Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/155 E. 2022/2 K. 11.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/155 Esas – 2022/2
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/155 Esas
KARAR NO : 2022/2

DAVA : Sigorta (Mal Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 10/03/2020
KARAR TARİHİ : 11/01/2022
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 17/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin düğün salonu olarak işlettiği iş yeri için 09/08/2019 başlangıç tarihli süper kobim paket poliçesi düzenlendiğini, 17/08/2019 tarihinde Ankara ilindeki yoğun yağış neticesinde çatıdan ve binanın dış yüzeyinden giren su nedeni ile iş yerinin zarar gördüğünü, zararın tazmini için davalıya yapılan başvurunun haksız olarak kısmen kabul edilerek yalnız 2.500,00 TL ödeme yapıldığını, davalının aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirmediğini iddia ederek şimdilik 10.000,00 TL hasar bedelinin olay tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 01/11/2021 tarihli bedel artırım dilekçesi ile, yapılan ödemenin düşülmesi ile alacağının toplam olarak 108.832,00 TL olarak kabul edilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın belirsiz alacak davası olarak açılmayacağını, hasarın sel-su baskını değil izolasyon eksikliği teminatı kapsamında kabul edilmesi gerektiğini, bu zararın da 2.500,00 TL teminat ile sınırlandırıldığını, bu miktarın da ödendiğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile davacının talep edebileceği alacak miktarının 71.326,00 TL olduğunu, aydınlatma yükümlülüğünün e-mail gönderilmek sureti ile yerine getirildiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER:
Tarafların bildirdikleri deliller toplanmış, sigorta poliçesi, ekleri ve hasar dosyası, ödeme belgesi, meteoroloji raporu dosya arasına konulmuştur.
Sigorta eksperi, inşaat bilirkişisi ve nitelikli hesaplama uzmanı bilirkişiden oluşan heyetten alınan 26/03/2021 tarihli raporda özetle, rizikonun olay tarihi ve öncesinde meydana gelen rüzgar şiddetinden kaynaklı çatıda oluşan hasar sonucu yağmur sularının bina, dekorasyon ve makine teçhizata zarar vermesi suretiyle oluştuğu ve poliçedeki sel-su baskını klozundan değerlendirilmesi gerektiğini, oluşan riziko sonucu meydana gelen hasarın rayiç fiyatlar ile tutarının, poliçede öngörülen muafiyetlerin minhası sonucu 16.807,00,-TL hesap ve takdir edildiğini, dava konusu olay nedeniyle Sigorta Şirketi tarafından ödeme yapılmış olması halinde 2.500,00 TL’nin hasar tazminat tutarından mahsubunun yapılması ile 14.307,00 TL alacak hakkı oluştuğu kanaatine ulaşıldığını bildirmiştir. İtirazlar üzerine bilirkişi heyetinden alınan 22/09/2021 tarihli ek raporda, poliçe tanzim edilmeden önce sigorta poliçesinin incelenmesi amacıyla poliçe teklif metni ile bilgilendirme formunun sigortalıya e-mail aracılığıyla gönderildiği ya da önceden elden teslim edildiği görüşü ile sigortalının tacir olup işletmesini güvence altına alan teklif poliçeyi, olmadığı takdirde primin ödenmesi ile yürürlüğe giren sigorta poliçesini incelemesinin yükümlülükleri arasında olduğunu ve poliçede bilgilendirme notu olarak muafiyetlere ilişkin bilgilendirme bulunduğunu, teklif poliçe sigortalıya ulaşıp poliçenin düzenlenmesi ile ilgili bilgi aktarıldığında ilk peşinat ödemesi ile birlikte sigorta poliçesinin yürürlüğe girdiği ve teklif poliçe ve/veya yürürlüğe giren poliçe ile bilgilendirme formunda genel ve özel şartlarda belirtilen her bir hasarda muafiyet tenzilinin yapılacağı hususunda bilgilerin mevcut olduğunun kabulü gerektiğini, kök rapordaki görüşlerini aynen tekrar ettiklerini bildirmişlerdir. Kök ve ek raporlara aşağıda açıklanacağı üzere kısmen itibar edilerek hükme esas alınmıştır.
DEĞERLENDİRME:
Dava, iş yeri sigorta poliçesi gereği sigortacıdan hasar bedelinin tazmini istenime ilişkindir.
