline ancak ilçesini unutmuş olduğum, galvaniz elektrik direklerini yapmak için gittik, ancak davalı …şirketi bize direk malzemelerini gönderemedi, daha sonra da gönderse de hatalı malzemeler gönderdi, o sebeple direğin alt montaj, üs montaj ve tel çekim işlemlerini yapamadık, iş uzadı, yani on gün kadar boşta bekledik, parça parça gelen malzemeleri yaptık, direklerin çukurlarını kazdırdık, gelen malzemelerin direklere montajını yaptık, sonra da işten ayrıldık, malzemelerin gelmesi uzun sürünce işten ayrılmak zorunda kaldık, davacı tanığına 07/04/2022 tarihli davacı vekilinin dilekçesinde olduğu üzere soruldu: Kaç işçinin çalıştığını hatırlamıyorum, sigorta girişlerinin ne zaman yapıldığını hatırlamıyorum, gittiğimizde on gün boş bekledik, … … şikayetle ilgili bir bilgim yoktur, çiftçilerin tarlalarında çukurlar kazıldığı oldu, şikayetleri bilemiyorum, bir vinç bir hafta kadar bekledim, bir tane de tekerli kepçe biz iş yapımı için iki ay beklediğimiz sürece bekledi, bizim iş verenimiz … bunları bekletti, … adlı şahsın açtığı davayı bilmem, …’ı çalışma esnasında tanımıştım, … davalı …’den işi kendisi almış, ben kendisini … olarak bilirim, ben kazıkların sökülüp atıldığını hatırlamıyorum, topografın geldiğini görmedim, ancak geleceğini biliyordum, çukur sayısını hatırlamıyorum, ancak yirmi küsürden fazla çukur kazılmıştı, çukurları biz kazdık, ben tüm çukurlara montajın yapıldığını hatırlıyorum, bazılarının bazı üst montajı sonra alt montajı geldi, parça parça gelmesine rağmen biz parça parça hepsini yaptık, tamamı yirmi tanemiydi hatırlayamıyorum, ancak yirmi tane montajlı çukur yapıldı, yirmi direk için örneğin bir direğin dört tane ayağı gelecek, iki tanesi geliyor, iki tanesi bir hafta sonra geliyor, yirmi direk iki ay kadar sürdü, ben çalıştığımız yerleri hep unuttum, bu malzemeler parça parça geldiği için bizim işimiz uzadı, benim hakedişlerle ilgili bilgim yoktur, davacı vekilinin (…) sorusu üzerine: benim hatırladığım kadarıyla yirmi direk on günde bitmesi gerekirken iki ayda bitti, davacı vekilinin (…) sorusu üzerine: Bilmiyorum, davacı vekilinin ( …) sorusu üzerine: Köylüler bize yardımcı oluyorlardı,” şeklinde beyanda bulunmuştur.

…Mahkemesinden istinabe yoluyla alınan 21/05/2021 tarihli bilirkişi raporunda; Davacıya ait ticari defterlerin incelenmesi neticesinde, 11.03.2020 dava tarihi itibariyle davacının davalı şirketten 27.012,71TL alacak bakiyesinin görünmekte olduğunu, ancak, davacı tarafından davalı şirketten alınan 11.10.2019 vadeli 25.000,00TL+ 06.12.2019 vadeli 25.000,00TL + 13.12.2019 vadeli 50.000,00TL olan ve toplam 100.000,00TL tutarındaki 3 adet çekin, davacının ticari defterlerine işlenmemiş olduğunu, davalıdan alınıp da ticari defterlere işlenmeyen 100.000,00TL tahsilat tutarı, davalı borç bakiyesinden düşüldüğünde (100.000,00 – 27.012,71) davacının davalıya 72.987,29 TL borç bakiyesi görüneceğini bildirilmiştir.
