Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/147 E. 2021/428 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/147 Esas – 2021/428
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/147
KARAR NO : 2021/428

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 09/03/2020
KARAR TARİHİ : 03/06/2021
K. YAZIM TARİHİ : 10/06/2021

Mahkememizde görülen İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Davacı banka tarafından dava dışı asıl borçlu … Proje Havalandırma Müh. Müş. İnş. San. Tic. Ltd. Şti. ile akdedilen genel kredi sözleşmesine istinaden borçluya kredi kullandırıldığını, davalının da müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzaladığını, dava dışı borçlu lehine tesis edilerek kullandırılan kredinin ödeme süresi içinde ödenmemesi üzerine asıl borçlu ve davalı kefile ihtarname gönderildiğini, keşide edilen ihtarnameye rağmen, borcun yine ödenmemesi üzerine … Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, davalı kefilin söz konusu icra takibine itiraz ettiğini ve bu sebeple takibin durduğunu, itirazın haksız olduğunu, arabuluculuk görüşmelerinin de sonuçsuz kaldığını belirterek davalı tarafından icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ve davalı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi ekli duruşma gün ve saatini bildirir ihtaratlı davetiye tebliğ edilmiş, taraf teşkili sağlanmış, davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; Davalı ve asıl borçlu hakkında … Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında geçici ve kesin mühlet kararı verildiğini, takip yasağı nedeniyle davalı hakkında takip yapılamayacağını ve geçerli bir takibin bulunmadığını, davanın reddi gerektiğini belirtmiştir.
ÖN İNCELEME: Mahkememizde yapılan ön inceleme duruşmasında yargı hakkı, görev ve yetki hususları, dava ve taraf ehliyetleri, dava şartları ve ilk itirazlar değerlendirilmiş, bu yönlerde bir iddia ve itirazda bulunulmadığı gibi Mahkememizin de görevli ve yetkili olduğu ve dava şartlarının tamam olduğu anlaşılmış; tarafların anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar tespit edilmiş; taraflar sulhe ve arabuluculuğa teşvik edilmiş, ön inceleme duruşmasında hazır bulunan davacı vekili sulh olmalarının mümkün olmadığını, yeniden arabuluculuğa başvurmak istemediklerini belirtmiştir.
DELİLLER: Mahkememizce genel kredi sözleşmesi, ihtarname ve tebliğ belgesi, hesap ekstresi ve ödeme planı davacı bankadan getirtilmiş, … Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası, … Ticaret Mahkemesi’nin … Esas, … Karar sayılı dosya sureti getirtilmiş, bilirkişiden rapor alınmıştır.
MAHKEMENİN GEREKÇESİ: Dava, taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesine dayalı olarak asıl borçluya kullandırılan krediden kaynaklanan alacağa istinaden yapılan ilamsız icra takibine, davalı kefilin itiraz etmesi nedeniyle İ.İ.K’nun 67. maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır. Davanın yasal bir yıllık süresi içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dava dilekçesi, taraflar arasında imzalanan sözleşme ve ekleri, icra dosyası, bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı dikkate alındığında; Davacı banka ile dava dışı asıl borçlu … Proje Havalandırma Müh. Müş. İnş. San. Tic. Ltd. Şti. arasında 03/06/2016 tarihli, 2.000.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmeyi davalının müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, bu sözleşmeye istinaden asıl borçluya ticari kredi kullandırıldığı, asıl borçlunun borcunu zamanında ödememesi üzerine asıl borçlu ve kefile hesap kat ihtarnamesinin gönderildiği, tebliğ edilen ihtarname sonrasında da borcun ödenmemesi üzerine davacı banka tarafından … Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız takibe geçildiği, ancak davalı kefilin borca ve ferilerine itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, davacı bankanın ise eldeki dava ile, borçlunun itirazının iptalini talep ettiği anlaşılmaktadır.
… Ticaret Mahkemesi’nin … Esas, … Karar sayılı dosya suretinin incelenmesinde; Davacıların … ve borçlu … Proje Havalandırma Müh. Müş. İnş. San. Tic. Ltd. Şti. olduğu, 08/10/2018 tarihli karar ile davacılar lehine geçici mühlet verildiği, 07/03/2019 tarihli karar ile de davacılar lehine kesin mühlet verildiği, yapılan yargılama sonucunda 30/01/2020 tarihli karar ile davacıların davasının reddine karar verildiği, kararın 06/02/2020 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
İİK’nun 294/1,2.maddesinde; “Mühlet içinde borçlu aleyhine 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur, ihtiyatî tedbir ve ihtiyatî haciz kararları uygulanmaz, bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşüren müddetler işlemez. / 206 ncı maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacaklar için haciz yoluyla takip yapılabilir.” hükmü öngörülmüştür.
Her ne kadar davacı vekili ödeme emrinin konkordato davasının reddinden sonra tebliğ edildiğini, bu nedenle takibin geçerli olduğunu iddia etmiş ise de; takip tarihinin harcın yatırıldığı tarih olan 04/07/2019 tarihi olduğu, ödeme emrinin tebliğ tarihinin takip tarihi olarak değerlendirilemeyeceği anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; Geçici mühlet içinde davalıya ihtarname gönderildiği, kesin mühlet içinde 04/07/2019 tarihinde davalı borçlu hakkında icra takibi yapıldığı, takibe ve davaya konu borcun geçici mühletten önce doğduğu ve konkordatoya tabi olduğu anlaşılmıştır. Mahkemece verilen geçici ve kesin mühlet kararlarında İİK’nun 294.maddelerinin uygulanacağı belirtilmiştir. İİK’nun 288/1.maddesine göre ise, geçici mühlet kesin mühletin sonuçlarını doğuracaktır. İİK’nun 294.maddesine göre kesin mühlet içinde konkordatoya tabi borç için takip yapılamayacağı, sonrasında konkordato talebinin reddedilmesinin sonucu değiştirmeyeceği, bu nedenlerle takip yasağına rağmen takip yapılmakla geçerli bir icra takibi bulunmadığı kanaatine varılmakla davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 2020/5049 Esas, 2021/204 Karar sayılı – 2020/8976 Esas, 2021/4312 Karar sayılı ilamları da aynı yöndedir.)
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
Davanın usulden REDDİNE,
Alınması gereken 59,30 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde hesap numarası bildirmiş ise iadenin elektronik ortamda hesaba aktarılmasına, hesap numarası bildirilmemiş ise masrafın avanstan karşılanmak üzere PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6102 sayılı TTK’nun 5/A-1. maddesi, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14. maddesi ile Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri gereğince hesaplanan ve Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL zorunlu arabuluculuk giderinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair; Taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/06/2021