Davacı işyerinin davalı nezdinde 09/08/2019 başlangıç tarihli süper kobim paket poliçesi bulunduğu, 17/08/2019 tarihli hasarlandırıcı olay üzerine davacının başvurusuna istinaden 2.500,00 TL ödeme yapıldığı taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, davalının aydınlatma yükümlülüğüne uygun davranıp davranmadığı, davacının zararının miktarı, zararın davalı yanca tamamen karşılanmasının gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
Her ne kadar davalı tarafça alınan 04/10/2019 tarihli ekspertiz raporunda, zararın izolasyon eksikliğinden kaynaklandığı değerlendirilmiş ise de, bilirkişi heyetinin benimsediği gibi çatıda bariz bir hasar bulunmadığı, ekspertiz raporunun kendi içinde çeliştiği ve olay yerinde, olay tarihi itibari ile kuvvetli rüzgar, önceki üç gün içinde ise fırtına gerçekleştiğine ilişkin kayıtlar gözetdiğinde çatı ve dış cephe zararının fırtına, bina içindeki zararın aşırı yağış nedenli sel, su baskını kaynaklı olduğu kabul edilmiştir. Bilirkişi heyetinin, olaydan hemen sonra olay yerini inceleyen ekspertiz raporu ve fotoğraflar üzerinden zararı değerlendirdiği ve hesaplamanın ekspertiz raporu ile uyumlu olduğu değerlendirilerek hesaplamalara itibar edilmiş ve davacının sel-su baskını klozu kapsamındaki zararının 103.107,40 TL bina dekorasyon, 8.224,60 TL demirbaş hasarı olmak üzere toplam 111.332,00 TL olduğu değerlendirilmiştir.
Ancak fırtınanın teminat kapsamında olmadığına ve zarardan muafiyet oranlarında indirim yapılması gerektiğine ilişkin bilirkişi değerlendirmelerine itibar etmek mümkün olmamıştır.
Poliçede fırtınanın teminat altında olduğu belirtilmesine rağmen, poliçede ayrı başlık altında değerlendirilmemiştir. TTK’nun 1409. maddesinde sigortanın kapsamı sigortacının rizikonun gerçekleşmesinden doğan zarardan veya bedelden sorumlu olduğu, sözleşmede öngörülen rizikolardan herhangi birinin veya bazılarının sigorta teminatı dışında kaldığını ispat yükünün sigortacıya ait olduğu, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunun 11/4. fıkrasında “Sigorta sözleşmesinde kapsam dahiline alınmış olan riskler haricinde, kapsam dışı riskler açıkça belirtilir. Belirtilmemiş olan riskler teminat kapsamında sayılır,” düzenlemeleri karşısında fırtınanın da teminat kapsamında olduğu değerlendirilmiştir. Ancak davacı ıslah talep sonucunda fırtına nedeni ile oluştuğu kabul edilen çatı ve dış cephe zararına ilişkin talepte bulunmamıştır.
TTK’nun 1423/2 maddesinde düzenlendiği üzere, sigortacının aydınlatma yükümlülüğü bulunduğu, aydınlatma açıklaması verilmemesi ve sigorta ettirenin 14 gün içinde itiraz edilmemesi halinde sözleşmenin poliçede yazılan şartlarla yapılmış olduğunun kabulü gerekecektir.
Davacı, davalının aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirmediğini iddia etmiştir. Davacı gibi davalı yan da tacirdir ve bu yükümlülüğü yerine getirdiğini davalı ispatlamak durumundadır. Aydınlatma metni ve poliçede davacı imzası bulunmamaktadır. Olay tarihi ile poliçe tanzim tarihi arasında 14 günlük itiraz süresi de dolmamıştır. Bilirkişilerce mail yolu ile aydınlatma metninin gönderildiği kabul edilmiş ise de, davalı yanca bu yönde ispata elverişli herhangi bir delil sunulmamıştır. Bu hali ile davalının aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirmediği değerlendirilmiştir.
Sigortaya konu iş yerinin düğün salonu olması ve teminat altına alınmak istenenin niteliği, poliçe teminat bedelleri (4.315.000,00 TL) ve prim miktarı (5.889,59 TL) dikkate alındığında, davacının iddia ettiği gibi zararının tamamının karşılanması amacı ile dava konusu sigorta sözleşmesini düzenlediğinin açık olduğu, poliçede sel-su baskını klozu yönünden muafiyet oranı her kalem üzerinden %2 olmak üzere 86.300,00’şer TL olarak belirlenmesinin davacının iradesine uygun olduğundan söz edilemeyeceği, yukarıda açıklandığı üzere davacının itiraz süresi dolmadığı gibi aydınlatma metninin de davacıya verildiği ispatlanamadığından muafiyete ilişkin poliçe hükümlerinin geçersiz olduğu kanaatine varılmıştır. Bu nedenle, bilirkişi heyetinin muafiyet indirimi dikkate alınmaksızın, davalının karşılaması gereken zarar miktarının 111.332,00 TL olduğu, 2.500,00 TL ödeme düşüldüğünde davacının 108.832,00 TL talep edebileceği değerlendirilmiş, davacı da talebini 01/11/2021 tarihli dilekçesi ile bu miktar üzerinden artırmakla davacının davasının sübut bulduğu ve davanın kabulüne karar vermek gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
DAVANIN KABULÜ İLE,
108.832,00 TL’nin temerrüt tarihi 09/10/2019 tarihinden işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Alınması gereken 7.434,31 TL harçtan peşin alınan 256,17 TL ve sonradan alınan 1.603,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 5.575,14 TL harcın ve 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olunan 14.289,04 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan ve UYAP sisteminde kayıtlı toplam 3.078,75 TL yargılama gideri ile davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.859,17 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair; davalı tarafın yüzüne karşı, davacı yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.11/01/2022