Bilirkişi kurulundan alınan 20/03/2023 tarihli raporunda; Davalı şirkete ait 2019 ve 2020 yılları ticari defterlerinin 6102 sayılı yeni TTK’nun 64. Maddesinin 3. Fıkrası gereğince açılış ve kapanış onaylarının …’nca e-defter beratı şeklinde onaylanmış olduğunun görüldüğünü,, mevcut haliyle davalı şirkete ait ticari defterlerin 6102 Sayılı yeni TTK’ nun 64. Maddesi uyarınca sahibi lehine delil olma özelliğine “haiz olduğu”’nun anlaşıldığını, davalı şirkete ait ticari defter ve kayıtlarda davacı ile ilişkili kayıtların “320.04.01.002.3214 – …” kodlu Satıcılar alt hesabında izlendiğinin görüldüğünü, davacıya toplam 51 adet 417.613,80 TL (…) içerikli satış faturaları düzenlendiğini, 32.199,15 TL tutarında teminat kesintisi uygulandığını, 108.707,71 TL ödeme olmak üzere toplam 558.520,66 TL tutarındaki fatura, kesinti ve ödeme işlemlerinin toplam borç miktarından mahsubu sonrasında; Usulünce tutulmakla sahibi lehine delil olma vasfına haiz olan davalı şirkete ait ticari defterlerde yer alan kayıt ve işlemelere göre; 11.03.2020 olan dava tarihi itibariyle davacıya düzenlenen fatura, kesinti ve fazla ödeme işlemlerinden ötürü 138.155,86.-TL tutarında alacak kaydının bulunduğunun tespit edildiğini, davacı …’a ait ticari defterlerin talimat mahkemesi aracılığı ile ….Mali Müşavir Bilirkişi …tarafından incelenmesi neticesinde hazırlanan 21.05.2021 havale tarihli raporda özetle; Davacıya ait defterlerin tasdik işlemlerinin ve kayıt şekilllerinin usulüne uygun şekilde yapılmış olduğunu, 11.03.2020 olan dava tarihi itibariyle davalı şirketten 27.012,71.-TL alacak bakiyesinin bulunduğunu, 11.10.2019 vadeli 25.000,00 TL, 06.12,2019 vadeli 25.000.00 TL ve 13.12.2019 vadeli 50.000,00 TL olmak üzere toplam 100.000,00 TL tutarindaki 3 adet davalı şirket çekinin, davacıya ait ticari defterlerde kayıtlı olmadığının belirtildiğini, incelemesi yapılan davalı şirketin ticari defter kayıtları ile talimat mahkemesi aracılığı ile incelemesi yaptırılan davacıya ait ticari defter kayıtlarının mukayesesi neticesinde kayıt uyuşmazlıklarının; Davalı şirketin ticari defterlerinde mevcut olan, ancak davacının 2019 dönemi ticari defterlerinin işletme hesabı esası olması sebebiyle kaydı mümkün olmayan, davalı şirket ödemeleri, davacı yanın düzenlediği hakediş faturalarındaki kesinti miktarlarından kaynaklandığını, ayrıca davacı defterlerine kaydı mümkün olduğu halde kayıtlı olmayan davalı şirketin 2019 yılı 11. Ayında davacıya düzenlediği satış faturalarından kaynaklandığının tespit edildiğini, davalı şirket kayıtlarında mevcut olduğunu, davacı kayıtlarında yer alamayan veya yer almayan kayıt farklılıklarının listelendiğini, davacının muhatap 11.09.2020 tarihli dilekçesi ekinde sunduğu zarar ziyan cetvelinde; kiralamış olduğu vinç ve kepçelere, malzeme teslimleri yapılamadığı için beklenen sürelerde ödemiş olduğu kira bedellerini talep ettiğini, beklenen günlerde işçilerine ücret ödemiş olduğun ücretlerini talep ettiğini, … Köyünde dikilen direklerin bir kısmının, çekilen iletkenlerin bir kısmının ve … hattına çekilen 2500 kg pijon iletkenin, … Köyünde 