Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/737 E. 2022/461 K. 07.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/737 Esas
KARAR NO : 2022/461

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/10/2017
KARAR TARİHİ : 07/06/2022
GEREKÇELİ KARAR TARİH: 15/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; müvekkili firmanın endüstriyel fan ve filtrasyon sistemleri yaptığını, kamuda ve özel sektörlerde projeye özel havalandırma sistemleri kuran Türkiye ve Dünya’da bir çok proje tamamlayan firma olduğunu, davalının 12/07/2006 tarihinde davacı şirket bünyesinde proje ve maliyetleme şefi olarak işe başladığını, davalının Teknik Hizmetler müdür yardımcılığına kadar yükseldiğini, hem teknik ve ticari sırları öğrendiğini, 2016 yılında … Metalurji San. Ve Tic. Ltd. Şti. Firması tarafından müvekkili şirketten Torbalı filtre ve kıvılcım tutucu teklifi istendiğini, davalı tarafından işin takibe alındığını, teklifin müşteriye gönderildiğini, karşılıklı yazışmaların yapıldığını, bu süreçte davalının 31/12/2016 yılında şirketten ayrıldığını, ayrılmasının ardından söz konusu firmayla işe başladığını, çalışma yasağı maddelerinin davalı yanca ihlal edildiğini iddia ederek ticari sır saklama yükümlülüğü ihlaline ilişkin ve müvekkili davacı şirketin kar mahrumiyetine ilişkin her türlü dava ve talep haklarının saklı tutularak haksız rekabet şartı ihlal edildiği için 25.000,00 Amerikan doları (91.497,50 TL) ve sektörde çalışma yasağı ihlal edildiği için 134.001,72 TL olmak üzere toplam 225.499,22 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili dava dilekçesinde özet olarak; müvekkilinin, davacı şirket tarafından haklı bir sebep bildirilmeden işten çıkarıldıktan sonra yaklaşık 6 ay iş aradığını, çok ciddi geçim sıkıntısı çektiğini, 01/06/2017 tarihinde Sistemtek firmasında işe başladığını, davalının kabulle imzaldığı geçerli tek sözleşmede rekabet yasağı ve sektörde çalışma yasağı cezai şart öngörülmediği, davacının dayandığı sözleşmelerin resmi belgelerle çeliştiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, iş sözleşmesinin sona ermesinden sonraki dönemde rekabet yasağına aykırı davranıldığından bahisle tazminat ve cezai şart istemine ilişkindir.
Ankara … İş Mahkemesi’nin ….karar sayılı görevsizlik kararı ile dosya Mahkememiz esasına kaydedilmiştir.
Davalının 12/07/2006 tarihinde davacı bünyesinde çalışmaya başladığı, 2016 yılında Teknik Hizmetler Müdür Yardımcısı olduğu, 31/10/2016 tarihinde işten ayrıldığı ve 01/06/2017 tarihinde davacı ile benzer alanlarda ve Sincan/Ankara bölgesinde faaliyet gösteren dava dışı …Tek Elk. İnş. Proje Pet. Gıd. İth. İhr. Tic. San. Ltd. Şti’de işe başladığı anlaşılmaktadır.
Öncelikle, her ne kadar iş sözleşmesi 818 sayılı yasa döneminde imzalanmış ise de, uyuşmazlığa işten ayrılış tarihi itibari ile yürürlükte olan 6098 sayılı TBK hükümlerinin uygulanması gerekmektedir (Yargıtay 11. HD 2018/1016 esas 2019/6713 karar).
Davalı kendisine birden fazla sözleşme imzalatıldığını, ancak bunlardan yalnız rekabet yasağı hükümleri bulunmayan ilkinin geçerli olduğunu, diğerlerinin hile ile imzalanması nedeni ile geçersiz olduğunu savunmuştur. İmza inkarı bulunmamaktadır. Hileye ilişkin davalı tanıklarının beyanlarının ispata elverişli olmadığı, bu yönde beyanda bulunan tanığın insan kaynakları bölümünde çalıştığına ilişkin beyanı ile davalının kadrosu gözetildiğinde sözleşme hükümlerinden haberdar olunmadığına dair savunmanın hayatın olağan akışına uygun olmadığı, bu nedenle iş sözleşmelerinin geçerli olduğu kanaatine varılmıştır.
