Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/73 E. 2021/284 K. 06.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/73 Esas
KARAR NO : 2021/284

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

DAVA TARİHİ : 12/05/2014
KARAR TARİHİ : 06/04/2021
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 27/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 10/11/2003 tarihinde davalı …’nin sürücü, davalı şirketin işleten olduğu araç ile davacıların murisi …’ın sürücüsü olduğu otobüsün karıştığı kaza nedeni ile murisin vefat ettiğini ve müvekkillerinin destekten yoksun kaldığını, davalı sigortanın hem karşı yanın hem murisin aracının sigortacısı olduğunu, davalı yanın olayda tam kusurlu olduğunu iddia ederek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik murisin eşi … lehine 8.000,00 TL, murisin çocuğu … lehine 2.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı sigortadan temerrüt tarihinden, diğer davalılardan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline ve murisin eşi … lehine 30.00,00 TL, çocukları …, … ve … lehine 25.000,00’er TL, murisin kardeşi … lehine 20.000,00 TL manevi tazminatın sigorta dışındaki davalılardan olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … şirket temsilcisi cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazında bulunduğunu, aracın kaza tarihinden önce … Noterliği’nin 14/10/2003 tarih … yevmiye numaralı satış sözleşmesi ile diğer davalı …’ye satıldığını, kazanın oluşumunda davacıların murisinin tam kusurlu olduğunu bu nedenle destek tazminatı talep edemeyeceklerini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle, yetki ve zamanaşımı itirazında bulunduğunu, kazanın oluşumunda müvekkilinin kusursuz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı itirazında bulunduğunu, sigorta şirketi olarak sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusur oranı ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, murisin tam kusurlu olması nedeni ile taleplerin teminat kapsamında olmadığını, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte kusur raporu ve aktüer raporun uzman bilirkişilerden alınması gerektiğini, murisin gerçek gelirinin belirlenmesi gerektiğini, kaza tarihinden faiz istenilmesinin yasaya uygun olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Anayasa Mahkemesi’nin 09/10/2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 17/07/2020 tarih 2019/40 esas 2020/40 karar sayılı ilamı ile 2918 sayılı Yasanın 90/1. cümlesindeki “…ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlara…” ve ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlara…” ile 92. maddesinin (i) fıkrasının Anayasaya aykırı olduğunu ve iptaline oy çokluğuyla karar verilmiştir.
Anayasanın 153. maddesinde, iptal kararlarının geriye yürümeyeceği düzenlenmiştir. İptal öncesi normlara dayalı kazanılan hukuki statülerin korunmasının, kamu düzeni ve hukuki güvenlik kaygıları içerdiği gibi Anayasaya aykırılığının yargısal denetim sonucu tespit edilmiş bir yasaya dayanılarak yapılan işlemlerin geçerli sayılması halinde telafisi güç zararlar da ortaya çıkabilecektir. Bu durumda bazı kararların, özellikle bireylerin temel hak ve özgürlüklerini etkileyen yasalara ilişkin iptal kararları geriye yürüyeceğini kabul etmek gerekir. Ayrıca, somut norm denetimi amacıyla başvurulan ve dosyaya uygulanması gereken iptal kararının benzer mahiyetteki derdest uyuşmazlıklara sirayet etmeyeceğini savunmak hakkaniyet ilkesine de aykırı olacaktır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu da 13.07.2011 tarih 2011/4-421 Esas 2011/524 Karar sayılı ilamı). Bu durumda yeni genel şartlar ile ekindeki formüllere göre yapılan tazminat hesabının yasal dayanağı kalmadığından yeni bir yasal değişiklik yapılıncaya kadar Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatları dikkate alınarak yargılama yapılması gerekecektir. Ancak Yargıtay içtihatları ile belirlenen hesaplama yöntemleri emredici mahiyette olmadığından yargılama esnasında tarafların itiraz ve tutumlarına göre değerlendirme yapılması gerekecektir. Aksi durumda kesinleşmeyen tüm dosyaların yeniden ele alınması gerekecek, bu da usul ekonomisi ve adil ve hızlı yargılanma ilkelerine aykırı sonuçlar doğuracaktır. Davacının talep etmemesi nedeni ile mevcut deliller doğrultusunda ve daha önce belirlenen hesaplama yöntemleri üzerinden yargılamaya devam edilmiştir.
Davalı … şirketi nezdinde düzenlenen sigorta poliçesi ve hasar dosyası dosya arasına alınmıştır.
… Ağır Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası dosyamız arasına alınmıştır. Davalı …’nin beraatına karar verilmiş, karar Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiştir.
