Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/762 E. 2022/628 K. 18.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/762 Esas – 2022/628
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/762
KARAR NO : 2022/628
DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak)
DAVA TARİHİ : 30/12/2019
KARAR TARİHİ : 18/07/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 18/07/2022
Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı …, davalı … Bankası A.Ş.’nin İzmir Caddesi Şubesi ve Ankara Şubesi’nden muhtelif tarihlerde ticari krediler kullandığını, kredileri veren davalı banka, bu kredilerden her seferinde “Kredi Tahsis ve Değerlendirme Ücreti” ve “BSMV” adı altında toplam 9.965,50.-TL bedel kesintisi yaptığını, ancak yapılan kesintiye ait harcamalarını belgelerini davacıya vermediği gibi alınmış bedellerin müzakeresini de yapmadığını, Kredileri veren banka, akdedilen sözleşmeleri sözleşme hürriyeti ilkesine aykırı olarak tek taraflı bir biçimde davacıya dikte ettiğini, 6502 sayılı TKH Kanun’un hükümlerine ve yerleşik içtihatlara aykırılık teşkil eden bu banka kesintilerinin iadesinin yapılması için işbu davanın açılması zarureti hasıl olduğunu, bu nedenlerle fazlaya ve sair konulara dair dava ve talep haklarımız saklı kalmak kaydıyla, davalı tarafından davacıya kullandırılan kredilerden dolayı farklı tarihlerde davacının hesaplarından Kredi Tahsis ve Değerlendirme Ücreti, Komisyon, Masraf ve BSMV adı altında kesilen toplam 9.965,50.-TL’nin bankalarca mevduata uygulanan en yüksek mevduat faiziyle birlikte davacıya verilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili Banka’nın davacıdan almış olduğu ücretler Türk Ticaret Kanunu hükümlerine, Bankacılık Kanunu hükümlerine ve davacı ile imzalanan sözleşme hükümlerine uygun olduğu için davacının müvekkili banka aleyhine açmış olduğu işbu dava tamamen haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olup reddi gerektiğini, öncelikle davacının işbu dava ile talep etmekte olduğu tutarların bir kısmı tahsil tarihi itibariyle zamanaşımına uğradığını, davacının talebinin, genel kredi sözleşmesine dayalı olarak yapılan kesintilerin iadesine yönelik olduğu; bu bedellerin ve kesilme nedenlerinin dekontlarla sabit olduğu; hayatın olağan akışı gereği davacının ödediği tutarı ve ödeme nedenini bilmemesinin mümkün olmadığı açık olduğunu, bu halde, dava konusu tutarın tamamının davacı tarafça bilinir durumda olduğunun kabulü gerektiğini, Davacının hangi kalemlerin iadesinin istendiğinin açık ve sarih bir şekilde sayılmaması, davacının davasını açarken, nasılsa iade edilecek bir kısım ücret kalemi bulunur mantığıyla, hareket etmesi dürüstlük kuralına aykırı davrandığını gösterir nitelikte olduğunu, bu nedenle de işbu dava hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, bu nedenlerle haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak açılmış olan davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
-Arabuluculuk son tutanağı,
-Davalı Banka kayıtları, hesap ekstreleri, Genel Kredi ve Teminat Sözleşme suretleri,
-Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına yazılan müzekkere cevabı,
-26/04/2021, 09/02/2022 tarihli ön, 09/05/2022 günlü nihai bilirkişi raporu,
MAHKEMENİN GEREKÇESİ:
Dava; davalı bankadan ticari nitelikte kredi kullanımı sırasında tahsil edilen masraf ve komisyonların iadesine ilişkindir.
6102 sayılı TTK.20. maddesi tacirlerin ticari işletmesiyle ilgili bir iş görmüş olan gördükleri iş veya hizmet karşılığında münasip bir ücret isteyebileceğini kabul etmektedir.
Bankaların kredi işlemlerinde faiz dışında başka menfaatler elde edebileceği ve masraf tahsilatı yapabileceği, belirlediği menfaat ve masrafların nitelikleri ve sınırlarını T.C.Merkez Bankasına bildirmek kaydıyla serbestçe belirleyebileceği anlaşılmaktadır.
Emsal Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 08.12.2014 tarih, 2014/17411 Esas, 2014/19233 sayılı kararında özetle; Davalı bankanın müşterilerine sunduğu bankacılık hizmetleri sebebiyle hizmet bedeli, komisyon, masraf gibi adlar altında münasip bir ücret tahsil etmesine yasal bir engel bulunmadığı, bu ücret ve komisyonların hangi oranlarda ve hangi miktarlarda tahsil edileceğinin somut olayda belirlenmesi gerektiği belirlenmektedir. Bu kapsamda davalı Bankaca krediler sebebi ile müşterilerden sağlanacak menfaatlere ve tahsil olunacak masraflara ilişkin T.C. Merkez Bankasına yapılan bildirimin incelemeye esas alınması gerekir.