14 adet çeşitli ebatlarda direklerin hakedişe girmemiş olduğunu belirttiğini, … Elektrik’in vermiş olduğu betonun TL/m³ birim bedelinin, …’dan alınan betona göre çok fazla olduğunu belirttiğini, Sahibi lehine delil olma vasfına haiz olduğu anlaşılan taraflara ait ticari defterlerde yer alan kayıt ve işlemlere göre; 11.03.2020 dava tarihi itibariyle; Davalı şirket kayıtlarında davacıya düzenlenen fatura, kesinti ve fazla ödeme işlemlerinden ötürü 138.155,86 TL tutarında alacak kaydının bulunduğunu, davacı kayıtlarında davalı şirketten 27.012,71 TL alacak bakiyesinin bulunduğunu, tarafların ticari defterlerindeki kayıt uyuşmazlıklarının mali tespitler bölümünde 12 madde ile listelenmiş kayıtlar olduğunu, bu kayıtların büyük bir kısmının davacı yanın 2019 yılında işletme hesabı esasına tabii olması sebebiyle kayda alması mümkün olmayan davalı şirket ödemeleri ve hakediş kesinti tutarları olduğunu, kalan kısmın ise davacının kaydı mümkün olduğu halde kayıt etmediği davalı şirketin Kasım/2019 ve Ocak/2020 de davacıya düzenlediği faturalardan kaynaklandığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
…’nun 10/06/2021 tarih ve … sayılı kararında belirtildiği üzere: Tam iki tarafa borç yükleyen “…’’ ise; sözleşmenin imzalandığı ve uyuşmazlığın ortaya çıktığı tarihte yürürlükte bulunan ve somut olayda uygulanması gereken mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (BK) 355. maddesinde “istisna akdi” olarak adlandırılmış olup, “İstisna bir akittir ki onunla bir taraf (…), diğer tarafın (…) vermeği taahhüt eylediği semen mukabilinde bir şey imalini iltizam eder” şeklinde ifade edilmiş; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 470. maddesinde de, “…, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir” şeklinde tanımlanmıştır. Taraflara karşılıklı borç yükleyen eser sözleşmelerinde; “eser” ve “bedel” olmak üzere iki temel unsur bulunmaktadır. Bu sözleşmelerde yüklenici, iş sahibine karşı yüklendiği özen borcu nedeniyle eseri yasa ve sözleşme hükümlerine, fen, teknik ve sanat kurallarına uygun olarak yaparak ve zamanında tamamlayarak iş sahibine teslim etmekle; … de bu çalışma karşılığında yükleniciye bedel ödemekle yükümlüdür. Eser sözleşmeleri açısından teslim; yüklenici tarafından, sözleşmenin amacına uygun olarak meydana getirilen ve nesnel ölçüler içerisinde kullanılabilir durumda bulunan sonucun (eserin), ifa zamanında (vâdede-süresinde) iş sahibinin zilyetliğine ve kullanımına sunulması veya varsa zilyetliğe ve kullanılmaya engel hâlin kaldırılmasıdır (…). Başka bir deyişle eser sözleşmelerinde teslim, yüklenicinin tamamladığı eseri, sözleşmeyi ifa etmek niyeti ile iş sahibinin fiili hâkimiyetine geçirmesi olarak da tanımlanabilir. TBK 471. maddesinde düzenlenen hüküm uyarınca yüklenici, üstlendiği edimleri iş sahibinin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmek zorundadır. Yüklenicinin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alandaki işleri üstlenen basiretli bir yüklenicinin göstermesi gereken mesleki ve teknik kurallara uygun davranışı esas alınır.
