Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/105 E. 2021/893 K. 21.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/105 Esas
KARAR NO : 2021/893

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/02/2020
KARAR TARİHİ : 21/12/2021
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 12/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile aralarındaki ticari ilişki nedeni ile fatura düzenlendiğini, faturaların davalıya tebliğ edildiğini, buna rağmen borcun ödenmediğini iddia ederek toplam fatura bedeli 20.296,00 TL’nin fatura tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile taraflar arasında cari hesap ilişkisi bulunması halinde tek faturalar üzerinden değil cari hesap dikkate alınarak ticari ilişkinin yürütülmesinin gerekeceğini, faturanın tebliğinin tek başına ticari ilişkiyi ve malın teslimi ispatlar mahiyette olmadığını, öncelikle bu hususun ispatlanmasının gerektiğini, müvekkili tarafından yapılan ödemelerin bulunduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Tarafların bildirdiği deliller toplanmış, BA ve BS formları, banka kayıtları celbedilmiş, taraflara ticari defterlerini sunmak üzere HMK’nun 220. ve devamı maddeleri uyarınca ihtarat yapılarak süre verilmiş, sunulan defterler incelenmek üzere mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Mali müşavir bilirkişi 05/03/2021 tarihli raporunda özetle, tarafların defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu ve sahibi lehine delil teşkil ettiği, dava konusu faturaların taraf defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı kayıtlarına göre 20.296,92 TL davalı borcunun bulunduğu, davalı defterlerine göre 4.180,45 TL davalı borcunun bulunduğunu, kayıtlar arasındaki farkın davacı defterlerinde davalı hesabının ayrıntılı alt hesabının bulunmaması ve davalı ödemelerinin tespit edilememesi olduğunun bildirildiği anlaşılmıştır. Davalının ödeme dekontları ibraz etmesi üzerine bilirkişiden alınan 27/07/2021 ve 01/12/2021 tarihli ek raporlarda özetle, banka kayıtları ile defterler birlikte değerlendirildiğinde 15/10/2019 tarihinden önce davalının 16.566,47 TL ödeme yaptığı 3.730,45 TL davacı alacağının kaldığı, 21/08/2020 tarihinde 20.497,00 TL ödeme yapıldığı, davacının 3.730,45 TL asıl alacağın mahsup edilmesi neticesinde davacının bakiye alacağının kalmadığını, sadece banka kayıtlarının gözetilmesi halinde davacının 15/10/2019 tarihinde 3.730,45 asıl alacağı kaldığı, davalıca bu tarihten sonra ilk ödemenin 21/08/2020 tarihinde 20.497,00 TL olarak yapıldığını, davacının asıl alacak yönünden alacağı kalmadığını, davalının sunmuş olduğu dekontun kabul edilmesi halinde 10/08/2020 tarihinde 4.596,00 TL ödeme yapıldığını bildirmiştir. Rapor oluşa ve hüküm kurmaya elverişli bulunarak hükme esas alınmıştır.
DEĞERLENDİRME:
Dava, fatura alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasında ticari ilişki bulunmadığına ve faturaya konu malı teslim almadığına ilişkin davalı savunmasına karşın, tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan incelemede her iki taraf defterinde davaya konu faturanın kayıtlı olduğu ve defterlerin alacak/borç hususunda birbirini doğruladığı, bu hali ile ticari ilişkinin ve teslimin karine olarak ispat edildiği, aksinin ispatı hususunda davalı yanca herhangi bir delil ibraz edilmediği anlaşılmıştır.
Davalı ödeme savunmasında bulunmuş, buna ilişkin dekontlar sunmuştur. Banka cevabi yazısı ile tarafların usulüne uygun defter kayıtları dikkate alındığında davalının kendi hesabından ve “… Madencilik” hesabından “….Madencilik adına DH ödemesi” açıklaması ile yapılan ödemelerde bulunduğu anlaşılmıştır. Her ne kadar davacı dava dışı şirketin ödemelerinin itfa kabul edilemeyeceğini iddia etmiş ise de dekontlardaki açıklamalarda açıkça ödemelerin davalı adına yapıldığı belirtildiğinden davalı ödemesi olarak kabul edilmiştir.
Taraflar arasında cari hesap ilişkisi bulunmaktadır. Bilirkişi tarafından her ne kadar 15/10/2019 takip tarihi olarak belirtilmiş ise de, davanın alacak davası olduğu, dava tarihi 18/02/2020 tarihi itibari ile hesaplamanın yapılması gerektiği, davalının ilk ödeme tarihi (10/08/2020 tarihli dekontun kabul edilmemesi halinde dahi banka cevabi yazısında bildirilen 21/08/2020 tarihli dekont) gözetildiğinde bu hususun esası etkilemediği ve hesaplamanın yerinde olduğu değerlendirilmiştir. Davacı, dava konusu faturaların tanziminden önce 7.616,47 TL alacaklıdır. Davalının banka dekontlarından anlaşıldığı üzere dava tarihine dek 16.566,47 TL ödeme yaptığı ve dava tarihi itibari ile 3.730,45 TL alacaklı olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle davacının bakiye talebi yönünden davanın reddi gerektiği değerlendirilmiştir.
Davacı her ne kadar bu ödemelerin önceki borçlardan mahsubu gerektiğini iddia etmiş ise de, bilirkişi tarafından hesaplamalar cari hesabın tümü, önceki faturalar ve ödemeler de değerlendirilerek hesaplandığından bu iddiaya itibar edilmemiştir. Cari hesap ilişkisinde ödemeler, borç alacak silsilesi gözetilerek cari hesaba dahil edilmektedir.
Yine, yargılama sırasında taraflar arasındaki cari ilişkinin devam ettiği, davalının ödemelerinin de davadan sonra devam ettiği, kalan 3.730,45 TL borcun da ödeme ile sona erdiği, böylelikle bu alacak yönünden davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından bu miktar yönünden davanın konusuz kalması nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir. Ancak yukarıda açıklandığı üzere davacının dava tarihi itibari ile alacaklı olması nedeni ile konusuz kalan davaya ilişkin olarak yargılama giderlerinin davalıya yüklenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
Açıklanan gerekçelerle davanın 16.656,55 TL yönünden reddine (her ne kadar hükümde maddi hata sonucu bu miktar yazılmış ise de, bilirkişi raporunda belirtilen miktarın 16.566,55 TL olduğu gerekçeli kararın yazımı sırasında fark edilmiş, kısa kararla gerekçeli karar arasında çelişki olmaması için düzeltme yapılmamıştır), 3.730,45 TL yönünden ödeme nedeni ile konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
Davanın 16.656,55 TL yönünden reddine, 3.730,45 TL yönünden ödeme nedeni ile konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 346,61 TL’nin mahsubu ile bakiye 287,31 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin kabul red oranına göre belirlenen 241,54 TL’sinin davalıdan, bakiye kısmının davacıdan alınarak
Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca konusuz kalan miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olunan 3.730,45 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olunan 5.100,00 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan ve UYAP sisteminde kayıtlı toplam 1.214,25 TL yargılama giderinin kabul oranına göre hesaplanan 223,18 TL yargılama gideri ile davacı tarafça peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Kararla kesinleştiğinde ticari defterlerin iadesine,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/12/2021

Katip … Hakim …
¸[e-imza] ¸[e-imza]