Dosya kapsamına ve bankacılık mevzuatı ve tekniğine göre yapılan inceleme sonucu düzenlenen 26/04/2021, 09/02/2022 tarihli ön, 09/05/2022 günlü nihai bilirkişi raporuna göre; “… davacı müşteriye tahsis edilen kredi limitine ve her yıl için %2 oranına göre davalı bankanın müşteriden tahsil ettiği toplam komisyon tutarı olan 8.650,00-TL’sı (BSMV hariçtir) davalı bankanın mevzuata göre tahsil edebileceği tutardan daha az olduğundan, davacının iadesini talep edebileceği bir tutar bulunmadığı sonucuna varıldığı …” bildirilmiştir.
Rapor gerekçeli ve denetime elverişlidir.
Toplanan delillere göre;Dava; davalı bankadan ticari nitelikte kredi kullanımı sırasında tahsil edilen masraf ve komisyonların iadesine ilişkindir. Bankaların ticari kredi müşterilerine, tahsis ettiği kredi limiti ve bankacılık hizmetleri karşılığında ücret talep edebileceği, tahsil edilebilecek ücretlerinin hukuki Dayanağı (sözleşme ve mevzuat) ve ücretlerin miktarının belirlenmesinin usul ve esasları ayrıntılı olarak bilirkişi raporlarında açıklandığı, bu anlamda müşterilerden tahsil edilebilecek ücretlerin oran ve miktarlarının taraflar arasındaki sözleşmede belirlenmeyip sözleşmede bankaya ücreti belirlemede tek taraflı takdir yetki verilmesi halinde bu yetkinin dürüstlük kurallarına göre kullanılması, tahsil edilecek ücretin fahiş olmaması, emsal bankaların uyguladığı oranlara ve Merkez Bankasına bildirilen masraf komisyon listesindeki sınırlamalara uygun olması gerekir.
Mahkememizce T.C.Merkez Bankasına yazılan müzekkereye verilen 18.08.2018 tarihli cevapta 2020/4 sayıl Tebliğin yürürlüğe girmesinden önceki dönemde, 2006/1 Sayılı Tebliğin 471 fıkrasındaki hüküm gereği banka müşterilerinden tahsil edilebilecek masraf ve komisyonların serbestçe belirlenebileceği, cevap ekinde sunulan tabloda “ticari kredi tahsis komisyonun %2 olduğu, davalı Bankaca sunulan CD içeriğinde de kredi tahsis komisyonun %2 nispetinde olduğu, davacı müşterinin de dava konusu talebinde de 2007 ile 2015 yılları arasında tahsil edilen komisyonların iadesini talep ettiği, tespitine ulaşılmış olup rapordaki hesaplamada da kredi tahsis ücret/komisyonu oranı %2 / yıl olarak uygulanmasının mevzuat ve emsal banka uygulamaları ile Merkez Bankası bildirimlerine uygun olduğu sonucuna varılmıştır. Davacı Müşteriye talebinin konu dönem için 2007 ve 2012 tarihli sözleşme ile 150.000, 00 TL limitle kredi tahsis edilmiş olduğu dikkate alındığında 2007 ile 2015 yılları arasındaki 9 yıl için %2 oranına göre bankanın talep edebileceği toplam komisyon/ücretin :150.000,00x%2×4 =18.000,00 TL olabileceği, (sadece 2012 ile 2015 yılları için olsa bile 12.000,00 TL komisyon tahsil edilebilecektir.) Davalı Bankaca bu 9 yıllık dönem için tahsil edilen komisyonlar ise toplam 8.650,00 TL’sıdır. Davalı banka tarafından davacı müşteriye tahsis edilen kredi limitine ve her yıl için %2 oranına göre davalı bankanın müşteriden tahsil ettiği toplam komisyon tutarı olan 8.650,00-TL’sı (BSMV hariçtir) davalı bankanın mevzuata göre tahsil edebileceği tutardan daha az olduğundan, davacının iadesini talep edebileceği bir tutar bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
Davanın Reddine,
Harçlar Kanununa göre alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 170,19 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 89,49 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafın yapmış olduğu yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Davalı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-14. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
HMK 333. Maddesi uyarınca Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,

Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekili yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.18.07.2022