Yüklenici, basiretli bir tacir, iş adamı ve işinin ehli bir teknik adam gibi davranıp, … ilişkisine girerek bir işi üstlenirken ekonomik gücünü, ekipmanını ve uzmanlığını en iyi biçimde değerlendirip, yeterli görmemesi durumunda o işi üstlenmekten kaçınmak zorundadır. Aksi hâlde, bunun sonuçlarına katlanır ve meydana gelen zarardan sorumlu tutulur.
Eser sözleşmelerinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda karine olarak akdî ilişkinin devam ettiği, yüklenicinin işi bırakmadığı, işyerini terk edip gitmediği sürece gerçekleştirilen iş ve imalatların yüklenici tarafından yapıldığı kabul edilmektedir. Yüklenicinin işi teslim etmesi ya da eksik olarak bırakıp gitmesi veya sözleşmenin feshinden sonra bu tarihler itibariyle eksik ve kusurlu imalatlar belirlenmiş ise, bunları da karine olarak iş sahibinin giderdiği; teslim, fesih ya da terkten sonra yüklenicinin saptanan eksik ve ayıpları işe devam ederek giderdiği iddiasını yasal delillerle ispatlaması gerektiği kabul edilmektedir. Buna göre teslim, terk ya da fesih tarihine kadar karine yüklenici lehine olup, aksinin ispatı iş sahibinin yükümlülüğündedir. Teslim, fesih ya da terkten sonra ise karine … lehinedir ve bunun aksini ispat külfeti yükleniciye aittir.
Götürü bedelin kanunda tanımı yapılmamış olup, … yerleşik içtihatları ve uygulamaları ile doktrinde, götürü bedel, sözleşmede yapılacak işin tamamı için kararlaştırılan toplam bedel olarak ifade edilmektedir. Başka bir anlatımla önceden ve kesin olarak tayin edilmiş ücrete “götürü ücret” denilmektedir. İş bedeli TBK m. 480 uyarınca bedel götürü olarak belirlenmiş ise yüklenici işi kararlaştırılan bedel ile yapmak zorundadır. Götürü bedelli sözleşmelerde yüklenicinin hakettiği imalat bedeli, “fizikî oran yöntemi” ile, sözleşme kapsamında gerçekleştirilen imalatın eksik ve ayıplar da dikkate alınarak işin tamamına göre fizikî oranı tespit edilerek bulunacak bu oran götürü iş bedeline uygulanmak suretiyle belirlenen rakamdan, yapıldığı tespit edilmiş olan ödemeler düşülüp hesaplanması gerekmektedir.
Somut olayda, mübrez deliller ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında 12/06/2019 tarihli … … işi başlıklı sözleşmenin imzalandığı, kabullerinde olup, davacı bir kısım iş bedelinin ödenmediği, davalının sözleşme gereği tedarik etmesi gereken malzemeyi zamanında temin edilmediğinden, kamulaştırmaların zamanında yapılmaması, çalışılacak mekandaki menfaat gruplarının tedbir ve durdurma kararları olduğundan zarara uğradığını belirtmekle maddi zararın oluşup oluşmadığı, ödenmeyen iş bedeli olup olmadığı ve miktarları uyuşmazlık konusu olduğu tespit edildi.
Taraflar arasında12/06/2019 tarihli … Sözleşmesinin 1. maddesinde, Yüklenicinin davalı … Taşeronun ise … olarak belirtildiği, 2. Maddesinde Sözleşmenin konusu olarak taşeronun gerçekleştireceği iş birim fiyat tariflerinde yer alan hususları tamamlayacak nitelikte anahtar teslimi olup ana hatları ile … (…) yeraltı kablolu şehir şebekesi, … (…) havai hatlı şehir şebekesi, … (…) havai hatlı köy şebekesi, enerji nakil hatları, kablo kanalı ve koblo montajı, aydınlatma şebekesi, trafo merkezleri dönüşümü, beton ve sac köşk montajı yapım iş olduğu belirtilmiştir.
