Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/1 E. 2021/86 K. 09.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/1 Esas
KARAR NO : 2021/86

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 02/01/2020
KARAR TARİHİ : 09/02/2021
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 01/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 17/04/2014 tarihli işyeri hekimliği hizmeti verilmesine ilişkin sözleşme imzalandığını, buna ilişkin düzenlenen faturalar nedeni ile davalının kısmen ödeme yaptığını ve bakiye kısım için borçlu olduğunu, buna rağmen borçların ödenmemesi üzerine Ankara … İcra Dairesi’nin … esas ayılı dosyasi ile icra takibi başlatıldığını, davalının haksız olarak itiraz ettiğini iddia ederek itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın öncelikle usulden reddinin gerekeceğini, sözleşmenin 1 yıllık olduğunu ve faturaların sözleşmenin bittiği tarihten sonraki dönemlere ilişkin düzenlendiğini, davacının iddia ettiği hizmeti verdiğini ispat etmesinin gerektiğini, faturaların usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, takip tarihinden önce müvekkilinin temerrüte düşürülmediğini, bu nedenle itirazın haklı olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Tarafların bildirdiği deliller toplanmış, Ankara … İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyası, BA-BS formları dosya arasına alınmış, taraflara ticari defterlerini sunmak üzere HMK’nun 220. maddesi uyarınca ihtarat yapılarak süre verilmiş, ibraz edilen ait defterler sunularak incelenmek üzere mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Mali müşavir bilirkişi 25/11/2020 tarihli raporunda özetle, davacı defterlerinin kapanış kaydı olmadığından usulüne uygun olmadığını, davacının 13 adet faturaya dayalı olarak 9.592,02 TL asıl alacak ve 655,30 TL işlemiş faiz üzerinden takip başlattığını ancak bu faturalardan 9.346,14 TL bedelli 9 adetinin defterde kayıtlı olduğunu, davacı defterlerinin bu yönü ile kendi iddiaları ile uyuşmadığını, bu 9 adet faturaya ilişkin davacı defterlerinde tahsilat kaydı bulunduğunu, davalı defterlerinin usulüne uygun düzenlendiğini ve davacıya ait 22 adet faturanın kayıtlı olduğunu, ancak davacının talep ettikleri arasında bulunan 1.155,60 TL bedelli 2 adet faturanın kayıtlı olmadığını, takip tarihinde defter kayıtlarına göre 3.575,22 TL borçlu olduğunun kayıtlı olduğunu, ancak bunun da takipten sonra kısmi itirazdan önce ödendiğini, taraf defterlerinin davacı iddialarını doğrulamadığını, davacının takipte itiraz edilen kısma ilişkin defterlerinde bu miktarda alacak bulunmadığını bildirmiştir. Rapor hüküm kurmaya elverişli bulunarak hükme esas alınmıştır.
DEĞERLENDİRME:
Dava, fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasında 17/04/2014 tarihli sözleşme bulunduğu ve taraf defterlerinde 2018’e kadar devam eden ticari ilişkiye ilişkin kayıt bulunduğu, davacı defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı, dava konusu faturalardan iki adetinin davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı, bu faturalarda imza bulunmadığı gibi davalıya tebliğine il-işkin delil de sunulmadığı, bu hali ile bu faturalar yönünden davacı iddiasının ispatlanamadığı, yine davacı her ne kadar 13 adet faturayı icra takibine konu etmiş ise de bu faturalardan yalnız 9 adetinin kendi defterlerinde kayıtlı olduğu, bu hali ile defterinde kayıtlı olamayan faturalar yönünden de talebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Davalı defterlerinde kayıtlı faturalar bakımından ise, davalı defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, defter kayıtlarına göre takip tarihi itibari ile borçlu olduğu 3.575,22 TL’nin takiple birlikte ödenip itiraza uğramadığı, bakiye kısım yönünden ise davacı defterlerinde de ödeme kaydı bulunması karşısında davalının savunmasına itibar etmek gerekmiş ve davacının iddiasının bu yönde de sübut bulmadığı, böylelikle davanın reddi gerektiği kanaatine varılmıştır. Davalının takip tarihi itibari ile itiraza uğramayan kısmi borcunun bulunduğu ve diğer ödemelerin hangi tarihte yapıldığının taraf defterlerinden anlaşılamaması karşısında davacının kötü niyetli olduğuna ilişkin delil bulunmadığından davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Açıklanan gerekçelerle, davalının icra takibine kısmi itirazının haklı olduğu ve davacının davasının reddinin gerektiği anlaşılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
DAVANIN REDDİNE,
Davacı aleyhine kötü niyet tazminatının hükmedilmesine yer olmadığına,
Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 58,44 TL harcın mahsubu ile bakiye 0,86 TL harcın ve 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olunan 4.080,00 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırına iadesine,
Karar kesinleştiğinde icra dosyasının iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.09/02/2021

Katip … Hakim …
¸[e-imza] ¸[e-imza]