Davalının işten çıkış bildirgesinde işten çıkış nedeni 04 kod (belirsiz süreli iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı sebep bildirilmeden feshi) olarak belirtildiği, davacı tarafça haklı feshe ilişkin iddia ve delil sunulmadığı anlaşılmıştır. 6098 sayılı TBK’nun 447 maddesi uyarınca, iş sözleşmesi haklı neden olmadan işveren tarafından feshedilirse rekabet yasağı da sona erecektir. Bu nedenle rekabet yasağına aykırılık iddiasının yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Aksinin kabulü halinde dahi, sözleşmenin rekabete ilişkin düzenlemesinde işveren aleyhine hüküm bulunmadığı, bölge sınırlaması bulunmadığı, 3 yıllık sürenin hakkaniyete aykırı olduğu (Yargıtay 11. HD 2019/2294 esas 2020/40 karar) ve davalının mühendis olduğu gözetildiğinde bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, sektörde çalışma yasağının katı yorumlanmasının davalının ekonomik geleceğinin mahvına sebep olabileceği ve yalnız başka bir işyerinde çalışmaya başlamasının rekabet yasağına aykırılık oluşturmayacağı (Ankara BAM 20. HD 2019/1600 esas 2021/1002 karar), bu nedenle kıdem tazminatının üç katı miktarındaki tazminat talebinin yerinde olmadığı, yine her ne kadar davalının davacıya ait projelere ulaşabileceğinden ticari sır saklama yükümlülüğüne aykırı davrandığını iddia etmiş ise de, tek başına projelere ulaşabilmesinin ticari sır saklama yükümlülüğüne aykırılık oluşturmayacağı (Yargıtay 11. HD 2015/15290 esas 2017/2808 karar), dava dışı … şirketine gönderilen projelere rağmen şirketin davacı ile ilişkisini keserek davalının yeni şirketine iş yaptırdığına ilişkin iddiasının ise, dava dışı şirketin başkaca bir firmaya iş yaptırıldığına ilişkin cevabi yazısı gözetildiğinde ispatlanamadığı değerlendirilmiştir. Bilirkişi heyeti de gönderilen projelerin imalata yeterli olmayacağını bildirmiştir. Bu hali ile davacının cezai şart talebi de yerinde görülmemiştir. Her ne kadar davacı, dava dışı şirkette keşif yapılarak kendi projelerinin kullanılıp kullanılmadığının araştırılması gerektiğini iddia etmiş ise de, dava dışı şirketin vermiş olduğu cevabın gerçeğe uygun olmadığı yönünde dosya kapsamında bir delil bulunmadığı gibi projenin davalının danışmanlığı ile ya da yeni işyeri tarafından yapıldığına dair dosya kapsamında ispata elverişli bir delil de bulunmadığı gözetildiğinde keşif hususunun dosyaya yenilik katmayacağı değerlendirilmiştir. Bu nedenlerle de davacının rekabet yükümlülüğüne aykırılık ve sektörde çalışma yasağına aykırılık nedeni ile zarara uğradığına ilişkin iddialarının sübut bulmadığı değerlendirilmiştir.
Açıklanan gerekçelerle davanın reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
DAVANIN REDDİNE,
Alınması gereken 80,70 TL harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, fazla alınan 3.770,27 TL’nin karar kesinleştiğinde davacı yana iadesine,
Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olunan 24.234,95TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırına iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.07/06/2022

Katip …
¸¸

Hakim …
¸¸