Taraflar arasındaki sözleşmenin; “Teklifin Yeterliliği” başlıklı 4.maddesinde ; ” …, sözleşme konusu iş ve/veya işlere ait sözleşmeyi ve eklerini, şartnameleri, birim fiyat tariflerini, çizimleri, ön projeleri alt yükleniciden alarak okumuş ve incelemiş, inşaat sahalarını ve çevresini gözden geçirmiş, işlerin ifası/icrası için gerekli bilgiyi edindiğini, bu bilgiler doğrultusunda teklifine etki edebilecek olan her türlü olumlu/olumsuz etkenlere, bilumum konulara vakıf olduğunu, tüm bu hususları değerlendirerek sözleşmesi kapsamına dahil ettiğini, bu sözleşme ve eklerini imzalayarak kabul ve taahhüt etmiştir…” hükmünü
“Sözleşmenin Yorumu” başlıklı ….maddesinde; “Taşeronun bu sözleşmeyi kabul edip imzalarken ve işbu sözleşme altındaki yükümlülüklerini yerine getirirken iyi niyetle hareket eden; bunu yaparken aynı iş sahasında faaliyet gösteren, yürürlükteki mevzuat hükümlerine uyan basiretli, deneyimli ve becerikli bir işletmeciden beklenebilecek düzeyde beceri, özen, ihtiyat ve ileri görüşlülüğü gösteren işletmeci gibi hareket ettiği ve edeceğini sözleşme konusu işi yapmaya muktedir olduğu öncelikle kabul edildiğinden sözleşme konusu işin ihtiva zanaat veya zanaatlarda mutat olan tabirlerin veya ifadelerin yanlış tefsir edilmesi gibi sebeplere sözleşme ve eklerinde herhangi bir değişikliğe müsaade edilmez….” , hükmünü içerdiği görülmüştür.
Bildirimler, Muvakatlar, Onaylar, Belgeler ve Tespitler başlıklı 6. Maddesinde bildirimlerin yazılı olarak yapılacağı belirtilmiştir.
“Sözleşmenin Tutarı” başlıklı 8.maddesinde; “…… hiçbir nedenle birim fiyatlarının değiştirilmesini ve sözleşme bedelinin artırılmasını isteyemez, Yüklenicinin işverene verdiği hakedişlerden dolayı … herhangi bir hak iddia edemez…..” şeklinde hükmün bulunduğu görülmüştür.
Dava, cevap, dosyaya mübrez deliller, yeminli tanık anlatımları ve tüm dosya kapsamına göre, dava tarihi itibariyle; Davalı şirket kayıtlarında davacıya düzenlenen fatura, kesinti ve fazla ödeme işlemlerinden ötürü 138.155,86 TL tutarında alacak kaydının bulunduğu, davacı kayıtlarında davalı şirketten 27.012,71 TL alacak bakiyesinin bulunduğun, Davalı şirketin ticari defterlerinde mevcut olan, ancak davacının 2019 dönemi ticari defterlerinin işletme hesabı esası olması sebebiyle kaydı mümkün olmayan, davalı şirket ödemeleri, davacı yanın düzenlediği hakediş faturalarındaki kesinti miktarlarından, davacı defterlerine kaydı mümkün olduğu halde kayıtlı olmayan davalı şirketin 2019 yılında davacıya düzenlediği satış faturalarından uyuşmazlığın kaynaklandığı anlaşılmıştır.
04.06.1958 tarihli 15/6 sayılı …. Kararında hakimin davada sadece tarafların ileri sürdükleri maddi vakıalar ve neticei taleplerle bağlı oldukları belirtilmiştir.