Tarafların ekonomik ve sosyal durumunun araştırılmasına ilişkin kolluk tutanağı, davacılara kaza nedeni ile ödeme yapılmasına ilişkin SGK yazı cevabı, mirasçılık belgesi dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizce 12/05/2014 tarihli karar ile, murisin kazada tam kusurlu olması nedeni ile ceza zamanaşımından söz edilemeyeceğinden sigorta aleyhine açılan davanın zamanaşımı nedeni ile, yine murisin tam kusurlu olması nedeni ile diğer davalılar aleyhine açılan davanın davalı … şirketinin husumet itirazı incelenmeksizin esastan reddine karar verilmiştir. Yargıtay 17. HD 2015/9226 esas 2018/8291 karar sayılı ilamı ile, davalı … aleyhine açılan davada zamanaşımı süresinin dolmadığını, davalı … aleyhine açılan manevi tazminatta nisbi vekalet ücretine hükmedilmesinin yerinde olmadığı ve davalı … şirketi aleyhine hem maddi hem manevi tazminat davası açılmış olduğuna göre vekalet ücretinin buna göre belirlenmesi gerektiğinden bahisle karar bozularak Mahkememize gönderilmiş, Mahkememizce bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizin davaya bakmaya yetkili ve görevli olduğu, bir kısım davalıların zaman aşımı savunmasının yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Davacı … yargılama sırasında vefat etmiş, davacı vekili tarafından veraset ilamı ile mirasçılara ait vekaletnameler ibraz edilmiştir.
Kusur oranının tespiti için rapor tanzimi talep edilmiş, Ankara Adli Tıp Kurumu’nun 18/11/2019 tarihli raporunda, tarafların kusurları ile kusur oranları değerlendirilmiş, davacıların murisinin tam kusurlu olduğuna ilişkin kanaat bildirildiği, kesinleşen ceza dosyası da gözetilerek raporun oluşa uygun ve hüküm kurmaya elverişli olduğu değerlendirilerek mahkememizce itibar edilmiş, murisin tam kusurlu olduğu değerlendirilmiştir.
Aktüerya bilirkişisi 25/02/2020 tarihli raporunda davacıların maddi zararını hesaplayarak, davacı …’nin 90.769,63 TL, davacı …’ın 9.086,79 TL talep edebileceği bildirilmiştir. Rapor oluşa ve dosya kapsamına uygun bulunarak hükme esas alınmıştır.
Toplanan delillere göre 10/11/2003 tarihli trafik kazasında davacıların murisinin vefat ettiği, mirasçıların eldeki davayı açtığı anlaşılmıştır. Davalı … şirketinin kazadan önce davalı …’nin kullandığı aracı Noter aracılığı ile sattığı, vergi dairesinden ilişiğini kestiği, aksine bir iddia ya da delil bulunmadığı da gözetildiğinde bu davalı yönünden açılan maddi ve manevi tazminat davasının husumet nedeni ile reddine karar verilmesi gerektiği değerlendirilmiştir. Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi tarafından tarafların kusurlu hareketlerinin ve kusur oranlarının belirlendiği, mahkememizce de belirlenen kusur oranlarının oluşa uygun olduğunun değerlendirildiği, kesinleşen ceza dosyası da gözetildiğinde murisin kazanın oluşumunda tam kusurlu olduğu kabul edildiğinden davalı … aleyhine açılan maddi ve manevi tazminat davasının reddine karar vermek gerekmiştir. Davalı … aleyhine açılan maddi tazminat davasına ilişkin olarak ise, davacıların talep edebilecekleri destekten yoksun kalma tazminatının belirlenmesi için aktüer bilirkişiden rapor alındığı, bilirkişi raporuna itibar edilmesi gerektiği değerlendirilmiştir. Davacılar vekili davalı sigortanın murisin kullandığı otobüsün ZMMS’si poliçe limitleri dahilinde bedel arttırımı yaptığı anlaşılmış ve aktüer rapor da gözetilerek sigorta aleyhine açılan maddi tazminata ilişkin davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir. Açıklanan gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE,
1-Davalı … şirketi yönünden davanın husumet nedeni ile reddine,
2-Davalı … yönünden esastan reddine,
3-Davalı … şirketi yönünden davanın kabulü ile, davacı … yararına 27.270,00 TL, davacı … yararına 2.730,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının (ZMMS poliçe limitleri ile sınırlı olmak kaydıyla) dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacılara verilmesine,
Maddi tazminata ilişkin alınması gereken 2.049,30 TL karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin yatırılan 401,80 TL ile sonradan yatırılan 343,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.304,50 TL harcın davalı … şirketinden alınarak Hazineye irat KAYDINA,
Manevi tazminata ilişkin alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
Maddi tazminata ilişkin davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davacı … yararına 4.080,00 TL, davacı … yararına 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalı sigortadan alınarak davacılara VERİLMESİNE,
Maddi tazminata ilişkin davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden (ıslahın bu davalı yönünden yapılmadığı da gözetilerek) karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
Maddi tazminata ilişkin davalı … şirketi kendini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden hesaplanan karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
Manevi tazminata ilişkin davalı … taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
Manevi tazminata ilişkin davalı … şirketi kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
Davacı tarafça iş bu yargılama sırasında UYAP sisteminde kayıtlı bozmadan önce yapılan 394 TL ile bozma ilamı sonrası yapılan 1.290,60 TL ile 318,00 TL ATK masrafı olmak üzere toplam 2.002,60 TL yargılama giderinin kabul red oranına göre belirlenen 387,60 TL’si ile davacı tarafça yatırılan 744,80 TL harcın davalı sigortadan alınarak davacılara VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde istek halinde iadesine,
Karar kesinleştiğinde ceza dosyasının mahal mahkemesine iaedesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine başvurmak suretiyle temyiz kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.06/04/2021

Katip … Hakim …
¸[e-imza] ¸[e-imza]