…’nun 20/10/2020 tarih, … sayılı kararında da belirtildiği üzere asarruf ilkesi (6100 sayılı HMK) m. 24) ve taraflarca getirilme ilkesi ile (HMK m. 25) dava açıp açmama, açılan davanın konusunu belirleme, bu davayla ilgili vakıaların ve delillerin getirilmesi taraflara bırakılmış iken davanın yürütülmesi hakime bırakılmıştır (HMK m. 32). Davanın açılmasının bir sonucu olarak, mahkeme açılan davayı amaca ve kanuna uygun şekilde inceleyerek ve makul süre içinde kararını vererek sonuçlandırmalıdır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile usul hukukumuzda yargılamanın daha düzenli yürütülmesi, tarafların iddia ve savunmalarının ve bunlara ilişkin delillerin tam olarak belirlenmesi ve delillerin toplanması, gereksiz tahkikat işlemlerinin önüne geçilmesi, tahkikata tüm hazırlık işlemlerinin yapılarak, tahkikatın gerektirdiği gibi kısa sürede tamamlanması amacıyla özellikle yargılamanın başında verilen kararların sonraya ertelenmemesi için ön inceleme aşaması kabul edilmiştir.
… Sözleşmesinin …. maddesinde “Sözleşmenin Yorumu” başlıklı ….maddesinde; “Taşeronun bu sözleşmeyi kabul edip imzalarken ve işbu sözleşme altındaki yükümlülüklerini yerine getirirken iyi niyetle hareket eden; bunu yaparken aynı iş sahasında faaliyet gösteren, yürürlükteki mevzuat hükümlerine uyan basiretli, deneyimli ve becerikli bir işletmeciden beklenebilecek düzeyde beceri, özen, ihtiyat ve ileri görüşlülüğü gösteren işletmeci gibi hareket ettiği ve edeceğini sözleşme konusu işi yapmaya muktedir olduğu öncelikle kabul edildiği, Sözleşmenin Tutarı” başlıklı 8.maddesinde; “…… hiçbir nedenle birim fiyatlarının değiştirilmesini ve sözleşme bedelinin artırılmasını isteyemez, Yüklenicinin işverene verdiği hakedişlerden dolayı … herhangi bir hak iddia edemeyeceğini belirtildiği görülmüştür.
TBK’daki 471 inci maddesinde düzenlenen hüküm uyarınca yüklenici, üstlendiği edimleri iş sahibinin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmek zorundadır. Yüklenicinin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alandaki işleri üstlenen basiretli bir yüklenicinin göstermesi gereken mesleki ve teknik kurallara uygun davranışı esas alınır. Yüklenici, basiretli bir tacir ve iş adamı ve işinin ehli bir teknik adam gibi davranıp, … ilişkisine girerek bir işi üstlenirken ekonomik gücünü, ekipmanını ve uzmanlığını en iyi biçimde değerlendirip, yeterli görmemesi durumunda o işi üstlenmekten kaçınmak zorundadır. Aksi hâlde, bunun sonuçlarına katlanır ve meydana gelen zarardan sorumlu tutulur.
Davacı yüklenici tarafından yapılan işlerin neler olduğunun, sözleşmelerde yazılı olan işlerin hangilerinin davacı yüklenici süresinde tarafından yapıldığına ilişkin deliler ibraz olunmamış; … Sözleşmesi ve TBK. m.471 gereğince işin teslim süresinin uzamasına ilişkin olarak davacı kendi edimini yerine getirmeyen kişinin başkasının edimini yerine getirmesini isteyemeyeceğinden mevcut delil durumuna göre ispatlanamayan davanın reddine karar vermek ve aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
DAVANIN REDDİNE,
Alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 170,78TL harcın mahsubu ile eksik alınan 9,12TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
6102 sayılı TTK …/A maddesi ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11, 13, 14. maddleri ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife Hükümleri Uyarınca Hesaplanan … bütçesinden ödenen 1.320,00 TL zorunlu arabuluculuk giderinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Davalı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca Hesaplanan ve takdir olanan 9.200,00TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırına iadesine,
Dair, Davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile … Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.10/05/2023
Katip …
¸[e-imzalıdır]

Hakim …
¸[e-imzalıdır]